“Su”yundan da…

Parveke / Paylaş / Share

 

 

 

 

 

     Ne kadar zengin bir ülke olduğumuzu bilmeyen yok. Zenginliğimizi nasıl saklayacağımızı dahi bilmiyoruz. Şer güçler, dış mihraklar ve paralel düşmanlara rağmen o kadar hoyratça tüketiyoruz ki, “fakir” ülkeler bizi kıskanırken çatır çatır çatlıyor!

     Meselâ su” konusundaki zenginliğimiz ve savurganlığımız… Avrupalılar ve Amerika, bizi örnek alacaklarına kıskanmayı tercih ediyor!

     Amerika demişken… Sözde dünyanın süper gücü. Ancak o kadar yokluk içinde ki, son icraatlarını okurken gülsem mi acısam mı karar veremedim. ABD’nin en büyük kentlerinden Los Angeles’te, belediye kente içme suyu sağlayan barajlardaki suyun aşırı sıcaklarda buharlaşarak azalmaması için çok komik bir çözüm yolu bulmuş: Barajın üzerini, elma büyüklüğündeki plastik toplarla kapatarak akılları sıra buharlaşmayı önlemişler!

     Hani sınır komşumuz olsalar acıyıp Su kaynaklarımızdan birini peşkeş çekelim” diyeceğim ama dünyanın öbür ucu.

     Los Angeles Belediye Başkanı Eric Garcetti’yi Türkiye’ye ve özellikle Antalya’ya getirmek, “su”suzluğu önlemek için nasıl önlem alınıyormuş yerinde göstermek lazım.

     Dicle ve Fırat nehirleri ile komşu ülkeleri suladığımızı, Manavgat Çayı ile İsrail’i beslediğimizi anlatıp, sonra küçümseyen gözlerle gözünün içine bakarak, Biz size süper güç olamazsınız demedik, ‘su’lu güç olamazsınız dedik demek vardı ama neyse…

     Garcetti’yi, su kaynakları açısından dünyanın en zengin bölgeleri arasında yer alan Beydağları’nı baştan başa dolaştırmak ve ardından alay etmek lazım. Suya yabancı olan bu gâvura, “Su: Akarsa nehir, düşerse şelâle, durursa göl olur (İbrahim Sediyani) diye de kapak yapmalı!

     Ayaklarına kara sular inene kadar dolaştırmalı, bu kadar doğal zenginliği olan bir kentte bile kaç tane doğal kaynak suyu dolum tesisi olduğunu göstermeliyiz! Zenginliğimizi anlatmanın bundan daha güzel bir yolu olamaz. Bir damacana suyu kaç Lira’ya içtiğimizi anlatamasak bile sudan para kazanarak köşe olan kaç işadamımızın olduğunu saymalıyız!

     O kadar çok ‘su’yumuz var ki; ormanları kesiyoruz, taş ocakları açıp katlediyoruz ama suyumuz hiç kesilmiyor diyerek zenginliğimizi yerinde göstermeli, sonra da kuruyan su kaynakları için Bir zamanlar o köprünün altından çok ‘su’lar akıyordu diye Erol Taş kahkahası atmalıyız.

     Kırkgöz’deki su kaynaklarının üzerine kurduğumuz tesislerle, suyu içilemez hale getirdiğimizi, yine de kaynağı kurutamadığımızı ballandıra ballandıra aktarmalıyız.

     Amerika ile dalga geçecek o kadar su hikâyesi var ki. Meselâ ABD’de  adamın biri baraja tuvaletini yaptı diye barajdan 30 milyon litre su boşaltılmış.

     Türkiye’de kimyasal atıkların bulaştığı suyu, milletvekilleri, bakanlar, belediye başkanları kameralar önünde içiyor ve ölmüyorlar!

     Hem fakir, hem de bünyeleri zayıf oldukları için bile günlerce dalga geçilebilecek insanlar bu ABD’liler.

     Tuna Nehri’nin bir kolunu Almanya’nın bir ucundan diğer ucuna kadar taşıyan, bütün şehirlerin içinden geçiren Almanlar’a da medeniyetimizi ve zenginliklerimizi göstermeliyiz. G – 20 Liderler Zirvesi için Antalya’ya gelecek olan Angela Merkel’e kısa bir Antalya turu yaptırıp, ne kadar zengin olduğumuzu yerinde göstermeliyiz.

     Zenginliğin yapay nehirlerle değil, her türlü peşkeş ve rantsal faaliyete rağmen doğal yollarla ölçüldüğü gerçeğini tokat gibi yüzüne vurmalıyız.

     Ülke olarak kaç adet su kaynağımızın olduğunu, kaç tanesini kuruttuğumuzu, içme suyu kaynaklarını nasıl katlettiğimizi anlatıp, “Siz Tuna Nehri’ni Romanya, Macaristan, Sırbistan, Avusturya, Bulgaristan, Slovakya, Hırvatistan, Ukrayna ve Moldova ile paylaşıyorsunuz, biz fazla bulduklarımızı kapatıyoruz” diyerek “nanik” işareti de yapmalıyız.

     Deniz kenarındaki ormanları yakıp beton yığını oteller diktiğimizi anlatmamıza gerek yok sanırım. Aşağılamanın da bir sınırı olmalı. ABD ve Almanlar’ı bu kadar ezmek yeterli.

     Angela Merkel ve Eric Garcetti Antalya’ya gelsin, zengin millet yöneticilerini görsün. Havasından suyundan belki biraz feyz alırlar!

     ANTALYA GAZETESİ

     14 AĞUSTOS 2015

antalya düden


Parveke / Paylaş / Share

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir