Fenikeli Kadınlar M. Ö. 1000’li Yıllarda Konum Değiştiriyordu

Parveke / Paylaş / Share

Araştırmalar, M. Ö. 1. binyılda Fenikeli kadınların Akdeniz’de hareket halinde olduğunu ortaya koyuyor.

 

     Sardinya ve Lübnan’da bulunan Fenikeli kalıntılarından elde edilen DNA, antik zamanlarda insanların yerleşik gruplarla biraraya gelmesi ve konum değiştirmeleri hakkında kanıtlar sağlıyor. Araştırmacılar, Fenikeli atalarına ait belirteçleri bulmak için anneden aktarılan mitokondriyal genomları incelediler Mitogenomlar, M. Ö. 1. binyılda Fenikeli kadınların Akdeniz’de hareket halinde olduğunu ortaya koyuyor..

     Antik dönemin önemli uygarlıklarından biri olan Fenikeliler, yaklaşık M. Ö. 1000 ilâ M. Ö. 300 yılları arasında günümüz Suriye’nin güneyi, Lübnan, İsrail’in kuzeyinin bulunduğu bölgelerde yaşamış, Sami halkından (Semitik) bir kavimdi. Önemli ticaret ağları ve yerleşim noktaları ile Asya, Avrupa ve Afrika’yı birbirine bağladılar ve günümüz alfabelerinin kökeni olan Fenike Alfabesi’ni yarattılar.

     Fenikeliler, denizcilik konusunda çok yetenekliydiler ve ticaret rotalarını Akdeniz boyunca genişlettiler. Böylece, çeşitli bölgelere yerleşim kurdular ve bunlardan en önemlisi ise Afrika’nın kuzeyindeki Kartaca (günümüzde Tunus)’ydı. M. Ö. 813 yılında Yakındoğu’daki Tire adlı şehirden batıya kaçıp yerleştikleri Kartaca, batıdaki Fenikeliler’in yani Pönler’in merkezi olmuştu. Fakat bu şehir M. Ö. 146 yılında 3. Pön Savaşı sırasında Romalılar tarafından tahrip edilmişti.

     Fenikeliler, antik dünyada, bazı deniz salyangozu (murex) türlerinden elde ettikleri ve “Tire moru” olarak bilinen çok değerli mor boyanın ticaretini tekelinde tutmalarıyla bilinirler. Bu yüzden, kendilerine Antik Yunanlar tarafından “Phoiníkēs” denmişti. (“Phoinix”, Tire moru veya murex salyangozları için kullanılırdı)

     Kıbrıs, Malta, Sicilya ve İbiza adalarında da olduğu gibi Sardinya, İber yarımadasına ve Kuzey Afrika sahillerine doğru olan erken Fenikeli ticaret rotasında ve sonraki Pön (Kartacalı) etki alanında önemli bir konuma sahipti. Fenikeli yerleşim yerleri, Sardinya’da başlıca güney ve batı sahilleri boyunca kuruldu. Yapılan araştırmada arkeolojik sit alanlarından biri olan Monte Sirai Nekropolisi ise Sardinya’daki en önemli Pön mezarlıklarından biri ve 7. yy’ın sonundan 4. yy’a kadar kullanılmıştı.

     Yeni Zelanda’daki Otago Üniversitesi’nden E. Matisoo – Smith ve Beyrut’taki Lübnan Amerikan Üniversitesi’nden Pierre Zalloua’nın dahil olduğu araştırmada, Fenike öncesi dönem, Fenikeli ve Pön mezarlarındaki iskelet kalıntılarından elde edilen antik DNA’lar analiz edilerek Fenikeliler’in genetik ve kültürel tarihi ve Akdeniz boyunca yayılan etkileri araştırıldı. Lübnan ve Sardinya’daki Fenikeli sit alanları sayesinde oluşturdukları mitogenomları, günümüz Lübnan popülasyonlarıyla ve Sardinya’daki Fenike öncesi dönem mitogenomlarıyla karşılaştırdılar.

     Günümüz popülasyon çeşitliliğindeki Fenike’nın genetik katkısını araştırmak ve popülasyonlar arası etkileşim tarihini yeniden oluşturmak için araştırmacılar, Fenike öncesi (yaklaşık olarak M. Ö. 1800) ve Fenikeli (yaklaşık olarak M. Ö. 700 – 400) nümunelerinden 14 yeni antik mitogenom dizisi elde ettiler ve bunları, günümüz Lübnan’dan 21 ve Sardinya’da Fenike öncesi dönemden 21 antik mitogenomlarıyla karşılaştırdılar.

     Lübnan ve Sardinya’daki antik Fenike öncesi dönem ve Fenikeli mitogenomları, M. Ö. 5. ve M. Ö. 3. yy’lar arasında Akdeniz’deki kültürel yayılma, asimilasyon ve popülasyon yer değişimleri hakkında önemli bilgiler sağlıyor. Öncelikle, Sardinya’daki Fenikeli ve Fenike öncesi popülasyonları arasında önemli ölçüde popülasyon devamlılığı olduğunu gördüler ki bu bulgu kültürlerarası etkileşimi kanıtlayan arkeolojik verilerle uyum içinde. Veriler, Sardinya’daki Fenikeli etkisini sadece Fenike anakarasından veya Kuzey Afrika’daki Pön yerleşimlerinden değil, aynı zamanda Fenikeliler’in geniş ticaret ağı sayesinde kadınların da yer değiştirmiş olabileceği şeklinde gösteriyor.

     Daha önce Akdeniz boyunca modern popülasyonlar üzerinde yapılan Y kromozomu analizleri, Fenikeli erkeklerin birçok topluluğun genetik yapısındaki etkisini göstermişti. Şimdi ise görüyoruz ki Fenikeli ticaret ağına veya yerleşim stratejilerine yerli kadınların Fenikeli yerleşimlerindeki asimilasyonuyla beraber kadınların yer değiştirmeleri de dahil edilmişti.

     Aynı zamanda, bazı Avrupalı mitokondriyal DNA soylarının Lübnan’daki bölgelerde görülmesi, Avrupa’dan kadınların Lübnan’daki Fenikeli gruplarıyla biraraya gelmesi ile ilişkilendirebiliriz. Pierre Zalloua, “Bu DNA verisi, Fenike toplumunun kucaklayıcı ve multikültürel doğasını gösteriyor. Hiçbir zaman fethetme amacı taşımadılar. Onlar kâşif ve ticaretçiydiler” diyor.

     ARKEOFİLİ

     23 OCAK 2018


Parveke / Paylaş / Share

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir