Hollanda’nın Den Haag (Lahey) şehrinde düzenlenen “Şeyh Said’i Anma Günü”nde yazar İbrahim Sediyani, milletvekili Nimetullah Erdoğmuş, milletvekili Hatice Seviptekin ve dîn âlimi Hafız Ahmet Turhallı konuştu.
Hollanda’nın Kuzey Denizi (Noordzee) kıyısındaki Lahey (Den Haag, ‘s – Gravenhage) şehrinde “Şeyh Said’i Anma Günü” düzenlendi. Kısa adı FCİK olan Kürdistan İslam Toplumu Federasyonu (Federasyona Cîvaka İslamîya Kurdistan) ve Den Haag Şeyh Said Camiî tarafından organize edilen gecede 1925 Kürdistan İslamî Kıyamı’nın yiğit rehberi Şehîd Şeyh Said-i Palewî (rh. a.)’nin azîz hatırâsı yâd edildi.
QUR’ÂN-I KERÎM TİLAVETİYLE BAŞLADI
Lahey (Den Haag) şehrindeki Opera Salon Merkezi (Opera Zalencentrum)’nde düzenlenen ve Qur’ân-ı Kerîm tilavetinin okunmasıyla başlayan etkinliğe gazeteci – yazar İbrahim Sediyani, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili ve Diyarbakır Eski Müftüsü Nimetullah Erdoğmuş, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Siirt Eski Milletvekili ve Demokratik İslam Kongresi (DİK) Şûra Üyesi Hatice Seviptekin ve Kürdistan İslam Toplumu Federasyonu / Federasyona Cîvaka İslamîya Kurdistan (FCİK) Genel Başkanı Hafız Ahmet Turhallı konuşmacı olarak katıldılar. Moderatörlüğünü Molla Eşref Budan’ın yaptığı programın kısa selamlama konuşmasını ise Hatice Turhallı yaptı. Etkinlikte ayrıca Kürtçe mevlîd okundu, Koma Dildayê Îslam tarafından Kürtçe ve Türkçe ilahîler seslendirildi.
İBRAHİM SEDİYANİ: “KIYAMIN EN İLGİNÇ CÜZÜ, ELAZIĞ’IN FETHİDİR”
Şeyh Said Kıyamı esnasında yaşanmış çok ilginç hadiseler olduğunu belirterek konuşmasına başlayan gazeteci – yazar İbrahim Sediyani, Şeyh Said ve emrindeki mücahîdlerin yalnızca destansı direnişleriyle değil, aynı zamanda örnek İslamî ahlâkları ve bir Müslüman kimliğine yakışır tutum ve davranışlarıyla da sonraki nesillere ve Kürt halkına erdemli bir miras bıraktıklarını vurguladı.
Şeyh Said Kıyamı’nda başkent seçilen Dara Hênê (bugünkü Bingöl’ün Genç ilçesi)’nin, kıyamın henüz ikinci günü fethedildiğini hatırlatan Sediyani, Palu’nun tek kurşun bile sıkılmadan fethedildiğini, Elazığ’a taarruz esnasında da Türk ordusundaki askerlerin “Biz İslam için cihad edenlere silah çekmeyiz” diyerek emre itaat etmediklerini ve şehri savunmadıklarını aktardı. Sediyani şu bilgileri paylaştı: “Dönemin Elazığ valisi Hulusi Bey, Elazığ’ın Şeyh Said kuvvetlerinin eline geçmesinden sonra Kemalist Türk medyasına yaptığı açıklamada, Şeyh Said kuvvetlerinin ‘Lâ İlahe İllallah – Muhammedun Resulullah’ sancağını dalgalandırmasından ve Elazığ üzerine yürürken ‘Allah-û Ekber’, ‘Sallu âla Muhammed’ diye salavat getirmelerinden ötürü Elazığ’daki Türk ordusunda bulunan askerlerin onlara ateş açmadıklarını söylemiştir. Elazığ valisi Hulusi Bey, ordudaki Türk askerlerinin asilere çetin bir şekilde karşı koymak için kararlılıkla bilendiklerini, şehri cesur bir şekilde savunmak için hazır olduklarını, ama asilerin çoğunun ak sakallı, ellerinde İslam sancakları olduğunu ve ‘Allah Muhammed’ diye slogan attıklarını görür görmez silahlarını yere bıraktıklarını, komutanlarına itaat etmediklerini, başlarındaki komutanların ısrarlarına ve baskılarına rağmen Türk askerlerinin ‘Biz İslam için cihad edenlere silah çekmeyiz’ diyerek emre itaat etmediklerini ve şehri savunmadıklarını açıkça itiraf etmektedir.”
KÜRDİSTAN İSLAM CUMHURİYETİ
Şeyh Said Kıyamı’yla ilgili olarak en çok gizlenmek istenen bir hususun da kıyam esnasında başkenti Dara Hênê olan bir Kürt devletinin kurulması gerçeği olduğunu belirtmeden de geçmeyen 2 ciltlik ve 748 sayfalık “Bütün Yönleriyle Şeyh Said Kıyamı” kitabının yazarı İbrahim Sediyani, neredeyse 80 yıldır ısrarla sorulan ve herkesin kendi nefsine, kendi dünya görüşüne göre cevap verdiği “Şeyh Said başarıya ulaşsaydı nasıl bir devlet kuracaktı?” sorusunun abes bir soru olduğunu vurguladı. “Bu soru abes bir sorudur. Çünkü bu devlet zaten kıyam esnasında kurulmuştur. Kıyamın mahiyetini ve gayesini anlamak için sadece o devletin yapısına bakmak yeterlidir” diyen yazar Sediyani, kıyam esnasında başkenti Dara Hênê olan bir Kürdistan İslam Devleti kurulduğuna işaret ederek, “Bu devletin bayrağı, anayasası, hükûmet şûrası, meclisi, herşeyi vardı. 1925’te kurulan bu Kürt devleti, sadece iki ay bile olsa yaşamıştı” tespitinde bulundu. 14 Şubat 1925 tarihinde Şeyh Said tarafından kurulan İslamî Kürt devleti hakkında bilgiler aktaran Sediyani, şu bilgileri paylaştı: “Anayasaya göre devlet bir ‘Kürdistan Devleti’, yönetim biçimi de ‘İslam Cumhuriyeti’dir. Ayrıca anayasaya göre Dara Hênê (Genç), ‘Hilâfet merkezi’ ve ‘başkent’ olacak, vergiler ve zekât bedelleri Dara Hênê’ye gönderilecektir. Aynı gün Dara Hênê vilayet binasına Hilâl’li Kürdistan bayrağı çekiliyor.”
NİMETULLAH ERDOĞMUŞ: “BİCAR TENKİL HAREKETİ BİR İNSANLIK SUÇUDUR”
Kendisi aslen Bingöl’ün Genç (Dara Hênê) ilçesinden olan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili ve Diyarbakır Eski Müftüsü Nimetullah Erdoğmuş ise, Dara Hênê tarihini bu kadar etkileyici anlattığı için İbrahim Sediyani’ye teşekkür ederek başladığı konuşmasında, Şeyh Said Kıyamı’ndan sonra 1927 yılında gerçekleştirilen “Bicar Tenkil Hareketi” hakkında bilgiler paylaştı.
Şeyh Said Kıyamı’na bölgenin verdiği destek nedeniyle daha sonra devlet tarafından bölgenin cezalandırılıp etkisizleştirilerek insansızlaştırılmasının amaçlandığına dikkat çeken Diyarbakır Milletvekili Nimetullah Erdoğmuş, Bingöl’ün Boğlan (Solhan) ilçesi Dornê (Bozkanat) köyünün bugün bir mezrası olan Gûéw’in, bu çerçevede korkunç bir katliama uğrayan köylerden sadece biri olduğuna işaret etti. “Devlet, harekâtın resmî gerekçesi olarak, ‘Şeyh Said ayaklanmasında faal olarak rol oynayıp bu süre zarfında yakalanamayan kişilerin sözkonusu sınırlar içersinde saklandığı ve yöre halkının da bunları barındırarak beslediğini’ dile getirir” diyen Erdoğmuş, harekât esnada bu bölgede 60 kadar köyün yakıldığını, en az 1500 köylünün kurşunlanarak ve diri diri yakılarak öldürüldüğünü söyledi.
KEMALİST REJİMİN KÜRT HALKINA UYGULADIĞI KATLİÂMIN DÜNYADA BENZERİ YOK
Gûêw Katliamı’nın, 1927 yılının Ekim ayında toplam 4 köyden 76 kadın ve çocuğun diri diri yakılarak, Gûêw’den 11 erkeğin ise süngülenerek ve 1 erkeğin de köyde silahla vurularak öldürülmesinden müteşekkil, duygusal olarak trajedi ama hukuk ve insanlık tarihi açısından ise bir soykırım ve vâhşet örneği olduğunu belirten Nimetullah Erdoğmuş, Kemalist rejimin Kürt halkına uyguladığı katliâmların ve vahşetlerin dünyada bir benzerinin olmadığına vurgu yaptı.
HATİCE SEVİPTEKİN: “YENİ REJİM İSLAM KARDEŞLİĞİNİ BİTİRDİ”
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Siirt Eski Milletvekili ve Demokratik İslam Kongresi (DİK) Şûra Üyesi Hatice Seviptekin ise yaptığı konuşmada, “Şeyh Said’in ahlâkı, Peygamber Efendimiz’in ahlâkıydı” dedi. 1923 yılında İslam Ümmeti’ni atıp yerine Türk millîyetçiliğini esas alan yeni rejimin kurulmasıyla birlikte devletin “İslam kardeşliği”ni rafa kaldırdığını dile getiren Seviptekin, “Yeni rejim İslam’ı atıp Laiklik getirdi ve ayrıca Türk ırkçılığını resmî ideoloji haline getirip Kürtler’i inkâr etti” değerlendirmesinde bulundu.
“ŞEYH SAİD’İN YOLUNU SÜRDÜRMELİYİZ”
Şeyh Said Kıyamı esnasında Türk devletinin Kürdistan’da 14 şehri yakıp yıktığını ve viraneye çevirdiğini hatırlatan Hatice Seviptekin, “O günden bu yana birşey değişmemiş. Aynı devlet bugün de Cizre’yi, Sur’u, Silopi’yi, Nusaybin’i yakıp yıkıyor, viraneye çeviriyor. O gün de şehirler talan ediliyor, çocuk – kadın demeden insanlar katlediliyordu, bugün de aynı şekilde” değerlendirmesinde bulundu.
Şeyh Said’in Kürt halkının millî lideri olduğuna vurgu yaparak konuşmasını sürdüren DİK Şûra Üyesi Hatice Seviptekin, “Şeyh Said’in dâvâsı, bugünün çocuklarının katledilmemesi dâvâsıydı. Bugün biz katledilmeyelim diye canını fedâ etti” yorumunu yaptı. Konuşmasının sonunda herkesi Şeyh Said’i ve dâvâsını anlamaya dâvet eden Seviptekin, “Şeyh Said’in bize emanet ettiği kutlu mirası sahiplenmeli, o büyük İslam âliminin yolunu sürdürmeliyiz” çağrısında bulundu.
HAFIZ AHMET TURHALLI: “ÖNEMLİ OLAN İSLAM’I SLOGANLAŞTIRMAK DEĞİL, İSLAM’I YAŞAMAK”
Kürdistan İslam Toplumu Federasyonu / Federasyona Cîvaka İslamîya Kurdistan (FCİK) Genel Başkanı Hafız Ahmet Turhallı ise daha çok İslam dîninin emir ve yasakları hakkında bilgiler vererek yaptığı konuşmasında, dînin sadece ibadet ve slogan olmadığını vurgulayarak, “Dîn, yaşamdır. İslam’ı yaşamıyorsan, sözün ve ibadetin ne kıymeti var?” diye sordu. Hafız Turhallı, “Önemli olan yaşamımızdır” diyerek, önemli olanın yaşantımızı İslam’a göre şekillendirmemiz olduğuna dikkat çekti.
“KIZIL KEMALİSTLER’İN YERİNİ YEŞİL KEMALİSTLER ALDI”
Müslümanlar’ın bugün İslam’a tam ters bir yaşam sürdürdüklerine işaret ederek konuşmasını sürdüren Turhallı, “İslam’ın yasakladığı her şeyi yapıyorlar. Yalan, zûlüm, hırsızlık, kibir ve akla gelebilecek her türlü kötülük” değerlendirmesinde bulundu. Turhallı, yaşamında İslam’ın hiçbir izini taşımayan ve zerre kadar İslam ahlâkı barındırmayan grup ve çevrelerin “İslamcılık” yaptığına dikkat çekerek, İslam’ın ne çektiyse kâfirlerden değil münafıklardan çektiğine vurgu yaptı. “Kızıl Kemalistler her türlü zorbalığı ve despotluğu yapmıştı, şimdi onların yolunu Yeşil Kemalistler devam ettiriyor” tespitinde bulunan Hafız Ahmet Turhallı, “Kızıl Kemalistler ile Yeşil Kemalistler arasında bir fark yok” ifadelerini kullandı.
SEDİYANİ HABER / LAHEY (DEN HAAG)
29 MAYIS 2016
FOTOĞRAFLAR:
Hollanda’nın Kuzey Denizi (Noordzee) kıyısındaki Lahey (Den Haag, ‘s – Gravenhage) şehrinde “Şeyh Said’i Anma Günü” düzenlendi. Programın moderatörlüğünü Molla Eşref Budan yaptı.
Lahey (Den Haag) şehrindeki Opera Salon Merkezi (Opera Zalencentrum)’nde düzenlenen etkinlik, Qur’ân-ı Kerîm tilavetinin okunmasıyla başladı
Etkinlikte ayrıca Kürtçe mevlîd okundu, Koma Dildayê Îslam tarafından Kürtçe ve Türkçe ilahîler seslendirildi
Kısa adı FCİK olan Kürdistan İslam Toplumu Federasyonu (Federasyona Cîvaka İslamîya Kurdistan) ve Den Haag Şeyh Said Camiî tarafından organize edilen gecede 1925 Kürdistan İslamî Kıyamı’nın yiğit rehberi Şehîd Şeyh Said-i Palewî (rh. a.)’nin azîz hatırâsı yâd edildi
“Şeyh Said’i Anma Günü”nde yapılan konuşmaları Laheyli kadınlar ilgiyle takip ettiler
Programın kısa selamlama konuşmasını Hatice Turhallı yaptı
Şeyh Said ve dâvâ arkadaşlarının azîz hatırâsı Lahey (Den Haag) şehrinde yâd edildi
Şeyh Said Kıyamı esnasında yaşanmış çok ilginç hadiseler olduğunu belirterek konuşmasına başlayan gazeteci – yazar İbrahim Sediyani, Şeyh Said ve emrindeki mücahîdlerin yalnızca destansı direnişleriyle değil, aynı zamanda örnek İslamî ahlâkları ve bir Müslüman kimliğine yakışır tutum ve davranışlarıyla da sonraki nesillere ve Kürt halkına erdemli bir miras bıraktıklarını vurguladı
Şeyh Said Kıyamı’nda başkent seçilen Dara Hênê (bugünkü Bingöl’ün Genç ilçesi)’nin, kıyamın henüz ikinci günü fethedildiğini hatırlatan Sediyani, Palu’nun tek kurşun bile sıkılmadan fethedildiğini, Elazığ’a taarruz esnasında da Türk ordusundaki askerlerin “Biz İslam için cihad edenlere silah çekmeyiz” diyerek emre itaat etmediklerini ve şehri savunmadıklarını aktardı
Şeyh Said Kıyamı’yla ilgili olarak en çok gizlenmek istenen bir hususun da kıyam esnasında başkenti Dara Hênê olan bir Kürt devletinin kurulması gerçeği olduğunu belirtmeden de geçmeyen 2 ciltlik ve 748 sayfalık “Bütün Yönleriyle Şeyh Said Kıyamı” kitabının yazarı İbrahim Sediyani, neredeyse 80 yıldır ısrarla sorulan ve herkesin kendi nefsine, kendi dünya görüşüne göre cevap verdiği “Şeyh Said başarıya ulaşsaydı nasıl bir devlet kuracaktı?” sorusunun abes bir soru olduğunu vurguladı
14 Şubat 1925 tarihinde Şeyh Said tarafından kurulan İslamî Kürt devleti hakkında bilgiler aktaran Sediyani, şu bilgileri paylaştı: “Anayasaya göre devlet bir ‘Kürdistan Devleti’, yönetim biçimi de ‘İslam Cumhuriyeti’dir. Ayrıca anayasaya göre Dara Hênê (Genç), ‘Hilâfet merkezi’ ve ‘başkent’ olacak, vergiler ve zekât bedelleri Dara Hênê’ye gönderilecektir. Aynı gün Dara Hênê vilayet binasına Hilâl’li Kürdistan bayrağı çekiliyor.”
HDP Diyarbakır milletvekili Nimetullah Erdoğmuş ve yazar İbrahim Sediyani’nin Şeyh Said Kıyamı ile ilgili aktardığı bilgiler, etkinliğin oldukça verimli geçmesine vesile oldu
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Siirt Eski Milletvekili ve Demokratik İslam Kongresi (DİK) Şûra Üyesi Hatice Seviptekin ise yaptığı konuşmada, “Şeyh Said’in ahlâkı, Peygamber Efendimiz’in ahlâkıydı” dedi
Kürdistan İslam Toplumu Federasyonu / Federasyona Cîvaka İslamîya Kurdistan (FCİK) Genel Başkanı Hafız Ahmet Turhallı ise daha çok İslam dîninin emir ve yasakları hakkında bilgiler vererek yaptığı konuşmasında, dînin sadece ibadet ve slogan olmadığını vurgulayarak, “Dîn, yaşamdır. İslam’ı yaşamıyorsan, sözün ve ibadetin ne kıymeti var?” diye sordu. Hafız Turhallı, “Önemli olan yaşamımızdır” diyerek, önemli olanın yaşantımızı İslam’a göre şekillendirmemiz olduğuna dikkat çekti.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili ve Diyarbakır Eski Müftüsü Nimetullah Erdoğmuş ise Şeyh Said Kıyamı’ndan sonra 1927 yılında gerçekleştirilen “Bicar Tenkil Hareketi” hakkında bilgiler paylaştı
Lorin ve Sediyani
(Fotoğraflar: Gürsel Özdemir)