Kişisel Twitter, Facebook ve İnstagram hesaplarında birbirinden ilginç ve güzel fotoğraflar paylaşan yazar İbrahim Sediyani’nin İnstagram’da Eylül ayında paylaştığı fotoğraflar…
Kendisine ait kişisel Twitter, Facebook ve İnstagram hesaplarında birbirinden ilginç ve güzel fotoğraflar paylaşıp altına düşündüren sözler yazan yazar İbrahim Sediyani’nin bu yılın Eylül ayında İnstagram’da paylaştığı fotoğrafları sitemiz takipçilerinin ilgisine sunuyoruz.
İşte Sediyani’nin Eylül ayı boyunca paylaştığı birbirinden ilginç ve güzel doğa, hayvan, insan, toplum, çocuk ve kadın, aile, kırsal yaşam ve san’ât fotoğrafları ve onların altına yazdığı düşündüren, anlamlı ve güzel sözler…
* * *
♥ ♥ ♥ MUTLU ♥ BAYRAMLAR ♥ ♥ ♥
“Eğitim, öğrencilere saygıyla başlar.”
(Ralph Waldo Emerson)
Dünyayı gülerek selamlayın, geleceğe umutla bakın. Hayat, kendi büyüttüklerimizden ibarettir.
Çocuklarımız. İşte bak, ordalar, tohum tohum büyüyorlar, ekin ekin büyüyorlar, cemre cemre büyüyorlar, ebru ebru büyüyorlar, iklim iklim büyüyorlar, sibel sibel büyüyorlar, yağmur yağmur büyüyorlar, nisan nisan büyüyorlar.
Oynuyorlar, koşuyorlar, gülüyorlar. Bize bakıyorlar anne, bize bakıyorlar; ela ela bakıyorlar, kestane kestane bakıyorlar, yeşil yeşil bakıyorlar, mavi mavi bakıyorlar, hazar hazar bakıyorlar, erçek erçek bakıyorlar, bafa bafa bakıyorlar, eğirdir eğirdir bakıyorlar, salda salda bakıyorlar, seyfe seyfe bakıyorlar, marmara marmara bakıyorlar.
Anneler yeni çocuklar doğuruyorlar, yeni bebeler doğuruyorlar. Anneler hep doğuruyorlar, zalimler öldürdükçe anneler yenilerini doğuruyorlar. Durmadan doğuruyorlar; mağrib mağrib doğuruyorlar, kürdistan kürdistan doğuruyorlar, kafkasya kafkasya doğuruyorlar, keşmir keşmir doğuruyorlar, yemen yemen doğuruyorlar, rohingya rohingya doğuruyorlar.
Pencereyi aç, kulak ver sokaklara. Bak, duyuyor musun? Gülüyorlar, oynuyorlar, şarkılar söylüyorlar; beste beste büyüyorlar, ezgi ezgi büyüyorlar, melodi melodi büyüyorlar, nota nota büyüyorlar, mızrap mızrap büyüyorlar.
Dinle anne, seslerini dinle. Gülüşüyorlar, şakalaşıyorlar, gürültü çıkarıyorlar, konuşuyorlar. Bizim çocuklarımızın sesleri bu; fulanice konuşuyorlar, masai konuşuyorlar, zazaca konuşuyorlar, pencabi konuşuyorlar, peştuca konuşuyorlar, uygurca konuşuyorlar.
Bize bakıyorlar. Açalım kollarımızı, açalım ki bize doğru koşsunlar. Kucaklayalım ve koklayalım onları. Boyunlarını koklayalım, göğüslerini koklayalım, nefeslerini koklayalım; vahiy kokuyorlar, besmele kokuyorlar, beyrut kokuyorlar, basra kokuyorlar, süleymaniye kokuyorlar, diyarbakır kokuyorlar, şiraz kokuyorlar, kirmanşah kokuyorlar, duşanbe kokuyorlar, muzafferabad kokuyorlar, jakarta kokuyorlar, saraybosna kokuyorlar, nairobi kokuyorlar, brazzaville kokuyorlar, şiir kokuyorlar, makale kokuyorlar, elem yecidke yetimen feava kokuyorlar, la tehzen innellahe meana kokuyorlar.
Büyüyorlar anne, büyüyorlar; sözcük sözcük büyüyorlar, cümle cümle büyüyorlar, paragraf paragraf büyüyorlar, dize dize büyüyorlar, beyit beyit büyüyorlar, mısra mısra büyüyorlar.
(İbrahim Sediyani)
Dedi, “Bir coğrafya ki, ekmeği insan kokar. Neden?”
Dedim, “Çünkü çocuklarımız buğday renklidir. Ve başak başak büyürler.”
“Güzel atlar ülkesi”nden tüm yerküresine selamlar…
Dedim, “Cici kız, senin ismin nedir?”
Dedi, “Banane.”
Dedim, “Peki benim ismim nedir, biliyor musun?”
Dedi, “Bana ne?”
“Heyyyt! Var mı lan bize yan bakan?..”
Asalet Kurultayı
Sen ey jeep’lere, Mercedes’lere binen adam! Onlara bindiğinde, hiç bu kadar mutlu oldun mu?
Halay ekibi hazır…
Bu dünyada iki tür sevgi vardır ki, Tanrı’saldır: Biri annelerin çocuklara duyduğu sevgi, biri de çocukların hayvanlara duyduğu sevgi.
Sanatçı olunmaz, sanatçı doğulur.
FC Porto: 1 – BeşiktAşk: 3… UEFA Şampiyonlar Ligi’ne süper bir başlangıç yapan Beşiktaşımız’ı tebrik ediyoruz.
Dedim, “Çok mu seviyorsunuz onu?”
Dediler, “Evet.”
Dedim, “Neden? Sonuçta bir kuzu.”
Dediler, “Hayır, o bizim kardeşimiz.”
Nenedilde eğitim.
Kürdistan Federe Devleti’nde halk Bağımsızlık Referandumu’na gidecek diye yapmadık tehdit, şantaj, hakaret kalmayan Türkiye ve İran’a şunu sormak istiyorum:
Kürtler’e bu düşmanlığı niye yapıyorsunuz?
Tarih boyunca size karşı savaşmamış, bilakis her zaman için düşmanlarınıza karşı sizin yanınızda savaşmış, en kötü zamanlarınızda hep sizin elinizden tutmuş, hep size yardım etmiş bu Kürtler’e olan buğz ve nefretiniz nedir, nedendir?
Tarih boyunca topraklarınızı işgal eden, sizi sömüren, köy ve kentlerinizi yakıp sizi katliâma uğratan, kadınlarınıza tecavüz eden, ırzınızı ve namusunuzu kirleten İngilizler’e, Fransızlar’a, Yunanlar’a, Ruslar’a, Araplar’a hatta Moğollar’a bile gösterdiğiniz saygı, hürmet ve kardeşliği niçin size hiçbir kötülükleri dokunmamış Kürtler’e gösteremiyorsunuz?
Sizi biraz olsun hakkaniyete, insanlığa hatta Müslümanlık’a dâvet ediyorum.
Dünyadaki bütün milletlerin özgürce, huzur içinde, hür ve bağımsız bir millet olarak yaşamaya hakları varken, Kürtler’in böyle bir hakkı yok mu yani? Hangi dînde, hangi inançta, hangi kitapta yazıyor bu?
Peygamber Efendimiz (saw), “Kim ki kendisi için istediği bir hakkı diğer kardeşi için de istemedikçe, gerçek anlamda imân etmiş sayılmaz” buyurmuyor mu?
Öyleyse siz niçin kendiniz için hak gördüklerinizi (bağımsızlık, devlet, bayrak), Müslüman Kürt kardeşleriniz için hak olarak görmüyorsunuz?
Türkler’e, Farslar’a ve Araplar’a HELAL olan birşey Kürtler’e HARAM olamaz. Böyle bir Şeriât dünya üzerindeki hiçbir dînde yok!
Yüce insan Malcolm X’in dediği gibi, “Bir hak eğer başkalarına HELAL ama size HARAM ise, bilin ki o dîn Allah’ın dîni değil, düşmanlarınızın dînidir.”
Size HELAL kıldıklarını Kürtler’e HARAM kılan bir dîn yok! Öyle bir Tanrı da yok! Çünkü Tanrı dünyada “Apartheid rejimi” kurmak istediğini hiçbir kutsal kitapta söylemiyor. Bunlar sadece sizin kitabınızda yazıyor!
(İbrahim Sediyani, “Bir Kere de Siz Kürtler’e Kardeş Olun”, 23 Eylül 2017)
30 EYLÜL 2017