Vikingler Selam Durdu Ben Âşık Olunca İskandinavya’ya – 10

Parveke / Paylaş / Share

 

 

 

 

 

Gå ikke over åen efter vand.

(Su almak için nehrin tamamını geçme.)

Dan atasözü

     Danimarka’nın Deniz Ülkesi / Zelanda (Dan. Sjælland) ilinde, Baltık Denizi üzerinde bir adadan diğer adaya yaptığımız gezi tüm güzelliğiyle devam ediyordu…

     Falster – Farø – Sjælland, bu üç adayı birbirine bağlamak üzere inşâ edilmiş olan muhteşem güzellikteki Farø Köprüleri (Dan. Farøbroerne)’nin 1.’si, yani Falster Adası ile Farø Adası arasında yapılmış asmalı köprünün üzerinden geçip Farø Adası’na ayak bastıktan sonra, devam etmiyoruz aynı yoldan, direksiyonu sağa kırıp Farø üzerinde biraz dinleniyor ve etrafı seyrediyoruz, fotoğraflar çekiyoruz. Daha sonra 287 nolu yola girerek, doğuya doğru yolculuk ediyoruz.

     Kuzeye doğru yolculuk ederken, iki köprünün tam ortasına geldiğimizde yolumuza devam etmeyip kasıtlı olarak direksiyonu sağa kırmamız ve doğuya doğru yönelmemizin elbette bir sebebi vardı: Hemen sağ (doğu) tarafımızda iki küçük ada daha vardı, o iki adaya da ayak basmak ve görmek istiyorduk. Bu adalar; Bogø ve Møn.

     Gerçi ben direksiyon sallarken hemen yanıbaşımda oturan Fırat kardeş bütün bu düşüncelerimi bilmediği için ve kafamdaki “çılgın projeler”den habersiz olduğundan dolayı, her seferinde,

     – İbrahim abi yanlış girdin, navigasyona göre bu taraftan gitmen gerekiyordu, diye sözde “uyarıyordu” ama, ben sadece tebessüm ederek karşılık veriyordum.

     – Abican sen rahat ol, yanlış manlış girmedim. Gezinin tadını çıkar sen…

     Bulunduğumuz küçücük, miniminnacık Farø Adası üzerinde, şu anda yolculuk ettiğimiz ve Bogø Adası’na giden 287 nolu yolun aynı zamanda ismi, Grønsundvej. Danca’da anlamı, “Yeşil Sağlık Yolu”.

     Farø çok küçük bir ada olduğu için, hemen birkaç dakika içinde Bogø adlı ada üzerindeyiz zaten. İki ada arasında yol var; Grønsundvej adlı yol ile direk arabayla diğer adaya geçiyorsunuz. İki adayı birbirine bağlayan yol, 1943 yılında yapılmıştır.

     Bogø Adası üzerindeyiz şimdi, kardeşlerim…

     Bogø, bizim Danimarka’nın ayak bastığımız 4. adası oluyor. Toplamda ise bu gezide ayak bastığımız 5. ada.

     Baltık Denizi üzerinde, bir adadan diğer adaya seyahat ederek yapıyoruz bu güzel gezimizi…

     Bogø Adası üzerinde yola devam ederken, Vesterskov adlı mıntıkaya vardığımızda direksiyonu sola kırarak, Farøvej (= Farø Yolu) adlı patika yola giriyoruz. Çünkü amacımız, Bogø Adası’nın merkezi olan Bogø By köyüne gitmek.

     10 dakika sonra Bogø By köyündeyiz.

     Bogø By, ada üzerindeki tek yerleşim birimidir ve bu şirin köyde 916 kişi yaşıyor. Köy, adanın tam ortasında kurulmuştur.

     İdarî olarak, Deniz Ülkesi / Zelanda (Dan. Sjælland) iline bağlı Vordingborg ilçesinin Bogø Sogn nahiyesine bağlı bir köy olan Bogø By, hakikaten çok güzel bir köy.

     Köyün içinde Bogø Kilisesi (Dan. Bogø Kirke) adlı bir kilise var. Bembeyaz renkteki bu kilise oldukça yeni, 1 Ağustos 1978’de ibadete açılmış. İçinde aynı anda 1200 kişi ibadet edebiliyor, “Yâ Rabbi, n’olursun bi kere de Danimarka Dünya Kupası’nı kazansın” diye dûâ edebiliyor.

     Köyün batı mahallesinde beyaz şarap üretilmektedir.

     Bogø Adası üzerinde ayrıca iki tane de güzel değirmen bulunuyor. Bunlardan biri yel değirmeni ve ismi de Bogø Yel Değirmeni (Dan. Bogø Vindmølle), diğeri ise pompa değirmeni ve ismi de Bogø Pompa Değirmeni (Dan. Bogø Pumpemølle).

     1852 tarihinde yapılmış olan Bogø Yel Değirmeni (Dan. Bogø Vindmølle), Hollanda tipi sekizgen bir yel değirmenidir ve tıpkı Hollanda’daki değirmenler örnek alınarak inşâ edilmiştir. 1873 tarihinde yapılmış olan Bogø Pompa Değirmeni (Dan. Bogø Pumpemølle) ise yuvarlak bir değirmendir.

     Bogø Adası üzerinde geziyoruz…

     Bogø, hakikaten çok güzel bir ada. Zaten dünyada hangi ada güzel değil ki? Adı üstünde, “ada”, her tarafı suyla çevrili.

     Bu arada, siz sevgili okurlarımız için birazcık “dil dersi”: Danimarka halkının konuştuğu Danca’da “ø” harfi (bizdeki “ö” olarak okunur) çok sık kullanılan bir sesli harf olmasının yanında aynı zamanda tek başına sözcüktür de ve “ada” demektir. Dolayısıyla biz her ne kadar “Farø Adası”, “Bogø Adası” diyorsak da, sondaki “ø” zaten “ada” demektir; yani aslında “Far Adası”, “Bog Adası” dememiz belki daha doğru olurdu. “Sø” ise “göl” demektir.

     İsterseniz gelin, bazı coğrafî terimlerin Danca karşılıklarını birlikte öğrenelim:

     øada

     göl

     havdeniz

     flodnehir

     landsbyköy

     byşehir

     landülke

     RejsebeskrivelseSeyahatname

     Vikingerne Har Mødt Når Jeg Falder i Kærlighed SkandinavienVikingler Selam Durdu Ben Âşık Olunca İskandinavya’ya

     13, 07 km² büyüklüğünde küçük bir ada olan Bogø’nun uzunluğu sadece 7 km, genişliği ise yalnızca 3 km’dir. En yüksek noktası deniz seviyesinden ancak 24 m yüksekte olan, oldukça şirin bir coğrafî görüntüye sahip.

     Bogø Adası’nın üzerinde 1121 insan yaşıyor. Bunun 916 kişisi adadaki tek yerleşim biri olan Bogø By köyünde ikamet ederken, 200’e yakın insan adanın farklı köşelerinde münvezî bir hayat sürmekte.

     “Bog”, Danca’da “kitap” demek. “Ø” ise “ada” demektir. Yani “Bogø”, aslında “Kitap Adası” anlamına geliyor.

     Ada, ağaçlık alanlar ile kaplı. Adanın Skåninge olarak adlandırılan kuzeybatı mıntıkasında küçük bir liman ve yüzme iskelesi bulunuyor. Güneydoğuda ise daha büyük bir iskele var ve buradan Falster Adası’na yaz aylarında feribot seferleri düzenlenir. Bu iskele 1959 yılında inşâ edilmiştir.

     Adanın kuzeydoğusundaki Østerskov adlı ağaçlık bölgede Hulehøj (= Mağara Höyüğü) isminde arkeolojik bir alan var. Burada iyi korunmuş bir geçit mezar bulunuyor. Mezar odasının uzunluğu 6 m 30 cm ve oraya girmek için başlangıçta 5 m 50 cm’lik bir tünelden geçmek gerekiyor. Bu geçiş mezarının İskandinav Taş Devri’nde, M. Ö. 3200 tarihlerinde inşâ edildiği tahmin ediliyor. Taşlar 10 ton ağırlığındadır ve görünüşe bakılırsa imal edildiğinde silindir, kızak ve kaldırma çubukları tarafından taşınmış ve kaldırılmıştır.

     Sadece Bogø Adası ile hemen doğusundaki (gezinin bir sonraki bölümünde gideceğimiz) Møn Adası’nda, bu iki küçük adada Neolitik Çağ’a ait toplam 119 tane megalitik mezar bulunduğu bilgisini aktaralım. Bunların 38’i çok iyi korunmuş durumdadır ve halen korunmaktadır. Bu korunanlar içinden 21 tanesi M. Ö. 3500 – 2800 tarihleri arasına işaret etmektedir.

     1348 – 1769 yılları arasında Bogø Adası, “krallık arazisi” idi. Ada sakinleri, 1769 yılında adayı – o zamanki parayla – 18 bin 456 Krallık Doları’na Krallık’tan satın aldılar. Ayrıca Bogø Kilisesi (Dan. Bogø Kirke) için 1920 Krallık Doları, adadaki (o zamanki, şimdi olmayan ve yerine yenileri yapılan) değirmenler için de 61 Krallık Doları ödediler.

     Şimdi burada siz sevgili okurlarımızın aklına şöyle bir soru takılacaktır: “Ada sakinleri bu kadar parayı nereden buldu?”

     Öncelikle göstermiş olduğunuz ilgi ve alakadan dolayı teşekkür ederim. Anlatayım: Ada sakinleri, bu kadar çok parayı ödeyebilmek için, ada üzerindeki toplam 148 dönüm olan ağaçlık arazideki ağaçların çoğunu kestiler ve bunları sattılar. Parayı da ağaç satışlarından elde ettikleri gelirle tedarik ettiler. Hoş yaşadıkları adada en çok sevdikleri güzellik olan bu ağaçları kesmek ve ağaç katliâmı yapmak onlara da çok acı veriyordu ama, mecburdular, para kazanabilmek için ellerindeki tek imkân buydu. Ne yani, gidip Kopenhag’da döner – pizzeria dükkânı mı açsaydılar?

     Ada sakinleri adayı satın aldıktan sonra, “yaw hele kaç kişiyiz?” diye merak edip adada kendilerini saydılar. Bogø Adası’nda 1787 yılında yapılan bu ilk nüfûs sayımında, adayı krallıktan almayı başaran bu “kahramanlar”ın sayısının 520 olduğu tespit edildi.

     Adanın şimdiki nüfûsu ise tam iki katı, 1121 kişi.

     Danimarka Krallığı’na bağlı olan ada, 1970 yılında yapılan belediye reformu ve 2007 yılında gerçekleştirilen idarî reform sonucunda, şu anda Deniz Ülkesi / Zelanda (Dan. Sjælland) ilinin Vordingborg ilçesine bağlı Bogø Sogn nahiyesini oluşturmaktadır.

     Nahiyenin merkezi ise adanın tam ortasında yer alan, ismi Danca’da “Kitap Adası Şehri” anlamına gelen ama kendisi şehir değil köy olan Bogø By.

     Bir dili bilmek yahut bilmeseniz dahi bir yer isminin, bir şehir veya köy isminin anlamını bilmek, kelimenin kökenini ve etimolojisini merak edip araştırmak ve öğrenmek, ne kadar da önemli, değil mi dostlar?

     Örneğin bunu bilmez veya merak edip araştırmazsanız, Bogø adlı bu adanın ve adadaki Bogø By adlı bu köyün isimleri size ne kadar da sıradan hatta basit isimler gibi gelir, öyle değil mi?

     Ama araştırır ve öğrenirseniz ki; Danimarka dilinde “bog” sözcüğü “kitap” demek, “ø” sözcüğü “ada” demek ve “by” sözcüğü “şehir” demek, o zaman adanın ismi de, köyün ismi de size ne kadar da tatlı gelir:

     Adanın ismi “Kitap Adası” (Dan. Bogø), köyün ismi de “Kitap Adası Şehri” (Dan. Bogø By).

      Etimoloji işte bu yüzden çok çok keyifli ve merak uyandıran bir alandır ve bizim de 25 yıldır bu işle kafayı sıyırmamızın sebebi budur.

sediyani@gmail.com

     SEDİYANİ SEYAHATNAMESİ

     CİLT 10

FOTOĞRAFLAR:

Danimarka’da, Baltık Denizi üzerinde bir adadan diğer adaya seyahat ederek yapıyoruz bu güzel gezimizi… “Seyahatname”nin 4. ve 5. bölümlerinde Almanya’ya ait Fehmarn Adası, 7. ve 8. bölümlerinde Danimarka’ya ait Lolland Adası, 9. bölümünde Falster Adası ve Farø Adası, bu 10. bölümde Bogø Adası, bir sonraki 11. bölümde Møn Adası, daha sonraki 12. bölümde de Sjælland Adası… Gezinin geçen bölümünde gezip tanıttığımız minik Farø Adası ile bu bölümde gezip tanıttığımız Bogø Adası’nı, bu iki küçük adayı yukarıdaki haritada kırmızıya boyadık ki, rahatça görebilesiniz. (DANİMARKA)

Bogø, bizim Danimarka’nın ayak bastığımız 4. adası oluyor. Toplamda ise bu gezide ayak bastığımız 5. ada. (DANİMARKA)

Bogø Adası’nın üzerinde 1121 insan yaşıyor. Bunun 916 kişisi adadaki tek yerleşim biri olan Bogø By köyünde ikamet ederken, 200’e yakın insan adanın farklı köşelerinde münvezî bir hayat sürmekte. (DANİMARKA)

13, 07 km² büyüklüğünde küçük bir ada olan Bogø’nun uzunluğu sadece 7 km, genişliği ise yalnızca 3 km’dir. En yüksek noktası deniz seviyesinden ancak 24 m yüksekte olan, oldukça şirin bir coğrafî görüntüye sahip. (DANİMARKA)

“Bog”, Danca’da “kitap” demek. “Ø” ise “ada” demektir. Yani “Bogø”, aslında “Kitap Adası” anlamına geliyor. (DANİMARKA)

Bogø By, ada üzerindeki tek yerleşim birimidir ve bu şirin köyde 916 kişi yaşıyor. Köy, adanın tam ortasında kurulmuştur. (DANİMARKA)

1852 tarihinde yapılmış olan Bogø Yel Değirmeni (Dan. Bogø Vindmølle), Hollanda tipi sekizgen bir yel değirmenidir ve tıpkı Hollanda’daki değirmenler örnek alınarak inşâ edilmiştir. (DANİMARKA)

Adanın kuzeydoğusundaki Østerskov adlı ağaçlık bölgede Hulehøj (= Mağara Höyüğü) isminde arkeolojik bir alan var. Burada iyi korunmuş bir geçit mezar bulunuyor. Mezar odasının uzunluğu 6 m 30 cm ve oraya girmek için başlangıçta 5 m 50 cm’lik bir tünelden geçmek gerekiyor. Bu geçiş mezarının İskandinav Taş Devri’nde, M. Ö. 3200 tarihlerinde inşâ edildiği tahmin ediliyor. Taşlar 10 ton ağırlığındadır ve görünüşe bakılırsa imal edildiğinde silindir, kızak ve kaldırma çubukları tarafından taşınmış ve kaldırılmıştır.

Sadece Bogø Adası ile hemen doğusundaki (gezinin bir sonraki bölümünde gideceğimiz) Møn Adası’nda, bu iki küçük adada Neolitik Çağ’a ait toplam 119 tane megalitik mezar bulunduğu bilgisini aktaralım. Bunların 38’i çok iyi korunmuş durumdadır ve halen korunmaktadır. Bu korunanlar içinden 21 tanesi M. Ö. 3500 – 2800 tarihleri arasına işaret etmektedir. (DANİMARKA)

Bogø Adası, 26 Mayıs 2017

 


Parveke / Paylaş / Share

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir