I Göteborg skriver du inte poesi, du skriver räkningar.
(Göteborg’da insan şiir yazmaz, fatura yazar.)
İsveç atasözü
İskandinavya’nın güzel ülkesi İsveç Krallığı (İsv. Konungariket Sverige), İsveççe’de “region” denilen 10 idarî bölge, İsveççe’de “län” denilen 21 il, İsveççe’de “kommun” denilen 290 ilçe ve İsveççe’de “by” denilen 1979 köyden müteşekkil bir ülkedir.
Ülke toplam – inanması güç ama – 220 bin adaya sahiptir. Dörtte üçü ormanlarla kaplı olan ülkede ayrıca 100 bin göl vardır. İsveç’in iki ayrı denize (Kuzey Denizi ve Baltık Denizi) kıyısı bulunuyor.
İsveç’in 21 ili şunlardır: Skanya (İsv. Skåne län; merkezi Malmö), Hallanda (İsv. Hallands län; merkezi Halmstad), Batı Götlanda (İsv. Västra Götalands län; merkezi Göteborg), Jönköping (İsv. Jönköpings län; merkezi Jönköping), Kronoberg (İsv. Kronobergs län; merkezi Växjö), Blekinge (İsv. Blekinge län; merkezi Karlskrona), Kalmar (İsv. Kalmar län; merkezi Kalmar), Gotlanda (İsv. Gotlands län; merkezi Visby), Doğu Götlanda (İsv. Östergötlands län; merkezi Linköping), Güney Manlanda (İsv. Södermanlands län; merkezi Nyköping), Stockholm (İsv. Stockholms län; merkezi başkent Stockholm), Uppsala (İsv. Uppsala län; merkezi Uppsala), Batı Manlanda (İsv. Västmanlands län; merkezi Västerås), Örebro (İsv. Örebro län; merkezi Örebro), Värmlanda (İsv. Värmlands län; merkezi Karlstad), Dalarna (İsv. Dalarnas län; merkezi Falun), Gävleborg (İsv. Gävleborgs län; merkezi Gävle), Batı Norrlanda (İsv. Västernorrlands län; merkezi Härnösand), Jämtlanda (İsv. Jämtlands län; merkezi Östersund), Batı Botiya (İsv. Västerbottens län; merkezi Umeå) ve Kuzey Botiya (İsv. Norrbottens län; merkezi Luleå).
(NOT – 1: İsveç’in en kuzeyindeki üç il olan Kuzey Botiya, Batı Botiya ve Jämtlanda, kadim Laponya topraklarıdır. Laponlar, “devletsiz bir kavim”dir; tıpkı Frizler, Katalonlar, Kürtler, Beluclar ve Rohingyalar gibi devletsiz bir ulusturlar. İskandinavya bölgesinin en kuzeyinde bulunan Laponya ülkesi, Norveç, İsveç, Finlandiya ve Rusya arasında dört parçaya bölünmüş bir coğrafyadır. Laponya’da yaşayan Laponlar, Samî ırkındandırlar ve tüm Avrupa kıt’âsının ilk yerlileri olarak kabul edilirler. Asıl anayurtları Avrupa’nın tam ortası olan Laponlar, doğudan ve güneyden gelen kavimlerce sürekli göç ettirilerek Avrupa’nın en kuzeyine, kıt’ânın bittiği yere kadar sürüklenmiş ilginç bir halktır. Laponlar, tarihin hiçbir döneminde kendilerine ait bir devlet kuramamışlardır. Laponlar’ın günümüzdeki sayıları 60 bin kadardır ve % 70’i Samî dili olan Laponca’yı konuşur. Topraklarında 700 bin dolayında ren geyiği yaşayan Laponlar’ın temel uğraşı ren geyiği yetiştiriciliğidir… NOT – 2: İsveç’in 21 ilinden 20’si bildiğimiz normal iller iken, Gotlanda ili bir adadır. Baltık Denizi üzerinde yer alan bir adadır…)
Batı Götlanda (İsv. Västra Götalands län) ilinin merkezi olan 572 bin 779 nüfûslu Göteborg, ülkenin 2. büyük şehridir. Başkentten sonraki en büyük yerleşim birimidir. İsveç’in en büyük 10 şehri şunlardır:
1. Stockholm → nüfûs 939 bin 238
2. Göteborg → nüfûs 572 bin 779
3. Malmö → nüfûs 301 bin 706
4. Uppsala → nüfûs 149 bin 245
5. Västerås → nüfûs 117 bin 746
6. Örebro → nüfûs 115 bin 765
7. Linköping → nüfûs 106 bin 502
8. Helsingborg → nüfûs 104 bin 250
9. Jönköping → nüfûs 93 bin 797
10. Norrköping → nüfûs 93 bin 765
(NOT – 1: Koyu puntoyla yazdığım şehirler, bu gezimizde siz sevgili okurlarla birlikte gezdiğimiz ve anlattığımız şehirlerdir… NOT – 2: İsveç’in 1 milyon nüfûs barajını aşan hiçbir şehri yoktur, sadece başkent Stockholm 1 milyon nüfûsuna oldukça yaklaşmıştır. İsveç’in yarım milyon nüfûs barajını aşan sadece 2 şehri, 100 bin nüfûs barajını aşan sadece 8 şehri, 50 bin nüfûs barajını aşan sadece 20 şehri, 20 bin nüfûs barajını aşan 60 şehri bulunmaktadır.)
İsveç’in 2. büyük şehri olan Göteborg, tüm İskandinavya’nın ise 5. büyük şehridir. (İskandinavya’nın en büyük 10 şehri için bkz. Vikingler Selam Durdu Ben Âşık Olunca İskandinavya’ya – 15)
Göta Älv (Göta Nehri) üzerinde kurulmuş bir şehir olan Göteborg, Kuzey Denizi’nin uzantıları olan Skagerrak ile Kattegat’ın tam da su sınırının oluştuğu noktada, deniz kenarında yer almakta. Şehir bu yüzden “Göteborg” olarak isimlendirilmiş; “Göta Kalesi” anlamında.
Akıntı sebebiyle iklimi, İskandinavya coğrafyasındaki diğer şehirlere göre daha yağışlı ve yumuşaktır. Siz sevgili okurlarımızla birlikte dün gezdiğimiz Göteborg Adaları, içinde bulunduğu Bohus bölgesinde tipik olduğu üzere kayalık bölgelerden ve uçurumlardan oluşmuş sert bir araziye sahip.
Avrupa ve İskandinavya’nın diğer şehirleriyle kıyaslandığında, Göteborg’un tarihi o kadar da eski değildir. Yerleşim birimi, 1619 tarihinde kurulmuştur. Gelecek yıl (2019), şehir 400 yaşına girecektir.
Ortaçağ’da, bugünkü Göteborg’un 40 km kuzeyinde Lödöse adlı bir kent vardı. Büyük bir ticaret merkeziydi. Norveçliler’in kıyıya yakın bir kale yapmaları üzerine, şehir jeostratejik konumu gözönünde bulundurularak, güneye, deniz kıyısına taşındı. Ancak şehrin taşınması bölgedeki karışıklığı sonlandıramadı ve birkaç başarısız denemenin ardından, İsveç Kralı II. Gustav Adolf (1594 – 1632)’un emriyle 1619 yılında Göteborg kuruldu. Kurulduktan iki yıl sonra da “şehir” statüsü kazandı, 1621.
Şehrin planı, İsveç Kralı II. Gustav Adolf’un emriyle, Stockholm Genel Valisi Niels Göransson Stiernsköld (1583 – 1627) tarafından mühendis Johan Schultz (? – ?)’a çizdirilmiştir. 18 Mart 1619’da şehir planlamacıları, Göteborg’un şehir planını çizerken, Endonezya’nın başkenti Cakarta (Endo. Jakarta)’yı örnek almışlardır. (O tarihte İsveçliler henüz Adıyaman ve Elazığ’ı bilmiyorlardı.)
Burada haklı olarak şöyle bir soru kafanıza takılabilir: İsveçliler’in Endonezya ile ne alakası var?
Bunu anlamak için, şehrin kuruluşunu, 1619’dan birkaç yıl öncesinden başlayarak anlatmamız gerekiyor:
Şehir öncelikle bir Hollanda ticaret kolonisi olarak kurulmuştu. Kurulmadan kısa bir öncesinden başlayarak da bu mıntıkaya pekçok Hollandalı yerleşmişti. Hatta şehir kurulurken, tıpkı Amsterdam gibi şehrin içinde pekçok kanallar açmayı tasarlamışlardı. Güneydoğu Asya’daki Endonezya toprakları ise o dönemde Hollanda’nın sömürgesiydi, Hollanda’ya aitti.
Hatta 1619’da kurulan Göteborg 1621 yılında “şehir” statüsü alınca, “Nya Amsterdam” (Yeni Amsterdam) olarak anılıyordu.
4 Haziran 1621 tarihinde hazırlanan “şehir nizamnamesi”, İsveççe ve Almanca olarak kaleme alınmıştı ve toplam 37 paragraftan oluşuyordu.
Tanınmış ilk Göteborg insanı, 13 Haziran 1621’de “vatandaş olarak vatandaşlık” alan Hollandalı Johan wan Lingen (? – ?)’dir. Neredeyse kurulduğu bütün bir 17. yy boyunca Göteborg’un nüfûsu, Hollandalı, Alman, İskoç ve – müsaadenizle – İsveçli idi. Bunlar ağrılıklı olarak Protestan göçmenlerdi ve Göteborg’un hızlı gelişiminde önemli rol oynadılar.
Şehir kurulduktan beş yıl sonra, 1624, Göteborg Kalesi (İsv. Göteborgs Befästningar) inşâ edilmeye başlandı. Şehrin kalesi, beş yıl önce şehrin kendisinin de planını çizmiş olan Hollandalı mühendisler Johan Schultz ve Johan Jacobssen Kuyl tarafından tasarlanıp yaptırılmış, daha sonra da mühendis Johan Rodenburg tarafından yapımı devam ettirilmiştir. Kalenin inşâsına 1624 yılında başlanmış, inşaat 1643’te tamamlanmıştır.
1633 yılında İsveç Kralı II. Gustav Adolf’un anısına şehrin merkezinde Gustav Katedrali (İsv. Gustavi Domkyrka) inşâ edildi. Bu büyük kilise, günümüzde Göteborg Katedrali (İsv. Göteborgs Domkyrka) adıyla da anılmakta.
1635 yılında, henüz 16 yaşındaki Göteborg’un nüfûsu, 1150 kişi.
1621 – 95 yılları arasında geçerli olan “imtiyaz mektubu”, şehrin nasıl yönetilmesi gerektiğine hükmediyordu. Biri İsveçli, biri Hollandalı (Flaman) ve biri de Alman olmak üzere üç başkan, dönüşümlü olarak her biri üç ay boyunca şehri yönetme görevinde bulunacak ve aynı zaman zarfında şehir meclisinin 12 üyesi de atanacaktı. 1641 yılında atanan Göteborg Şehir Meclisi’nin 12 üyesi – o zamanlar henüz burada Adıyamanlılar ve Elazığlılar olmadığı için – 4 İsveçli, 3 Hollandalı, 3 Alman ve 2 İskoç’tan oluşuyordu.
1650 yılında Göteborg’da baskı makinâları çalışmaya başladı. Şehirde, yayıncılık için de ilk adımlar atılmaya başlanmıştı.
Hollandalılar şehirdeki egemenliklerini gitgide daha bir kuvvetlendiriyorlardı. 1650’lerde Göteborg bir “Hollanda sömürgesi şehri” olarak kabul edildi. Şehrin “resmî dili” de Flamanca (Felemengce) idi.
Bu durum, 1652’ye kadar böyle sürdü. Şehir Konseyi’ndeki son Hollandalı siyasetçi öldüğünde, İsveçliler Göteborg’da Hollandalılar’a karşı politik güç elde ettiler.
8 Mart 1658 tarihinde imzalanan Roskilde Antlaşması’nda Danimarka – Norveç Krallığı, daha sonra Danimarka ili Hallanda’yı güneyde, Norveç ili Bohuslän’i de kuzeyde bırakarak, Göteborg’u daha az açık bir konumda bırakmıştır. Göteborg, bu yeni düzenlemenin peyderpeyh lehte gelişen sonucu olarak, gitgide batı kıyılarında önemli bir liman ve ticaret merkezi haline gelmeye başladı. Şehir limanında, diğer ülkelerden gelen tüccarlarla ticaret yapma hakkı bile verildi.
1670 yılında Göteborg’un nüfûsu, 4 bin kişi. Yarısı erkek yarısı dişi.
1672 yılında Göteborg Belediye Binası (İsv. Göteborgs Rådhus) inşâ edildi.
“Beaux sanatı” olarak adlandırılan mimarî bir stille inşâ edilen Göteborg Belediye Binası’nın mimarı, İsveçli mimar Nicodemus Tessin den Äldre (1615 – 81)’dir. Bina, 1817 tarihinde İsveçli ve Göteborglu mimar Jonas Hagberg (1788 – 1839) tarafından yenibaştan düzenlenmiş, 1936 tarihinde de İsveçli mimar Erik Gunnar Asplund (1885 – 1940) tarafından tasarımı ve denetimi yenibaştan yapıldıktan sonra bugünkü halini almıştır.
Bina, 2010 yılına kadar öncelikle bir “hukuk mahkemesi” olarak kullanılıyordu. 13 Nisan 2014 tarihinde, Göteborg Belediye Meclisi Başkanı Annelie Maria Hulthén (1960 – halen hayatta) tarafından “belediye meclisi binası” olarak açılmıştır.
1700 yılında Göteborg’un nüfûsu, 10 bin sayısını yakalar. Yarısı mimar yarısı tüccar.
İsveç ile komşuları arasında 1700 – 21 yılları arasında cereyan eden ve İskandinavya topraklarının siyasî yapsını yeniden şekillendiren Büyük Kuzey Savaşı (İsv. Stora Nordiska Kriget; Nrv. ve Dan. Den Store Nordiske Krig; Alm. Großer Nordischer Krieg; Fin. Suuri Pohjan Sota; Rus. Великая Северная Bойна [Velikaya Severnaya Vojna]) sırasında Danimarka – Norveç Krallığı’na ait donanmanın başındaki Norveçli deniz komutanı Peter Wessel Tordenskiold (1690 – 1720), bizim Göteborg’a tam üç kez saldırmıştı. Ancak 1717 – 19 yılları arasında gerçekleştirdiği bu saldırılarda hiçbir sonuç alamadan geri döndü.
Büyük Kuzey Savaşı’nın hem başlama sebepleri, hem seyri, hem de sonuçları ilginçtir: Otuz Yıl Savaşları (1618 – 48) sırasında İsveç Kralı II. Gustav Adolf (1594 – 1632) liderliğindeki İsveç orduları Avrupa içlerine dek girmiş, Fransa sınırına dek tüm Alman birliklerini süpürmüştü. İsveç’in bu şaşırtıcı gücü, müttefiki Fransa’yı bile ürkütecek boyuttaydı. Kalabalık ordusu, donanması ve demir madenleri sayesinde İsveç, komşu ülkelerin topraklarını bir bir ele geçirerek kendi topraklarını genişletiyordu.
Rusya’nın ileri görüşlü çarı, “Deli Petro” lakaplı I. Büyük Pëtr (1672 – 1725), İsveç tehdidini bertaraf etmek için harekete geçer. İsveç’in yayılmasından hoşnut olmayan komşuları Rusya, Prusya, Danimarka – Norveç ve Lehistan, biraraya gelerek “Kuzey İttifakı”nı kurarlar.
İsveç’in genç ve dinamik kralı, “Demirbaş Şarl” lakaplı XII. Karl (1682 – 1718), ordusunun başına geçerek ittifak güçleriyle savaştı. Aynı yıllarda, Avrupa’nın güneybatısında İspanya Veraset Savaşı (1701 – 14) sürmekte olduğu için İsveç, Fransa’nın yardımından mahrumdu. Ne var ki Demirbaş Şarl tüm cephelerde zafer kazandı. Ruslar’ı da 1700’de Narva’da ezdi.
Ancak İsveç’in kaynakları, bu kadar düşmana karşı savaşı sürdürmeye yetmedi. 1709 yılında Poltava’da bozguna uğrayan kral, Osmanlı İmparatorluğu’na sığınınca savaş güneye sıçradı: Prut Savaşı (1710 – 11). Osmanlılar’ın Ruslar’ı 1711’de Prut’ta yenmesi İsveç’i rahatlattıysa da, Osmanlılar savaştan çabuk çekildi.
İsveç savaştan mağlup ayrılmış oldu. Yarım asırdan fazla süredir devam eden İsveç yayılması da böylece sona erdi. Ruslar ise bu sürecin sonunda Baltık Denizi kıyılarında geniş bir kıyı parçası elde ettiler. Sonrasında dünyanın en büyük devletlerinden biri oldular.
Kıssadan hisse: Olayların içindeki küçük ayrıntılar, büyük sonuçlara sebep olurlar.
14 Haziran 1731 tarihinde Göteborg şehrinde kısa adı SOIC olan İsveç Doğu Hindistan Şirketi (İsv. Svenska Ostindiska Companiet) kuruldu.
Tüm gelişmişlik ve endüstrileşmesine rağmen Göteborg’un 18. yy boyunca iktisadî yaşamına şekil veren, İsveç Doğu Hindistan Şirketi’dir. 1731 – 1814 yılları arasında faaliyet gösteren bu şirket, şehrin limanından ilk gemiyi 1732’de, son gemiyi de Mart 1806’da kaldırdı. Bu 74 yıllık zaman zarfında Göteborg limanından dünyanın dört bir yanına – özellikle de Çin ve diğer Uzakdoğu ülkelerine – gemilerle toplam 132 sefer düzenlendi. Daha çok kereste, tütün, demir, şeker ve ringa balığı ihrac ediliyordu. Bu şirket, tarihi boyunca Göteborg’da faaliyet göstermiş en başarılı şirket olmuştur.
1779 yılında Göteborg’da, şehrin ilk tiyatrosu olan “Comediehuset” (Komedi Evi) ya da diğer adıyla “Teatern vid Sillgatan” (Ringa Balığı Caddesi Tiyatrosu) kuruldu.
Bu, Göteborg’daki ilk halk tiyatrosudur ve 1816 yılına kadar da Göteborg’un tek tiyatrosu idi. 1779 yılından 1833’e kadar aktif olan tiyatro, 1816’ya kadar bu isim altında, bu tarihten sonra da “Mindre Teatern” (Küçük Tiyatro) adıyla varlığını sürdürmüştür.
1787 yılının Kasım ayında Göteborg’da, kız öğrencilere açık olan ilk okul olan “Societetsskolan” (Toplum Okulu) ya da tam adıyla “Societetsskolan i Göteborg för Döttrar” (Kız Çocukları için Göteborg Toplum Okulu) kuruldu.
Bu, yalnızca Göteborg değil tüm İsveç’te kızların da eğitim aldığı ilk okuldur (bazı araştırmacılar, İsveç’in ilk kız okulu olduğu iddiâsını reddeder). Kız öğrencilere ciddi orta öğrenim ve akademik eğitim sağlayan ilk kurumdur. Okul, “Moravyalılar Kilisesi” olarak adlandırılan Evanjelik bir dînî cemaat tarafından yönetilmiştir. Aynı zamanda “Brödraförsamlingens Flickskola i Göteborg” (Göteborg Kardeşler Birliği Kız Okulu) veya “Evangeliska Brödraförsamlingens Flickskola i Göteborg” (Göteborg Evanjelik Kardeşler Birliği Kız Okulu) gibi adlarla da anılan bu mektep, 1857 yılına kadar varlığını sürdürmüştür.
Okulun ilk müdürü Pastor Weber (? – ?), ilk öğretmeni de Catharina Maria Suhl (? – ?)’dur. Okul başlangıçta çok iyi bir üne ve yüksek popülerlik oranına sahipti ve öğrenciler genelde üst sınıftaki vatandaşların ve varlıklı ailelerin kızlarıydı.
Okul, kız öğrencilere toplumsal cinsiyet eşitliği ideallerine uygun olarak daha eşit bir eğitim verme amacına sahipti. Dikiş ve ev işleri gibi daha geleneksel konuların yanısıra İsveççe, Almanca, Fransızca, İngilizce, Coğrafya, Matematik, Çizim ve Müzik dersleri görülüyordu. Ancak okulun resmî ana konusu “Hristiyan Ahlâkı” idi. Okulda haftada 36 saat ders veriliyordu.
1787 yılında açılıp 1857 yılına kadar tedrisat yapılan okula 1799 – 1814 yılları arasında erkek öğrenciler de alınmıştır. 1814’te kız öğrenciler için 4 sınıf, erkek öğrenciler için 3 sınıf vardı. Okulun 5 kadın öğretmeni ve 4 erkek öğretmeni bulunuyordu. Ancak bu tarihten itibaren okul tekrardan sadece kız öğrencileri kabul eden bir okul oldu. Ayrıca kız öğrenciler okulda yatılı da kalabiliyorlardı ve okulun çok sıkı bir disiplini vardı.
Kadın eğitiminin büyük reformcusu sayılan Ulrica Cecilia Fryxell (1806 – 83), 1846 – 47 yıllarında bu okulda öğretmendi. Öğrencileri arasında ünlü yazar Emily Nonnen (1812 – 1905) ve reformcu pedagog Mathilda Elisabeth Hall (1833 – 94) vardı.
Okul, 1857 yılında kapandı.
1800 yılında Göteborg’un nüfûsu, 12 bin 804 kişi. Yarısı öğretmen yarısı öğrenci. Okullar açılınca, eğitim sayesinde yeşeriyor eşitlik ve kadın hakları bilinci.
22 Aralık 1802 tarihinde şehirde çıkan büyük yangından sonra, 1806 yılında Göteborg surlarının yıkılıp yeniden yapılması kararlaştırılır. 1807’de surlar yıkılır. 1810’da başlayan çalışmalar sonucunda da şehir surları yeniden yapılır. İnşaat çalışmalarına Bohus Alayları’ndan 150 asker katılmıştır.
16 Eylül 1811 tarihinde Göteborg’da “Aftonbladet” (Akşam Sayfası) adlı gazete yayın hayatına başladı. Kitapçı ve editör Georg Löwegren (1776 – 1833) tarafından çıkartılan bu gazete, haftada üç kez, başka bir ifadeyle iki günde bir yayınlanıyordu. Pazartesi, Perşembe ve Cumartesi günleri çıkıyordu. Gazete, 2 Ocak 1833 tarihine kadar yayın hayatını sürdürmüştür. Yani, kurucusu Georg Löwegren’in ölümüne kadar.
“Afdonbladet”in yayın hayatına başlamasından iki yıl sonra, 1813 yılında “Göteborgs – Posten” (Göteborg Postası) adlı gazete de yayınlanmaya başlamıştır ve bunu da yine Georg Löwegren yayınlamıştır.
1813 yılında şehirde bir büyük yangın daha çıkar. 1802 – 15 yılları arasında Göteborg Katedrali (İsv. Göteborgs Domkyrka) inşâ edilir.
1803 – 15 tarihleri arasında vuku bulan Napolyon Savaşları esnasında Danimarka, İsveç ve Norveç toprakları, Fransız ablukası ve yer yer işgali altındaydı. Göteborg bu savaş esnasında sık sık Fransız topçu birlikleri tarafından bombalanıyordu. Ancak Louis Napoléon Bonaparte (1769 – 1821) komutasındaki Fransa’nın yenilmesi, ablukayı sona erdirdi.
Tam da bu süreçten sonra Göteborg’un imarı ve büyümesi, büyüyerek bir sanayi şehrine dönüşmesi başlamıştır. Bir “ticaret şehri” halini alan Göteborg’un temel ticarî ürünlerini orman ürünleri (ağaç, kereste) ve endüstriyel ürünler oluşturuyordu. İsveç’in dışarıya ihrac ettiği ürünler, Göteborg Limanı üzerinden gemilerle uluslararası pazara açılıyordu.
Bu ticarî gelişimin doğal sonucu olarak, bu yıllarda Göteborg’da ardı ardına yeni bankalar kuruldu. Modern ticarî bankalar kredi alıp veriyor ve endüstri, kendi satış organizasyonlarını oluşturuyordu. Göteborg’da, İsveç’in ilk tasarruf bankası olan Göteborgs Sparbank (Göteborg Tasarruf Bankası) 1920 yılında, Göteborgs Privatbank (Göteborg Özel Bankası) 1846 yılında, Skandinaviska Kredit AB (İskandinavya Kredisi AB) 1864 yılında ve AB Göteborgs Handelskompani (AB Göteborg Ticaret Kumpanyası) 1871 yılında kuruldu.
1832 yılında Göteborg’da “Göteborgs Handels- och Sjöfartstidning” (Göteborg Ticaret ve Denizcilik Gazetesi) adlı gazete yayın hayatına başladı.
Liberal ve antifaşist bir yayın politikasına sahip olan bu günlük gazete, yazar ve yayıncı Magnus Måns Prytz (1802 – 74) tarafından kuruldu. Gazete, İsveç Kralı XIV. Karl Johan (1763 – 1844) rejimine muhalefet ediyordu.
1852 yılında Sven Adolf Hedlund (1821 – 1900)’un gazetenin editörü olmasıyla birlikte, gazete 19. yy’ın sonlarına kadar liberal görüşleri savunmuştur. Aynı editörün gazetedeki bir yazıda iddiâ ettiğine göre, bu gazete, 19. yy’ın ortalarında İsveç’in en saygın gazetelerinden biri haline gelmiştir. Ancak dediğimiz gibi, bu, gazetenin kendi iddiâsı.
İsveçli ünlü yazar, edebiyatçı, dilbilimci ve dîn filozofu Abraham Viktor Rydberg (1828 – 95) de gazetede çalışmış ve gazete O’nun romanlarını dizi halinde yayınlamıştır. Mayıs 1855’te gazetenin editörü olan Rydberg, tam 20 yıl boyunca gazetede kalmıştır.
Gazete, 1917 yılından itibaren gazetenin sorumlu müdürü olan İsveçli ünlü dînler tarihçisi Torgny Karl Segerstedt (1876 – 1945)’in etkisiyle, II. Dünya Savaşı (1939 – 45) yıllarında antifaşist görüşlere sahip birkaç İsveç gazetesinden biriydi. Bu yıllarda Norveçli ünlü ressam Ragnvald Blix (1882 – 1958), gazeteye Stig Höök müstear ismiyle Nazi ve Faşizm karşıtı karikatürler çizip gönderiyordu. Ancak gazetenin sorumlu müdürü Torgny Segerstedt, II. Dünya Savaşı’nın bitmesine aylar kala (31 Mart 1945’te) ölmüş, büyük bir cesaretle karşı çıktığı bu savaşın sona erişini görmemiştir.
Yayına başladığı 1832 tarihinden itibaren, yani tam 142 yıldır günlük olarak yayınlanan gazete, 1974 yılından itibaren haftalık olarak yayımlanmak zorunda kalmış, 1985 yılında da yayın hayatına son vermiştir.
İsveç ve Göteborg tarihinde ilginç ve müstesna bir yeri olan bu gazete, Eylül 2016 tarihinden itibaren tekrar yayınlanmaya başlamıştır. Yayınını halen sürdüren gazetenin genel yayın yönetmeni hukuk profesörü Roy Dennis Töllborg (1953 – halen hayatta), yazıişleri müdürü de gazeteci ve belgesel film yapımcısı Terje Mattias Carlsson (1974 – halen hayatta)’dur. (İnsan bi yazarlık teklif eder, değil mi? O kadar reklâmlarını yaptım…)
1832 yılında Göta Nehri (İsv. Göta Älv) üzerinde Göta Kanalı açılır. (Göta Nehri ve Göta Kanalı hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Vikingler Selam Durdu Ben Âşık Olunca İskandinavya’ya – 41)
1839 yılında Kral Parkı (İsv. Kungsparken) inşâ edilmeye başlandı ve 1861 yılında tamamlandı. Şehir merkezini çevreleyen kanalı çevreleyen park, 13 hektarlık (32 dönüm) bir alanı kapsıyor.
Parkın içinde Genç Kız ve Denizciler (İsv. Flickan och Sjötrollen) heykeli bulunuyor. Bu heykel, 1919 yılında İsveçli heykeltraş Ivar Viktor Johnsson (1885 – 1970) tarafından yapılmıştır. Heykel, diyabazdaki çıplak bir kızın bir sütûn üzerinde durduğu granit bir brülörden oluşur. Dairede üç deniz var. Deniz dairesi, İsveçli mimar Ernst Arvid Fuhre (1885 – 1959) tarafından yapılmıştır. Parkta ayrıca Danimarkalı mimar Egon Møller – Nielsen (1915 – 59) tarafından 1949 yılında yapılan Yumurta (İsv. Ägget) anıtı da yer alıyor. (İLGİNÇ BİR NOT: Göteborg’daki bu park, özellikle 1940’lı ve 1950’li yıllarda eşcinsellerin buluşma yeriydi.)
1840 yılında Göteborg’un nüfûsu, 21 bin 558’de yüzer. Yarısı yazar yarısı çizer. Gazeteler demokrasi ve daha özgürlükçü bir ülke için çıkıyor ama, o devirde bunlar ne gezer? Batı’da krallıklar Doğu’da padişâhlıklar, zavallı halkları üzer. Birileri iktidara muhalefet etse, devlet hemen başını ezer.
O yıllarda önemli ölçüde sanayileşmiş olan şehir, büyük bir göçmen nüfûsunu da barındırıyordu. Özellikle İngiliz göçmenlerin fazlalığı nedeniyle Göteborg, “Lilla London” (Küçük Londra) olarak adlandırılıyordu. Bu dönemde, hatta 1800’lü yılların ortalarından başlayarak 1900’lü yılların başlarına kadar Göteborg, İskandinavya ve Avrupa’dan Amerika’ya kafile halinde göç eden insanların gemilere binip bu yolculuğa başladıkları noktaydı. Bu insanlar buharlı gemilerle Göteborg’dan önce İngiltere’nin Liverpool limanına, ordan da ABD’nin New Yok limanına uzun bir deniz seyahatine çıkıyorlardı.
Göteborg’da ayrıca Hollandalı ve İskoç göçmenlerin sayısı da hayli fazlaydı. Bunların önemli bir kısmı da yüksek profilli insanlardı. Örneğin İskoçyalı bir göçmenin oğlu ve Mason olan William Chalmers (1748 – 1811), Göteborg’da 1829 yılında kurulan ve kendi adını taşıyan Chalmer Teknoloji Yüksekokulu (İsv. Chalmers Tekniska Högskola)’nun kurulması için tüm servetini bağışlamıştır. Göteborg şehrinde halen eğitim vermeye devam eden bu üniversite, O’nun bıraktığı servet ile kurulmuştur. Bir diğer İskoç göçmen olan işadamı Alexander Keiller (1804 – 74), az önce ve gezimizin 41. bölümünde anlattığımız Göta Nehri ve Göta Kanalı üzerindeki Götaverken adlı gemi yapım şirketini 1841 yılında kuran kişidir. O’nun oğlu olan James Keiller (? – ?), şehirde 1906 yılında Keiller Parkı’nı kurmuş ve kendi adını vermiştir.
1841 yılında kurulan Götaverken, 1844 yılında kurulan Lindholmen ve 1850 yılında kurulan Eriksberg, şehrin halen dahi dünya çapında üne sahip gemi yapım tersaneleridir ve bunlar Göteborg ekonomisine can veren, Göteborg’u bir “gemi yapım şehri” haline getirmiş olan önemli ticarî kuruluşlardır.
1842 yılında Göteborg Bahçe Derneği (İsv. Trädgårdsföreningen Göteborg) adlı tabiât bahçesi kuruldu. Kungsportsavenyen’in hemen yanında yer alan bu bahçenin bir sınırı Nya Allén semtine, bir sınırı Vallgraven semtine, bir sınırı Södra Vägen semtine, bir sınırı da Ullevigatan semtine uzanmakta.
Park, 1842 tarihinde İsveç Kralı XIV. Karl Johan tarafından amatör botanikçi Henric Elof von Normann (? – ?)’a kurdurtulmuştur.
Parkta tam 1900 farklı gül türüne ait yaklaşık 4000 adet gülün bulunduğu bir Gül Bahçesi (Gülistan) bulunuyor. Ayrıca 19. yy’dan kalma bir Palmiye Evi, seralar, heykeller, bir restoran ve birkaç café yer alıyor. İsveç’in en iyi korunmuş 19. yüzyıl parklarından biridir.
1850 yılında Göteborg’un nüfûsu, 26 bin 84’te duruyor. Yarısı bina yapıyor yarısı bahçe kuruyor. Avrupa’da devletler hâlâ birbirini vuruyor. Bakalım Göteborg’da bundan sonra ne oluyor:
4 Ekim 1858 tarihinde Göteborg Merkez Tren İstasyonu (İsv. Göteborgs Centralstation)’nun açılışı yapılıyor. 16 raylı bu tren hattından günümüzde günlük 40 bin yolcu seyahat etmektedir. Bu istasyondan, İsveç’in başkenti Stockholm’a ve Malmö şehrine, Norveç’in başkenti Oslo’ya ve Danimarka’nın başkenti Kopenhag (Dan. København)’a direk tren seferleri yapılmakta. Asya’da uluslararası ticaret yapıp Avrupa’da uluslararası evlilik yapmaya çalışan işadamları genelde benim arabamla gezdikleri için, buradan Bitlis’e tren seferleri yapılmamakta.
Aynı yıl şehirde “Göteborgs – Posten” (Göteborg Postası) adlı gazete yayın hayatına başlar. (Daha önce de, 1813 yılında aynı isimle bir gazete yayınlanmaya başlamıştı. Yukarıda anlatmıştık.)
1860 yılında Göteborg’un nüfûsu, 37 bin 43’lerde. Yarısı trende yarısı gemide. Ekonomi gittikçe büyüyor, yeni işletmeler açılıyor her yerde.
1861 yılında Göteborg Müzesi (İsv. Göteborgs Museum) kurulur. Bir “kültür tarihi müzesi” olan bu binada, “Viking Çağı”ndan günümüze İsveç ve Göteborg tarihi gösterilmekte. (Viking Çağı’nı okumak için bkz. Vikingler Selam Durdu Ben Âşık Olunca İskandinavya’ya – 33, 34, 35, 36, 37 ve 38)
Aynı yılın sonunda, 30 Aralık 1861 tarihinde Göteborg Şehri Halk Kütüphanesi (İsv. Göteborgs Stads FolkBibliothek) açılır.
Göteborg’da tarihteki ilk kütüphane olan bu kütüphane, dekan Peter Wieselgren Jonasson (1800 – 77) tarafından açıldı. İsmi, Göteborg Şehri Halk Kütüphanesi (İsv. Göteborgs Stads FolkBibliothek) idi. Dickson Vakfı (İsv. Dicksonska Stiftelsens) tarafından Haga semtinde, Östergata – 5 adresinde bir apartmanda kurulan bu ilk kütüphanenin ilk müdürü, kurulduktan dörtbuçuk ay sonra, 15 Mayıs 1862’de bu göreve seçilen değirmen sahibi işadamı ve sözkonusu vakfın da başkanı olan James Jameson Dickson (1815 – 85) oldu.
Bu ilk kütüphanede 1138 kitap vardı. Kütüphanede, biri “kitap ödünç alma” biri de “kitap okuma” olmak üzere iki ayrı bölüm vardı. Dickson Vakfı’nın başkanı ve kütüphanenin de kurucusu Dickson öldüğünde, 14 Temmuz 1885, kütüphanedeki kitap sayısı 3 bine ulaşmıştı.
Yıllar içinde gerek kütüphanedeki kitap sayısı gerekse kütüphanenin ziyaretçi sayısı artınca, Haga semtinde, Östergata – 5 adresinde bulunan bina yetersiz gelmeye başladı. Bunun üzerine kütüphane, 1897 tarihinde Södra Allégatan – 4 (Güney Allégatan – 4) adresinde yeni inşâ edilen bir binaya taşındı (şimdiki Allégatan).
1865 yılında Göteborg’un nüfûsu, 43 bin 346’yı bulur. Yarısı yazar yarısı okur. Kitaplara ilgi hayli büyük, kütüphaneler günün her vakti doludur. Kitap konusu geçti mi zaten bende akan sular durur.
1865’e gelindiğinde tek başına Göteborg Limanı, tüm İsveç’in dış ticaret hacminin % 14’ünü oluşturuyordu. Limana yanaşan her üç gemiden ikisinde yabancı bir ülkenin bayrağı vardı. 1866’da belediye tarafından şehirde kanalizasyon ve kanalizasyon boru hatları da inşâ edilmeye başlandı.
1871 yılında Göteborg Halk Bankası (İsv. Göteborgs Folkbank) kuruldu.
1872 yılında Göteborg Müzik Derneği (İsv. Göteborgs Musikförening) kuruldu. Büyük ölçüde yabancı (İsveçli olmayan) vokalistlerden oluşuyordu. Ancak dernek, ekonomik sebeplerden ötürü kısa süre sonra çalışmalarını sonlandırmak zorunda kalarak kapandı. Oda müziği, 1884 yılında Eugen Sundberg (? – ?) tarafından Semt Cemiyeti (İsv. Kvartettsällskap)’nin kurulmasıyla kalıcı bir organizasyon haline geldi. 1895 yılında Göteborg İşçi Sendikası (İsv. Göteborgs Arbetarinstitut), şehrin etrafında halk konserleri düzenlemeye başladı. İşçilerin bu halk konserleri, şehir halkının gönlünde taht kurmuştu.
1874’te Göta Nehri üzerinde, Göteborg ile Hisingen Adası’nı birleştiren bir demir asma köprü inşâ edildi.
Göteborg’un en büyük parkı, 137 hektar büyüklüğündeki Kale Ormanı (İsv. Slottsskogen) ya da Kale Ormanı Parkı (İsv. Slottsskogsparken), 1874 yılında Samuel August Kobb (1819 – 1901) tarafından kuruldu. “Gröna Göteborg” (Yeşil Göteborg) projesinin mimarı olan İsveçli işadamı August Kobb, aynı zamanda Göteborg belediye meclis üyesiydi. Şehre pekçok park, spor alanı ve kompleksi kazandırmıştır.
Şehrin güneybatısında yer alan park, yüzlerce yıl boyunca kraliyet ailesinin de ikametgâh olarak kullandığı geniş bir ormanlık alanın içinde yapıldığı için bu adla anılmıştır. Parkın içinde; İsveç’te yaşayan hayvanların sergilendiği bir hayvanat bahçesi, foklarla ve penguenlerle dolu bir gölet, İsveç’in farklı il ve ilçelerinden ev mimarîsinin tanıtıldığı ve küçük evler ile dolu bir İsveç kültür mirası alanı, bir futbol sahası, bir voleybol sahası ve bir frisbee (disk) golf sahası bulunuyor. Ayrıca Doğal Tarih Müzesi (İsv. Naturhistoriska Museet) de parkın içinde bulunmakta. Bununla birlikte Slottsskogen, her yıl geleneksel olarak düzenlenen “Way Out West” adlı festivalin de adresi durumunda.
Aynı yıl içinde, 1 Kasım 1874 tarihinde “Feskekörka” veya “Fiskhallen” olarak adlandırılan kapalı balık pazarı kuruldu şehirde. (fisk = balık)
1884 yılında Göteborg’un nüfûsu, 86 bin 222. Bunun 1000 kişiden fazlası Alman. Bu Alman yerleşkesi, şehir merkezinde, halen şehir halkı tarafından “Alman Kilisesi” (İsv. Tyska Kyrkan) olarak anılan Hristiyanlar Kilisesi (İsv. Christinae Kyrka)’nin olduğu mıntıkada inşâ edilmiştir.
1884 ayrıca Göteborg Kadınlar Derneği (İsv. Göteborgs Kvinnoförening)’nin kurulduğu ve yerel kadın hareketinin başladığı tarihtir. Bu, şehrin tarihindeki ilk kadın derneğidir.
Göteborg Kadınlar Derneği, bir “ilk” olmasına rağmen sadece 7 yıl yaşamış bir hareket. 1884 – 91 yılları arasında aktifti. “Framåt” (İleri) adlı radikal görüşlü bir dergi yayınlıyordu.
Göteborg Kadınlar Derneği (İsv. Göteborgs Kvinnoförening), İsveçli radikal liberal gazeteci ve yayıncı Sven Adolf Hedlund (1821 – 1900)’un kızı olan Mathilda Hedlund (1858 – 1926) başkanlığında, Göteborg’daki bir grup liberal elit sınıf kadın tarafından 30 Ekim 1884 tarihinde Louise Silfversparres adlı bir apartmanda kuruldu ve ilk kurulduğunda 89 üyeye sahipti. Üyelerin tamamı kadındı. Dernek, ülkenin başkenti Stochkolm’da faaliyete başlayan ve kısa adı FBF olan kadın hareketi derneği Fredrika Bremer Derneği (İsv. Fredrika Bremer Förbundet) ile aynı yıl içinde ve hatta ondan cesaret alarak hemen akabinde kurulmuştur. Ancak Stockholm’daki öncülünden daha radikal fikirlere sahipti.
Derneğin ilk gündeme getirdiği konular arasında karma eğitim (kız ve erkek öğrencilerin ayrı ayrı değil, aynı okullarda ve aynı sınıflarda birlikte eğitim görmesi), kadınların yasal statüsü ve erkek egemen zihniyetin ortadan kaldırılması sayılabilir.
Sadece 7 yıl yaşadığı için, kurulduktan hemen 7 yıl sonra kapandığı için, bu derneğin kâğıt üzerinde kaldığını düşünebilirsiniz. Fakat hayır! Bakın, Göteborg Kadınlar Derneği, sadece bu 7 içinde hangi hizmetleri hayata geçirdi:
– Dernek, kadınlar için bir kütüphane açtı.
– Yoksul kadınlara yemek ve gıda yardımı yaptı, onlar için eğitimsel dersler düzenledi. İsmi, “Yoksullar İçin Saha Hizmetleri Birliği” (İsv. Serveringsstället Föreningen).
– Yoksul ailelerin okula giden çocukları için tatil gezileri düzenledi. İsmi, “Skollofskolonierna”.
– Çalışan kadınların hastalık veya hamilelik durumlarında çalışamamaları halinde onlara maaş ödenmesi için bir emeklilik fonu kurdu.
– Kadınlar için bir istihdam ajansı kurdu. İş arayan ama bulamayan kadınların iş bulabilmeleri için bir iş bürosu kurdu. İsmi, “İş Bürosu” (İsv. Arbetsbyrån).
– Kadınların spor yapmaları için jimnastik salonu açtı. İsmi, “Kadın Jimnastik Merkezi” (İsv. Kvinnliga Gymnastiksällskapet).
– Kadın bedeninin meta olarak kullanılmasını önlemek amacıyla 1888 yılında fuhuşa karşı protesto gösterileri düzenledi. Genelevlerin kapatılması için eylemler yaptı.
– 1886 yılında “Framåt” (İleri) adlı bir dergi yayınladı. Derginin yayını üç yıl sürdü.
Evet… Sadece 7 yıl varlık gösterdiği halde, bu kısa zaman zarfında derneğin imza attığı işler bunlar. Ne kadar da güzel, ne kadar asil çabalar, hepsi de…
Ben burada siz sevgili okurların dikkatini başka bir şeye çekmek istiyorum:
Medenî, uygar bir toplumda 19. yy’da varlık gösteren feminist – liberal bir kadın hareketinin yaptıklarına, faaliyetlerine bakın, bir de 21. yy’da gelişmemiş, geri kalmış toplumlarda, özellikle Türkiye gibi ülkelerde varlık gösteren – sözümona – feminist kadın hareketlerinin acınası haline, iğreti söylemlerine bir bakın. “Erkeklere Ölüm”, “Mutfakta Zıkkımın Kökü Var”, “Benim Bedenim Benim Kararım”, “Kimsenin Namusu Değiliz”, “Jın Jiyan Jüji” gibi hayata dair hiçbir olumlu felsefesi olmayan, “kadının özgürlüğü” kavramından salt “mutfağa girmemeyi” ve “kocasına çay yapmamayı” anlayan bu geri kalmış toplum reflekslerinin sahiplerinden, “kadının ilerlemesi” adına şu yukarıda zikredilen güzel faaliyetlerden, İsveç kadın hareketinin daha 19. yy’da imza attığı bu eli öpülesi hizmetlerden bir tanesini dahi yaptıklarını işitebilir misiniz?
Ne diyelim?.. Bir bilince, bir felsefe ve ideolojiye uzun yıllara dayalı mücadeleler ve zahmetler neticesinde ulaşmış toplumlar ile o kavramlara ve söylemlere hazır olarak konmuş, taklit ederek yapagelen asalak toplumlar arasındaki temel fark olsa gerek bu.
Göteborg Kadınlar Derneği, 1886 yılında “Framåt” (İleri) adlı bir dergi yayınladı. Yayın hayatı üç yıl süren derginin editörlüğünü gazeteci Alma Mathilda Åkermark (1853 – 1933) yapıyordu. Derginin kadın yazarları arasında Ellen Karolina Sofia Key (1849 – 1926), Victoria Maria Benedictsson (1850 – 88; dergi henüz yayın hayatını sürdürürken vefat etti), erkek yazarları arasında ise Herman Bang (1857 – 1912), Abraham Viktor Rydberg (1828 – 95), Georg Morris Cohen Brandes (1842 – 1927), Ola Hansson (1860 – 1925) gibi isimler bulunuyordu.
Ancak, boşuna dememişler, “Feminizm kocayı bulana kadar, Solculuk parayı bulana kadar” diye. Göteborg Kadınlar Derneği Başkanı Mathilda Hedlund, 1888 yılında evlenince, Göteborg’u terkedip Danimarka’ya yerleşti. Danimarkalı bir asker olan Victor Dallhof – Nielsen (1853 – 1923) ile evlendikten sonra İsveç’in Göteborg şehrini terkedip Danimarka’nın Odense şehrine yerleşen Mathilda Hedlund ya da yeni adıyla Mathilda Hedlund Nielsen, kurucu başkanlığını yaptığı ve İsveç’teki kadın hareketinin ilk nüvesini atan Göteborg Kadınlar Derneği’ni sahipsiz bıraktı. Kendini “ev kadını” olmaya adadı, sadece ailesiyle ilgilenmeye başladı.
Bu durum, derneğin üyeleri arasında yeis ve ümitsizliğie, mücadele azimlerinin ve şevklerinin kırılmasına yol açtı.
Dernek, 1891 yılında kapandı.
Sadece yedi yıl varlık göstermesine rağmen İsveç kadın hareketinin tarihine altın bir sayfa olarak geçen dernek, bu kısacık zaman zarfında – yukarıda da belirttiğimiz üzere – hakikaten çok güzel ve asil hizmetlere imza atmıştı.
Ancak derneğin ilk nüvesini attığı kadın mücadelesi, sonraki yıllarda da bu derneğin yolunu sürdüren kimi kesimler tarafından kurulan dernek ve oluşumlarla devam ettirildi. Örneğin 1902 yılında kurulan ve kısa adı LKPR olan Kadınların Siyasî Oylama Hakları Millî Derneği (İsv. Landsföreningen för Kvinnans Politiska Rösträtt) ve 1911 yılında kurulan Göteborg Kadınlar Tartışma Kulübü (İsv. Göteborgs Kvinnliga Diskussionsklubb), bu yolu sürdüren cemiyetlerdir.
27 Temmuz 1888 tarihinde “Göteborgs Aftonblad” (Göteborg Akşam Yaprağı) adlı günlük muhafazakâr gazete yayın hayatına başladı. Bu gazete, 1888 – 1926 yılları arasında, yani tam 38 yıl yayın hayatını sürdürmüştür.
1892 yılında yapılan nüfûs sayımında Göteborg’un nüfûsu, ilk kez 100 bin barajını aşıyor: 107 bin 965 kişi.
1896 yılında “Göteborgs Morgonpost” (Göteborg Sabah Postası) adlı gazete yayın hayatın başladı.
1897 yılında Göteborg Ticaret Bankası (İsv. Göteborgs Handelsbank) kuruldu.
Dünyanın anasının ağladığı 20. yy’a hızla gelişen ve sanayileşen bir şehir olarak giriyor, Göteborg. Şehrin nüfûsu, 100 yıl içinde 10 katına, 50 yıl içinde 5 katına çıkıyor. Göteborg’un nüfûsu, 1830’lu yıllarda baş gösteren kolera salgını yılları hariç, hızla büyüyor ve çoğalıyor. 1840 yılında sadece 21 bin 558 kişi olan Göteborg nüfûsu, 1860 yılında 37 bin 43’e, 1884 yılında 86 bin 222’e, 1892 yılında 107 bin 965’e ulaşıyor. 1900 yılında ise Göteborg’un nüfûsu, 126 bin 849 kişi.
Öyle ki Göteborg, 20. yy’da Kuzey Avrupa’nın en büyük ihracat limanı olmuştu. Şehrin yeni kurulan uluslararası odaklı sanayi şirketleri de buna katkıda bulunmuştu.
Bununla birlikte, en önemli ekonomik güç, 1900 yılında 1000’den fazla çalışanı olan Gamlestaden Fabrikers AB (Eskişehir Fabrikası) adlı tekstil şirketinden geldi. Göteborg’un 20. yy’ın ilk 10 yılındaki endüstriyel büyümesi, 1907 yılında kısa adı SKF olan AB Svenska Kullagerfabriken (İsveç Yatak Fabrikası) gibi şirketlerin doğuşunu tetikledi. Bu şirketin günümüzde çoğu Göteborg’da olmak üzere İsveç genelinde 3 bin çalışanı bulunuyor. 1927 yılında da Volvo adlı otomotiv şirketi kuruldu. Bu şirket halen dahi motorlu taşıt üretmekte ve dünyanın sayılı araba üreticilerinden biridir.
İsveç’te elektrik üretimi için hidroelektrik santrallerinin kurulmaya başlanması, 19. yy’a tekabül ediyor. Ülkedeki ilk elektrik istasyonları, şehirleri ve sanayileri aydınlatmak için 1880’lerde kuruldu. Göteborg’daki Göta Nehri üzerinde ilk hidroelektrik santralinin inşâsı ise 20. yy’ın hemen başındadır.
Bugün İsveç genelinde toplam 1800 hidroelektrik santrali bulunuyor. Bunların 200’den fazlası, 10 megawatt ve üzeri bir etkiye sahip olan büyük santraller.
1900 yılında Göteborg Şehir Kütüphanesi (İsv. Stadsbiblioteket Göteborg) açıldı. Kütüphane, Hageplan semtinde açılmıştı.
1902 yılında “Göteborgs – Tidningen” (Göteborg Gazetesi) adlı gazete yayın hayatına başladı. Tabloid ebatta çıkan gazete, İsveç’in batı kıyılarındaki kentlerde dağıtılıyordu.
Aynı yıl, 1902’de kısaca Göteborgs GK olarak anılan Göteborgs Golf Klubb (Göteborg Golf Kulübü) kuruldu.
Yine aynı yıl, kısa adı LKPR olan Kadınların Siyasî Oylama Hakları Millî Derneği (İsv. Landsföreningen för Kvinnans Politiska Rösträtt) kuruldu. Daha önce de belirtiğimiz üzere, bu dernek, 1884 – 91 yılları arasında aktif olan Göteborg Kadınlar Derneği (İsv. Göteborgs Kvinnoförening)’nin çizgisini canlandırmaya çalışan, bir nevî o hareketin yeniden hayata dönmesi idi. Hareketin Göteborg’daki yerel kuruluşu 1902, ülke çapındaki kuruluşu ise 1903’tür.
Kadınların Siyasî Oylama Hakları Millî Derneği (LKPR), önceki kadın derneğinden farklı olarak, daha çok bir “oy hareketi” idi. Kadınların da oy kullanması, seçme ve seçilme hakkına kavuşması için mücadele ediyordu. Dernek, daha önce erkeklerin siyasî hakları için mücadele etmiş ve kısa adı SARF olan İsveç Genel Oylama Federasyonu (İsv. Sveriges Allmänna Rösträttsförbund)’nun bir varyantı veya ardılı olarak 1921 yılına kadar hizmet etti.
LKPR, ayrıca, kendisinden birbuçuk yıl sonra, 3 Temmuz 1904 tarihinde Almanya’nın başkenti Berlin’de kurulan ve uluslararası çapta faaliyet gösteren bir kadın hareketi organizasyonuna da üye olmuştu. Bu organizasyon, 1904 yılında International Woman Suffrage Alliance (IWSA) adıyla kurulmuş, 1926 yılında International Alliance of Women (IAW) adını almıştır.
4 Ekim 1904 tarihinde, Göteborg şehrinin futbol takımı olan ve kısaca IFK Göteborg olarak anılan Idrottsföreningen Kamraterna Göteborg (Göteborg Yoldaşlar Spor Derneği) kulübü kuruldu.
Renkleri mavi – beyaz olan IFK Göteborg, maçlarını İsveç’te düzenlenen 1958 FIFA Dünya Kupası nedeniyle inşâ edilen ve 29 Mayıs 1958 günü açılışı yapılan Ullevi Stadı’nda oynamaktadır. Takımın taraftarlarca benimsenen üç ayrı takma ismi var: “Blåvitt” (Mavi – Beyazlılar), “Änglarna” (Melekler) ve “Kamraterna” (Yoldaşlar).
Futbolun yanısıra bowling, atletizm, koşu, kayak ve sürat pateni branşları bulunuyor.
Bugün hem İsveç’in hem Avrupa’nın köklü ve güçlü futbol takımlarından biri olan IFK Göteborg, 4 Ekim 1904 tarihinde yirmili yaşlardaki gençler tarafından Göteborg’un Annedal semtindeki Linnéstaden adlı cadde üzerinde bulunan “Café Olivedal” isimli bir kafede kuruldu. Kulübün ilk yönetim kurulu şu şekilde oluşturulmuştu: Arthur Wingren (kulüp başkanı), Enoch Olsson (başkan yardımcısı), John Säwström (sekreter), Nils Andersson (sekreter yardımcısı), M. Meyer (sayman), Herbert Johansson (küratör), James Andersson (yedek küratör) ve S. Ljunggren (yedek küratör).
İlk toplantıda futbol komitesi oluşturuldu. Takımın oynadığı ilk futbol maçı, aynı yıl, bölgenin diğer bir takımı olan IK Viking’e karşı oynadığı dostluk müsabakasıdır. IFK Göteborg, tarihindeki bu ilk maçını 4 – 1 kazandı. IFK Göteborg, daha sonra ilk resmî maçını da yine IK Viking’e karşı oynamış ve bu sefer 2 – 1 kaybetmiştir.
1904 yılında kurulan, 1908 yılında İsveç Millî Takımı’na 3 futbolcusunu gönderen IFK Göteborg, 1910 yılında renklerini mavi – beyaz olarak belirledi ve renkleri halen böyledir.
IFK Göteborg, şu anda komşu şehir Malmö takımı Malmö FF (Malmö Fotbolförening) ve başkent takımı AIK Solna (Allmänna Idrottsklubben) ile birlikte İsveç’in en güçlü üç futbol takımından biridir.
Tam 18 kez İsveç Şampiyonluğu’nu kazanan, 7 kez İsveç Kupası’nı ve 1 kez İsveç Süper Kupası’nı müzesine götüren IFK Göteborg, 2 defa da (1982 ve 1987) UEFA Kupası’nı kazanmıştır. Bugüne dek Avrupa çapında başarı gösterip UEFA Kupası’nı kazanmış tek İsveç kulübüdür.
Hemen her sezon ya UEFA Şampiyonlar Ligi’nde ya da UEFA Avrupa Ligi’nde boy gösteren IFK Göteborg, bugüne dek Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray ile de maç yapmış, bu maçlar zevkli ve çekişmeli geçmiştir. Başarılarla dolu bir tarihi olan IFK Göteborg’un tarihindeki en büyük eksiklik, bugüne dek Elazığspor’la ve Adıyamanspor’la hiç maç yapmamış olmasıdır. Bu durum, IFK Göteborg’un büyüklüğüne gölge düşüren tek husustur. Onlar da bunun ezikliğini hep yaşıyorlar.
Mimarlığını Nils Einar Eriksson (1899 – 1978)’un yaptığı, iç dekorasyon çizimlerini de Ernst Otto Krüger (1859 – 1926)’in gerçekleştirdiği Göteborg Konser Evi’nin açılışı, 11 Şubat 1905 tarihinde gerçekleştirildi. Açılış merasiminde Filarmoni Cemiyeti (İsv. Filharmoniska Sällskapets) tarafından İsveçli ünlü kemancı Tor Bernhard Wilhelm Aulin (1866 – 1914) öncülüğündeki 55 kişilik büyük bir orkestra Göteborg halkına muhteşem bir müzik ziyafeti çektirdi. Göteborg Konser Evi’ndeki bu tarihî konser esnasında büyük salonda 1722 kişi, 100 numaralı salonda da 1022 kişi oturuyordu.
Ormanda bulunan bu Konser Evi, o tarihlerde İsveç’in en büyük müzik mekânıydı ve aynı anda 1294 kişiyi ağırlayabiliyordu. İlk yıllarında İskandinavya’nın dört ülkesinden dört bestekâr, Göteborg Konser Evi’ndeki konserlere öncülük ve maestroluk yaptılar. Bunlar; İsveçli Carl Wilhelm Eugen Stenhammar (1871 – 1927), Danimarkalı Carl August Nielsen (1865 – 1931), Norveçli Christian August Sinding (1856 – 1941) ve Finlandiyalı Jean Julius Christian Sibelius (1865 – 1957) idiler.
1905 yılında kurulan Göteborg Konser Evi’nin 10. yaşını kutladığı 1915 yılında, bu “özel yıl”da bu müzik mekânında toplam 906 konser, 105 toplantı ve konferans, 78 diğer kültürel etkinlikler düzenlendi. Bütün bu organizasyonlara iştirak eden toplam ziyaretçi sayısı ise 1 milyonu rahat aşmıştı. Bedava kömür ve makarna dağıtmadıkları halde bu etkinliklere bu kadar çok insanın katılması, Göteborg halkının müziğe ve sanata olan ilgisini gösteriyor.
1905 yılında Göteborg Senfoni Orkestrası (İsv. Göteborgs Symfonikerna) kuruldu.
Götaplatsen adlı meydandaki Göteborg Konser Evi (İsv. Göteborgs Konserthuset)’nde faaliyetlerini gerçekleştiren ve 1997 yılında İsveç Millî Orkestrası (İsv. Sveriges Nationalorkester) adını alan bu orkestra, halen İsveç’in yedi profesyonel orkestrasından biridir.
Kurulduğu tarihten bu yana Göteborg Senfoni Orkestrası’nın müzikal şefliğini şu isimler yapmıştır: Heinrich Hammer (1905 – 07), Carl Wilhelm Eugen Stenhammar (1907 – 22), Anders Johan Ture Rangström (1922 – 25), Tor Gustaf Teodor Mann (1925 – 39), Issay Aleksandrovitsj Dobrowen (1941 – 53), Dean Dixon (1953 – 60), Sten Orvar Frykberg (1960 – 67), Sergiu Comissiona (1967 – 73), Sixten Ehrling (1974 – 76), Charles Dutoit (1976 – 79), Neeme Järvi (1982 – 2004), Mario Venzago (2004 – 07), Gustavo Adolfo Dudamel Ramirez (2007 – 12) ve Santtu-Matias Rouvali (2017 – halen şef).
1906 yılında Keillers Park adlı doğa parkı kuruldu. Park, İskoç sanayici ve işadamı Alexander Keiller (1804 – 74)’in oğlu olan sanayici ve işadamı James Keiller (1836 – 1918) tarafından kuruldu ve parka kendi soyadını verdi.
1909 yılında Göteborg’un nüfûsu, 163 bin 957’ye ulaşıyor. Yarısı sporla yarısı müzikle uğraşıyor. Ondan sonra durumlar iyi gitmiyor, çünkü Birinci Dünya Savaşı başlıyor.
Dünyanın anasının ağladığı 20. yy’ın başlarında, Göta Nehri’nin neredeyse tamamı konut geliştirme süreci yaşıyordu. Hisingen’deki köprü başları bu dönemde kuruldu. 1906 yılında Lundby kuruldu ve dört yıl sonra (1910) Backa’nın kuruluşu gerçekleşti. Götaälvbron ise 1939’da açıldı ve hemen tersanelere bağlandı. Brämaregården, Lindholmen ve Rambergstad’da işçi alanları büyüdü. Göteborg’un yeni yüzyılda inşâ edilen banliyöleriydi bunlar. Güneybatıdaki yerleşim bölgelerine ve temiz yerleşim alanlarına kiralık evler eklendi. Vallgraven, Kungsportsavenyn ve Götaplatsen tamamen şehir, ticaret, yönetim ve kültür kurumlarıyla donandı. Hendek içerisindeki Östra Hamngatan ve Kungsgatan şehrin ana alışveriş caddesi olurken, Västra Hamngatorna ve Södra Hamngatorna banka ve ofis sokakları oldular.
Östra Hamn Kanalı’nın güney kısmı 1898 – 1900 yıllarında, Batı Liman Kanalı da 1903 – 05’te yeniden dolduruldu ve Vallgraven – Stora Liman Kanalı’nın işlevini kaybetmesi üzerine 7 köprü kuruldu.
1910 yılında Göteborg Tiyatro Derneği (İsv. Göteborgs Teaterförening) kuruldu ve bu dernek, şehre böyle bir tiyatro kurulması için Nisan 1912’de belediyeye başvurdu. Şehir Tiyatrosu’nun hikâyesi böyle başladı.
Aynı yıl, 1910, nehrin güney kıyısındaki Stigbergskajen semtinde Balık Limanı (İsv. Fiskhamnen) açıldı.
… ve I. Dünya Savaşı (1914 – 18).
Göteborg, I. Dünya Savaşı yıllarında uluslararası deniz ticaretinde baskın bir konumdaydı ve toplam İsveç tonajının üçte birinden fazlasına sahipti. Ancak Göteborg deniz ticareti ve gemileri, binlerle kaybedilen insan yaşamından ve savaş gemilerinden ciddi biçimde etkilendi.
Yalnız deniz ticareti de değil. Birinci Dünya Savaşı esnasında Göteborg bölgesindeki tekstil ve metal endüstrisinde toplam 28 bin işçi çalışıyordu. Savaş nedeniyle Göteborg’daki geleneksel teksitl endüsrisi nerdeyse tamamen yok olma durumuna geldi.
Ancak savaş yıllarında dahi beri yandan imar çalışmaları devam ediyordu. 1916 yılında “Göteborg Radio” adlı radyo kanalı yayın hayatına başladı. Yine aynı yıl, Eski Ullevi Stadı (İsv. Gamla Ullevi Stadion) inşâ edildi. Ayrıca Lorensberg Tiyatrosu (İsv. Lorensberg Teatern) da yine bu yılın içinde kuruldu. Röhsska Müzesi (İsv. Röhsska Museet) de hakezâ.
4 Ekim 1916 tarihinde Willgodt Kullgren (? – ?), Mathilda Axel Ludvig Broström (1838 – 1905), Wilhelm Julius Henriques (1853 – 1931), Gustaf Werner (1859 – 1948), Ernst Otto Krüger (1859 – 1926), Anna Johansson (1860 – 1917), Herman Mannheimer (1867 – 1942), Conrad Martin Pineus (1872 – 1945), Hjalmar Wijk (1877 – 1965) ve Gösta Josef Fraenckel (1885 – 1980) gibi önemli isimlerden oluşan 10 sanatçı, kaleme aldıkları ortak tarihî bir mektupta, şehir tiyatrosunun kurulması için bir kampanya başlatılması çağrısı yaparak mektubu Göteborg Şehir Konseyi’ne sundular. Şehirdeki finans merkezlerinin, bankalar, şirketler ve farklı sanatsever çevrelerin, tiyatro merkezinin yapımı için 1916 – 19 yılları arasında verdikleri krediler ve yaptıkları bağışlar, 1, 6 milyon Kron’u buldu. Göteborg Şehir Konseyi, tiyatronun inşâ edilmesi kararını 1917 Sonbaharı’nda aldı ve Aralık 1917’de bunu resmî olarak duyurdu. 1918 yılında da çalışmalar somut olarak başlatıldı.
Beri yandan savaşın ölümcül ve yıkıcı etkileri, şehir halkını korkunç derecede etkiliyordu. Avrupa’nın pekçok ülkesinde ve şehrinde olduğu gibi, İsveç ve Göteborg’da da savaş yıllarında açlık ve yoksulluk azamî seviyeye yükselmişti.
Bu durumun bir sonucu olarak, 1917 yılında Göteborg şehrinde yürek burkan bir hadise yaşanır: 1917 Göteborg Ekmek Ayaklanması (İsv. 1917 Göteborg Brödupproret).
Ekmek Ayaklanması, korkunç savaş yıllarında, Göteborg’daki açlık ve sefaletin bir sonucu olarak 1917 yılının Mayıs ayında patlak verdi. Kıtlık nedeniyle hükûmetin uyguladığı radikal gıda politikası, aç ve sefil durumdaki halkın isyan etmesine sebep olmuştu.
5 Mayıs 1917 günü Göteborg şehrinde yaklaşık 40 bin kişi, Annedal, Haga, Masthugget ve Landala semtlerinde toplanarak toplu bir gösteriye başladı. Nihayetinde ordu, Göta Topçu Birliği’nden askerî bir birliği göstericilerin üzerine gönderdi. Saat sabah 09:00’da kadınlar Allmänna Vägen adlı cadde üzerinde bulunan “Majornas Ångbageri” isimli ekmek fırınının önünde toplandılar. Kadınlar, kupon olmadan ekmek satın almak istediklerini bildirdiler. Aynı anda Redbergsvägen – 28 adresindeki bir manav dükkânının önünde toplanan kadınlar da kupon olmadan patates satın almak istediklerini deklare ediyorlardı.
Saat 15:00’te kadın göstericiler Johannesplatsen adlı meydanda toplandılar ve burada kaleme almış oldukları “Fred Bröd” (Ekmek Barışı) adlı bir bildiri okudular. Kadın göstericilerin liderlerinden Nelly Maria Thüring (1875 – 1972), bildiriyi okuduktan sonra gösteriye yarın da devam edeceklerini duyurdu. (İLGİNÇ BİR BİLGİ NOTU – 1: Nelly Maria Thüring’in konuşmasını yaptığı tepe, daha sonra bu anıyı yaşatmak için “Thürings Kulle” [Thüring Tepesi] olarak adlandırılmıştır ve ismi halen öyledir… İLGİNÇ BİR BİLGİ NOTU – 2: Bu hadiseden dört yıl sonra, 1921 yılında milletvekili seçilen Nelly Maria Thüring, İsveç Parlamentosu’na seçilen ilk 5 kadın milletvekilinden biridir.)
Johannesplatsen’de bir kalabalık, Andra Långgatan adlı cadde üzerindeki bir buharlı fırın dükkânına doğru yürüyüşe başladı. Fırının içindeki çalışanlar, kadın göstericilerin korkusundan dışarı çıkamadılar. Polis, fırını boşaltmak için oraya geldi. Dışarıda yaklaşık 1000 kadın toplanmıştı. Polis, kalabalık kadın gösterici grubuyla başedemeyince, bölgeye takviye polis kuvvetleri gönderildi. Polislerin sayısı kalabalıklaşınca ve sert önlemler almaya başlayınca, kadınlar orayı terkedip bu sefer de Övre Husargatan adlı cadde üzerinde yer alan “Olof Asklunds Ångbageris” isimli ekmek fırınına doğru yürümeye başladılar. Polis, kadınlarla başedemeyeceğini ve evlerine ekmek götürmezlerse kadınların dağılmayacağını anlayınca, burada göstericilere farklı davrandı. Fırının önünde kadın göstericilere yardımcı olan ve kadınların kupon olmadan ekmek satın alabilmelerini sağlayan bir kuyruk oluşturan polis, gerginliği hafifletmeyi başarmıştı. Ekmeklerini alan kadınlar, çocuklarına ekmek götürecek olmalarının mutluluğu içinde evlerinin yolunu tuttular. Gösteri, 17:00 sularında bitti.
Ferdâsı gün, gerçek bir isyan oldu. 6 Mayıs günü gerçekleşen gösterilerde çok daha kalabalık bir kitle vardı: 8000 kadın…
Göteborg Emniyeti, kadın gösterici kitlesine karşı polislerle başedemeyeceğini anlayınca, Göteborg Emniyet Müdürü August Martin Kjellin (1867 – 1940), orduyu yardıma çağırdı.
Ordu ve polis birlikte ve aynı anda gösterici kadınlara saldırdı. Eylemi bastırmak için topçu birlikleri dahi çağrılmıştı. Gösterici kadınlara (nerdeyse tamamı anne) karşı plastik mermiler ve gözyaşartıcı bombalar kullanıldı. Onlarca kadın gösterici yaralandı. Gösteri, sert önlemlerle ve şiddet kullanılarak zorla bastırıldı.
Ertesi gün çıkan gazeteler, polisin ve ordunun sert tutumunu şiddetle eleştirdiler. “Ny Tid” (Yeni Zaman) gazetesi özellikle orduyu eleştirirken, “Göteborgs Morgonpost” (Göteborg Sabah Postası) gazetesi ise çocuklarına ekmek götürebilmekten başka amacı olmayan zavallı ve mâsum kadınları savunmasız bir biçimde mermilerin ve bombaların önüne attıkları için bilhassa kadın göstericilerin lideri Nelly Maria Thüring’i ve işçi örgütlerini eleştirdi. Birinin polisi ve orduyu, birinin de gösterinin organizatörlerini ve işçi örgütlerini sert biçimde eleştirdiği bu iki gazetenin yazdıkları, aynı günün akşam saatlerinde İşçi Dernekleri (İsv. Arbetareföreningen)’nde ve Sosyal Demokratik Kadın Kulübü (İsv. Socialdemokratiska Kvinnoklubb)’nde yapılan toplantılarda ele alınıp yoğun biçimde tartışıldı. Burada Thüring, kendisine yöneltilen suçlamaları reddetti.
Gösteriler sonunda, 30 kadına “hırsızlık” suçlamasıyla 5 aylık hapis cezası verildi. 3 çocuk da “sorumsuz” annelerinin elinden alınarak çocuk eğitim merkezlerine mâhkum edildi.
Cihan Harbi’nden sonraki ilk nüfûsu sayımı 1920 yılında yapıldı. Göteborg’un nüfûsu, 200 bin 577 kişi.
1920’lerde gerçekleştirilen demokratik atılımın ardından belediyenin ve devletin görevlerinin görünümü keskin bir şekilde değişti. 1918 Anayasası Reformu’na göre belediyenin oy hakları kabul edilmiş ve 40 derecelik oylama ölçeği kaldırılmıştır. Özellikle şehrin sosyal kurumları ve kültürel alanı bu yeni düzenlemeden etkilenmiştir.
İsveçli Yahudîler’in entegrasyonu, Göteborg’un canlı bir ortam kazanmasını ve güçlü bir gazete basınıyla karakterize edilmesini sağlamış, gerek iş dünyasının gerekse basın – yayının modern ve liberal bir görünüm kazanmasını kolaylaştırmıştır. İsveçli mimarî tarihçisi Kurt Fredric Bedoire (1945 – halen hayatta), bu hususta, “İsveç’te hiçbir yerde Yahudîler’in Göteborg’da bıraktığı iz kadar bir etkinliği olmamıştır” demektedir. Eski İsveçli Yahudîler, Göteborg’da Göteborg Özel Bankası (İsv. Göteborgs Privatbank) ve İskandinavya Kredi Bankası (İsv. Skandinaviska Kredit AB)’nın oluşumuna katılmıştır. Bazı Yahudîler de kendilerini David Felix Bonnier (1822 – 81) gibi yayıncılık ve gazete endüstrisine vermişlerdir.
31 Ağustos 1922 tarihinde Özgür Liman (İsv. Frihamnen)’ın açılışı gerçekleştirildi.
Göteborg’un en iç limanı olan Frihamnen, Hisingen Adası ile şehrin anakara kesimini bağlayan Göta Nehri Köprüsü (İsv. Götaälvbron)’nün olduğu yerde bulunmaktadır. Açılışı 31 Ağustos 1922 günü bizzat İsveç Prensi VI. Oscar Fredrik Wilhelm Olaf Gustaf Adolf (1882 – 1973) tarafından yapılmış ve daha sonra Göteborgs Frihamns AB şirketi tarafından sahiplenilmiştir. 1943 yılında da Göteborg’daki tüm hisseleri devralmıştır.
Açılışı yapıldığında, limanın 1135 m’lik rıhtımı vardı ve su derinliği 9 m’ye kadar çıkabiliyordu. Arazi alanı 19, 3 hektar, su lagünü ise 9 hektardı. Mevcut rıhtım uzunluğu daha sonra 1937 m’ye çıkartıldı ve su derinliği de şimdi 6 – 9, 5 m arasındadır.
8 Mayıs – 15 Ekim 1923 günleri arasında Göteborg’da, şehrin kuruluşunun 300. yıldönümü anısına ve fakat savaşın getirdiği yıkımdan dolayı dört yıl gecikmeli olarak, Göteborg Jübileum Sergisi (İsv. Jubileumsutställningen i Göteborg) veya daha ayrıntılı adıyla Göteborg 300. Yıl Jübilesi Jübileum Sergisi (İsv. Jubileumsutställningen 300-Årsjubileum i Göteborg) düzenlendi. Açılışı bizzat İsveç Kralı V. Oscar Gustaf Adolf (1858 – 1950) tarafından gerçekleştirilen serginin genel komiserliğini Albert Harald Adelsohn (1883 – 1968) yapıyordu.
Sergiyi açık olduğu 5 ay boyunca toplam 4 milyon 200 bin kişi ziyaret etti.
Sergi nedeniyle Göteborg’da çeşitli kurumlar ve yapılar da inşâ edilmişti. Bunlardan biri olan Göteborg Sanat Müzesi (İsv. Göteborgs Konstmuseum) binası, şehrin 300. yılını kutlayan ve İskandinav mimarîsindeki anıtsal neo – klasik stili temsil eden İsveçli mimar Sigfrid Ericson (1879 – 1958) tarafından 1923 yılında gerçekleştirilen bu uluslararası sergi için inşâ edildi. Bina, bu şehirdeki binalarda sıkça kullanılmasından dolayı “Göteborg tuğlası” ismi verilen sarı renkte bir tuğladan yapılmıştır.
İlk başlarda Doğu Hindistan Şirketi (İsv. Östra Indian Företag)’nin şehirdeki merkezi olarak inşâ edilmiş olan bina, 1861 tarihinde müzeye dönüştürülmüştü. Bu cömertliği sebebi ile müzede sürekli bir “Doğu Hindistan Şirketi Sergisi” kurulmuştu. Şehrin en büyük müzesiydi. Göteborg’un kurulmasından önce bölgede hüküm süren Vikingler ve şehrin kurulması ve sonrasında yaşanan dönemler zengin bir koleksiyonla sergilenmekteydi. Müze ayrıca şehrin geliştirilip güzelleştirilmesi amacı ile fikirlerin ve vizyonların sergilendiği bir forum olarak da kullanılmaktaydı.
Göteborg Müzesi’nin sanat koleksiyonları, diğer çeşitli katkılarla birlikte, bağışlarla da genişletildi. 19. yy sonunda faaliyet gösteren Göteborg Sanat Derneği (İsv. Göteborgs Konstförening), 30 resim verdi örneğin. 1876 yılında sertifikalı alışveriş merkezi bayiî sahibi Bengt Erland Dahlgren (1809 – 76), öldüğünde mirasının 250 bin Kron’luk kısmını müzeye bağışlamıştı. 1902 yılında Göteborglu Yahudî mozaikçi Pontus Fürstenberg (1827 – 1902) ve eşi Göthilda Magnus Fürstenberg (1837 – 1901)’in sanat koleksiyonu da miras olarak müzeye kalmıştı. Sanat tutkunu bir çift olan Pontus – Göthilda Fürstenberg çifti, Kuzey Avrupa ülkelerinden topladıkları ve 1880 – 1890’lara ait sanat eserlerinden oluşan koleksiyonlarını müzeye bağışlamışlardı ve onların bağışladığı eserler, bugün müzenin içinde “Fürstenberg Galerisi” olarak adlandırılmış bölümde sergilenmektedir. 1918 yılında İsveçli armatör Gustaf Werner Lundqvist (1868 – 1943), başka değerli şeylerin yanısıra, 18. yy İsveç sanatına ait çok kıymetli eserleri müzeye bağışladı. 1921 yılında da bunları İsveçli işadamı Gustaf Werner (1859 – 1948)’in yaptığı paha biçilmez bağışlar takip etti.
Müze koleksiyonlarıyla bağlantılı olarak şehir müzesi için böyle bir bina inşâ edilmesi amacıyla çalışmaların başlaması, 1916 yılına kadar dayanıyor. Bu tarihte, banka müdürü Jonas Henrik Reinhold C:son Kjellberg (1858 – 1942)’in hisselerini müzeye bağışlayacağını duyurmasından sonra, girişim için gerekli finansal kaynak sağlanarak çalışmalara başlanıyor. 1917 – 18 yıllarında Götaplatsen’in ve düşünülen müzenin tasarımı için mimarî yarışmalar düzenleniyor. Yarışmada finale kalan mimarlar Arvid Mattsson Bjerke (1880 – 1952), Ragnar Ossian Swensson (1882 – 1959), Ernst Torsten Torulf (1872 – 1936) ve Sigfrid Ericson (1879 – 1958) olurlar. Ancak proje üzerinde çalışanlar sadece Ernst Torsten Torulf ve Sigfrid Ericson oldular.
Ana çizimler 1919 yılında yapıldı ve inşaat çalışması 1921’de başladı. 1923 yılında ise binanın inşaatı tamamlanarak müzenin açılışı gerçekleştirildi. (Göteborg Sanat Müzesi ile ilgili daha ayrıntılı bilgi için bkz. Vikingler Selam Durdu Ben Âşık Olunca İskandinavya’ya – 42)
8 Mayıs 1923 tarihinde (yukarıda bahsettiğimiz uluslararası serginin başladığı aynı gün) Liseberg adlı eğlence parkının açılışı da gerçekleştirildi. Şehrin Heden bölgesinde açılan bu eğlence parkı, ismini, parkın yapıldığı arsanın ilk sahibi olan Johan Anders Lamberg (1712 – 83)’in karısı Elisabeth Söderberg (? – ?)’den alır. “Elisabeth”in “lisa”sı ile “Söderberg”in “berg”i birleştirilip “Liseberg” ismi verilmiştir.
20 hektarlık büyüklüğüyle halen dahi İskandinavya’nın en büyük eğlence parkı olan Liseberg’i günümüzde yılda ortalama 3 milyon kişi ziyaret etmektedir.
Bu parkın açılmasından dört gün sonra, 12 Mayıs 1923 tarihinde Slottsskogsvallen (Kale Ormanı Sahası) adlı spor merkezi açıldı. Bir futbol ve atletizm sahasıdır. Göteborg’un Slottsskogen (Kale Ormanı) semtinde bulunduğu için bu isim verilmiştir.
8 bin 480 kişilik stad, İsveç’in en güzel spor arenası kabul ediliyor. 1926 yılında 2. Dünya Kadınlar Spor Oyunları (İsv. II Internationella Kvinnliga Idrottsspelen; Frsz. 2èmes Jeux Féminins Mondiaux)’na (birazdan bahsedeceğiz) evsahipliği yaptı. 2006 yılına kadar Kopparbergs / Göteborg FC takımının sahasıydı.
9 Haziran 1923 tarihinde Göteborg Doğa Tarihi Müzesi (İsv. Göteborgs Naturhistoriska Museum) açıldı. Müze, az önce bahsettiğimiz spor sahası ile aynı semtte, Slottsskogen (Kale Ormanı) semtinde, semtin güneyindeki Linnéplatsen adlı meydanda açılmıştır. O zamanki parayla, 1 milyon 480 bin İsveç Kronu (SEK)’na malolmuştur.
Müze, 31 Ekim 1833 tarihinde kurulmuş olan Göteborg Kraliyet Bilim ve Bilgi Cemiyeti (İsv. Kungliga Vetenskaps- och Vitterhetssamhället i Göteborg) tarafından açılmış olup, ekoloji ve çevre üzerindeki insan etkisinin sıklıkla sergilendiği alanlardan biridir. Dünyanın dört bir yanından getirtilmiş hayvanlar da sergilenir.
Müzenin dışında, “Rymdpromenaden” (Uzay Yürüyüşü) adı verilen ve açılışı 14 Ekim 1978’de yapılan, yaşadığımız Güneş Sistemi’nin 1:2000000000 (iki milyarda bir) küçültülmüş bir modeli bulunuyor. Güneş, müzenin dış duvarında 70 cm çapında sarı bir top olarak tasvir edilirken, en güneşli gezegen Merkür müzenin yapıldığı tepenin güney yamacında, Jüpiter de müzenin batısındaki gözlemevinde yer almaktadır. Bu ölçekte, Güneş’in çapı 700 mm, Dünya’nın çapı 6 mm, Ay’ın Dünya’dan uzaklığı 190 mm’dir.
8 Temmuz 1923 tarihinde Göteborg Botanik Bahçesi (İsv. Göteborgs Botaniska Trädgård) açıldı. Halk arasında kısaca Botaniska denilmektedir. Bahçe, Göteborg’un Majorna – Linné semtinin Änggården mahallesinde yer almaktadır.
Göteborg şehrinin kuruluşunun 300. yıldönümü münasebetiyle ve bu kutlamalarla bağlantılı olarak, şehir idaresi, bir botanik bahçesi kurmaya karar verdi. Planlama için, İsveçli botanikçi, arkeobotanikçi, biyolog ve jeolog Johan Rutger Sernander (1866 – 1944) işe alındı ve meslektaşı, İsveçli botanikçi ve Antarktis’in kâşiflerinden olan Carl Johan Fredrik Skottsberg (1880 – 1963) bu çalışma için görevlendirildi. Bahçenin nadir bitkilerini toplamak için dünya çapında araştırmalar yapan Skottsberg, daha sonra bahçenin ilk müdürü oldu. Bu görevini de tâ 1948 yılına kadar sürdürdü.
Göteborg Botanik Bahçesi, kuruluşundan hemen bir yıl sonra, 1924 yılında başlayarak kendi yayın organı olan “Acta Horti Gotoburgensis” adlı dergiyi yayınlamıştır. Dergide Botanik ve Biyoloji konularında bilimsel makaleler yayınlanmaktadır.
Bahçenin sembolü olarak ahşap anemon (Lat. anemone nemorosa) çiçeği seçildi.
Pekçok kaynaktan yapılan bağışlar, ofis binasının inşâsının finanse edilmesi de dahil olmak üzere, hayatî bir rol oynamıştır. Arsa, belediye ve özel şahıslar tarafından bağışlandı. Ofis binası, İsveçli mimar Arvid Mattsson Bjerke (1880 – 1952) tarafından tasarlandı ve açılıştan üç yıl sonra, 1926’da tamamlandı. 1936 yılında ise herbaryumun barındırılması için bir kanat eklendi.
1956 yılında bahçe, hayatta kalan son Toromiro ağacından tohum aldı. Bunları, Norveçli doğabilimci, arkeolog, antropolog, dilbilimci, çevre aktivisti ve maceraperest Thor Heyerdahl (1914 – 2002), 1955 – 56 yıllarında Şili’ye bağlı olan Paskalya Adası (Rap. Rapa Nui; İsp. Isla de Pascua)’na yaptığı gezilerinde toplamıştı. Böylece Göteborg’daki bahçe, bu ağacın korunmasında önemli rol oynamıştır.
Kurum binası, 1961 yılında yaklaşık 1 milyon yapraklık bir herbaryum içeriyordu.
1950’li yıllarda İsveçli dendrolog (ağaçbilimci) ve bahçeci Tor Gustaf Nitzelius (1914 – 99), Uzakdoğu Asya’dan ithal edilen bitkilerle bahçenin içinde bir “Japonya Vadisi” kurdu.
Ana girişten sağa doğru, Biyoloji ve Çevre Bilimleri Dairesi (İsv. Institutionen för Biologi och Miljövetenskaper) binalarının inşâsı için Göteborg Üniversitesi’ne komşu bir arsa bağışlandı. Binalar, İsveçli mimarlar Stig Hansson (? – ?) ve Walter Jacob Kiessling (1923 – 2007) tarafından tasarlandılar ve 1971 yılında tamamlandılar.
1975 yılında bahçenin içinde bir dizi ekzotik ağaç ile arboretumu içeren “Skogsmarker” (Ormanlık) kuruldu ve burası “doğa rezervi” olarak ilan edildi.
1998 yılında bahçenin sorumluluğu Göteborg Belediyesi’nden Västra Götaland (Batı Götlanda) bölgesine devredildi.
Göteborg Botanik Bahçesi (İsv. Göteborgs Botaniska Trädgård), 2003 yılında “İsveç’in En Güzel Bahçesi” seçilmiştir.
İlk kurulduğu 1923 yılında 37 hektarlık bir alana sahip olan Göteborg Botanik Bahçesi’nin günümüzdeki büyüklüğü 175 hektarı (yaklaşık 430 dönüm) kapsıyor. İçinde 16 bin farklı bitki türü barındırıyor. Bunların 1500’ü vahşi doğada tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan veya tükenen ama Göteborg Botanik Bahçesi sayesinde kurtarılmış olan bitki türleridir. Tarlada yetiştirilemeyen yaklaşık 4 bin farklı tür, serada yer almaktadır.
1926 yılında Göteborg şehrinde 2. Dünya Kadınlar Spor Oyunları (İsv. II Internationella Kvinnliga Idrottsspelen; Frsz. 2èmes Jeux Féminins Mondiaux) düzenlendi. 27 – 29 Ağustos 1926 günleri arasında düzenlenen bu büyük organizasyona, bundan üç yıl önce açılan ve yukarıda bahsettiğimiz Slottsskogsvallen (Kale Ormanı Sahası) adlı spor merkezi evsahipliği yapıyordu.
Merkezi Fransa’nın başkenti Paris’te bulunan ve kısa adı FSFI olan Uluslararası Kadın Spor Federasyonu (Frsz. Fédération Sportive Féminine Internationale) tarafından ve FSFI Başkanı Alice Milliat (1884 – 1957)’ın girişimiyle Göteborg’da düzenlenen oyunlara 9 ülkeden 100 kadın sporcu katıldı. Bu ülkeler; İsveç (evsahibi), Letonya, Polonya, Çekoslovakya, İsviçre, Fransa, Belçika, İngiltere ve Japonya idi. Katılımcılar 12 farklı branşta mücadele etti.
1930 yılında Rya Petrol Limanı (İsv. Rya Oljehamn) faaliyete geçti ve büyük petrol şirketleri hızla tankerlerini genişlettiler.
1931 yılında Götaplatsen adlı meydanın tam ortasında, İsveçli ünlü heykeltıraş Carl Milles (1875 – 1955)’in eseri olan Poseidon Çeşmesi dikildi. Meydan ilk düzenlendiğinde ortaya bir çeşme yapılmış, eski Yunan deniz tanrısı Poseidon’un heykeli Carl Milles tarafından hazırlanıp çeşmeye eklenerek meydan tamamlanmıştır. Deniz tanrısı Poseidon, sağ elinde bir balık, sol elinde ise bir balıkçı kayığı tutuyor. (Poseidon hakkında daha geniş bilgi için bkz. Vikingler Selam Durdu Ben Âşık Olunca İskandinavya’ya – 42)
14 Temmuz 1933 tarihinde Denizcilik Müzesi (İsv. Sjöfartsmuseet) ya da şimdiki adıyla Denizcilik Müzesi Akvaryumu (İsv. Sjöfartsmuseet Akvariet) kuruldu. Stigbergstorget semtinde kurulan müzenin yanında bir deniz kulesi bulunmaktadır.
Müze, 1912 yılından beri faaliyet yürüten Göteborg Denizciler Birliği (İsv. Nautiska Föreningen i Göteborg) tarafından kuruldu ve kuruluş çalışmalarına bu birliğin başkanı olan gemi yapımcısı Gustaf Werner Lundqvist (1868 – 1943) öncülük etti.
Günümüzde yıllık ortalama 160 bin kişinin ziyaret ettiği Denizcilik Müzesi’nin sergileri, hem tarihsel hem teknik olarak deniz, denizcilik ve balıkçılık ile ilgilidir. Binanın içinde bir café bulunuyor. Rehberli turlar, konferanslar, film gösterileri ve özel etkinlikler, düzenli olarak yapılmakta.
2 Temmuz 1934 tarihinde Göteborg ile başkent Stockholm arasındaki ilk düzenli hava trafiği, mühendis Olle Ekman (? – ?) tarafından açıldı.
29 Eylül 1934 tarihinde Göteborg Şehir Tiyatrosu (İsv. Göteborgs Stadsteatern) binası açıldı. Tiyatro, Götaplatsen Meydanı’nda, Göteborg Sanat Müzesi’nin hemen yanında bulunuyor. Çok müstesnâ bir özelliği var: İsveç’in en eski tiyatrosudur.
İlk başta, 1910 yılında Göteborg Tiyatro Derneği (İsv. Göteborgs Teaterförening) kuruldu ve bu dernek, şehre böyle bir tiyatro kurulması için Nisan 1912’de belediyeye başvurdu. Şehir Tiyatrosu’nun hikâyesi böyle başladı. 4 Ekim 1916 tarihinde Willgodt Kullgren (? – ?), Mathilda Axel Ludvig Broström (1838 – 1905), Wilhelm Julius Henriques (1853 – 1931), Gustaf Werner (1859 – 1948), Ernst Otto Krüger (1859 – 1926), Anna Johansson (1860 – 1917), Herman Mannheimer (1867 – 1942), Conrad Martin Pineus (1872 – 1945), Hjalmar Wijk (1877 – 1965) ve Gösta Josef Fraenckel (1885 – 1980) gibi önemli isimlerden oluşan 10 sanatçı, kaleme aldıkları ortak tarihî bir mektupta, şehir tiyatrosunun kurulması için bir kampanya başlatılması çağrısı yaparak mektubu Göteborg Şehir Konseyi’ne sundular. Şehirdeki finans merkezlerinin, bankalar, şirketler ve farklı sanatsever çevrelerin, tiyatro merkezinin yapımı için 1916 – 19 yılları arasında verdikleri krediler ve yaptıkları bağışlar, 1, 6 milyon Kron’u buldu.
Göteborg Şehir Konseyi, tiyatronun inşâ edilmesi kararını 1917 Sonbaharı’nda aldı ve Aralık 1917’de bunu resmî olarak duyurdu. 1918 yılında da çalışmalar somut olarak başlatıldı. 1926 yılında mimar Carl Gustaf Bergsten (1879 – 1935), nasıl bir tasarım geliştirilmesi konusunda rejisör ve skenograf Knut Egron Ström (1887 – 1971)’e danıştı. Bu yönde yapılan tartışmalar ve farklı kesimlerden gelen önerilerle, 1930 yılında hem meydanın hem de binanın aynı anda ve birbirini tamamlar biçimde inşâ edilmesi konusunda fikirbirliği oluştu.
Binanın ilk temel taşı 28 Mayıs 1931 tarihinde atıldı ve inşaat 3 yıl sürdükten sonra, Göteborg Şehir Tiyatrosu’nun yapımı 1934 yılında tamamlandı. Binanın açılışı 29 Eylül 1934 tarihinde, saat 18:30’da yapıldı. Tiyatro binasının açılışı, dünyaca ünlü İngiliz oyun yazarı William Shakespeare (1564 – 1616)’in o akşam sahnelenen “The Tempest” (Fırtına) adlı oyunu ile gerçekleştirildi.
Tiyatro binasının maliyeti, 4 milyon 400 bin İsveç Kronu (Türk parasıyla 347 ayakkabı kutusu) tutmuştur.
Tiyatronun 594 seyirci koltuğu bulunuyor. Bunun 112’si balkon koltuk. (Göteborg Şehir Tiyatrosu ile ilgili daha geniş bilgi için bkz. Vikingler Selam Durdu Ben Âşık Olunca İskandinavya’ya – 42)
Göteborg Şehir Tiyatrosu’nun inşâsından bir yıl sonra, 1925 yılında da hemen yanında Göteborg Konser Evi (İsv. Göteborgs Konserthuset) inşâ edildi.
Göteborg Konser Evi (İsv. Göteborgs Konserthuset), İsveç’in millî orkestrası olan Göteborg Senfoni Orkestrası (İsv. Göteborgs Symfonikerna)’na evsahipliği yapıyor ve hem klasik hem popüler müzik konserleri için kullanılıyor. Salon, 1400 seyirci koltuğuna sahip.
1935 yılında inşâ edilmiş olan Göteborg Konser Evi, 1901 yılında yapılmış olan eski konser salonunun 1928’de çıkan bir yangın sonucu yanıp kül olması üzerine yapıldı.
1300 seyirci koltuklu Göteborg Konser Evi’nin en ilginç özelliği, dış mimarîsinin geleneksel, iç mimarîsinin ise modernist bir tarzda olmasıdır. (Göteborg Konser Evi ile ilgili daha geniş bilgi için bkz. Vikingler Selam Durdu Ben Âşık Olunca İskandinavya’ya – 42)
1937 yılında Vänern Yasaları (İsv. Vänernregleringen) yürürlüğe girdi. O zamandan beri Göta Nehri (İsv. Göta Älv) su kaynağı hem günlük hem de daha uzun periyotlarla düzenleniyor. Nehrin en önemli kullanım alanlarından biri, sularını tamamen veya kısmen Göta Nehri’nden alan ve bölgede yaşayan yaklaşık 700 bin kişilik nüfûsun içme suyu ihtiyacının sağlandığı kaynak olmasıdır. (Göta Nehri ve üzerindeki su ve elektrik kullanımı hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Vikingler Selam Durdu Ben Âşık Olunca İskandinavya’ya – 41)
26 Kasım 1939 tarihinde Göta Nehri Köprüsü (İsv. Götaälvbron) açıldı. Açılışın yapıldığı gün hava çok kötüydü ve şiddetli bir kar fırtınası vardı. Köprü, bu kar fırtınası altında açıldı.
Göta Nehri üzerinde inşâ edilen ve Hisingen Adası ile Göteborg anakarasını birbirine bağlayan bu köprü, 6 şeritli baskül bir köprüdür. Maliyeti, o zamanki parayla 13 milyon İsveç Kronu tutmuştur. Çelik kirişten inşâ edilen köprü, 1966 yılında genişletilmiştir.
Köprünün toplam uzunluğu 927 m, genişliği 20 m, orta açıklığın yüksekliği ise 19, 5 m’dir.
1940 yılında, başka bir ifadeyle II. Dünya Savaşı (1939 – 45)’nın tüm şiddeti ve acımasızlığıyla sürdüğü yıllarda, askerî amaçlı Göteborg Säve Havaalanı (İsv. Göteborg Säve Flygplats) açıldı. Havaalanı, sonraki yıllarda sivil amaçlı kullanılmaya başlanmıştır.
Göteborg şehrinin ikinci uluslararası havaalanı olup 2015 yılına kadar Göteborg Şehir Havaalanı ismini taşımıştır. İsveç’in 8. büyük havalimanıdır. Göteborg şehir merkezinin 14 km kuzeybatısında yer alıyor. 2015 yılında düzenli havayolu trafiğine kapatılmıştır.
Başta Avrupa olmak üzere tüm dünyayı kasıp kavuran ve milyonlarca insanın ölümüne yol açan II. Dünya Savaşı’nın bitimine doğru, 8 Mayıs 1945 tarihinde Göteborg şehrinde “Fredsdagen” (Barış Günü) adıyla büyük bir kitlesel kutlama gösterisi düzenlendi. Götaplatsen adlı meydanda gerçekleştirilen bu gösteriye toplam 60 bin insan katıldı. Göteborg’daki tüm kiliselerin çanları, sabah saat 08:00 – 08:30 arası barış için çaldı.
İkinci Cihan Harbi’nden sonra yapılan ilk nüfûs sayımı olan 1950 yılındaki nüfûs sayımında, Göteborg’un nüfûsu 370 bin 832 kişi olarak tespit ediliyor.
1950 yılında Flunsåsparken adlı tabiat parkı inşâ edildi. Park, yaz aylarında konserler ve tiyatro gibi birçok ücretsiz aktiviteye evsahipliği yapmaktadır.
1952 yılında Halk Tiyatrosu (İsv. Folkteatern) açıldı. Järntorget semtinde açılan bu tiyatronun baştan itibaren şehirdeki işçi hareketi ile münasebeti vardır. Bugün ise hükûmet ve bölgesel yönetim tarafından finanse ediliyor. Günümüzde tiyatronun 300 farklı kuruluş ve dernekten üyelerle ekonomik bir ilişkisi bulunmakta.
Tiyatronun üç ayrı sahnesi var. Büyük sahne 329 koltuğa, küçük sahne de 60 koltuğa sahip. 2009 yılında yapılan restorasyon çalışmalarıyla tiyatro binası daha da modernleştirildi.
Tiyatro, “Hamlet” gibi klasik parçalardan tutun, çağdaş politik ve hiciv oyunlarına kadar geniş bir repertuara sahip.
Aynı sene, 1952 yılında Lundby Limanı (İsv. Lundbyhamnen)’nın açılışı yapıldı. 1947 – 52 yılları arasında inşâ edilen bu liman, büyük hangarların bulunduğu bir kargo limanıdır.
1954 yılında Göteborg Üniversitesi (İsv. Göteborgs Universitet) kuruldu.
İskandinavya’nın en büyük üniversitelerinden biri olan Göteborg Üniversitesi’nin bünyesinde, çoğunluğu öğretim üyelerinden oluşan 6 bin personel ve toplam 37 bin öğrenci bulunuyor.
Kuzey Avrupa’daki en teknik çeşitlilik gösteren üniversitelerden biridir. Bünyesinde 8 fakülte, 38 bölüm ve 60 enstitü bulunuyor.
Üniversitenin fakülteleri şunlardır: Sahlgrenska Akademisi (tıp fakültesidir ve Sahlgrenska Ünivesitesi Hastanesi ile beraber çalışıyor), Fen Bilimleri Fakültesi (botanik, hücre ve moleküler biyoloji, fizik, jeoloji, kimya, koruma, deniz ekolojisi, matematik, çevre bilimi ve zooloji gibi bilim alanlarını kapsamaktadır), İşletme, Ekonomi ve Hukuk Fakültesi (bir işletme, ekonomi ve hukuk fakültesidir), IT Fakültesi (uygulamalı bilgi teknolojisi, bilgisayar bilimi ve mühendisliği programları sunmaktadır), Sosyal Bilimler Fakültesi (barış ve kalkınma çalışmaları, kamu yönetimi, gazetecilik, psikoloji, sosyal antropoloji, sosyal çalışma, sosyoloji, siyaset bilimi ve Avrupa çalışmalarında dersler sunmaktadır), Eğitim Fakültesi (çeşitli alanlarda öğretmenler yetiştirmektedir), Sanat Fakültesi (kültürel çalışmalar, tarih, edebiyat, fikir tarihi, dîn, modern diller, felsefe, dilbilim, bilim teorisi ve İsveç dili ve edebiyatını içerir) ve Güzel Sanatlar, Uygulamalı ve Sahne Sanatları Fakültesi (tasarım ve el sanatları, film çalışmaları, fotoğraf, sahne, müzik ve güzel sanatlar alanlarında dersler vermektedir; Göteborg Organ Sanat Merkezi, HDK, Sahne ve Müzik Yüksekokulu ve Valand Akademisi, fakültenin bir parçasıdır).
1957 yılında Göta Nehri Su Koruma Derneği (İsv. Göta Älvs Vattenvårdsförbund) kuruldu. Dernek, nehir suyundaki ağır kirlilik üzerinde kontrol sağlamak amacıyla kuruldu.
29 Mayıs 1958 tarihinde Göteborg şehrinin muhteşem futbol stadı Ullevi Stadyumu (İsv. Ullevi Stadion)’nun açılışı yapıldı. Stadın yapım amacı, her dört yılda bir düzenlenen ve bu sefer İsveç’te oynanacak olan 1958 FIFA Dünya Futbol Şampiyonası.
Eski adı Nya Ullevi (Yeni Ullevi) Stadı olan Ullevi Stadı, sadece İsveç’in değil, tüm İskandinavya’nın en büyük stadyumu. 100 m uzunluğunda ve 68 m genişliğinde olan bu futbol stadı, 43 bin 200 seyirci kapasiteli. Müzik konserlerinde bu sayı 70 bini buluyor. Stad, futbol maçları, atletizm oyunları ve müzik konserleri için kullanılıyor.
Stadın hikâyesi, 1958 yılında İsveç’in evsahipliği yaptığı 6. FIFA Dünya Futbol Şampiyonası ile başlıyor. İsveç’te düzenlenen ve Brezilya’nın kazandığı bu Dünya Kupası ile.
1930 tarihinden beri her dört yılda bir düzenlenen (sadece II. Dünya Savaşı nedeniyle 1942 ve 1946’da düzenlenmedi) ve bu yıl 6.’sı 1958 yılında İsveç’te organize edilen FIFA Dünya Kupası nedeniyle, İsveç’te, başta ülkenin ikinci büyük şehri Göteborg’da olmak üzere, yeni stadlar inşâ edilmesi ihtiyacı hasıl olmuştu.
Göteborg Şehir Konseyi (İsv. Göteborgs Stadsfullmäktige), 17 Kasım 1955 tarihinde 16 oya karşı 36 oyla aldığı bir kararla, üç yıl sonra düzenlenecek Dünya Kupası için Göteborg şehrinde büyük bir futbol stadı inşâ edilmesi projesi başlattı ve bunun finansmanı için 1, 5 milyon İsveç Kronu (SEK) ayrılması teklifini gündemine aldı. Bu düşünce, 14 Haziran 1956 tarihinde Şehir Konseyi’nde 12 oya karşı 38 oyla kabul edildi. Ayrıca daha önce düşünülen 1, 5 milyon SEK’lik bütçeye 1, 8 milyon SEK daha ekleyerek. Toplam kaynak, 3, 3 milyon SEK.
Stadın yapım projesi, İsveçli mimarlar Fritz Jaenecke (1903 – 78) ve Sten Samuelson (1926 – 2002)’e ait olan ve onların adını taşıyan, merkezi ise Almanya’nın Berlin şehrinde bulunan Jaenecke & Samuelson adlı mimarlık şirketine verilir.
Futbol stadına verilen isim, “Ullevi”, stadın hikâyesindeki en ilginç detaydır: Stada verilen isim olan “Ullevi”, İsveççe’de “Ull Tapınağı” demek. Ull ise, eski İskandinav Viking dînindeki “Oyun ve Eğlence Tanrısı”dır. Bundan dolayı stada “Nya Ullevi” isminin verilmesi uygun görüldü. Yani, “Oyun Tanrısı Ull’un Yeni Tapınağı”.
Eh, İskandinavya topraklarındaki, hele hele Göteborg gibi bir yerdeki oyun ve eğlence stadyumuna bundan daha “ilginç” bir isim olamazdı herhalde…
Stadın inşaatına Mayıs 1957’de başlandı ve bir yıl içinde tamamlanarak Dünya Kupası’na yetiştirildi. 29 Mayıs 1958 tarihinde stadın açılışı yapıldı. O gün saat 17:00’de stadın kapıları seyircilere açılmıştı. Stadın açılışı, saat 18:15’te kendisi eski bir millî atlet olan İsveç Spor Konfederasyonu (İsv. Riksidrottsförbundets) Başkan Vekili Bo Daniel Ekelund (1894 – 1983) tarafından gerçekleştirildi. Yarım saat sonra ise “açılış maçı” başladı. Açılışta stadda oynanan futbol maçı, İsveç millî takımı ile Göteborg karması arasında oynanan ve 2 – 2 biten futbol maçıdır. Maçı tribünlerde 49 bin 493 seyirci izlemişti. (Göteborg şehrinin futbol stadı olan Ullevi Stadyumu ile ilgili daha ayrıntılı bilgi için bkz. Vikingler Selam Durdu Ben Âşık Olunca İskandinavya’ya – 44)
… ve 1958 Dünya Kupası.
1930 tarihinden beri her dört yılda bir düzenlenen (sadece II. Dünya Savaşı nedeniyle 1942 ve 1946’da düzenlenmedi) FIFA Dünya Futbol Şampiyonası, 1930 yılında Uruguay’da (Şampiyon Uruguay), 1934 yılında İtalya’da (Şampiyon İtalya), 1938 yılında Fransa’da (Şampiyon İtalya), 1950 yılında Brezilya’da (Şampiyon Uruguay) ve 1954 yılında İsviçre’de (Şampiyon Batı Almanya) düzenlendikten sonra, 6.’sı da 1958 yılında İsveç’te (Şampiyon Brezilya) organize edildi.
İsveç’te düzenlenen 1958 Dünya Kupası’nda bazı maçlar da Göteborg şehrinde yani Ullevi Stadı’nda oynandı. Bu maçlar; SSCB – İngiltere maçı (1. Tur 4. Grup maçı, 2 – 2 berabere bitti), İngiltere – Brezilya maçı (1. Tur 4. Grup maçı; 0 – 0 berabere bitti), SSCB – Brezilya maçı (1. Tur 4. Grup maçı; 2 – 0 Brezilya kazandı), SSCB – İngiltere maçı (1. Tur sonu baraj maçı, 1 – 0 SSCB kazandı), Galler – Brezilya maçı (Çeyrekfinal maçı; 1 – 0 Brezilya kazandı), İsveç – Almanya maçı (Yarıfinal maçı; 3 – 1 İsveç kazandı), Almanya – Fransa maçı (3.’lük maçı; 6 – 3 Fransa kazandı).
1958 Dünya Kupası, bugüne dek İsveç’te düzenlenen en büyük futbol organizasyonudur. Aynı zamanda “dünya ikincisi” olan İsveç’in final oynama başarısı gösterdiği tek dünya kupasıdır. (İsveç’te düzenlenen 1958 Dünya Kupası ile ilgili daha geniş bilgi için bkz. Vikingler Selam Durdu Ben Âşık Olunca İskandinavya’ya – 44)
1960 yılında Göteborg’un nüfûsu, 443 bin 843, evet. Yarısı stoper yarısı forvet. Bir yandan spor, bir yandan sanat, edebiyat ve bir yandan ekonomik kalkınma, artık onları durduramaz hiçbir kuvvet.
1961 Dünya Buz Pateni Hız Şampiyonası, Göteborg’daki Ullevi Stadı’nda organize edildi. Daha sonraki yıllarda bu aynı şampiyona, 1966, 1968, 1971, 1978, 1984, 1994 ve 2003 yıllarında olmak üzere yedi kez daha bu şehirde gerçekleştirildi. (Göteborg’da şimdiye kadar sekiz kez düzenlenen Dünya Buz Pateni Hız Şampiyonaları ile ilgili geniş bilgi için bkz. Vikingler Selam Durdu Ben Âşık Olunca İskandinavya’ya – 44)
8 Kasım 1966 tarihinde Göta Nehri (İsv. Göta Älv)’nin üzerinde kurulu muhteşem güzellikte, insanın adetâ gözlerini kamaştıran bir yeşil renge sahip, harika bir mimarîsi olan ve Göteborg şehrine o kartpostallık güzelliğini kazandıran Nehir Kalesi Köprüsü (İsv. Älvsborgsbron)’nün açılışı yapıldı.
1966 yılında trafiğe açılan ve günümüzde üzerinden günlük ortalama 65 bin aracın geçtiği köprünün toplam uzunluğu 900 m 60 cm, yüksekliği 107 m 60 cm. Köprünün en uzun açıklığı (iki kule arasındaki mesafe) ise 417 m 60 cm. Köprü ile nehir suyu arasındaki açıklığın yüksekliği 45 m. Köprünün genişliği ise 31 m 10 cm. Göteborg şehrinin güneyini ve kuzeyini birbirine bağlayan köprü, E 6.20 yolunun bir parçası ve 3’er gidiş gelişli 6 şeritli bir trafik akışı bulunuyor.
Mimarlığını İsveçli mimar ve yapı statiği profesörü Sven Olof Asplund (1902 – 84)’un yaptığı bu güzel köprünün inşaatı 1963 Sonbaharı’nda başladı ve Aralık 1967’de tamamlandı. Ancak köprünün açılışı, inşaat henüz tam olarak tamamlanmadan, 8 Kasım 1966 tarihinde o zamanki İsveç Ulaştırma Bakanı Sven Olof Joachim Palme (1927 – 86) tarafından gerçekleştirildi.
Açılış töreninde önce Göteborg Belediye Meclis Konseyi Başkanı Carl Torsten Henrikson (1906 – 83), ardından İsveç Krallığı Ulaştırma Bakanı Olof Palme konuştu. Olof Palme yaptığı konuşmada, “Şehirlerin kurucuları her zaman suya düşkün olmuştur. Göteborg, bunun parlak örneklerinden biridir. Göteborg’da bugün hayat canlı bir biçimde yaşanmakta, çünkü şehir, deniz taşımacılığını ve çeşitli kara taşımacılığı biçimlerini giderek rasyonel ve sorunsuz bir şekilde işletilen bir ulaştırma sisteminde birleştirmektedir” demiştir.
Köprü için toplam 21 viyadük ve tünel inşâ edildi. Çoğu durumda bu viyadük ve tüneller doğrudan dağlara inşâ edildi. Bu çalışma esnasında işçiler “Dağlar seni delik deşik ederim” türküsünü söyleyerek çalışıyorlardı. İnşaat esnasında 40 ayrı kamyon tarafından 900 ton çakıl taşındı. Bu çalışma esnasında da kamyonların teyibinde “Yollar seni gide gide usandım” türküsü çalıyordu.
Köprünün toplam maliyeti, o zamanki parayla 150 milyon İsveç Kronu (Türk parasıyla 347 ayakkabı kutusu) tutmuştur. Bunun 47 milyonu köprünün kendisi için; geri kalan 103 milyon da köprüyle bağlantılı yan giderler. (Göta Nehri üzerinde kurulu muhteşem güzellikteki Nehir Kalesi Köprüsü hakkında daha ayrıntılı bilgi için bkz. Vikingler Selam Durdu Ben Âşık Olunca İskandinavya’ya – 41)
1967 yılında şimdiki binasına taşınan Göteborg Şehir Kütüphanesi (İsv. Stadsbiblioteket Göteborg)’nin bu yeni binadaki açılışı 2 Nisan 1967 tarihinde gerçekleştirildi.
Sarı renkte devâsâ bir binası olan Göteborg Şehir Kütüphanesi, şehrin en popüler kültür kurumu ve yıllık 1 milyonun üzerinde ziyaretçiyi ağırlıyor. Kütüphanede toplam 227 bin kitap, broşür ve dergi bulunuyor.
Göteborg’daki şehir kütüphanesi aslında 30 Aralık 1861 tarihinde açılmıştır ancak bugünkü binasının açılışı 2 Nisan 1967 tarihindedir. Şimdiki bu sarı tuğlalı kütüphane, 1967 yılında çocuk edebiyatçısı, güftekâr ve senarist Astrid Anna Emilia Lindgren Ericsson (1907 – 2002) öncülüğünde açılmıştır. Binanın mimarî çizimlerini, 1952 yılında bu şehirde kurulmuş olan Lund & Valentin adlı mimarlık şirketi yapmıştır.
1990’larda Göteborg Şehir Kütüphanesi’nde yaklaşık 450 bin kitap bulunuyordu. 2012’nin sonuna gelindiğinde ise kütüphanedeki kitap sayısı 305 bine düşmüştü.
27 Ekim 2010 tarihinde belediye meclisi, Göteborg Şehir Kütüphanesi’nin yenilenmesi ve genişletilmesi kararı aldı. Bu iş için ayrılan bütçe, 240 milyon İsveç Kronu (Türk parasıyla 6379 ayakkabı kutusu) idi. Yeniden inşâ işini Erséus Arkitekter AB adlı mimarlık şirketi gerçekleştirdi. İmâr-ı cedid çalışmaları 2012 İlkbaharı’nda başladı ve yakın zamanda yenilenen kütüphane, Nisan 2014’te modern biçimiyle yeniden hizmete açıldı. Nisan 2014’te kütüphane yeniden açıldığında içinde toplam 280 bin kitap bulunuyordu.
Günümüz itibariyle Göteborg Şehir Kütüphanesi’nde 227 bin kitap bulunuyor. Göteborg’daki tüm kütüphanelerde bulunan toplam kitap sayısı ise 945 bin. Bu ise, başkent Stockholm’daki kütüphanelerden (600 bin kitap) ve Malmö’deki kütüphanelerden (520 bin kitap) çok daha fazla kitap demek. (Göteborg Şehir Kütüphanesi ile ilgili daha geniş bilgi için bkz. Vikingler Selam Durdu Ben Âşık Olunca İskandinavya’ya – 42)
Göteborg’un tersaneleri 1970’lere kadar şehirde önemli bir ekonomik faktördü. Ancak, bununla birlikte, özellikle tersaneleri etkileyen ciddî sanayi devrimleri vardı. Tersane krizinde sözkonusu tersaneler, artık uluslararası rekabete karşı ekonomik olarak rekabet edemediler. Böylece Göteborg’daki gemi inşâsı terk edildi. Büyük tersaneler gemilerin bakımıyla kapatıldı veya sınırlandırıldı.
1971 yılında Göteborg Bölge Mahkemesi (İsv. Göteborgs Tingsrätt) kuruldu. Şehirdeki Göteborg Hukuk Merkezi (İsv. Göteborgs Rättscentrum)’nde faaliyet gösteren bu bölge mahkemesi, Göteborg, Öckerö Adası, Härryda, Kungälv, Mölndal ve Partille belediyelerinden oluşmakta. Bu sorumluluk alanında toplam 767 bin 909 insan yaşamakta.
18 Mayıs 1971 tarihinde, şehrin kuruluşunun 350. yıldönümü vesilesiyle, şehirde Scandinavium adlı kapalı spor ve etkinlik salonu açıldı.
Çok fonksiyonlu bir spor arenası olan Scandinavium’un inşaatı, uzun süre ertelendikten sonra 1969 yılında başladı ve iki yıl içinde tamamlanarak 18 Mayıs 1971’de hizmete açıldı. Oyun zemininin büyüklüğü, 56 × 26 m ile 61 m × 30 m arasındadır. Seyirci kapasitesi, buz hokeyi maçlarında 12 bin 44 seyircilik, hentbol maçlarında 12 bin 312 seyircilik, konser ve benzeri müzik etkinliklerinde ise 14 bin seyirciliktir. Arena, 31 milyon İsveç Kronu (SEK)’na malolmuştur.
Arena, günümüzde şehrin buz hokeyi takımı olan Frölunda HC (Frölunda Hockey Club) takımının sahası olarak maçlara sahne olmakta. Ayrıca 1977 yılında başlatılan ve her yıl geleneksel olarak Göteborg’da düzenlenen uluslararası bir gösteri olan “Göteborg Horse Show” (Göteborg At Gösterisi) adlı ilginç şova da evsahipliği yapan mekândır. 1985 yılında da Eurovision Şarkı Yarışması’na evsahipliği yaptı.
Her yıl geleneksel olarak Göteborg şehrinde düzenlenen Göteborg Maratonu (İsv. Göteborg Marathon), ilk kez 1972 yılında düzenlenmeye başlandı. Yerel atletizm kulübü Solvikingarna tarafından organize edilen bu maraton koşusu, 1973 ve 1986 yılları hariç, o günden bu yana her yıl geleneksel olarak düzenlenmiştir. Bu maraton, 42 bin 195 m’lik bir koşu yarışıdır.
22 Eylül 1975 tarihinde Änggårdsbergen (Çayır Bahçesi Dağları) adlı ormanlık alan oluşturuldu. 351, 87 hektarlık bu alan, bir “doğal rezerv” olarak kabul edimiştir.
1977 yılında ilk “Göteborg Horse Show” (Göteborg At Gösterisi) düzenlendi. Az önce bahsettiğimiz Scandinavium adlı spor arenasında düzenlenen bu at gösterisi, o tarihten beri her yıl Göteborg’da ve genelde İlkbahar aylarında düzenlenmektedir. Bu şovu, her yıl ortalama 80 bin kişi seyretmektedir.
3 Ekim 1977 tarihinde Göteborg Landvetter Uluslararası Havaalanı (İsv. Göteborg – Landvetter International Flygplats)’nın açılışı yapıldı. Göteborg’un 25 km doğusunda yer alan bu havalimanı 2 terminalli olup, günümüzde bu havaalanına / havaalanından yıllık ortalama 6, 5 milyon yolcu iniş / kalkış yapmaktadır. Bu havaalanına / havaalanından yıllık ortalama 70 bin uçak iniş / kalkış yapmaktadır.
Her yıl geleneksel olarak Göteborg şehrinde düzenlenen Göteborg Film Festivali, sonradan beynelmilelleşince günümüzdeki kısa adı GIFF olan Göteborg Uluslararası Film Festivali (İsv. Göteborg International Film Festival), ilk kez 1979 yılında düzenlenmeye başlandı.
Göteborg Uluslararası Film Festivali, İsveç ve İskandinavya’nın en büyük sinema etkinliği olma niteliğini taşıyor. 1979’daki ilk gösteriminde 3 ekranda toplam 17 film gösterilmiş ve 3 bin ziyaretçiyle buluşmuştu. Daha sonraki yıllarda ise 60 ülkeden 450 film ve 115 bin seyirci kapasitesi ile yapılmaya başlanmıştır. Şimdilerde festival, Ocak ayı sonu veya Şubat ayının başında başlatılıp, 10 gün boyunca sürdürülmektedir. Bu nedenle sektör, yapımcılar tarafından büyük ilgi görmekte.
1980 yılında Göteborg’un nüfûsu, 431 bin 273 insan. Yarısı artis yarısı figüran. O yıllarda biz Kemal Sunal – Şener Şen filmleri izliyoruz, Umudumuz Şaban.
Günümüzde UEFA Avrupa Ligi adıyla oynanan ama eskiden UEFA Kupası adıyla organize edilen Avrupa çapındaki bu futbol organizasyonunun finali, tarafsız ve önceden belirlenmiş bir yerde oynanmıyordu. Final maçı da çift maçlı eleminasyon sistemine göre oynanıyordu; bir evde bir deplasmanda. 1981 – 82 sezonunda Göteborg takımı IFK Göteborg, UEFA Kupası’nda finale kadar yükseldi. Finaldeki rakibi de Alman takımı HSV Hamburg idi. Final maçının ilk ayağı İsveç’in Göteborg şehrinde, rövanşı da Almanya’nın Hansestadt Hamburg şehrinde oynanacaktı.
5 Mayıs 1982 günü Göteborg’daki Ullevi Stadı’nda ilk kez bir UEFA Kupası Finali oynandı. Tribünlerde 42 bin 548 biletli seyircinin izlediği ve İrlandalı hakem John Carpenter’in düdük çaldığı maçı, evsahibi IFK Göteborg 1 – 0 kazandı. IFK Göterbog’un golünü 87. dakikada Tord Holmgren kaydetti. Herkes Alman takımı HSV Hamburg’un rövanşı farklı biçimde kazanıp kupaya uzanacağını beklerken, IFK Göteborg inanılması güç bir sürprize imza attı (ki HSV Hamburg o yıllarda çok güçlü bir takımdı) ve Hamburg’daki rövanşı daha farklı biçimde, 3 – 0 kazanarak “Avrupa şampiyonu” oldu. Göteborg halkı bayram etti, zaferi sabahlara dek kutladı. Ancak o tarihte Almanya’da Laufach adlı köyde ilkokul talebesi olan ben, bizim sınıfın maçında gol atmaya çalıştığımdan, kutlamalara beni dâvet etmemişlerdir. Yoksa kessin çağırırlardı…
1982 – 83 sezonunda ise UEFA Avrupa Kupa Galipleri Kupası Finali bu şehirde, Göteborg’daki Ullevi Stadı’nda oynandı.
İspanya’nın Real Madrid takımı ile İskoçya’nın FC Aberdeen takımları arasında 11 Mayıs 1983 günü Göteborg’daki Ullevi Stadı’nda oynanan Kupa Galipleri Kupası Finali, 1 – 1 berabere bitti ve maç uzatmaya gitti. Uzatmada bir gol daha bulan İskoç takımı FC Aberdeen, Real Madrid gibi bir devi 2 – 1 devirmeyi başardı ve “Avrupa şampiyonu” oldu.
1985 yılındaki 30. Eurovision Şarkı Yarışması, 4 Mayıs 1985 tarihinde Göteborg’daki Scandinavium’da düzenlendi. Ancak o tarihte Karakoçan’da ortaokul talebesi olan ben, henüz boş derslerde sınıfa şarkı söyleyen bir öğrenci olduğum için, yarışmaya beni dâvet etmemişlerdir. Yoksa kessin çağırırlardı…
19 ülkeden yarışmacı şarkıların seslendirildiği Eurovision’da, Norveç’ten Bobbysocks müzik grubu “La Det Swinge” adlı şarkısıyla 123 puan toplayarak birinci olurken, Almanya’dan Wind müzik grubu “Für Alle” adlı şarkısıyla 105 puan toplayarak ikinci, İsveç’ten Kikki Danielsson adıyla bilinen Ann- Kristin Danielsson-Roos (1952 – halen hayatta) ise “Bra Vibrationer” adlı şarkısıyla 103 puan toplayarak üçüncü oldu.
Türkiye’yi 1985 Eurovision’da Mahmut Mazhar Alanson (1950 – halen hayatta), Aziz Fuat Güner (1948 – halen hayatta) ve Raif Özkan Uğur (1953 – halen hayatta)’un oluşturduğu Mazhar – Fuat – Özkan müzik grubu “Diday Diday Day” adlı şarkısıyla temsil etmiş ve sadece 36 puan toplayarak 19 ülke arasından 14. olmuştu. (İLGİNÇ BİR BİLGİ NOTU – 1: Şaşırtıcı bir biçimde İsviçre bu yarışmada Türkiye’ye 12 tam puan vermişti. İsviçre’nin neden Türkiye’ye 12 puan verdiği sonraki günlerde Türk medyasında ve sanat dünyasında dahi tartışılmıştır… İLGİNÇ BİR BİLGİ NOTU – 2: 1985 yılında İsveç – Göteborg’da düzenlenen Eurovision Şarkı Yarışması’nın moderatörlüğünü yapan Finlandiya kökenli İsveçli sunucu Maj Lillemor Lindfors, nedendir bilinmez, resmî ismi Mazhar – Fuat – Özkan olan ve yarışmaya da bu isimle katılan Türk müzik grubunun ismini her zikredişinde ismini tam olarak zikretmekten kaçınmış veya belki de üşenmiş, ismini kısaltarak “MFÖ” diyerek zikretmişti. O güne kadar bu grup dahi MFÖ ismini kullanmıyordu, grubun ismi Mazhar – Fuat – Özkan idi. Kadın sunucunun neden böyle davrandığı bilinmiyor. Fakat Mazhar – Fuat – Özkan demek yerine her seferinde kendi kafasından sadece başharflerini söylerek MFÖ demiştir. İşin ilginç tarafı, sunucunun bu davranışında bir artniyet aramak yerine, tam aksine, bu telaffuz şekli bizzat o grubun sanatçılarının hoşuna gitmiş ve Mazhar – Fuat – Özkan da bundan sonraki müzik hayatlarında MFÖ ismini kullanmıştır. İşte meşhur MFÖ ismi, bu hadise neticesinde doğmuştur.)
1985 – 86 sezonunda, günümüzde UEFA Şampiyonlar Ligi adıyla organize edilen fakat o zamanlar ismi UEFA Şampiyon Kulüpler Kupası olan organizasyonda, 2. Tur’da İsveç takımı IFK Göteborg, Türkiye takımı Fenerbahçe ile eşleşmişti. İlk maç Göteborg’da, rövanşı da İstanbul’da oynanacaktı.
23 Ekim 1985 günü Göteborg’daki Ullevi Stadı’nda oynanan ilk maçta IFK Göteborg, Fenerbahçe’yi 4 – 0 gibi ezici bir sonuçla mağlup etti. Her ne kadar 6 Kasım 1985 günü İstanbul’daki rövanş maçını Fenerbahçe 2 – 1 kazandı ise de, tur atlayan takım, ilk maçı 4 – 0 kazanmış olan IFK Göteborg oldu.
Daha önce de belirttiğimiz üzere, günümüzde UEFA Avrupa Ligi adıyla oynanan ama eskiden UEFA Kupası adıyla organize edilen Avrupa çapındaki bu futbol organizasyonunun finali, tarafsız ve önceden belirlenmiş bir yerde oynanmıyordu. Final maçı da çift maçlı eleminasyon sistemine göre oynanıyordu; bir evde bir deplasmanda. 1986 – 87 sezonunda Göteborg takımı IFK Göteborg, ikinci kez UEFA Kupası’nda finale kadar yükseldi. Finaldeki rakibi bu kez İskoçya takımı Dundee United idi. Final maçının ilk ayağı İsveç’in Göteborg şehrinde, rövanşı da İskoçya’nın Dundee şehrinde oynanacaktı.
6 Mayıs 1987 günü Göteborg’daki Ullevi Stadı’nda ikinci kez bir UEFA Kupası Finali oynandı. Tribünlerde 50 bin 23 biletli seyircinin izlediği ve Doğu Almanyalı hakem Siegfried Kirschen’in düdük çaldığı maçı, evsahibi IFK Göteborg 1 – 0 kazandı. IFK Göterbog’un golünü 38. dakikada Stefan Pettersson kaydetti. 20 Mayıs 1987 günü İskoçya’nın Dundee şehrindeki rövanş maçı 1 – 1 beraber bitince, UEFA Kupası ikinci kez Göteborg şehrine geldi. Göteborg halkı yine bayram etti, zaferi sabahlara dek kutladı.
1989 yılında, bugün Göteborg’un en güzel binası kabul edilen ve şehre, özellikle de nehir kıyısındaki skyline’a apayrı bir güzellik kazandıran Skanskakrapan adlı kırmızı – beyaz renkteki bina yapıldı.
Binanın ismi, “Skanskakrapan”. İsveççe’de “Bulutları çizen, Bulutlara çizik atan” anlamına geliyor. (skanska: bulutlar; krapan: çizen, çizik atan)
Bina, Lilla Bommen (Küçük Ağaç) adlı liman kesiminde bulunduğu için, halk arasında “Lilla Bommen” adıyla da anılıyor. Yani binayı, bulunduğu mıntıkanın ismiyle anıyorlar.
Binanın şekli kadınların kullandığı dudak rujuna benzediği için, binanın halk dilindeki bir adı da “Läppstiftet”, yani “Dudak ruju”. (läpp: dudak; stiftet: ruj)
Kırmızı – beyaz renkte ve 22 katlı olan bina, 86 m yüksekliğindedir. Bina, 31 bin 625 m²’lik bir alanı kaplıyor. Bunun 27 bin 596 m²’si ofis (büro) alanıdır ve çok sayıda şirkete evsahipliği yapıyor. Yapının 2501 m²’si dükkânlar için ayrılmışken, diğer kullanımlar için ayrılan bölüm ise 1528 m²’dir.
Binanın en üst katında, şehre ve limana kuşbakışı bakmanızı sağlayan kapalı bir cam izleme platformu bulunuyor. İsmi, “Göteborgs Utkiken”. Anlamı, “Göteborg’a Üstten Bakış” ya da “Göteborg’a Kuşbakışı Bakmak”. Burası da, binanın sahibi olan Vasakronan AB şirketi tarafından yaptırılmıştır.
Yapımına 1986 yılında başlanıp, üç yıl süren hummalı bir inşaat sonucunda 1989 tarihinde açılışı yapılarak kullanımına başlanan binanın yapım fikri, 1983 yılında ortaya atılmıştı. Göteborg Belediyesi’nin bölgede istihdam ve kalkınma sağlamak isteğinin bir sonucu olarak doğan bu fikrin hayata geçirilmesi için, inşaat işi Skanska adlı inşaat şirketine verildi. İngiltere doğumlu İsveçli mimar Ralph Erskine (1914 – 2005) tarafından, merkezi Göteborg şehrinde bulunan White Arkitekter adlı mimarlık şirketi ile işbirliği yapılarak çizilen bina, Skanska inşaat şirketi tarafından ve Gösta Backmark (? – ?) yönetiminde 3 yıl gibi bir zaman zarfında tamamlandı.
Bina hem muhteşem güzellikte bir mimarîye sahip, hem de tam limanda ve su kıyısında inşâ edilmiş olduğundan, karşıdan bakıldığında sanki binanın yarısı suyun üzerindeymiş gibi görünüyor. Binanın yanında her daim gemiler, feribotlar ve sandallar görmek mümkün. Kırmızı – beyaz renkleri ise mimarîsi zaten güzel olan binaya büyüleyici bir güzellik kazandırmış. Binanın şekli, hakikaten de tıpkı kadınların kullandığı dudak rujuna benziyor. (Lilla Bommen ve Skanskakrapan hakkında daha geniş bilgi için bkz. Vikingler Selam Durdu Ben Âşık Olunca İskandinavya’ya – 43)
1989 – 90 sezonunda ise UEFA Avrupa Kupa Galipleri Kupası Finali ikinci kez bu şehirde, Göteborg’daki Ullevi Stadı’nda oynandı.
İtalya’nın Sampdoria Cenova takımı ile Belçika’nın RSC Anderlecht takımları arasında 9 Mayıs 1990 günü Göteborg’daki Ullevi Stadı’nda oynanan Kupa Galipleri Kupası Finali, 0 – 0 berabere bitti ve maç uzatmaya gitti. Uzatmada iki gol birden atan İtalyan takımı Sampdoria, “Avrupa şampiyonu” oldu.
1990 yılında Göteborg’un nüfûsu, 433 bin 42 kişi.
… ve 1992 Avrupa Kupası.
1960 tarihinden beri her dört yılda bir düzenlenen UEFA Avrupa Futbol Şampiyonası, 1960 yılında Fransa’da (Şampiyon SSCB), 1964 yılında İspanya’da (Şampiyon İspanya), 1968 yılında İtalya’da (Şampiyon İtalya), 1972 yılında Belçika’da (Şampiyon Batı Almanya), 1976 yılında Yugoslavya’da (Şampiyon Çekoslovakya), 1980 yılında İtalya’da (Şampiyon Batı Almanya), 1984 yılında Fransa’da (Şampiyon Fransa) ve 1988 yılında Almanya’da (Şampiyon Hollanda) düzenlendikten sonra, 9.’su da 1992 yılında İsveç’te (Şampiyon Danimarka) organize edildi.
İsveç’te düzenlenen 1992 Avrupa Kupası’nda bazı maçlar da Göteborg şehrinde yani Ullevi Stadı’nda oynandı. Bu maçlar; Hollanda – İskoçya maçı (1. Tur 2. Grup maçı, 1 – 0 Hollanda kazandı), Hollanda – BDT maçı (1. Tur 2. Grup maçı; 0 – 0 berabere bitti), Almanya – Hollanda maçı (1. Tur 2. Grup maçı; 3 – 1 Hollanda kazandı), Danimarka – Hollanda maçı (Yarıfinal maçı; 2 – 2 berabere bitti, penaltılarla 5 – 4 Danimarka kazandı), Danimarka – Almanya maçı (Final maçı; 2 – 0 Danimarka kazandı).
Danimarka’nın 1992 yılında Avrupa Kupası’nı kazanması, yalnızca Danimarka’nın ilk ve tek Avrupa şampiyonluğu değil, aynı zamanda futbol tarihinin en ilginç şampiyonluğudur da. Nedenini futbolu takip eden herkes bilir ama takip etmeyen okurlarımız için anlatalım: Danimarka aslında eleme gruplarını dahi geçememiş ve 9. Avrupa Futbol Şampiyonası’na katılmaya dahi hak kazanmamıştı. Ancak turnuvaya katılmaya hak kazanmış olan takımlardan Yugoslavya, turnuvanın başlamasına sadece 11 gün kala (30 Mayıs 1992) ülkede çıkan iç savaş nedeniyle turnuvadan çekilmek zorunda kalmış, onun yerine “gruplardaki en iyi 2.” olan Danimarka turnuvaya çağrılmış, o esnada tamamı tatilde ve muhtemelen plajlarda olan Danimarkalı futbolcular tatillerini yarıda keserek apar topar turnuvaya katılmış, Danimarka hazırlıksız ve antrenmanız katıldığı bu Avrupa Kupası’nda başarılı maçlar çıkartarak finale kadar yükselmiş, final maçında da güçlü ve favori Almanya’yı 2 – 0 gibi net bir skorla yenerek Avrupa şampiyonu olmuştur. (İsveç’te düzenlenen 1992 Avrupa Kupası ile ilgili daha geniş bilgi için bkz. Vikingler Selam Durdu Ben Âşık Olunca İskandinavya’ya – 44)
Hayat ne kadar ilginç, değil mi dostlar?..
Boşuna dememişler; “Bu dünya imtihan dünyası” diye. Ben işsizlik ve parasızlık ile, sizler de benimle imtihan oluyorsunuz.
1992 – 93 sezonunda UEFA Şampiyonlar Ligi’nde, 1. Tur’da İsveç’in IFK Göteborg takımı ile Türkiye’nin Beşiktaş JK takımı eşleşmişlerdi. İlk maç Göteborg’da, rövanşı da İstanbul’da oynanacaktı.
16 Eylül 1992 günü Göteborg’daki Ullevi Stadı’nda oynanan ilk maçta IFK Göteborg, Beşiktaş’ı 2 – 0 yenmeyi başardı. Goller 71. dakikada Kaj Matti Juhani Eskelinen ve 82. dakikada Johnny Ekström’den. Her ne kadar 30 Eylül 1992 günü İstanbul’daki rövanş maçını Beşiktaş 2 – 1 kazandı ise de, tur atlayan takım, ilk maçı 2 – 0 kazanmış olan IFK Göteborg oldu. IFK Göteborg’un golü 10. dakikada Kaj Matti Juhani Eskelinen’den, Beşiktaş’ın golleri ise 28. dakikada Metin Tekin ve 73. dakikada Feyyaz Uçar’dan.
21 Nisan 1993 tarihinde Liseberg Tren İstasyonu açıldı. Ancak o tarihte Dicle Üniversitesi öğrencisi olan ben, Diyarbakır – Bingöl ve Diyarbakır – Elazığ hatlarında minübüs yolculuğu yaptığımdan, açılışa beni dâvet etmemişlerdir. Yoksa kessin çağırırlardı…
1 Ekim 1994 tarihinde Göteborg Opera Binası (İsv. Göteborgsoperan) açıldı. Bu bina, Inom Vallgraven semtinin Nordstaden mahallesinde bulunan Christina Nilssons Gata (Christina Nilsson Caddesi) adlı cadde üzerinde yer alıyor.
Turuncu renkte ve kubbesel biçimde bir mimarîsi olan bu opera binası, 28 bin 700 m²’lik bir büyüklüğe sahip ve içinde 1301 seyirci koltuğu bulunuyor. Binanın uzunluğu 160 m, genişliği 85 m, yüksekliği de 32 m. Ana oditoryumu 500 m²’dir. Sahne açıklığı 20 m yüksekliğinde ve 9 m genişliğinde olup, her biri 15 ton ağırlığı taşıyabilecek 4 adet hareketli platformu bulunuyor. İçi, faal saatlerde 250 otomatik renkli scroller ve 900 dimmer ışık ile 1000 spot gücünde aydınlatılıyor. Operaya ek olarak bale, müzikal ve çeşitli şovlar için de hizmet veriyor. Ayrıca içinde bir tiyatro restoranı da bulunmakta.
Jan Izikowitz of Lund & Valentin adlı mimarlık şirketi ve başındaki Jan Izikowitz (? – ?) tarafından yaptırılan binanın inşaatına Haziran 1991’de başlanmış ve üç yıl sürmüş, açılışı 1 Ekim 1994 tarihinde yapılmıştır. 29 Eylül – 1 Ekim 1994 günlerinde, üç ardışık gece boyunca süren resmî açılış galası, İsveç kraliyet ailesinin ve pekçok seçkin dâvetlinin huzurunda gerçekleştirilmiştir. Binanın açılışını, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf Folke Hubertus (1946 – halen hayatta ve 1973’ten beri kral), İsveçli ünlü kadın opera sanatçısı Märta Birgit Nilsson – Niklasson (1918 – 2005) ve 1974 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi İsveçli yazar Harry Edmund Martinson (1904 – 78) birlikte yapmışlardır. (ÖNEMLİ VE GÖZÜ NEMLİ BİR NOT: Ben henüz 1, 5 yaşında bir bebekken İsveç tahtına oturan halihazırdaki İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf, benim işsizlik ve parasızlık ile geçen 45 yıllık ömrümün tamamını kral olarak geçirmiştir. Batsın bu dünya…)
Göteborg Opera Binası’nın toplam maliyeti, 558 milyon İsveç Kronu (Türk parasıyla 43752 ayakkabı kutusu) tutmuştur. Bunun 347 milyonunu devlet, 117 milyonunu Göteborg’da faaliyet gösteren ticarî şirketler ve özel firmalar, 63 milyonunu Ale, Härryda, Kungsbacka, Kungälv, Lerum, Mölndal, Partille ve Öckerö Adası belediyeleri, 28 milyonunu da Göteborg Şehir Belediyesi karşılamıştır. Tara’s Restaurang’ı işleten Adıyamanlı Muhammed abi ve Elazığlı Yusuf abi de ekmek arası döner ve yanında soğuk ayran ısmarlamıştır.
1994 yılında açılan Göteborg Opera Binası (İsv. Göteborgsoperan)’nda ilk sunulan opera oyunu, Aniara adlı opera grubunun sergilediği “Figaro’nun Düğünü” (İt. Le Nozze di Figaro) ve “Bayan Butterfly” (İt. Madama Butterfly)’dir. Daha sonraki yıllar içinde de yüzlerce opera ve müzikal sahnelenmiştir. “Romeo ve Juliet” (Rus. Ромео и Джульетта [Romeo i Djulıetta]), “Fındıkkıran” (Rus. Щелкунчик [Şelkunçik]), “Baharın Tac Giyme Töreni” (Frsz. Le Sacre du Printemps), bunlardan en ünlüleri. (Göteborg Opera Binası ile ilgili daha geniş bilgi için bkz. Vikingler Selam Durdu Ben Âşık Olunca İskandinavya’ya – 43)
1994 – 95 sezonunda UEFA Şampiyonlar Ligi’nde, grup aşamasında İsveç’in IFK Göteborg takımı ile Türkiye’nin Galatasaray takımı aynı gruba düştüler. Gruptaki diğer takımlar ise, İspanya’nın FC Barcelona ve İngiltere’nin Manchester United takımları.
IFK Göteborg ile Galatasaray ilk maçlarını 19 Ekim 1994 günü Göteborg’daki Ullevi Stadı’nda oynadılar. IFK Göteborg, 76. dakikada Magnus Erlingmark’ın attığı golle Galatasaray’ı 1 – 0 yendi. İki takım arasındaki ikinci maç ise 2 Kasım 1994 günü İstanbul’da oynandı. Bu maçı da IFK Göteborg aynı futbolcunun 86. dakikada attığı golle 1 – 0 kazandı. Şampiyonlar Ligi grubunda büyük bir başarı gösteren IFK Göteborg 9 puanla lider, FC Barcelona 6 puanla ikinci olarak bir üst tura yükselirken, 6 puanla averajla üçüncü olan Manchester United ve sadece 3 puanla sonuncu olan Galatasaray elendiler.
… ve 1995 Dünya Atletizm Şampiyonası.
1983 tarihinden beri düzenlenen Dünya Atletizm Şampiyonası, 1983 yılında Finlandiya’nın başkenti Helsinki’de, 1987 yılında İtalya’nın başkenti Roma’da, 1991 yılında Japonya’nın başkenti Tokyo’da ve 1993 yılında Almanya’nın Stuttgart şehrinde düzenlendikten sonra, 5.’si de 1995 yılında İsveç’in Göteborg şehrinde organize edildi. Ancak o tarihte Almanya’ya yeni gelmiş olan ben, “oturum” ve “çalışma müsaadesi” almak için koşuşturduğumdan, şampiyonaya beni dâvet etmemişlerdir. Yoksa kessin çağırırlardı…
5 – 13 Ağustos 1995 günlerinde Göteborg’daki Ullevi Stadı’nda düzenlenen 5. Dünya Atletizm Şampiyonası’na 191 ülkeden 1804 sporcu katıldı.
Şampiyonada Amerika Birleşik Devletleri (ABD) toplam 19 madalyayla (12 altın, 2 gümüş, 5 bronz) birinci, Beyaz Rusya toplam 7 madalyayla (2 altın, 3 gümüş, 2 bronz) ikinci, Almanya ve İtalya toplam 6’şar madalyayla (2 altın, 2 gümüş, 2 bronz) üçüncü ve dördüncü, Küba toplam 4 madalyayla (2 altın, 2 gümüş) beşinci, Kenya toplam 6 madalyayla (2 altın, 1 gümüş, 3 bronz) altıncı, Kanada ve Portekiz toplam 4’er madalyayla (2 altın, 1 gümüş, 1 bronz) yedinci ve sekizinci, Ukrayna toplam 3 madalyayla (2 altın, 1 bronz) dokuzuncu, Cezayir toplam 2 madalyayla (2 altın) onuncu oldu.
17 Kasım 1995 tarihinde alışılmadık şiddetli bir kar fırtınası Göteborg’da etkili oldu ve beklenmedik bir şekilde gelen bu kötü hava şehri çok kötü vurdu. Şehir, bir gecede 5 – 6 m kalınlığında kar ile kaplandı. Kar, şiddetli bir fırtına eşliğinde yağıyordu üstelik. Şehir içinde ve dışında pekçok tren, otobüs, otomobil birbirleriyle çarpıştı ve aynı gün içinde onlarca trafik kazası oldu. Ertesi gün şehirdeki dükkânların büyük çoğunluğu kapalıydı ve okullar da tatil edildi. Trafik akışı dahi ancak birkaç gün sonra tekrardan sağlanabildi.
1997 – 98 sezonunda UEFA Şampiyonlar Ligi’nde, grup aşamasında İsveç’in IFK Göteborg takımı ile Türkiye’nin Beşiktaş JK takımı aynı gruba düştüler. Gruptaki diğer takımlar ise, Almanya’nın Bavyera Münih (Alm. FC Bayern München) ve Fransa’nın Paris Saint – Germain takımları.
Beşiktaş ile IFK Göteborg ilk maçlarını 22 Ekim 1997 günü İstanbul’da oynadılar ve Beşiktaş maçı 1 – 0 kazandı. Beşiktaş’ın golünü 6. dakikada Oktay Derelioğlu attı. İki takım arasındaki ikinci maç ise 5 Kasım 1997 günü Göteborg’daki Ullevi Stadı’nda oynandı ve bu sefer gülen taraf, 2 – 1’lik skorla IFK Göteborg oldu. Göteborg’un gollerini 18. dakikada penaltıdan Stefan Bengt Pettersson ve 22. dakikada Robert Andersson atarken, Beşiktaş’ın tek golü 45. dakikada yine Oktay Derelioğlu’ndan geldi. Şampiyonlar Ligi E Grubu’nu FC Bavyera Münih ve Paris Saint – Germain 12’şer puanla birinci ve ikinci sırada tamamlayıp bir üst tura çıkarlarken, Beşiktaş JK ve IFK Göteborg da 6’şar puanla üçüncü ve dördüncü sırada tamamlayıp şampiyonaya veda ettiler.
Bir sezon sonra, 1998 – 99 sezonunda da UEFA Kupası’nda, 2. Ön Eleme Turu’nda İsveç’in IFK Göteborg takımı ile Türkiye’nin Fenerbahçe takımı eşleştiler.
IFK Göteborg ile Fenerbahçe ilk maçlarını 11 Ağustos 1998 günü Göteborg’daki Ullevi Stadı’nda oynadılar. IFK Göteborg bu maçı 37. dakikada Andreas Hermansson ve 74. dakikada Joakim Persson’un attığı gollerle 2 – 1 kazandı. Fenerbahçe’nin tek golü, 49. dakikada Kemalettin Şentürk’ün ayağından gelmişti. Rövanş maçı ise 25 Ağustos 1998 günü İstanbul’da oynandı ve Fenerbahçe bu maçı 64. dakikada Elvir Baljić’in attığı golle 1 – 0 kazanmayı başardı. Böylece turu atlayan taraf Fenerbahçe oldu.
30 Ekim 1998 tarihinde Göteborg şehrinde korkunç bir “disko faciâsı” yaşandı. 29 Ekim’i 30 Ekim’e bağlayan gece Hisingen Adası’ndaki bir diskoda meydana gelen yangın sonucunda diskodaki 63 kişi yanarak fecî şekilde can verdi, yaklaşık 200 kişi de yaralandı.
İsveç’i yasa boğan yangın, Göteborg şehrindeki Makedonya Kültür Merkezi’nin ikinci katında yapılan “Cadılar Bayramı” partisi sırasında çıktı. Saatler geceyarısından sonrasını gösteriyor, yaklaşık 400 genç, müzik eşliğinde eğleniyordu. Görgü tanıklarına göre tam bu sırada bir patlama duyuldu, tavanda kıvılcımlar çakmaya başladı, lambalar ve ses donanımları gençlerin üzerine düştü. Korku bayramını kutlamak için toplanan gençler arasında büyük bir panik yaşandı. Herkes can havliyle kurtulmaya çalışıyor, gençler birbirini eziyordu. Alevler kısa sürede diskoyu sararken, acil çıkış kapısında büyük bir izdiham yaşandı. Diskonun diğer acil çıkışı kapalı olduğundan bazı gençler, camları kırarak aşağıya atladılar. Yangında yaşları 13 ile 20 arasında değişen çoğu Makedonyalı 63 genç, yanarak ya da dumandan boğularak öldüler.
8 Haziran 2001 tarihinde Göteborg şehir merkezinin güney kesiminde Universum adlı bilim merkezi açıldı. Göteborg’daki üniversitlerin ve bilim kurumlarının belediyeler ile işbirliği yaparak kurduğu Universum’un binasının mimarlığını Gert Bo Wingårdh (1951 – halen hayatta) yapmıştır.
Bir bilim merkezi olan Universum’un 11 ayrı bölümü bulunuyor: Uzay ve uzay yolculuğu sergisinin yapıldığı “Rymden” (Uzay) bölümü; yaratıcı bir mühendislik atölyesi olan “Teknoteket” bölümü; İsveç’in hayvanları ve doğası, taze ve tatlı su balıkları ve sürüngenleri, en kuzeyden en güneye suyla ilişkilerinin gösterildiği “Vattnets Väg” (Suyun Yolu) bölümü; köpekbalıkları, kayaçlar ve mercan kayalığı balıkları gibi hem İsveçli hem de ekzotik deniz canlılarının gösterildiği “Akvariehallen” (Akvaryum Salonu) bölümü; insan vücûdu hakkında aktif sergilerin düzenlendiği “Hälsa” (Sağlık) bölümü; doğal ortamlarında ve ormanlarda yaşayan tropikal hayvanların gösterildiği “Regnskogen” (Yağmur Ormanı) bölümü; zehirli yılanların ve kertenkelelerin gösterildiği “Reptilariet” (Reptilyanlar) bölümü; ölümcül ve zehirli sürüngenlerin gösterildiği “Dödliga Skönheter” (Ölümcül Güzeller) bölümü; insanlar ve teknoloji hakkında deneylerin yapıldığı “Explora” bölümü; suç soruşturması, lazer, uzay ve daha fazlası hakkında sergilerin yapıldığı “Kalejdo” bölümü; eğlenceli bir oyun alanı olan “Jobbis” (İş) bölümü.
14 – 16 Haziran 2001 günleri arasında Göteborg şehrinde “Avrupa Birliği (AB) Zirvesi” düzenlendi. Zirveye Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı George Walker Bush (1946 – halen hayatta) da katıldı. ABD Başkanı Bush’un Göteborg’a ilk gelişiydi bu. Ancak pek hoş karşılanmadı. Göteborg’da “AB Zirvesi”nin gerçekleştirildiği binanın önünde toplanan binlerce gösterici, ABD emperyalizmini ve George W. Bush’un Göteborg’a gelişini protesto etti. Polis göstericilere sert müdahalede bulundu ve meydan tam anlamıyla savaş alanına döndü. Göstericiler emperyalist ABD’nin başı Bush’un Göteborg ve İsveç’ten defolup gitmesini istiyorlardı. Polis, iki gün içinde 450 kişiyi tutukladı.
Stockholm ve Malmö’den de takviye polis kuvvetinin bulunduğu Göteborg’da yaklaşık 15 bin polis, bu tür olaylara alışkın olmadığı için tecrübesizliğinin kurbanı oldu.
Globalleşme, Kapitalizm ve Emperyalizm karşıtı olan ve haklı olarak “ABD Başkanı’nın Avrupa Zirvesi’nde ne işi var?” diye sorgulayan göstericiler, parke taşlarını sökerek güvenlik güçlerine atınca polisle yüzyüze geldiler. Polisin göstericilere copla müdahale ettiği, atlı polislerin bazılarının atlarından çekildiği olaylar sırasında göstericiler caddeleri barikatlarla kapattılar. Bu sırada, başka McDonald’s olmak üzere birçok ABD menşeli mağazanın camlarını kıran göstericiler, mağazalardan aldıkları sandalye ve kıyafetleri caddenin ortasında toplayarak ateşe verdiler ve “Kahrolsun Emperyalizm” diye slogan attılar. Globalleşme, Kapitalizm, Emperyalizm, ABD ve hatta AB’ye karşı sloganlar atan göstericiler AB ve ABD bayraklarını da yaktılar.
2002 yılında Göteborg’un nüfûsu, 474 bin 900 kişi. Sonra bu sayı 2005 yılında 484 bin 942 kişiye, 2006 yılında da 489 bin 757 kişiye çıkıyor.
2003 – 04 sezonunun UEFA Kupası Finali, 19 Mayıs 2004 tarihinde Göteborg’daki Ullevi Stadı’nda oynandı. İspanya’nın FC Valencia ile Fransa’nın Olimpik Marsilya (Frsz. Olympique Marseille) takımları arasında oynanan final maçını dünyanın en ünlü hakemi olan İtalyan hakem Pierluigi Collina (1960 – halen hayatta) yönetiyordu ve tribünlerde 43 bin biletli seyirci oturuyordu. Final maçını 2 – 0 kazanan FC Valencia, “Avrupa Şampiyonu” oldu ve kupayı müzesine götürdü.
29 Aralık 2004 tarihinde Göteborg şehrinde Dünya Kültürü Müzesi (İsv. Världskulturmuseet) açıldı. 1999’daki birleşmeden bu yana İsveç’teki Dünya Kültürü Devlet Müzeleri’nin dört alt müzesinden biri olmuştur. Şehir merkezindeki Södra Vägen adlı cadde üzerinde, Universum bilim merkezinin ve Liseberg eğlence parkının yakınında yer almaktadır.
Müzenin amacı, dünya kültürüne ait dokuları disiplinlerarası bir şekilde yorumlamaktır. Müzeyi yılda ortalama 200 bin insan ziyaret etmektedir.
… ve 2006 Avrupa Atletizm Şampiyonası.
1934 tarihinden beri düzenlenen Avrupa Atletizm Şampiyonası, 1934 yılında İtalya’nın Torino şehrinde, 1938 yılında Fransa’nın başkenti Paris ve Avusturya’nın başkenti Viyana (Alm. Wien)’da, 1946 yılında Norveç’in başkenti Oslo’da, 1950 yılında Belçika’nın başkenti Brüksel (Flm. Brussel; Frsz. Bruxelles)’de, 1954 yılında İsviçre’nin başkenti Bern’de, 1958 yılında İsveç’in başkenti Stockholm’da, 1962 yılında Yugoslavya’nın başkenti Belgrad (Srp. Beograd)’da, 1966 yılında Macaristan’ın başkenti Budapeşte (Mac. Budapest)’de, 1969 yılında Yunanistan’ın başkenti Atina’da, 1971 yılında Finlandiya’nın başkenti Helsinki’de, 1974 yılında İtalya’nın başkenti Roma’da, 1978 yılında Çekoslovakya’nın başkenti Prag (Çek. Praha)’da, 1982 yılında Yunanistan’ın başkenti Atina’da, 1986 yılında Almanya’nın Stuttgart şehrinde, 1990 yılında Yugoslavya’nın Split şehrinde, 1994 yılında Finlandiya’nın başkenti Helsinki’de, 1998 yılında Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de ve 2002 yılında Almanya’nın Münih (Alm. München) şehrinde düzenlendikten sonra, 19.’su da 2006 yılında İsveç’in Göteborg şehrinde organize edildi. Ullevi Stadı’nda. Ancak ben o tarihte Keşmir’i kurtarmakla meşgul olduğumdan, şampiyonaya beni dâvet etmemişlerdir. Yoksa kessin çağırırlardı…
6 – 13 Ağustos 2006 günlerinde Göteborg’daki Ullevi Stadı’nda düzenlenen 19. Avrupa Atletizm Şampiyonası’na 48 ülkeden 1288 sporcu katıldı.
Şampiyonada Rusya toplam 35 madalyayla (12 altın, 12 gümüş, 11 bronz) birinci, Almanya toplam 11 madalyayla (4 altın, 5 gümüş, 2 bronz) ikinci, Fransa toplam 8 madalyayla (4 altın, 1 gümüş, 3 bronz) üçüncü, İspanya toplam 11 madalyayla (3 altın, 3 gümüş, 5 bronz) dördüncü, Beyaz Rusya toplam 6 madalyayla (3 altın, 2 gümüş, 1 bronz) beşinci, evsahibi İsveç toplam 6 madalyayla (3 altın, 1 gümüş, 2 bronz) altıncı, Belçika toplam 3 madalyayla (3 altın) yedinci, Portekiz toplam 4 madalyayla (2 altın, 1 gümüş, 1 bronz) sekizinci, Finlandiya toplam 3 madalyayla (2 altın, 1 gümüş) dokuzuncu, İtalya toplam 3 madalyayla (2 altın, 1 bronz) onuncu oldu.
2008 yılında yapılan nüfûs sayımında, Göteborg’un nüfûsu ilk kez yarım milyon barajını aşıyor: 500 bin 157 kişi.
2010 yılında uluslararası bir kongre olan Dünya Kütüphanesi ve Bilgi Kongresi (İng. World Library and Information Congress), bu şehirde düzenlendi. Kongre, 10 – 15 Ağustos 2010 günlerinde Göteborg’da gerçekleştirildi. Ancak o tarihte ben Gazze’yi kurtarmakla meşgul olduğumdan, kongreye beni dâvet etmemişlerdir. Yoksa kessin çağırırlardı…
2011 yılındaki 22. Dünya Erkekler Hentbol Şampiyonası, 13 – 30 Ocak 2011 günleri arasında İsveç’te düzenlendi. Tüm maçlar Göteborg, Malmö, Lund, Kristianstad, Skövde, Jönköping, Linköping ve Norrköping şehirlerinde oynandı. Ancak ben o tarihte Somali’yi kurtarmakla meşgul olduğumdan, şampiyonaya beni dâvet etmemişlerdir. Yoksa kessin çağırırlardı…
24 ülkenin katıldığı 2011 Dünya Erkekler Hentbol Şampiyonası’nda Fransa şampiyon olurken, Danimarka ikinci, İspanya ikinci, evsahibi İsveç ise dördüncü olmuştur. Turnuva boyunca maçları toplam 399 bin 19 seyirci izlemiştir.
2011 yılında Göteborg’un nüfûsu, 515 bin 129 kişi. Sonra bu sayı 2012 yılında 521 bin 587 kişiye yükseliyor.
2013 yılındaki Dünya Kadınlar Futbol Şampiyonası, 10 – 28 Temmuz 2013 günleri arasında İsveç’te düzenlendi ve maçların oynandığı şehirler arasında Göteborg da vardı. Ancak ben o tarihte Arakan’ı kurtarmakla meşgul olduğumdan, şampiyonaya beni dâvet etmemişlerdir. Yoksa kessin çağırırlardı…
12 ülkenin katıldığı 2013 Dünya Kadınlar Futbol Şampiyonası’nda toplam 25 maç oynandı. Ich liebe dich Almanya şampiyon olurken, finalde Norveç’i 1 – 0 yenerek sekizinci şampiyonluğunu elde etmişti. Final maçındaki golü, 49. dakikada, ikinci yarıda oyuna giren ve henüz üç dakikadır sahada olan Anja Mittag (1985 – halen hayatta) attı. Avrupa Kupası’nın gol kralı ise, 5 golle İsveçli futbolcu Charlotta Eva Schelin (1984 – halen hayatta) oldu.
1619 tarihinde kurulan Göteborg’un 400 yıllık tarihi boyunca en önemli yılı, 2017 yılıdır. 26 – 29 Mayıs 2017 günleri arasında Kürt seyyah İbrahim Sediyani şehri ziyaret etmiş, burada Adıyaman – Besnili Şükrü Duran ve Muhammed Duran ile Elazığ – Arıcaklı Yusuf Ulu ile tarihî günler yaşamıştır.
2017 yılında biz oradayken üşenmeyip yaptığım sayıma göre, Göteborg’un nüfûsu 572 bin 779 idi. Fakat benden sonra ne oldu, kaç kişi öldü, kaç yeni bebek doğdu, Şükrü abi hiç arayıp sormadığı için bilmiyorum.
Günümüzde Göteborg, dünya çapında bir metropol ve İskandinavya’nın en gözde şehirlerinden biri. İsveç’in 2. büyük şehri olan Göteborg, tüm İskandinavya’nın ise en büyük 5. büyük şehri durumunda.
Göteborg, İsveç’in diğer büyük şehirlerinde olduğu gibi çok sayıda göçmen barındırmakta. Örneğin 2005 yılında yapılan bir araştırmada, Göteborg’da 93 bin 965 göçmen olduğu ortaya çıkmıştır. 2016 yılındaki araştırmada da şehirdeki göçmenlerin sayısı 140 bin 93 olarak tespit edilmiştir. Bu da şehir toplam nüfûsunun % 25’ine tekabül ediyor. Bu göçmenlerin % 50’si Kürdistan’dan, % 45’i Finlandiya’dan gelmiştir.
Göteborg, farklı dîn, mezhep ve inançtan insanların birarada barış ve kardeşlik içinde yaşadığı “çok dînli” ve “çok mezhepli” bir şehirdir. Bu barış ve kardeşliği sağlayan da Laiklik, Sekülerizm ve Demokrasi’dir. Şehirde Hristiyanlar, Müslümanlar, Yahudîler, Budistler, birarada yaşarlar. Ülkede Laiklik ve Demokrasi olduğu için, her biri birer “sevgi pıtırcığı” olan bu dînlerin mensupları birbirlerine kötülük yapamamakta, barış içinde ve karşılıklı hoşgörü temelinde yaşamaktadırlar.
Göteborg’daki yeşil alan, 175 m²’ye tekabül ediyor. Şehrin yaklaşık 50 bin ağacı var.
Hem hava trafiğinin, hem deniz trafiğinin, hem kara trafiğinin, hem de ray trafiğinin gerçekleştiği ender şehirlerden biridir, Göteborg. İki havaalanı, farklı ülkelere gemiyle ve feribotla deniz seferlerinin yapıldığı dünyaca ünlü limanı, hem tüm ülkeye hem komşu ülkelere seferlerin yapıldığı tren hattı, Avrupa’daki emsalleri arasında en uzunu olan 150 km’lik tramvay hattı ve elbette, batıdaki deniz hariç her yöne açılan mükemmel karayolları ile, bir ulaşım harikasıdır. Ayrıeten, şehrin toplam 460 km’lik bisiklet parkuru da vardır.
İskandinavya’nın en büyük üniversite şehri olan Göteborg’da yaklaşık 60 bin üniversite öğrencisi bulunuyor. Şehirde onlarca lise, akademi, yüksekokul ve enstitü bulunuyor ki, bunlara yukarıda ayrıntılı bir biçimde değinmiştik.
Bir “kültür şehri” olan Göteborg’da Göteborg Kitap Fuarı, her yıl Eylül ayında gerçekleşmektedir. Fuara her yıl ortalama 900 yayıncı katılmakta, fuarı her yıl ortalama 100 bin kitapsever ziyaret etmektedir.
Göteborg, Kuzey Denizi’ne kıyısı olması nedeniyle pekçok deniz ürünleri restoranına sahip olduğu için, tam da bana göre bir şehirdir. Şehrin her tarafında balık restoranları bulunuyor. Bu restoranlar ayrıca inanılmaz derecede ucuz beleştirler. Örneğin ben oradayken Muhammed abi ile Yusuf abinin çalıştırdığı Tara’s Restaurang’da her gün yemek yedim, ama benden hiç para almadılar. Göteborg ayrıca, İsveç’in kişi başına en çok café düşen şehridir. Şehrin her köşesinde birbirinden güzel café’ler bulunuyor.
Dünyanın en büyük limanlarından birine ve onlarca ticarî şirkete evsahipliği yapan bir şehir, Göteborg. Bütün şirketleri burada tek tek zikretmek, “zenginin malı züğürdün çenesini yorar” kabilinden olacağı için, adlarını saymıyoruz. Ama bir İsveç atasözü, durumu veciz bir şekilde anlatmıştır: “I Göteborg skriver du inte poesi, du skriver räkningar.” Yani, “Göteborg’da insan şiir yazmaz, fatura yazar.”
Göteborg’un bütün bu olumlu yönlerine karşılık, bir de olumsuz yönü var: Hava kirliliği. Göteborg, hava kirliği açısından İsveç’te ilk sırada gelmektedir. Göteborg’daki NO2 ve PM10 toz seviyeleri 2006 yılında Avrupa Birliği rakamlarını geçmiştir. Kurulduğu tarihten beri hava kirliliği ile mücadele eden şehir, 1959 yılından beri bu mücadeleyi bilimsel ve teknolojik araçlar kullanarak yapmakta.
Göteborg’un, dünyadaki onbir şehir ile arasında “kardeş şehir” bağı bulunuyor. Bunlar; Norveç’in başkenti Oslo, Norveç’in Bergen şehri, Danimarka’nın Århus şehri, Finlandiya’nın Turku (İsv. Åbo) şehri, Rusya’nın Sankt – Peterburg şehri, Estonya’nın başkenti Tallinn, Polonya’nın Kraków şehri, Almanya’nın Rostock şehri, Çin’in Şanghay şehri, Güney Afrika’nın Nelson Mandela Bay Metropolitan Municipality (Afri. Nelson Mandelabaai Metropolitaanse Munisipaliteit) şehri ve ABD’nin Chicago şehri.
Her ne kadar Elazığ ve Adıyaman kadar güzel olmasa da yine de çok güzel bir şehir olan Göteborg, Kuzey Denizi kıyısında olup Norveç – İsveç sınırına 160 km mesafede bulunuyor.
sediyani@gmail.com
SEDİYANİ SEYAHATNAMESİ
CİLT 10
FOTOĞRAFLAR:
Göteborg hatırâsı, 29 Mayıs 2017