Baltık Kıyılarında Her Gün Bir Ülke – 11

Parveke / Paylaş / Share

 

 

 

 

 

Zvejnieks ir gudrs no rīta, gans ir gudrs vakarā.

(Bir balıkçı sabah vaktinde bilgedir, bir çoban ise akşam vaktinde.)

Leton atasözü

     Bu coğrafyanın can damarı olan 1020 km uzunluğundaki Daugava Nehri’nin güzel sularına doğru bir çocuk sevinciyle yürüyoruz.

     Tüm heybetiyle duran ve gelen geçen herkese tepeden bakan Riga Kalesi (Let. Rīgas Pils)’nin silüetinin altında 11. Novembra Krastmala (11 Kasım Bendi) adlı anayol akıyor ve Daugava Nehri de hemen ardında, araçların vızır vızır geçtiği o işlek ve geniş yola paralel akıyor.

     Gezi arkadaşlarım, Çanakkale – Bigalı sevgili Nedim Yeşilyurt ağabey ve Şanlıurfa – Birecikli sevgili Ali Sayan ile birlikte nehir kıyısında yürüyüş yapıyoruz…

     Nedim abi çocukluğunda Çanakkale Boğazı kıyısında oyun oynarken nasıl mutlu oluyorduysa, Ali çocukluğunda Fırat Nehri kıyısında oyun oynarken nasıl mutlu oluyorduysa, ben çocukluğumda Peri Çayı kıyısında oyun oynarken nasıl mutlu oluyordumsa, aynı mutluluk vardı üçümüzde de.

     Suyun yanındayız. Selam veriyoruz.

     Alıyor selamımızı, su.

     Daugava, bu toprakların can damarı. Riga şehrini ikiye bölüyor. Rusya’da doğan, sonra Beyaz Rusya topraklarında akan ve Letonya’ya girerek akıntısını sürdüren 1020 km uzunluğundaki Daugava Nehri, Letonya’nın başkenti Riga’yı ikiye böldükten sonra sularını Baltık Denizi’ne bırakarak akıntısını tamamlıyor. Nehir; Rusya’dayken kuzeydoğudan güneybatıya doğru, Beyaz Rusya’dayken doğudan batıya doğru, Letonya’dayken güneydoğudan kuzeybatıya doğru akıyor. Bu akış navigasyonundan, ırmağın bir yay çizerek aktığını anlayabiliriz.

     Nehrin Letonca adı “Daugava”, Beyaz Rusça adı “Batı Dzvina” (Blrs. Заходняя Дзвіна [Zaxodnaya Dzvina]), Rusça adı da “Batı Dvina” (Rus. Западная Двина [Zapadnaya Dvina])’dır.

     Nehrin Letonca’daki ismi olan “Daugava”nın kökeni, eski Baltık kökenli kelimelerden gelen ve “büyük su” anlamına gelen “daudz ūdens” ifadesidir. Letonyalı Alman teolog, sosyolog, etnograf ve dilbilimci August Johann Gottfried Bielenstein (1826 – 1907), Leton dilbilimci Jānis Endzelīns (1873 – 1961) ve Letonyalı Alman dilbilimci Ernest Blese (1892 – 1964), bu tespiti yapmışlardır.

     Nehrin diğer dillerdeki isimlerinin kökenleri belirsizdir. Nehir ilk olarak 1103 yılına ait “Viking sagaları”nda görülür. Bu sagalarda nehir, “Dina”, “Tina”, “Tuna”, “Veina”, “Dyna” gibi isimlerle geçer. Kiev Knezliği’nin 850 – 1110 yılları arasındaki tarihini anlatıyor olup 1113 yılında bugünkü Ukrayna’nın başkenti Kiev’de biraraya toplanan “Nestor Kroniği”ni inceleyen Rusya doğumlu Alman Slavolog, tarihçi, dilbilimci ve etimolog Max Julius Friedrich Vasmer (1886 – 1962), kaleme aldığı “Etymologisches Wörterbuch” (Etimoloji Sözlüğü) adlı eserinde, “Dvina’nın toponomisi açıkça Ural dillerinden kaynaklanıyor olamaz, muhtemelen ‘nehir akışı’ anlamında kullanılan Hind – Avrupa kökenli bir sözcükten geliyor” demektedir.

     Leton etimolog ve dilbilimci Konstantīns Karulis (1915 – 97), nehrin “Dyna” olan isminin ilk başlarda Letonca’da kullanıldığını belirterek, kelimenin 14. – 17. yy’lar arasında bugünkü “Daugava” şeklini aldığını ileri sürmektedir. Nehrin Almanca adı olan “Düna”nın Latinceleştirilmiş biçimi olan “Dvna”, Ortaçağ elyazısı belgelerinde kullanıldı ve 17. yy’dan kalma haritalarda bu isim hâlâ bulunabilir.

     Letonya’nın en büyük nehri olan Daugava, Rusya’nın kuzeybatı topraklarındaki Tver oblastına bağlı Andreápolskiy ilçesinin Bobrowez köyünün güneyinde bulunan 347 m yüksekliğindeki Valdai Tepeleri’nde doğar. Doğduğu kaynak, deniz seviyesinden 221 m yüksektedir. Toplam 3 ülkenin, Rusya, Beyaz Rusya ve Letonya topraklarını sulayarak, Letonya’nın başkenti Riga’yı ikiye böldükten hemen sonra sularını Baltık Denizi’ne bırakarak akıntısını tamamlar. Nehrin toplam uzunluğu 1020 km’dir. Bu uzunluğun 325 km’si Rusya, 338 km’si Beyaz Rusya, 352 km’si Letonya topraklarında kalmaktadır. Yani her üç ülkenin de payına düşen uzunluk hemen hemen aynıdır.

     Nehrin toplam su toplama alanı 87.900 km², toplam debisi ise 678 m³’tür. Akış yönüne göre sağ tarafındaki kolları Usvyaça, Palata, Drysa, Dubna, Aiviekste, Pērse ve Ogre, akış yönüne göre sol tarafındaki kolları da Mezha, Kasplya, Dysna ve Laucesa isimli akarsulardır.

     Daugava Nehri, akıntısı boyunca şu şehirlerin içinden geçerek onları güzelleştirmektedir: Andreapolı, Západnaya Dviná, Vélij (RUSYA), Rúba, Víçebsk, Beşankóviçı, Pólaçk, Barısavı Kamyani, Navapólaçk, Dzisná, Verhnyadzvínsk, Druya (BEYAZ RUSYA), Krāslava, Daugavpils, Līvāni, Jēkabpils, Pļaviņas, Aizkraukle, Jaunjelgava, Lielvārde, Kegums, Ogre, Ikšķile, Salaspils ve Rīga (LETONYA).

     Daugava Nehri, jeologlara göre M. Ö. 4000’li yıllardan beri akan bir ırmak.

     Nehir kenarında hem yürüyor, hem sohbet ediyoruz. Manzara hakikaten çok güzel. Şehrin tam bu noktadaki silüeti oldukça gözkamaştırıcı.

     Su demek hayat demek.

     Bir şehirde üç şeyden biri olmalı: Deniz veya göl ya da nehir. Eğer bir şehirde bu üçü de yoksa, ona “şehir” değil “kent” derim ben. Belki anlamdaş sözcüklerdir ama “şehir” ve “kent” benim lügâtımda farklı anlamlara gelen sözcükler.

     Hemen sağımızda, nehrin üzerinde harika güzellikte bir asmalı köprü var: Vanšu Tilts”… İsmi de Letonca’da “Asmalı Köprü” anlamına geliyor zaten.

     Daugava Nehri’nin Letonya kesiminde akarsuyun üzerinde bulunan toplam 5 köprüden biri ama en güzelidir. Ve en kuzeyde olanıdır.

     Köprünün toplam uzunluğu 625 m, genişliği 28 m 40 cm, yüksekliği 109 m’dir. İki asması arasındaki mesafe ise 312 m’dir. Dünyanın en uzun açıklığına sahip tek düzlemli kabloları bulunan yegâne pilon eğimli köprüsüdür.

     Üzerinde karayolu trafiği gerçekleşmekte. Köprünün diğer tarafı nehir üzerindeki Ķīpsala Adası üzerinden geçmekte.

     Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) döneminde yapılan köprü, 17 Temmuz 1981 tarihinde açılışı yapılarak hizmete girdi. İlk yapıldığında, dünyaca ünlü Rus yazar Maksím Górıkiy veya gerçek ismiyle Alekséy Maksímoviç Peşkóv (1868 – 1936)’un ismi verilmişti, “Górıkiy Köprüsü” (Let. Gorkija Tilts) adını taşıyordu. İlk açıldığında, 1981, Avrupa’daki en uzun köprüydü.

     2011 yılında köprü restorasyondan geçirildi ve genişletildi. Kenarında kaldırımlar yapıldı.

     Son 10 yılda köprünün asmalarına tırmanmaya çalışan 10’dan fazla insan var. Ölüm ile sonuçlanan tek olay, 7 Haziran 2012’de bir adamın köprünün asmalarına tırmanıp oradan atlayarak intihar etmesidir. Olaydan sonra Riga Belediyesi, kimse tırmanmasın diye köprünün asmalarına dikenli tel dolaşıkları monte etti.

     2013 yılında köprünün alt yanında oyun alanı ve voleybol sahası bulunan bir plaj açıldı.

     – Manzara ne güzel, değil mi gençler?, diyor Nedim abi.

     – Evet abi, harika!, diyorum ben de.

     – Tek sorun, insanlarla anlaşamıyoruz işte, dil yok, diyor Ali.

     – Evet, bunu da yapabilseydik iyi olurdu, diyor Nedim abi.

     – E sorun Ali’de değil ki Nedim abi, diyorum ben, Ali’nin günâhı yok, sorun onlarda, adamlar Rusça bilmiyor ki Ali’yle anlaşsınlar. 🙂 🙂 🙂

     – 🙂 🙂 🙂 🙂 🙂

     – 🙂 🙂 🙂 🙂 🙂

     Gülmekten kırıldık…

     Dün bu ülkeye ilk geldiğimizde, Urfalı Ali Sayan bayağı heyecanlıydı ve büyük bir özgüven içindeydi. “Ben Rusça biliyorum, insanlarla iletişim kurmakta sıkıntı yaşamayız” diye bana ve Nedim abiye hava atıyordu. Geldiğimiz andan itibaren kimi görse onunla Rusça konuşmaya çalışıyor. Ama kimse kendisine cevap bile vermiyor. Hatta kiminle Rusça konuşsa, o kendisine sert ve soğuk bir biçimde bakıp hiç de dostça olmayan tavırlar sergiliyor. Bu duruma şaşırıp kalıyor tabiî, bizim Ali.

     Meğersem uzun bir zaman Rusya’nın / Sovyetler’in sömürgesi olan adamlar yıllarca Rus zûlmü altında inim inim inledikleri için, hem Ruslar’a hem de Rusça’ya düşmanlar. Yani Rusça’yı bildikleri halde konuşmuyorlar. Konuşmadıkları gibi, yanlarında Rusça konuşulmasından hiç hazzetmiyorlar. Fakat garibim Ali bunu nereden bilsin? Kendisine sempati kazandıracağını zannettiği Rusça bilgisi, tam aksine kendisine karşı antipati oluşturuyor bu ülkede.

     “Ya tebya lyublyu” hayâlleri de suya düşüyor böylece. Hem de Daugava Nehri’nin sularına. 🙂 🙂

     Bizden uyarması: Bu ülkeye geldiğinizde sakın insanlarla Rusça konuşmaya kalkmayın, antipati oluşturursunuz. Eğer insanlarla Rusça konuşmaya çalışırsanız, size karşı asla misafirperver davranmazlar.

     Daugava Nehri kıyısında oturmuş, suyu ve suyun karşı yakasını seyrediyoruz…

     Nehrin karşı tarafında yüksek binalar, gözkamaştırı güzellikte gökdelenler var.

     Asmalı Köprü (Let. Vanšu Tilts)’nün hemen yanında “Swedbank Aktiebolag” (Swedbank AB) binası var. Bir İsveç bankası olan ve merkezi İsveç’in başkenti Stockholm’da bulunan “Swedbank AB”nin Riga merkezi burası. Binanın hemen arkasında “Balasta Piestātne” yani “İskele Konutu” bulunuyor.

     Biraz daha solunda, bizim baktığımız noktanın tam karşısında yüksek bir göndere çekilmiş büyükçe bir Letonya bayrağı dalgalanıyor.

     Onun hemen solunda “Radisson Blu Hotel” yer alıyor. Onun da hemen solunda, muhteşem güzellikteki üçgen şekilli binasıyla Letonya Millî Kütüphanesi (Let. Latvijas Nacionālā Bibliotēka) bulunuyor.

     Kısa dı LNB olan Letonya Millî Kütüphanesi (Let. Latvijas Nacionālā Bibliotēka)’nın binası, “Aydınlık Kalesi” (Let. Gaismas Pils) olarak da adlandırılıyor. Evrensel bir genel bilimsel kütüphane olup, Letonya Kültür Bakanlığı’nın gözetimi altında ulusal öneme sahip bir devlet kültür kurumudur.

     Letonya Millî Kütüphanesi, Letonya’nın bağımsızlığını kazandığı 18 Kasım 1918 tarihinden bir yıl sonra, 29 Ağustos 1919 tarihinde Devlet Kütüphanesi (Let. Valsts Bibliotēka) adıyla kuruldu. İlk müdürü, kütüphanenin özel koleksiyonuna büyük katkıda bulunan kütüphaneci ve bibliyograf Jānis Misiņš (1862 – 1945)’tir.

     İlk bir yıl içinde, kütüphanedeki mevcut kitap sayısı 250.000’e ulaşmıştı. 1920’de Devlet Kütüphanesi, tüm Letonyalılar için zorunlu bir örnek kütüphane haline geldi. Ülkede kitabı yayınlanan her yazar, kitabından bir adetini kütüphaneye bağışlamak zorundaydı. Kütüphane, 1927 yılında başlayarak Letonya millî bibliyografyasını yayınlamaya başladı ve bunu halen yapmaya devam ediyor.

     1939 – 40 yıllarında Devlet Kütüphanesi, başta Riga’daki 1834 yılında kurulmuş olan Rusya’nın Baltık Denizi İlleri Tarihi ve Antik Çağlar Bilgisi Derneği’nin kütüphanesi olmak üzere çok sayıda kütüphaneyi bünyesine alarak kütüphaneciliğin ana merkezi haline geldi. 1940 yılında kütüphanedeki mevcut kitap sayısı 1.700.000’e ulaştı. Kütüphane çok büyüdüğü için, iki farklı adrese dağılmak zorunda kaldı.

     Hemen sonrasında başlayan II. Dünya Savaşı (1939 – 45) sırasında Nazi Almanyası Letonya’yı ve başkent Riga’yı işgal etti, 1941 – 44. Orada egemenliği ele geçiren Alman makamları, kütüphanenin Devlet Kütüphanesi (Let. Valsts Bibliotēka) olan ismini değiştirip Ülke Kütüphanesi (Let. Zemes Bibliotēka) yaptılar. Çünkü “Devlet Kütüphanesi” ifadesi, bağımsız bir Letonya Cumhuriyeti’ne gönderme yapıyordu. Tıpkı “Kürdistan devleti” dediğinizde küplere binen bizdeki Sünnî ve Şiî Nazi devletlerinin “Kürdistan coğrafyası” dediğinizde seslerini çıkarmaması gibi.

     İnsanın kaderi bir kere “kötü rûhlar” tarafından yazılmamış olsun! Savaşın bitimine doğru Letonyalılar tam da “Nazi işgalinden kurtulduk” diye sevinecekken, bu sefer de Sovyet işgaline uğrarlar. 1944 yılında bu topraklar SSCB’ye katılınca, kütüphanenin ismi bu sefer de Letonya SSC Devlet Kütüphanesi (Let. Latvijas PSR Valsts Bibliotēka) oldu.

     1946’dan itibaren, düşünceye yönelik baskıları tehlikeli bulan Sovyet Sosyalist düşünceye göre “tehlikeli” kabul edilen kitaplar raflardan kaldırıldı ve Sovyetler Birliği’nin kontrolü bıraktığı 1988’e kadar sadece özel bir izinle erişilebilinirdi. 1956’da ise kütüphane Krišjāņa Barona Iela adlı caddedeki yeni bir binaya taşındı.

     Fakat geleneklere savaş açmış olan Sovyet geleneğine göre bu isim de uygun düşmüyordu. Zirâ tek adamlığa ve diktatörlüğe karşı olan Sovyet tek adamlık ve diktatörlük rejimine göre, her kuruma illâ ki bir “yoldaşın” adı verilmeliydi. Bu yüzden 1966 yılında kütüphaneye aynı zamanda yazar olan ve o yıl “diyalektiğin râhmetine kavuşan” Letonya SSC Başbakanı Jānis Vilis Lācis (1904 – 66)’in adı verildi ve böylece ismi “Vilis Lācis Letonya SSC Devlet Kütüphanesi” oldu

     Bu durum, bir halk devrimi olan SSCB rejiminin bir halk devrimiyle yıkılmasına dek sürdü.

     21 Ağustos 1991 itibariyle dünya haritasında yeni bir ülke vardır artık: Letonya Cumhuriyeti (Let. Latvijas Republika)…

     Letonya’nın bağımsızlığından sonra, kütüphane, Letonya Millî Kütüphanesi (Let. Latvijas Nacionālā Bibliotēka) olan bugünkü ismini almıştır.

     Kütüphanedeki eserlerin numaralandırılmasına ve sicilleştirilmesine 1999 yılında başlandı. Aynı yıl kısa adı UNESCO olan Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (İng. United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization)’nün nerdeyse 170 üye ülkesi, genel konferansı sırasında uluslararası toplumu Letonya Millî Kütüphanesi projesinin uygulanması için mümkün olan tüm desteği sağlamaya çağıran bir kararı kabul etti.

     Letonya Millî Kütüphanesi, 2006 yılında Avrupa Kütüphanesi (İng. European Library)’nin internetteki online hizmet sistemine dahil edildi. Letonya millî dijital kütüphanesine “Letonica” deniyor.

     Mayıs 2015’te Letonya Millî Kütüphanesi’nin şu anki binası, “Doğu Ortaklık Zirvesi”ne evsahipliği yaptı. 

     Şu anki üçgen mimarili bina, Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’ne göç eden ve kariyerini orada yapan ünlü Leton mimar Gunārs Gunivaldis Birkerts (1925 – 2017) tarafından 1989 yılında tasarlandı. Bu yeni binanın yapımına 2008 yılında başlandı ve 2014 yılında tamamlanarak 29 Ağustos 2014 tarihinde hizmete açıldı. Ki kökeni olan ilk kütüphanenin açılış tarihi de yukarıda anlattığımız üzere 29 Ağustos 1919 olup, onun yıldönümüne özellikle denk getirilmiştir.

     İnşaat maliyeti 193 milyon Euro (€) tutan bina 13 katlı olup, yüksekliği 68 m’dir.

     Kütüphane bünyesinde toplam 480 kişi çalışıyor. Kütüphanenin şu anki müdürü, dilbilimci Andris Vilks (1957 – halen hayatta).

     Bugün kütüphane, Letonya’nın bilgi toplumunun gelişmesinde önemli bir rol oynamakta, vatandaşlara internet erişimi sağlamak ve araştırma ve yaşam boyu eğitim ile desteklemektedir. Letonya Millî Kütüphanesi’nin misyonu, bilgi kaynaklarının depolarını oluşturarak, bunlara yüksek kalitede erişim sağlayarak ve tüm devlet kütüphanesi sisteminin işleyişini koordine ederek eğitimli, bilgili ve rekabetçi bir bireyin ve toplumun manevi ve entelektüel gelişimini teşvik etmektir.

     Kütüphanenin bugünkü kaynakları 5 milyondan fazla eseri içeriyor. 14. yy’dan tutun bugünkü modern zamanlara kadar yaklaşık 19.000 el yazması barındırıyor.

     Muhteşem güzellikteki üçgen şekilli binasıyla Letonya Millî Kütüphanesi (Let. Latvijas Nacionālā Bibliotēka), 2017 yılında Britanya krallık ve devlet destekli yayın kuruluşu British Broadcasting Corporation (BBC) tarafından “Dünyanın En Güzel ve En Modern 10 Kütüphanesi” arasında gösterilmiştir. 2020 yılında halk ve eş – dost destekli yayın kuruluşu Sediyani Haber de aynı kanaattedir.

     Kütüphane binasının hemen solunda Taş Köprü (Let. Akmens Tilts) isimli köprü uzanıyor.

     1955 – 57 yılları arasında inşâ edilen bu köprünün açılışı da 21 Temmuz 1957’de yapılmıştır. Köprü Sovyet dönemine ait bir üründür ve ilk açıldığında ismi Ekim Köprüsü (Let. Oktobra Tilts) idi. 1992 yılına kadar da bu ismi taşıyordu. Letonya’nın 1991 yılındaki bağımsızlığından sonra 1992’de ismi Taş Köprü (Let. Akmens Tilts) olarak değiştirildi.

     Toplam 503 m 12 cm uzunluğunda olan köprünün genişliği 27 m 50 cm’dir. Köprünün her iki yanında 3 m 50 cm genişliğinde kaldırımlar bulunuyor. Üzerinden tramvay, troleybüs, otobüs ve otomobiller geçiyor.

     Daugava Nehri kıyısında yürümeye devam ediyoruz…

sediyani@gmail.com

     SEDİYANİ SEYAHATNAMESİ

     CİLT 12

FOTOĞRAFLAR:

Daugava, bu toprakların can damarı. Riga şehrini ikiye bölüyor. Rusya’da doğan, sonra Beyaz Rusya topraklarında akan ve Letonya’ya girerek akıntısını sürdüren 1020 km uzunluğundaki Daugava Nehri, Letonya’nın başkenti Riga’yı ikiye böldükten sonra sularını Baltık Denizi’ne bırakarak akıntısını tamamlıyor. (LETONYA)

Hemen sağımızda, nehrin üzerinde harika güzellikte bir asmalı köprü var: Vanšu Tilts”… İsmi de Letonca’da “Asmalı Köprü” anlamına geliyor zaten.

Daugava Nehri’nin Letonya kesiminde akarsuyun üzerinde bulunan toplam 5 köprüden biri ama en güzelidir. Ve en kuzeyde olanıdır. (LETONYA)

Nehrin Letonca’daki ismi olan “Daugava”nın kökeni, eski Baltık kökenli kelimelerden gelen ve “büyük su” anlamına gelen “daudz ūdens” ifadesidir. Letonyalı Alman teolog, sosyolog, etnograf ve dilbilimci August Johann Gottfried Bielenstein (1826 – 1907), Leton dilbilimci Jānis Endzelīns (1873 – 1961) ve Letonyalı Alman dilbilimci Ernest Blese (1892 – 1964), bu tespiti yapmışlardır.

Nehrin diğer dillerdeki isimlerinin kökenleri belirsizdir. Nehir ilk olarak 1103 yılına ait “Viking sagaları”nda görülür. Bu sagalarda nehir, “Dina”, “Tina”, “Tuna”, “Veina”, “Dyna” gibi isimlerle geçer. Kiev Knezliği’nin 850 – 1110 yılları arasındaki tarihini anlatıyor olup 1113 yılında bugünkü Ukrayna’nın başkenti Kiev’de biraraya toplanan “Nestor Kroniği”ni inceleyen Rusya doğumlu Alman Slavolog, tarihçi, dilbilimci ve etimolog Max Julius Friedrich Vasmer (1886 – 1962), kaleme aldığı “Etymologisches Wörterbuch” (Etimoloji Sözlüğü) adlı eserinde, “Dvina’nın toponomisi açıkça Ural dillerinden kaynaklanıyor olamaz, muhtemelen ‘nehir akışı’ anlamında kullanılan Hind – Avrupa kökenli bir sözcükten geliyor” demektedir.

Leton etimolog ve dilbilimci Konstantīns Karulis (1915 – 97), nehrin “Dyna” olan isminin ilk başlarda Letonca’da kullanıldığını belirterek, kelimenin 14. – 17. yy’lar arasında bugünkü “Daugava” şeklini aldığını ileri sürmektedir. Nehrin Almanca adı olan “Düna”nın Latinceleştirilmiş biçimi olan “Dvna”, Ortaçağ elyazısı belgelerinde kullanıldı ve 17. yy’dan kalma haritalarda bu isim hâlâ bulunabilir. (LETONYA)

Letonya’nın en büyük nehri olan Daugava, Rusya’nın kuzeybatı topraklarındaki Tver oblastına bağlı Andreápolskiy ilçesinin Bobrowez köyünün güneyinde bulunan 347 m yüksekliğindeki Valdai Tepeleri’nde doğar. Doğduğu kaynak, deniz seviyesinden 221 m yüksektedir. Toplam 3 ülkenin, Rusya, Beyaz Rusya ve Letonya topraklarını sulayarak, Letonya’nın başkenti Riga’yı ikiye böldükten hemen sonra sularını Baltık Denizi’ne bırakarak akıntısını tamamlar. Nehrin toplam uzunluğu 1020 km’dir. Bu uzunluğun 325 km’si Rusya, 338 km’si Beyaz Rusya, 352 km’si Letonya topraklarında kalmaktadır. Yani her üç ülkenin de payına düşen uzunluk hemen hemen aynıdır. (LETONYA)

Daugava Nehri, jeologlara göre M. Ö. 4000’li yıllardan beri akan bir ırmak. (LETONYA)

Daugava Nehri kıyısında oturmuş, suyu ve suyun karşı yakasını seyrediyoruz. Nehrin karşı tarafında yüksek binalar, gözkamaştırı güzellikte gökdelenler var. (LETONYA)

Asmalı Köprü (Let. Vanšu Tilts)’nün hemen yanında “Swedbank Aktiebolag” (Swedbank AB) binası var. Bir İsveç bankası olan ve merkezi İsveç’in başkenti Stockholm’da bulunan “Swedbank AB”nin Riga merkezi burası. Binanın hemen arkasında “Balasta Piestātne” yani “İskele Konutu” bulunuyor. (LETONYA)

Kütüphane binasının hemen solunda Taş Köprü (Let. Akmens Tilts) isimli köprü uzanıyor.

1955 – 57 yılları arasında inşâ edilen bu köprünün açılışı da 21 Temmuz 1957’de yapılmıştır. Köprü Sovyet dönemine ait bir üründür ve ilk açıldığında ismi Ekim Köprüsü (Let. Oktobra Tilts) idi. 1992 yılına kadar da bu ismi taşıyordu. Letonya’nın 1991 yılındaki bağımsızlığından sonra 1992’de ismi Taş Köprü (Let. Akmens Tilts) olarak değiştirildi. (LETONYA)

Kısa dı LNB olan Letonya Millî Kütüphanesi (Let. Latvijas Nacionālā Bibliotēka)’nın binası, “Aydınlık Kalesi” (Let. Gaismas Pils) olarak da adlandırılıyor. Evrensel bir genel bilimsel kütüphane olup, Letonya Kültür Bakanlığı’nın gözetimi altında ulusal öneme sahip bir devlet kültür kurumudur. (LETONYA)

Kütüphanenin bugünkü kaynakları 5 milyondan fazla eseri içeriyor. 14. yy’dan tutun bugünkü modern zamanlara kadar yaklaşık 19.000 el yazması barındırıyor.

Muhteşem güzellikteki üçgen şekilli binasıyla Letonya Millî Kütüphanesi (Let. Latvijas Nacionālā Bibliotēka), 2017 yılında Britanya krallık ve devlet destekli yayın kuruluşu British Broadcasting Corporation (BBC) tarafından “Dünyanın En Güzel ve En Modern 10 Kütüphanesi” arasında gösterilmiştir. 2020 yılında halk ve eş – dost destekli yayın kuruluşu Sediyani Haber de aynı kanaattedir. (LETONYA)

Biraz daha solunda, bizim baktığımız noktanın tam karşısında yüksek bir göndere çekilmiş büyükçe bir Letonya bayrağı dalgalanıyor. (LETONYA)

21 Ağustos 1991 itibariyle dünya haritasında yeni bir ülke vardır artık: Letonya Cumhuriyeti (Let. Latvijas Republika)… (LETONYA)

Daugava Nehri

Rīga, 23 Ekim 2019


Parveke / Paylaş / Share

One Reply to “Baltık Kıyılarında Her Gün Bir Ülke – 11”

  1. Degerli İbrahim Kardeş

    Letonya’yı yine her zamankı gibi çok ayrıntılı anlatmışsınız, çok beğenerek okudum ve sizi taldir ettim. Biz Riga’ya gittiğimizde bütün bulduğum kaynakları okumuştum ama malesef bu kadar ayrıntılı değildi, emeğinize sağlık.

    Selamlar

Emine Torun Ceren için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir