Allí donde fueres, haz lo que vieres.
(Gittiğiniz her yerde, gördüğünüzü yapın.)
Arjantin atasözü
Daha ilk günden, bu ülkeye ayak bastığımız ilk saatlerde, Buenos Aires’i gezmek istiyoruz.
Hayatımızda ilk defa geldiğimiz ve hayatımız boyunca hayâllerimizdeki bir ülke olmuş olan Arjantin’i bir an önce yaşamak istiyoruz.
Bu duygularla atıyoruz kendimizi dışarı…
İlk hedefimiz, başkent Buenos Aires’in sembolü olan, bütün kartpostallarda resmedilen, havaalanından taksiyle gelirken de yolda uzaktan gördüğümüz, Cumhuriyet Meydanı (İsp. Plaza de la República)’nın tam ortasına dikilmiş olan Obelisco adlı uzun beyaz dikilitaşın yanına gitmek.
Otelimize yürüme mesafesinde. O kadar yakın yani.
Yürüyerek gideceğiz…
Otelin önündeki Avenida Viamonte (Viamonte Caddesi) adlı caddeden başlıyoruz yürümeye.
“Avenida”, İspanyolca’da “cadde” demek. Yaşar’la benim, Arjantin’de öğrendiğimiz ilk İspanyolca kelime. Her 15 dakikada bir kelime öğrenirsek, 10 gün sonra memleketimiz Avrupa’ya döndüğümüzde, İspanyolca’yı tam öğrenmiş olarak dönebiliriz.
Otelimizin hemen yanında Buenos Aires Üniversitesi (İsp. Universidad de Buenos Aires) bulunuyor. Üniversite binası ile otelimizin binası birbirlerine nerdeyse bitişik.
Otelimizin de bulunduğu Viamonte adlı caddenin San Martin adlı caddeyle kesiştiği noktada, şehrin en önemli AVM (alışveriş merkezi)’si olan Galerías Pacifico (Pasifik Galerisi) bulunuyor. Otelimize çok yakın, yürüyerek sadece 3 dakika mesafede.
Avenida Viamonte (Viamonte Caddesi), Avenida San Martin (San Martin Caddesi), Avenida Córdoba (Córdoba Caddesi) ve Avenida Florida (Florida Caddesi) adlarındaki dört caddenin arasına düşen dörtgen arsanın üzerinde yer alan Galerías Pacifico, başkentin, Buenos Aires’in en ünlü, en sevilen alışveriş merkezi.
Alışveriş merkezinin önü de içi de günün her saati kalabalık. (NOT: Arjantin’deki son günümüzden bir gün önce yani uçağa binip döneceğimiz günden bir gün önce, gezmelerimizi bitirmiş olduğumuz için, Yaşar kardeşimle beraber bütün günümüzü Galerías Pacifico’da alışveriş yaparak geçirdik ve ailemize, sevdiklerimize hediyelik eşyalar almakla meşgul olduk. Buenos Aires’in meşhur alışveriş merkezi Galerías Pacifico’yu, “Seyahatname”nin, bütün günümüzü orada alışveriş yaparak geçirdiğimiz o günkü bölümde tanıtıp anlatacağız, siz sevgili gönüldaşlarımıza.)
Yaşar’la beraber Galerías Pacifico’nun içine giriyoruz ve 3 katlı merkezin katlarına inip çıkıyor, dükkânlara ve insanlara bakıyoruz.
İlginç bir yer: Bir katı tamamen kuyumcular, takılar, antik eşyalar; bir katı tamamen kıyafet, bay ve bayan giyim; bir katı da tamamen gastronomi, restoranlar ve café’ler…
Burada fazla takılmıyoruz. Zaten şehre ayak bastığımız daha bu ilk saatlerde burada zaman geçirmek de mantıklı olmaz. Çünkü zaten otelimizin hemen yanında ve mutlaka her gün geleceğimiz bir yer. Alışverişlerimizi de burada yapacağız üstelik.
Dışarı çıkıyoruz tekrar. AVM’den Avenida San Martin (San Martin Caddesi) ’e açılan kapıdan çıkıyoruz ve çıktıktan sonra sola dönüp birkaç adım yürüyerek çok daha işlek bir cadde olan Avenida Córdoba (Córdoba Caddesi)’ya geliyoruz.
Avenida Córdoba’ya gelince, tekrar sola dönüyor ve yürümeye başlıyoruz. Niyetimiz Plaza de la República’nın tam ortasına dikilmiş olan Obelisco adlı uzun beyaz dikilitaşın yanına gitmek olduğu için, hep o yöne doğru adım atarak yapıyoruz bu yürüyüşümüzü.
Avenida Córdoba oldukça işlek bir cadde ve cıvıl cıvıl.
Yolun (bizim yönümüze göre) sağ tarafında Farmacia Azul Retiro (Azul Retiro Eczanesi) adlı bir eczane, (bizim yönümüze göre) sol tarafında ise giyim mağazaları var. Sportif giyim dükkânlarında ağırlıklı olarak Arjantin millî takımı formaları (bunların çoğu da 10 numaralı Lionel Messi forması), Arjantin’in en çok taraftara sahip takımları olan Club Atlético Boca Juniors (CABJ), Club Atlético River Plate (CARP) ve Club Atlético Independiente (CAI) takımlarının formaları satılıyor. Boca Juniors’un renkleri sarı – lacivert, River Plate ve Independiente’nin renkleri ise kırmızı – beyaz.
Hatta bu kulüplerin kendi mağazaları da var. Bizdeki “BJK Store” gibi. Caddenin bir yerinde iki rakip takımın mağazalarının yanyana olduğunu görünce, Yaşar’a gösteriyorum:
– Yaşar bak, River Plate ile Boca Juniors’un mağazaları yanyana, bitişik.
– Evet, diyerek gülümsüyor Yaşar.
– Farzet ki İstanbul’da Beşiktaş ile Galatasaray’ın mağazaları yanyana.
– Evet, güzel bir görüntü.
River Plate ile Boca Juniors’un bitişik olan mağazalarının dışarıdan fotoğrafını çekiyoruz.
Devam ediyoruz yürümeye…
Yolumuzun sol tarafındaki MEB Medicina & Estética adlı sağlıklı yaşam merkezinin, Restaurante Centro Naval adlı restoranın ve yolumuzun sağ tarafındaki Banco Ciudad adlı bankanın önünden geçiyoruz.
Sadece yolun sağında ve solunda değil, yolun üzerinde de ilginç şeylerle karşılaşıyoruz.
Örneğin elinde boya malzemeleriyle kaldırımın üzerine insan portreleri çizen yaşlı bir adam, bir hayli ilgimizi çekiyor. Adam hem çok yaşlı, hem eski püskü ve yırtık kıyafetleriyle oldukça fakir olduğu belli ve fakat, hem de çizdiği portreler tek kelimeyle muhteşem ve gerçek bir sanatçı ustalığıyla çiziyor.
Yanında küçük bir para kutusu var ve gelen geçen oraya bozuk para atıyor.
Üzüldüm doğrusu. Sadece adama değil, sanatına da. Bu kadar güzel bir sanatı ve bu kadar büyük bir yetenek ve ustalıkla yapacaksın, ama karın tokluğuna, gelip geçen insanların dilenciye para atar gibi atacağı bozuk paralar karşılığında. Hayıflanmamak elde değil gerçekten…
Dünya böyle adaletsiz bir dünya, maalesef! Yuvarlak bir topa iyi vurabiliyor diye milyar dolarlar kazanan insanların çıktığı bu ülkeden (Arjantinli futbolcular), sahnede şurasını burasını güzel kıvırabiliyor diye hatta şurası burası güzel diye milyar dolarlar kazanan insanların çıktığı bu ülkeden (Arjantinli dansçılar, şarkıcılar), bu kadar önemli bir sanatı, herkese nasip olmayacak ve kimsenin kolay kolay sahip olmadığı böylesine büyük bir yetenekle, ustalıkla icra edeceksin, ama dilenci gibi sokaklarda karın tokluğuna yapacaksın…
Biraz daha yürüdüğümüzde, karşımıza başka bir sokak sanatçısı, daha doğrusu sanatını sokakta icra etmek zorunda kalmış başka bir yetenek çıkıyor.
Bu kez genç bir adam. Elinde gitarıyla, yoldan geçen insanlara müzik ziyafeti sunuyor.
Çok da güzel çalıyor. Dinlemesi bir hayli hoş. Oturup biraz dinliyoruz, çaldığı müziği.
Fotoğrafını çektiğimizi farkettiğinde, yabancı olduğumuzu da farkediyor olacak ki, gülümsüyor bize, hatta oturuşunu biraz düzeltip objektifimize poz da veriyor.
O da mutlu oluyor, biz de. Başımızı sallayarak ve elimizi kaldırarak kendisini selamlıyor ve yürümeye devam ediyoruz…
Yolumuzun sol tarafındaki Tienda de Café adlı kafenin önünden geçtikten sonra, yolumuzun sağ tarafında Arjantin Bilim, Teknoloji ve Yeni Üretimler Bakanlığı (İsp. Ministerio de Ciencia, Tecnología e Innovación Productiva de Argentina) binası var.
Biraz daha yürüyünce, yolun aynı tarafında, Buquebus adlı seyahat şirketinin bürosunu görünce, Yaşar heyecanlanıyor:
– Sediyani abi bak, Buquebus’un bürosu var burda …
– Evet …
Bunun ne olduğunu ve bizi niçin heyecanlandırdığını merak etmişsinizdir. Söyleyeyim: Buquebus adlı bu seyahat şirketi, Arjantin’in başkenti Buenos Aires ile Uruguay’ın başkenti Montevideo arasında gemi ve otobüs seferlerini gerçekleştiren şirkettir ve benle gezi arkadaşım Yaşar Gülen, 4 gün sonra, 24 Nisan günü bu şirket vasıtasıyla bu muhteşem geziyi gerçekleştireceğiz. Bir tur ayarlayacağız ve Uruguay’a gidip bütün gün başkent Montevideo’yu gezeceğiz. Ancak biletleri henüz almadık. Şirketin ana merkezi zaten otelimizin hemen dibinde, buranın en büyük, tüm dünyanın ise en geniş nehri olan Gümüş Nehir (İsp. Río de la Plata) kıyısındadır. Bir – iki gün sonra gidip biletlerimizi almayı ve rezervasyonumuzu yapmayı düşünüyoruz. Gemiyle yapacağız yolculuğu.
Devam ediyoruz yürümeye…
Restaurante La Leyenda adlı restoranın ve Kiosco Ariel adlı büfenin önünden geçtikten sonra, nihayet şehrin içindeki 7 şeritli geniş bir otoyol olan Avenida 9 de Julio (9 Temmuz Caddesi)’ya varıyoruz.
9 Temmuz Caddesi’nde trafik lambasında bekliyoruz ve yeşil yanınca karşıdan karşıya geçiyoruz…
Bu caddede karşıdan karşıya geçmeyi küçümsemeyin! Dile kolay; tam 14 şerit…
Caddeyi yürüyerek karşıdan karşıya geçmek için birkaç dakika gerekiyor, çünkü tüm caddelerde trafik ışıkları vardır ve yayaların normal bir hızla yürürken karşıdan karşıya geçmeleri için yeterli zaman yoktur. Siz yolu daha tam yürümeden lamba tekrar kırmızıya döndüğü için, karşıdan karşıya geçerken hızlı adımlarla yürümek zorundasınız. Yaşlılar, hastalar, engelliler ve çocuklar için oldukça zor bir durum…
Bizim Elazığ’daki Gazi Caddesi’nin yanında lafı bile olmaz ama, Arjantin’in başkenti Buenos Aires’teki 9 Temmuz Caddesi (İsp. Avenida 9 de Julio), sıradan bir cadde değil, dünyaca ünlüdür. Çünkü; dünyanın en geniş ikinci caddesidir.
1960 yılına kadar dünyanın en geniş caddesiydi. Fakat bu tarihte Brezilya’nın başkenti Brasília’nın ana caddesi olan Anıtsal Eksen (Port. Eixo Monumental) isimli cadde inşâ edilince, “bizimki” bu ünvânını yitirdi.
İsmi, Arjantin’in bağımsızlık gününe (9 Temmuz 1816) ithafen verilmiştir.
Arjantin’in başkenti Buenos Aires’in ana arterlerinden biri olan Avenida de 9 de Julio (9 Temmuz Caddesi), Río de la Plata (Gümüş Nehir) kıyılarına paralel olarak ve sahile 3 km mesafede, şehrin kentsel alanı içerisinde kuzey – güney yönünde uzanır.
Cadde, 140 m genişliğindedir. 7 gidiş, 7 geliş, gidiş – gelişli toplam 14 şeride sahiptir.
Plaza de la República (Cumhuriyet Meydanı) ve bu meydanda bulunan, Arjantin’in başkenti Buenos Aires’in sembolü olup bütün kartpostallarda resmedilen Obelisco adlı uzun beyaz dikilitaş da bu yol üzerindedir.
Buenos Aires’teki bu dünyaca meşhur 9 Temmuz Caddesi (Avenida 9 de Julio)’nin yapılması fikri, ilk olarak 1888 yılında ortaya atılır. Dönemin Osmanlı tebaasının “Kardeşim adamlar yol yaptı yol!” diyerek İstanbul Hükûmeti’ni övmesini ve yol yaptılar diye Osmanlı yönetimine karşı ayaklanmamalarını kıskanan dönemin Buenos Aires Belediye Başkanı Francisco Seeber (1841 – 1913), şehir merkezinin içinde geniş bir yol yapmayı planlar. Yolun, kuzeyden güneye geçen ve ikisini birbirine bağlayan bir arter gibi olması umuluyordu.
Caddeye ilk başlarda “Ayohúma” ismi verilmesi düşünülüyordu. Bu, bugünkü Arjantin, Uruguay ve Bolivya topraklarını kapsayan ve Tarija olarak adlandırılan coğrafyanın oluşturduğu bir eyalet olan Gümüş Nehir Birleşik Eyaletleri (İsp. Provincias Unidas del Río de la Plata) ya da diğer adıyla Güney Amerika Birleşik Eyaletleri (İsp. Provincias Unidas de Sudamérica) birlikleri (bayrağı da bugünkü Arjantin bayrağı ile aynıydı) ile Cumhuriyetçiler (İsp. Republiquetas) adlı birliğin ortaklaşa hareket ederek işgalci İspanya güçlerine karşı bugünkü Bolivya topraklarında 14 Kasım 1813 tarihinde verdikleri Ayohúma Savaşı (İsp. La Batalla de Ayohúma)’nın adıdır. Bu savaş Arjantin’in “kurtuluş savaşı” olup, bundan sonra ülke bağımsızlığını kazanmıştır. (NOT: Arjantin tarihini ve bağımsızlık sürecini, “Seyahatname”nin ileriki bölümlerinde geniş bir biçimde kaleme alacağız.)
Yolun yapım fikrini ortaya attıktan (1888) bir yıl sonra şehrin belediye başkanı olan ancak bu makamda sadece iki yıl kalan (1889 – 90) Francisco Seeber’den sonra, bu plan uzun bir süre pratiğe aktarılmaz. Proje, ancak 1912 yılında çıkartılan 8855 sayılı yasayla kabul edilir.
Projenin uygulanması için 25 milyon altın Peso (Türk parasıyla 347 ayakkabı kutusu) tutarında bir krediye ihtiyaç vardı. Bu paranın % 90’ının yerel yönetim, % 10’unun da “azîz milletimiz” tarafından ödenmesi kararlaştırıldı.
İlgili yasa kabul edildikten sonra, dönemin Buenos Aires Belediye Başkanı Joaquín Samuel del Corazón de Jesús de Anchorena Riglos (1876 – 1961), bu projeyi, 9 Temmuz 1816 tarihinde bağımsızlığını kazanmış olan Arjantin Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının 100. yıldönümü olan 1916 tarihine yetiştirmek ve 9 Temmuz 1916 günü açılışı gerçekleştirmek için kendisini var gücüyle bu işe adar. Buenos Aires Belediyesi, caddenin geçeceği alanda bulunan (ve dolayısıyla yıkılacak olan) tüm binaları sahiplerinden satın almıştır. Belediye, her birinin girişinde “Mülk Allah’ındır” yazan bu binalar için sahiplerine 50 milyon Peso ödemiştir.
Bununla birlikte, belediye bu büyüklükteki inşaat girişimlerini sürdürülebilir ve düzenli bir şekilde ilerletmek için yasal araçlar ve yeterli finansman ile yeterince donatılmamıştı. Kamulaştırmalar kademeli ve alternatif bir şekilde gerçekleştirildi, öyle ki eldeki işlerin tamamlanmasında yavaş kalındı. Bu, belediye hazinesine ağır bir yük getirdi. Bu gerileme, merkez bölgedeki bina gelişmeleri üzerinde de olumsuz etki yarattı. Birçok bina yıkıldı veya terkedildi. Proje, I. Dünya Savaşı (1914 – 16)’nın patlak vermesi ve Belediye Başkanı Anchorena’nin istifası, ardından 1915’te Belediye Müşavirliği’nin kapatılması ile gerçekleşecek olan ilk demokratik seçimlerin yaklaşması ile daha da ağırlaşan, büyük oranlarda siyasî ve finansal bir kriz yarattı.
Yolu yapmayı ve bitirmeyi çok istiyorlardı ama, felâket üstüne felâket geliyordu. Bir yandan savaş, bir yandan gittikçe kötüleşen ekonomik durum, bu projeyi bir türlü hayata geçirtmiyordu. Nasıl yapsındılar? Cebren ve hile ile azîz Arjantin’in bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve Buenos Aires’in her köşesi bilfiil işgal edilmişti. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabiliyorlardı. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhit ediyorlardı. Millet fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş idi…
Malî kriz geçtikten sonra, dönemin Arjantin Devlet Başkanı Augustín Pedro Justo Rolón (1876 – 1943) – ki kendisi aslen Arjantinli değil Uruguaylı’dır – ve hükûmeti, 2 Şubat 1536 tarihinde kurulmuş olan Buenos Aires şehrinin kuruluşunun 400. yıldönümü olan 1936 tarihine yetiştirmek ve 2 Şubat 1936 günü açılışı gerçekleştirmek için kendilerini var güçleriyle bu işe adarlar. (İLGİNÇ BİR BİLGİ NOTU: Arjantin’in başkenti Buenos Aires, 2 Şubat 1536 tarihinde, geçen bölümde de kendisinden biraz bahsettiğimiz Pedro de Mendoza y Luján tarafından “Puerto de Nuestra Señora Santa María del Buen Ayre” ismiyle kurulmuştur ki, şehrin bu ilk ismi, “Sevgili Bakire Annemiz Meryem’in Güzel Hava Limanı” anlamına gelmektedir. Burada kastedilen, elbette ki Hz. İsa’nın annesi Hz. Meryem’dir.)
Dönemin Arjantin Hükûmeti, başkent Buenos Aires’in kuruluşunun 400. yıldönümünü kutlamak ve yâd etmek için, önemli ve anlamlı bir etkinlik yapmak istemektedir. Ancak onlarda kurban kesmek ve mevlîd okutmak gibi âdetler olmadığı için, ne yapacaklarına bir türlü karar veremezler. Sonunda, çoktandır proje halinde bekleyen, şehrin merkezine yapmayı düşündükleri bu geniş yolu yapıp tamamlamayı düşünürler. Evet, 400 yaşına girerken, şehre verilecek en güzel hediye bu olmalı.
Bu fikrin en seçkin sözcülerinden ve Buenos Aires için rasyonel ve bilimsel bir kent planının geliştirilmesinin büyük destekçilerinden biri, dönemin Arjantin Belediye Başkanı Mariano de Vedia y Mitre (1881 – 1958) başkanlığında, Belediye Meclis Grubu İnisiyatifi (İsp. İniciativa del Grupo de Concejales)’nin girişimi ile oluşturulan Şehirleşme Planı Başkanlığı (İsp. Dirección del Plan de Urbanización) görevine atanan Carlos María Della Paolera (1890 – 1960) idi.
1928’den beri Fransa’nın başkenti Paris’te şehir planlama konusunda uzmanlaşmış olan bu mühendis, “Büyük Buenos Aires” adını verdiği şeyin tamamını içeren kapsamlı bir çalışmanın hazırlanmasını tavsiye etti.
1932 yılında mimar Fermín Hilario Bereterbide (1895 – 1979), bir proje geliştirerek, trafik sorununu 33 m genişliğinde merkezî bir yol oluşturarak (geçişler olmadan hızlı transit) çözmeyi teklif etti. Bir yıl sonra, 1933, mimar Ernesto Vautier (1898 – 1988), binaların bir yeraltı yolunda inşâ edilecek kulelere (süper bloklar) yoğunlaştırılarak dükkânların ve parkların bu sisteme uygun düzenlenmesini önerdi.
Nihayet, uzun bir süre bekletilmiş olan yol çalışmasına ancak 20 Nisan 1936 tarihinde başlanabilmiş, yolun yapımı tam olarak 138 iş gününde tamamlanarak, Eylül 1936’da açılmıştır. 12 Ekim 1937 tarihinde ise bizzat dönemin Arjantin Devlet Başkanı Augustín Pedro Justo Rolón tarafından resmî açılışı yapılmıştır. Ancak buna rağmen, Arjantin’in bağımsızlık günü olduğu için, caddeye “Avenida 9 de Julio” (9 Temmuz Caddesi) ismi verildi.
Yol yapımında güzergâh üzerindeki toplam 40 bina yıkılmıştır. Yolun yapımında toplam 1500 işçi çalışmıştır. Mühendis Federico Zamboni (? – ?)’nin yönettiği yol yapım çalışmalarında toplam 40.000 m³ taş, 10.000 ton çimento ve 3.000 demir kullanıldı. Yolun yapımı 138 iş günü sürdü, bu günlerin 27’sinde hava yağmurluydu ve yağmur inşaata zarar vermişti.
Çalışmaya katılan şirketler şunlardı: Siemens – Bauunion, GEOPE, Grüen & Bilfinger ve Siemens – Schuckert. Bunların yanında, Standard Electric şirketi saat ve hoparlörleri sağladı. Shell Mex Argentina ve Ceresita şirketleri de izolatörleri bağladı.
Park yerleri, jacarandá ağaçları ve ceibo bitkileri, Japonya devleti tarafından bağışlanan 1000 adet kiraz ağacının ekili olduğu alan, bu projeye bu kadar katkı sunduğu halde bitirilişini görmeyen ve açılışından kısa süre önce ölen, aslen Fransız olan Arjantin vatandaşı bahçe mühendisi Jules Carlos Thays (1849 – 1934)’ın eseridir.
Caddenin ana alanları 1960’larda, güney bağlantıları ise şehir merkezinde paralı yol sisteminin tamamlandığı 1980’den sonra bitirilebilmiştir.
Arjantin’in başkenti Buenos Aires’teki 9 Temmuz Caddesi (İsp. Avenida 9 de Julio), 1960 yılına kadar dünyanın en geniş caddesiydi. Fakat bu tarihte Brezilya’nın başkenti Brasília’nın ana caddesi olan Anıtsal Eksen (Port. Eixo Monumental) isimli cadde inşâ edilince, bu ünvânını yitirdi. Şu anda dünyanın en geniş ikinci caddesidir.
1998 yılında caddenin altında iki yeni yeraltı otoparkı açıldı. 2006 – 2011 yıllarında da daha akıcı bir bağlantı sağlamak amacıyla araç trafiği için iki tünelin hizmete girmesi için çalışma başlatıldı. Bu hayâl de 2013 yılında hayata geçirildi.
Buneos Aires metrosunun (tramvay) C hattı kısmen 9 Temmuz Caddesi’nin altından geçiyor. Bununla birlikte A, B, D ve E hatlarının da bu cadde üzerinde istasyonları vardır. B, C ve D hatları, şehrin sembolü olan Obelisco adlı uzun beyaz dikilitaşın altındaki ortak bir durakta duruyorlar. Bu istasyon bu nedenle şehrin metro ağındaki bir merkezdir. Bir altgeçit de ticarî galeri olarak hizmet vermekte. Cadde üzerinde 11 farklı otobüs hattının yolcu taşıdığı düşünülürse, metro hizmetinin bu otobüs yolcu ağırlığını % 50 oranında hafiflettiği söylenebilir. Ki otobüsler, sadece bu cadde üzerinde günlük ortalama 250.000 yolcu taşımakta.
Kurban olduğum Allah’ın işine bakın; patika bir yolu bile olmayan köylerde doğmuş olan ben Karakoçanlı İbrahim Sediyani ve gezi arkadaşım Vartolu Yaşar Gülen, dünyaca ünlü, dünyanın en geniş ikinci yolu olan Buenos Aires’teki Avenida 9 de Julio üzerinde yürüyoruz ve şu anda sizlere bu yolu tanıtıyoruz.
Ama biz geçmişimizden, memleketimizden, köyümüzden, toprağımızdan utanmıyoruz. Hem ne demiş ünlü Çin filozofu Diego Armando Maradona: “Yolsuz bir köyde doğmak, yolsuzluk yapmaktan daha şereflidir.”
Dünyanın en geniş ikinci yolu olan Avenida 9 de Julio (9 Temmuz Caddesi)’ne varınca, karşıdan karşıya geçmek için trafik lambasında bekliyoruz.
Yeşil yanıyor ve başlıyoruz yürümeye. Daha yolun üçte ikisini yürümüştük ki, lambalar tekrar kırmızı oluyor. Koşmak zorunda kalıyoruz geri kalan mesafeyi…
– Yaw yaşlılar nasıl karşıdan karşıya geçecek burda? Bari yeşili biraz uzun tut!.., diye şikâyet ediyor Yaşar.
– Öyle valla, biz bile zar zor kendimizi karşıya atabildik, diye onaylıyorum ben de.
Caddeyi yürüyerek karşıdan karşıya geçmek için birkaç dakika gerekiyor hakikaten. Çünkü yayaların normal bir hızla yürürken karşıdan karşıya geçmeleri için bu zaman yeterli değil! Siz yolu daha tam yürümeden lamba tekrar kırmızıya döndüğü için, karşıdan karşıya geçerken hızlı adımlarla yürümek zorundasınız. Yaşlılar, hastalar, engelliler ve çocuklar için oldukça zor bir durum…
Yoldan bakarken, varmak istediğimiz menzil olan Plaza de la República (Cumhuriyet Meydanı) ve bu meydanda bulunan, Arjantin’in başkenti Buenos Aires’in sembolü olup bütün kartpostallarda resmedilen Obelisco adlı uzun beyaz dikilitaş da tam karşımızda. Şimdilik biraz uzak ama karşıdan görünüşü oldukça muhteşem.
Yolun karşısına geçince, sola dönüp yürümeye başlıyoruz. Arada bir durup fotoğraflar da çekiyoruz tabiî.
Banco Entre Ríos, Banco Santa Fe, Banco San Juan ve Banco de la Nación Argentina adlarında dört banka şubesinin önünden geçtikten sonra, Tango Porteño adlı dans merkezinin önüne geliyoruz. Burası bir “tango okulu”.
Tango, bu ülkenin dünyaca ünlü ve Arjantin’le bütünleşmiş müzikal bir dansı. “Anlatmaya gerek yok. Görüyorsunuz…”
Biraz daha yürüyünce, Cumhuriyet Meydanı (İsp. Plaza de la República)’na varıyoruz ve işte karşımızda Obelisco…
Yürüdük yürüdük ama sonunda geldik.
Tango yapma sırası şimdi de bizde.
Ama “Vamos a la Playa” eşliğinde değil, “Şilê şilê dotmamê” eşliğinde yapacağız tangoyu.
sediyani@gmail.com
SEDİYANİ SEYAHATNAMESİ
CİLT 11
Otelimizin de bulunduğu Viamonte adlı caddenin San Martin adlı caddeyle kesiştiği noktada, şehrin en önemli AVM (alışveriş merkezi)’si olan Galerías Pacifico (Pasifik Galerisi) bulunuyor. Otelimize çok yakın, yürüyerek sadece 3 dakika mesafede. (ARJANTİN)
Alışveriş merkezinin önü de içi de günün her saati kalabalık. (ARJANTİN)
Avenida Córdoba oldukça işlek bir cadde ve cıvıl cıvıl. (ARJANTİN)
Yolun (bizim yönümüze göre) sağ tarafında Farmacia Azul Retiro (Azul Retiro Eczanesi) adlı bir eczane, (bizim yönümüze göre) sol tarafında ise giyim mağazaları var. (ARJANTİN)
Sportif giyim dükkânlarında ağırlıklı olarak Arjantin millî takımı formaları (bunların çoğu da 10 numaralı Lionel Messi forması), Arjantin’in en çok taraftara sahip takımları olan Club Atlético Boca Juniors (CABJ), Club Atlético River Plate (CARP) ve Club Atlético Independiente (CAI) takımlarının formaları satılıyor. Boca Juniors’un renkleri sarı – lacivert, River Plate ve Independiente’nin renkleri ise kırmızı – beyaz. (ARJANTİN)
Sadece yolun sağında ve solunda değil, yolun üzerinde de ilginç şeylerle karşılaşıyoruz.
Örneğin elinde boya malzemeleriyle kaldırımın üzerine insan portreleri çizen yaşlı bir adam, bir hayli ilgimizi çekiyor. Adam hem çok yaşlı, hem eski püskü ve yırtık kıyafetleriyle oldukça fakir olduğu belli ve fakat, hem de çizdiği portreler tek kelimeyle muhteşem ve gerçek bir sanatçı ustalığıyla çiziyor.
Yanında küçük bir para kutusu var ve gelen geçen oraya bozuk para atıyor.
Üzüldüm doğrusu. Sadece adama değil, sanatına da. Bu kadar güzel bir sanatı ve bu kadar büyük bir yetenek ve ustalıkla yapacaksın, ama karın tokluğuna, gelip geçen insanların dilenciye para atar gibi atacağı bozuk paralar karşılığında. Hayıflanmamak elde değil gerçekten… (ARJANTİN)
Biraz daha yürüdüğümüzde, karşımıza başka bir sokak sanatçısı, daha doğrusu sanatını sokakta icra etmek zorunda kalmış başka bir yetenek çıkıyor.
Bu kez genç bir adam. Elinde gitarıyla, yoldan geçen insanlara müzik ziyafeti sunuyor.
Çok da güzel çalıyor. Dinlemesi bir hayli hoş. Oturup biraz dinliyoruz, çaldığı müziği.
Fotoğrafını çektiğimizi farkettiğinde, yabancı olduğumuzu da farkediyor olacak ki, gülümsüyor bize, hatta oturuşunu biraz düzeltip objektifimize poz da veriyor. (ARJANTİN)
River Plate ile Boca Juniors’un mağazaları yanyana, bitişik. (ARJANTİN)
Bizim Elazığ’daki Gazi Caddesi’nin yanında lafı bile olmaz ama, Arjantin’in başkenti Buenos Aires’teki 9 Temmuz Caddesi (İsp. Avenida 9 de Julio), sıradan bir cadde değil, dünyaca ünlüdür. Çünkü; dünyanın en geniş ikinci caddesidir.
1960 yılına kadar dünyanın en geniş caddesiydi. Fakat bu tarihte Brezilya’nın başkenti Brasília’nın ana caddesi olan Anıtsal Eksen (Port. Eixo Monumental) isimli cadde inşâ edilince, “bizimki” bu ünvânını yitirdi. (ARJANTİN)
Bu caddede karşıdan karşıya geçmeyi küçümsemeyin! Dile kolay; tam 14 şerit… (ARJANTİN)
Caddeyi yürüyerek karşıdan karşıya geçmek için birkaç dakika gerekiyor, çünkü tüm caddelerde trafik ışıkları vardır ve yayaların normal bir hızla yürürken karşıdan karşıya geçmeleri için yeterli zaman yoktur. Siz yolu daha tam yürümeden lamba tekrar kırmızıya döndüğü için, karşıdan karşıya geçerken hızlı adımlarla yürümek zorundasınız. Yaşlılar, hastalar, engelliler ve çocuklar için oldukça zor bir durum… (ARJANTİN)
İsmi, Arjantin’in bağımsızlık gününe (9 Temmuz 1816) ithafen verilmiştir.
Arjantin’in başkenti Buenos Aires’in ana arterlerinden biri olan Avenida de 9 de Julio (9 Temmuz Caddesi), Río de la Plata (Gümüş Nehir) kıyılarına paralel olarak ve sahile 3 km mesafede, şehrin kentsel alanı içerisinde kuzey – güney yönünde uzanır.
Cadde, 140 m genişliğindedir. 7 gidiş, 7 geliş, gidiş – gelişli toplam 14 şeride sahiptir.
Plaza de la República (Cumhuriyet Meydanı) ve bu meydanda bulunan, Arjantin’in başkenti Buenos Aires’in sembolü olup bütün kartpostallarda resmedilen Obelisco adlı uzun beyaz dikilitaş da bu yol üzerindedir. (ARJANTİN)
Buenos Aires’teki bu dünyaca meşhur 9 Temmuz Caddesi (Avenida 9 de Julio)’nin yapılması fikri, ilk olarak 1888 yılında ortaya atılır. Dönemin Osmanlı tebaasının “Kardeşim adamlar yol yaptı yol!” diyerek İstanbul Hükûmeti’ni övmesini ve yol yaptılar diye Osmanlı yönetimine karşı ayaklanmamalarını kıskanan dönemin Buenos Aires Belediye Başkanı Francisco Seeber (1841 – 1913), şehir merkezinin içinde geniş bir yol yapmayı planlar. Yolun, kuzeyden güneye geçen ve ikisini birbirine bağlayan bir arter gibi olması umuluyordu. (ARJANTİN)
Caddeye ilk başlarda “Ayohúma” ismi verilmesi düşünülüyordu. Bu, bugünkü Arjantin, Uruguay ve Bolivya topraklarını kapsayan ve Tarija olarak adlandırılan coğrafyanın oluşturduğu bir eyalet olan Gümüş Nehir Birleşik Eyaletleri (İsp. Provincias Unidas del Río de la Plata) ya da diğer adıyla Güney Amerika Birleşik Eyaletleri (İsp. Provincias Unidas de Sudamérica) birlikleri (bayrağı da bugünkü Arjantin bayrağı ile aynıydı) ile Cumhuriyetçiler (İsp. Republiquetas) adlı birliğin ortaklaşa hareket ederek işgalci İspanya güçlerine karşı bugünkü Bolivya topraklarında 14 Kasım 1813 tarihinde verdikleri Ayohúma Savaşı (İsp. La Batalla de Ayohúma)’nın adıdır. Bu savaş Arjantin’in “kurtuluş savaşı” olup, bundan sonra ülke bağımsızlığını kazanmıştır. (ARJANTİN)
Yolun yapım fikrini ortaya attıktan (1888) bir yıl sonra şehrin belediye başkanı olan ancak bu makamda sadece iki yıl kalan (1889 – 90) Francisco Seeber’den sonra, bu plan uzun bir süre pratiğe aktarılmaz. Proje, ancak 1912 yılında çıkartılan 8855 sayılı yasayla kabul edilir.
Projenin uygulanması için 25 milyon altın Peso (Türk parasıyla 347 ayakkabı kutusu) tutarında bir krediye ihtiyaç vardı. Bu paranın % 90’ının yerel yönetim, % 10’unun da “azîz milletimiz” tarafından ödenmesi kararlaştırıldı. (ARJANTİN)
İlgili yasa kabul edildikten sonra, dönemin Buenos Aires Belediye Başkanı Joaquín Samuel del Corazón de Jesús de Anchorena Riglos (1876 – 1961), bu projeyi, 9 Temmuz 1816 tarihinde bağımsızlığını kazanmış olan Arjantin Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının 100. yıldönümü olan 1916 tarihine yetiştirmek ve 9 Temmuz 1916 günü açılışı gerçekleştirmek için kendisini var gücüyle bu işe adar. Buenos Aires Belediyesi, caddenin geçeceği alanda bulunan (ve dolayısıyla yıkılacak olan) tüm binaları sahiplerinden satın almıştır. Belediye, her birinin girişinde “Mülk Allah’ındır” yazan bu binalar için sahiplerine 50 milyon Peso ödemiştir. (ARJANTİN)
Bununla birlikte, belediye bu büyüklükteki inşaat girişimlerini sürdürülebilir ve düzenli bir şekilde ilerletmek için yasal araçlar ve yeterli finansman ile yeterince donatılmamıştı. Kamulaştırmalar kademeli ve alternatif bir şekilde gerçekleştirildi, öyle ki eldeki işlerin tamamlanmasında yavaş kalındı. Bu, belediye hazinesine ağır bir yük getirdi. Bu gerileme, merkez bölgedeki bina gelişmeleri üzerinde de olumsuz etki yarattı. Birçok bina yıkıldı veya terkedildi. Proje, I. Dünya Savaşı (1914 – 16)’nın patlak vermesi ve Belediye Başkanı Anchorena’nin istifası, ardından 1915’te Belediye Müşavirliği’nin kapatılması ile gerçekleşecek olan ilk demokratik seçimlerin yaklaşması ile daha da ağırlaşan, büyük oranlarda siyasî ve finansal bir kriz yarattı. (ARJANTİN)
Malî kriz geçtikten sonra, dönemin Arjantin Devlet Başkanı Augustín Pedro Justo Rolón (1876 – 1943) – ki kendisi aslen Arjantinli değil Uruguaylı’dır – ve hükûmeti, 2 Temmuz 1536 tarihinde kurulmuş olan Buenos Aires şehrinin kuruluşunun 400. yıldönümü olan 1936 tarihine yetiştirmek ve 2 Temmuz 1936 günü açılışı gerçekleştirmek için kendilerini var güçleriyle bu işe adarlar. (İLGİNÇ BİR BİLGİ NOTU: Arjantin’in başkenti Buenos Aires, 2 Temmuz 1536 tarihinde, geçen bölümde de kendisinden biraz bahsettiğimiz Pedro de Mendoza y Luján tarafından “Puerto de Nuestra Señora Santa María del Buen Ayre” ismiyle kurulmuştur ki, şehrin bu ilk ismi, “Sevgili Bakire Annemiz Meryem’in Güzel Hava Limanı” anlamına gelmektedir. Burada kastedilen, elbette ki Hz. İsa’nın annesi Hz. Meryem’dir.) (ARJANTİN)
Tango, bu ülkenin dünyaca ünlü ve Arjantin’le bütünleşmiş müzikal bir dansı. “Anlatmaya gerek yok. Görüyorsunuz…” (ARJANTİN)
Dönemin Arjantin Hükûmeti, başkent Buenos Aires’in kuruluşunun 400. yıldönümünü kutlamak ve yâd etmek için, önemli ve anlamlı bir etkinlik yapmak istemektedir. Ancak onlarda kurban kesmek ve mevlîd okutmak gibi âdetler olmadığı için, ne yapacaklarına bir türlü karar veremezler. Sonunda, çoktandır proje halinde bekleyen, şehrin merkezine yapmayı düşündükleri bu geniş yolu yapıp tamamlamayı düşünürler. Evet, 400 yaşına girerken, şehre verilecek en güzel hediye bu olmalı. (ARJANTİN)
Nihayet, uzun bir süre bekletilmiş olan yol çalışmasına ancak 20 Nisan 1936 tarihinde başlanabilmiş, yolun yapımı tam olarak 138 iş gününde tamamlanarak, Eylül 1936’da açılmıştır. 12 Ekim 1937 tarihinde ise bizzat dönemin Arjantin Devlet Başkanı Augustín Pedro Justo Rolón tarafından resmî açılışı yapılmıştır. Ancak buna rağmen, Arjantin’in bağımsızlık günü olduğu için, caddeye “Avenida 9 de Julio” (9 Temmuz Caddesi) ismi verildi.
Biraz daha yürüyünce, Cumhuriyet Meydanı (İsp. Plaza de la República)’na varıyoruz ve işte karşımızda Obelisco…
Yürüdük yürüdük ama sonunda geldik. (ARJANTİN)
Buenos Aires, 20 Nisan 2019