Vikingler Selam Durdu Ben Âşık Olunca İskandinavya’ya – 43

Parveke / Paylaş / Share

 

 

 

 

 

Många bäckar små gör en stor å.

(Küçük dereler birleşirse büyük bir nehir olurlar.)

İsveç atasözü

     İskandinavya’nın iklimi soğuk ama yaşamı sıcak ülkesi İsveç’in en büyük 2. şehri ve Batı Götlanda (İsv. Västra Götaland) ilinin merkezi olan Göteborg şehrini gezmeye devam ediyoruz…

     Yıllardır bu güzel şehirde yaşayan, Adıyaman (Kürt. Semsur) ilimizin Besni (Kürt. Beheştî) ilçesinden ve üç gündür kendisine misafir olduğum Şükrü Duran ile beraber geziyoruz şehri…

     Şükrü abi sayesinde dün Norveç’i bugün de İsveç’i doyasıya geziyorum. İskandinavya Tanrısı Odin kendisinden razı olsun, O’nu öldükten sonra Valhalla ile mükâfatlandırsın. Kendisine altından Göta Älv ırmakları akan Valhalla’da 70 tane dişi Viking hurisi nasip etsin. Âmin.

     Lorensberg semtinde, Götaplatsen adlı meydanda bulunan Göteborg Sanat Müzesi (İsv. Göteborgs Konstmuseum) ile hemen yanındaki Şehir Tiyatrosu (İsv. Stadsteatern) ve Konser Evi (İsv. Konserthuset)’ni, ardından da Göteborg Şehir Kütüphanesi (İsv. Stadsbiblioteket Göteborg)’ni gezdikten sonra, şehrin diğer güzelliklerini görmek için gezimize devam ediyoruz…

     Götaplatsen adlı meydandan, arabayla nehir kıyısına, Göta Älv (Göta Nehri) kıyısına gitmek için yola koyuluyoruz.

     Lorensberg semtindeki Götaplatsen adlı meydandan başlayan yolculuğumuz, Kungsportsavenyen adlı cadde üzerinde devam ediyor. Bu uzun yol bizi direk nehir kıyısındaki Inom Vallgraven (Hendek İçi) semtine getiriyor. Ordan da Östra Hamnagatan adlı caddenin üzerinde yola devam ederek, bu semtin tam nehir kıyısındaki Nordstaden (Kuzey Şehri) kısmına ulaşıyoruz. Bu mıntıkanın da Lilla Bommen (Küçük Ağaç) adlı liman kesimindeyiz.

     Göteborg şehrine o kartpostallık güzelliğini kazandıran Göta Älv (Göta Nehri) kıyısındayız şimdi. Arabayı uygun bir yere park edip, çıkıyoruz dışarı…

     Bu nehrin kıyısına dün de gitmiştik, hatırlarsanız. Size hem nehir hakkında, hem de nehrin üzerinde kurulu muhteşem güzellikteki Nehir Kalesi Köprüsü (İsv. Älvsborgsbron) hakkında ayrıntılı bilgiler sunmuştuk. Bugün ise, nehir kıyısına başka bir noktasından geldik ve başka güzellikleri anlatacağız. (Göteborg şehrinin içinden akan ve şehre o kartpostallık güzelliğini kazandıran Göta Nehri ve bu ırmağın üzerinde kurulu muhteşem güzellikteki Nehir Kalesi Köprüsü hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Vikingler Selam Durdu Ben Âşık Olunca İskandinavya’ya – 41)

     Nehir kenarında yürüyüş yapıyoruz, Şükrü abiyle birlikte…

     İlk karşımıza çıkan yapı, turuncu renkte ve kubbesel biçimde bir mimarîsi olan Göteborg Opera Binası (İsv. Göteborgsoperan).

     Inom Vallgraven semtinin Nordstaden mahallesinde bulunan Christina Nilssons Gata (Christina Nilsson Caddesi) adlı cadde üzerinde yer alan Göteborg Opera Binası önünde birkaç hatırâ fotoğrafı çekiyoruz…

     Turuncu renkte ve kubbesel biçimde bir mimarîsi olan bu opera binası, 28 bin 700 m²’lik bir büyüklüğe sahip ve içinde 1301 seyirci koltuğu bulunuyor. Binanın uzunluğu 160 m, genişliği 85 m, yüksekliği de 32 m. Ana oditoryumu 500 m²’dir. Sahne açıklığı 20 m yüksekliğinde ve 9 m genişliğinde olup, her biri 15 ton ağırlığı taşıyabilecek 4 adet hareketli platformu bulunuyor. İçi, faal saatlerde 250 otomatik renkli scroller ve 900 dimmer ışık ile 1000 spot gücünde aydınlatılıyor.

     Operaya ek olarak bale, müzikal ve çeşitli şovlar için de hizmet veriyor. Ayrıca içinde bir tiyatro restoranı da bulunmakta.

     Jan Izikowitz of Lund & Valentin adlı mimarlık şirketi ve başındaki Jan Izikowitz (? – ?) tarafından yaptırılan binanın inşaatına Haziran 1991’de başlanmış ve üç yıl sürmüş, açılışı 1 Ekim 1994 tarihinde yapılmıştır. 29 Eylül – 1 Ekim 1994 günlerinde, üç ardışık gece boyunca süren resmî açılış galası, İsveç kraliyet ailesinin ve pekçok seçkin dâvetlinin huzurunda gerçekleştirilmiştir. Binanın açılışını, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf Folke Hubertus (1946 – halen hayatta ve 1973’ten beri kral), İsveçli ünlü kadın opera sanatçısı Märta Birgit Nilsson – Niklasson (1918 – 2005) ve 1974 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi İsveçli yazar Harry Edmund Martinson (1904 – 78) birlikte yapmışlardır. (ÖNEMLİ VE GÖZÜ NEMLİ BİR NOT: Ben henüz 1, 5 yaşında bir bebekken İsveç tahtına oturan halihazırdaki İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf, benim işsizlik ve parasızlık ile geçen 45 yıllık ömrümün tamamını kral olarak geçirmiştir. Batsın bu dünya…)

     Göteborg Opera Binası’nın toplam maliyeti, 558 milyon İsveç Kronu (Türk parasıyla 43752 ayakkabı kutusu) tutmuştur. Bunun 347 milyonunu devlet, 117 milyonunu Göteborg’da faaliyet gösteren ticarî şirketler ve özel firmalar, 63 milyonunu Ale, Härryda, Kungsbacka, Kungälv, Lerum, Mölndal, Partille ve Öckerö Adası belediyeleri, 28 milyonunu da Göteborg Şehir Belediyesi karşılamıştır. Tara’s Restaurang’ı işleten Adıyamanlı Muhammed abi ve Elazığlı Yusuf abi de ekmek arası döner ve yanında soğuk ayran ısmarlamıştır.

     1994 yılında açılan Göteborg Opera Binası (İsv. Göteborgsoperan)’nda ilk sunulan opera oyunu, Aniara adlı opera grubunun sergilediği “Figaro’nun Düğünü” (İt. Le Nozze di Figaro) ve “Bayan Butterfly” (İt. Madama Butterfly)’dir. Daha sonraki yıllar içinde de yüzlerce opera ve müzikal sahnelenmiştir. “Romeo ve Juliet” (Rus. Ромео и Джульетта [Romeo i Djulıetta]), “Fındıkkıran” (Rus. Щелкунчик [Şelkunçik]), “Baharın Tac Giyme Töreni” (Frsz. Le Sacre du Printemps), bunlardan en ünlüleri.

     Yıllar boyunca Göteborg Opera Binası’nda sahne alan sanatçılardan bazı önemlileri şunlardır: Nadine Secunde (1953 – halen hayatta), Gunnel Kristina Bohman (1959 – halen hayatta), Romelia Assenowa – Lichtenstein (1962 – halen hayatta), Katarina Ulrika Dalayman (1963 – halen hayatta), Nina Maria Thöldte Stemme (1963 – halen hayatta), Peter Mattei (1965 – halen hayatta) ve Annalena Persson Klinghagen (1971 – halen hayatta).

     Göteborg Opera Binası’nın kendi müzikal dans grubu da var. “Göteborgsoperans Danskompani” adlı bu grup, toplam 38 dansçıdan oluşuyor. Grubun lideri, 2016’dan beri İzlandalı dans sanatçısı Katrín Hall. Güzel bir bacımız. Allah sahibine bağışlasın, ne diyeyim?..

     Opera Binası’nın yanında aynı şekilde turuncu renkte güzel bir dikilitaş var. Fiskiye görevi görüyor, içinden su fışkırıyor. Onun yanında da hatırâ fotoğrafı çektiriyoruz.

     Şükrü abi ile beraber limanda yürümeye devam ediyoruz…

     Yürürken, bir yandan da sohbet ediyoruz:

     – Şükrü abi, bu İskandinavyalılar müziğe, sanata çok büyük önem veriyorlar.

     – Evet, öyle.

     – Ama hiçbiri bizim “Lê lê lê Sakine, niye düştün tütüne, gel beraber kaçalım, Adıyaman êline” türküsü kadar etmez, değil mi? 🙂

     – O zaten ölümsüz eser, Sediyani. Kıyamete kadar yaşayacak. 🙂

     – 🙂 🙂 🙂

     – 🙂 🙂 🙂

     Göteborg Limanı’nda, Lilla Bommen adlı liman kesiminde, Göta Nehri kıyısında yürümeye devam ediyoruz…

     Biraz sonra karşımıza, Göteborg şehrinin sembollerinden biri olan muhteşem güzellikteki bir mimarîye sahip kırmız – beyaz renkteki Skanskakrapan binası çıkıyor.

     Karşıdan bakınca o kadar güzel ki, gözlerinizi ayıramıyorsunuz binadan…

     Binanın ismi, “Skanskakrapan”. İsveççe’de “Bulutları çizen, Bulutlara çizik atan” anlamına geliyor. (skanska: bulutlar; krapan: çizen, çizik atan)

     Bina, Lilla Bommen (Küçük Ağaç) adlı liman kesiminde bulunduğu için, halk arasında “Lilla Bommen” adıyla da anılıyor. Yani binayı, bulunduğu mıntıkanın ismiyle anıyorlar.

     Binanın şekli kadınların kullandığı dudak rujuna benzediği için, binanın halk dilindeki bir adı da “Läppstiftet”, yani “Dudak ruju”. (läpp: dudak; stiftet: ruj)

     Kırmızı – beyaz renkte ve 22 katlı olan bina, 86 m yüksekliğindedir.

     Bina, 31 bin 625 m²’lik bir alanı kaplıyor. Bunun 27 bin 596 m²’si ofis (büro) alanıdır ve çok sayıda şirkete evsahipliği yapıyor. Yapının 2501 m²’si dükkânlar için ayrılmışken, diğer kullanımlar için ayrılan bölüm ise 1528 m²’dir.

     Binanın en üst katında, şehre ve limana kuşbakışı bakmanızı sağlayan kapalı bir cam izleme platformu bulunuyor. İsmi, “Göteborgs Utkiken”. Anlamı, “Göteborg’a Üstten Bakış” ya da “Göteborg’a Kuşbakışı Bakmak”. Burası da, binanın sahibi olan Vasakronan AB şirketi tarafından yaptırılmıştır.

     Yapımına 1986 yılında başlanıp, üç yıl süren hummalı bir inşaat sonucunda 1989 tarihinde açılışı yapılarak kullanımına başlanan binanın yapım fikri, 1983 yılında ortaya atılmıştı. Göteborg Belediyesi’nin bölgede istihdam ve kalkınma sağlamak isteğinin bir sonucu olarak doğan bu fikrin hayata geçirilmesi için, inşaat işi Skanska adlı inşaat şirketine verildi. İngiltere doğumlu İsveçli mimar Ralph Erskine (1914 – 2005) tarafından, merkezi Göteborg şehrinde bulunan White Arkitekter adlı mimarlık şirketi ile işbirliği yapılarak çizilen bina, Skanska inşaat şirketi tarafından ve Gösta Backmark (? – ?) yönetiminde 3 yıl gibi bir zaman zarfında tamamlandı.

     Bina hem muhteşem güzellikte bir mimarîye sahip, hem de tam limanda ve su kıyısında inşâ edilmiş olduğundan, karşıdan bakıldığında sanki binanın yarısı suyun üzerindeymiş gibi görünüyor. Binanın yanında her daim gemiler, feribotlar ve sandallar görmek mümkün.

     Kırmızı – beyaz renkleri ise mimarîsi zaten güzel olan binaya büyüleyici bir güzellik kazandırmış. Binanın şekli, hakikaten de tıpkı kadınların kullandığı dudak rujuna benziyor.

     Binanın biraz ötesinde (tam da şu anda Şükrü abi ile beraber bulunduğumuz yerde), ilginç bir heykel var. Bir adam, sol koluyla sol dizinin üzerine abanmış ve tam da orada, sol kolu ile sol dizi arasında bir kitap tutmuş, sağ kolunu da hafiften öne uzatarak sanki buraya gelenlere “Hoşgeldiniz” diyor. Yüzünde de gülümseme var zaten.

     İsveçli ve Göteborglu, bu şehrin çocuğu olan edebiyatçı, şair, ressam ve şarkıcı Evert Axel Taube (1890 – 1976)’nin heykeli bu.

     Ünlü bir isim. Karısı ve dört çocuğundan biri de öyle. Kendisi, İsveçli ünlü kadın ressam Astri Linnéa Matilde Taube (1898 – 1980)’nin kocası, ünlü erkek aktör ve şarkıcı Sven Bertil Gunnar Evert Taube (1934 – halen hayatta)’nin babasıdır.

     Evert Taube’nin heykeli, ayrı bir güzellik kazandırmış limana.

     Merak edip biyografisini okudum. Güzel insanmış vesselam…

     O da hayattayken benim gibi seyyahlığa merak salmış, gezgin bir insanmış.

     Ben henüz 4 yaşında küçük bir çocukken hayata gözlerini yuman Evert Axel Taube ile, heykelden de olsa, tanışıp sohbet ediyoruz.

     O bana Avustralya’ya, Arjantin’e, Sri Lanka’ya ve Güney Afrika’ya yaptığı gezileri ve oralarda yaşadıklarını anlatıyor, ben de O’na Pakistan’a, Arnavutluk’a, Kenya’ya ve Bangladeş’e yaptığım gezileri ve oralarda yaşadıklarımı anlatıyorum.

     Sanattan, edebiyattan, müzikten, şiirden konuşuyoruz.

     Bir heykel ile sohbet ediyorum diye gülmeyin bana.

     Ha siyaset ile yatıp kalkan bir topluma, politikacıların ne söylediğinden başka gündemi olmayan insanlara anlatmışsın bunları, ha taştan bir heykele.

sediyani@gmail.com

     SEDİYANİ SEYAHATNAMESİ

     CİLT 10

FOTOĞRAFLAR:

İskandinavya’nın iklimi soğuk ama yaşamı sıcak ülkesi İsveç’in en büyük 2. şehri ve Batı Götlanda (İsv. Västra Götaland) ilinin merkezi olan Göteborg şehrini gezmeye devam ediyoruz… (İSVEÇ)

Götaplatsen adlı meydandan, arabayla nehir kıyısına, Göta Älv (Göta Nehri) kıyısına gitmek için yola koyuluyoruz. (İSVEÇ)

İlk karşımıza çıkan yapı, turuncu renkte ve kubbesel biçimde bir mimarîsi olan Göteborg Opera Binası (İsv. Göteborgsoperan). (İSVEÇ)

Turuncu renkte ve kubbesel biçimde bir mimarîsi olan bu opera binası, 28 bin 700 m²’lik bir büyüklüğe sahip ve içinde 1301 seyirci koltuğu bulunuyor. Binanın uzunluğu 160 m, genişliği 85 m, yüksekliği de 32 m. Ana oditoryumu 500 m²’dir. Sahne açıklığı 20 m yüksekliğinde ve 9 m genişliğinde olup, her biri 15 ton ağırlığı taşıyabilecek 4 adet hareketli platformu bulunuyor. İçi, faal saatlerde 250 otomatik renkli scroller ve 900 dimmer ışık ile 1000 spot gücünde aydınlatılıyor. (İSVEÇ)

Operaya ek olarak bale, müzikal ve çeşitli şovlar için de hizmet veriyor. Ayrıca içinde bir tiyatro restoranı da bulunmakta. (İSVEÇ)

Göteborg Opera Binası’nın toplam maliyeti, 558 milyon İsveç Kronu (Türk parasıyla 43752 ayakkabı kutusu) tutmuştur. Bunun 347 milyonunu devlet, 117 milyonunu Göteborg’da faaliyet gösteren ticarî şirketler ve özel firmalar, 63 milyonunu Ale, Härryda, Kungsbacka, Kungälv, Lerum, Mölndal, Partille ve Öckerö Adası belediyeleri, 28 milyonunu da Göteborg Şehir Belediyesi karşılamıştır. Tara’s Restaurang’ı işleten Adıyamanlı Muhammed abi ve Elazığlı Yusuf abi de ekmek arası döner ve yanında soğuk ayran ısmarlamıştır. (İSVEÇ)

Opera Binası’nın yanında aynı şekilde turuncu renkte güzel bir dikilitaş var. (İSVEÇ)

Onun yanında da hatırâ fotoğrafı çektiriyoruz. (İSVEÇ)

Fiskiye görevi görüyor, içinden su fışkırıyor. (İSVEÇ)

Lorensberg semtindeki Götaplatsen adlı meydandan başlayan yolculuğumuz, Kungsportsavenyen adlı cadde üzerinde devam ediyor. Bu uzun yol bizi direk nehir kıyısındaki Inom Vallgraven (Hendek İçi) semtine getiriyor. (İSVEÇ)

Ordan da Östra Hamnagatan adlı caddenin üzerinde yola devam ederek, bu semtin tam nehir kıyısındaki Nordstaden (Kuzey Şehri) kısmına ulaşıyoruz. (İSVEÇ)

Bu mıntıkanın da Lilla Bommen (Küçük Ağaç) adlı liman kesimindeyiz. (İSVEÇ)

Bu nehrin kıyısına dün de gitmiştik, hatırlarsanız. Size hem nehir hakkında, hem de nehrin üzerinde kurulu muhteşem güzellikteki Nehir Kalesi Köprüsü (İsv. Älvsborgsbron) hakkında ayrıntılı bilgiler sunmuştuk. Bugün ise, nehir kıyısına başka bir noktasından geldik ve başka güzellikleri anlatacağız. (İSVEÇ)

Nehir kenarında yürüyüş yapıyoruz, Şükrü abiyle birlikte… (İSVEÇ)

Biraz sonra karşımıza, Göteborg şehrinin sembollerinden biri olan muhteşem güzellikteki bir mimarîye sahip kırmız – beyaz renkteki Skanskakrapan binası çıkıyor. (İSVEÇ)

Bina, 31 bin 625 m²’lik bir alanı kaplıyor. Bunun 27 bin 596 m²’si ofis (büro) alanıdır ve çok sayıda şirkete evsahipliği yapıyor. Yapının 2501 m²’si dükkânlar için ayrılmışken, diğer kullanımlar için ayrılan bölüm ise 1528 m²’dir. (İSVEÇ)

Göteborg Limanı’nda, Lilla Bommen adlı liman kesiminde, Göta Nehri kıyısında yürümeye devam ediyoruz… (İSVEÇ)

Göteborg Limanı, İskandinavya’nın en işlek limanlarından biri. (İSVEÇ)

Bu akşam saat 16:00’da bu limanda gemiye binip İsveç’ten Danimarka’ya deniz yolculuğu yapacağım. (İSVEÇ)

Karşıdan bakınca o kadar güzel ki, gözlerinizi ayıramıyorsunuz binadan… (İSVEÇ)

Binanın ismi, “Skanskakrapan”. İsveççe’de “Bulutları çizen, Bulutlara çizik atan” anlamına geliyor. (skanska: bulutlar; krapan: çizen, çizik atan)

Bina, Lilla Bommen (Küçük Ağaç) adlı liman kesiminde bulunduğu için, halk arasında “Lilla Bommen” adıyla da anılıyor. Yani binayı, bulunduğu mıntıkanın ismiyle anıyorlar.

Binanın şekli kadınların kullandığı dudak rujuna benzediği için, binanın halk dilindeki bir adı da “Läppstiftet”, yani “Dudak ruju”. (läpp: dudak; stiftet: ruj) (İSVEÇ)

Kırmızı – beyaz renkte ve 22 katlı olan bina, 86 m yüksekliğindedir. (İSVEÇ)

Binanın en üst katında, şehre ve limana kuşbakışı bakmanızı sağlayan kapalı bir cam izleme platformu bulunuyor. İsmi, “Göteborgs Utkiken”. Anlamı, “Göteborg’a Üstten Bakış” ya da “Göteborg’a Kuşbakışı Bakmak”. Burası da, binanın sahibi olan Vasakronan AB şirketi tarafından yaptırılmıştır. (İSVEÇ)

Yapımına 1986 yılında başlanıp, üç yıl süren hummalı bir inşaat sonucunda 1989 tarihinde açılışı yapılarak kullanımına başlanan binanın yapım fikri, 1983 yılında ortaya atılmıştı. Göteborg Belediyesi’nin bölgede istihdam ve kalkınma sağlamak isteğinin bir sonucu olarak doğan bu fikrin hayata geçirilmesi için, inşaat işi Skanska adlı inşaat şirketine verildi. İngiltere doğumlu İsveçli mimar Ralph Erskine (1914 – 2005) tarafından, merkezi Göteborg şehrinde bulunan White Arkitekter adlı mimarlık şirketi ile işbirliği yapılarak çizilen bina, Skanska inşaat şirketi tarafından ve Gösta Backmark (? – ?) yönetiminde 3 yıl gibi bir zaman zarfında tamamlandı. (İSVEÇ)

Bina hem muhteşem güzellikte bir mimarîye sahip, hem de tam limanda ve su kıyısında inşâ edilmiş olduğundan, karşıdan bakıldığında sanki binanın yarısı suyun üzerindeymiş gibi görünüyor. Binanın yanında her daim gemiler, feribotlar ve sandallar görmek mümkün. (İSVEÇ)

Kırmızı – beyaz renkleri ise mimarîsi zaten güzel olan binaya büyüleyici bir güzellik kazandırmış. Binanın şekli, hakikaten de tıpkı kadınların kullandığı dudak rujuna benziyor. (İSVEÇ)

Binanın biraz ötesinde (tam da şu anda Şükrü abi ile beraber bulunduğumuz yerde), ilginç bir heykel var. Bir adam, sol koluyla sol dizinin üzerine abanmış ve tam da orada, sol kolu ile sol dizi arasında bir kitap tutmuş, sağ kolunu da hafiften öne uzatarak sanki buraya gelenlere “Hoşgeldiniz” diyor. Yüzünde de gülümseme var zaten.

İsveçli ve Göteborglu, bu şehrin çocuğu olan edebiyatçı, şair, ressam ve şarkıcı Evert Axel Taube (1890 – 1976)’nin heykeli bu. (İSVEÇ)

Evert Taube’nin heykeli, ayrı bir güzellik kazandırmış limana. (İSVEÇ)

Göteborg hatırâsı, 29 Mayıs 2017

 


Parveke / Paylaş / Share

One Reply to “Vikingler Selam Durdu Ben Âşık Olunca İskandinavya’ya – 43”

  1. Sayin Sediyani
    Bugün bir kez daha Göteborg seyahatinizi okudum, yine mizah ve bilgi dolu satirlarin arasinda kendimi orada hissettim, artik Evert Axel Tube yi ziyaret etmek gerekiyor.

    Selamlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir