La palabra “Mamá” es un verbo. Es algo que haces, no algo que eres.
(“Anne” kelimesi bir fiildir. Yaptığın birşeydir, olduğun birşey değil.)
Arjantin atasözü
Arjantin’in bağımsızlığı, 9 Temmuz 1816 tarihinde San Miguel de Tucumán’da toplanan meclis tarafından ilan edilmiştir. Ancak bağımsızlık ilan edildiğinde, ülkenin ismi “Arjantin” (Lat. Argentina) değil, “Gümüş Nehir Birleşik Eyaletleri” (İsp. Provincias Unidas del Río de la Plata) idi. Ülke, bu isimle bağımsızlığını ilan etmiştir.
General José Francisco de San Martín y Matorras (1778 – 1850) öncülüğünde İspanyol güçlerine karşı kazanılan zaferin ardından, 9 eyalet resmî olarak Gümüş Nehir Birleşik Eyaletleri’nin bağımsızlığını ilan etmiştir. “Libertador” (Kurtarıcı) ünvânıyla da anılan José de San Martin, bağımsızlık hareketinin lideri ve kahramanı haline gelir. Daha sonra Şili, Peru, Bolivya ve Uruguay da bağımsızlığını kazanmıştır. Bu devletlerin de bağımsızlık kazanmasıyla birlikte Arjantin önemli topraklar kaybetmiştir.
Birleşmiş Milletler (BM)’de Gümüş Nehir Birleşik Eyaletleri’nin (bugünkü Arjantin’in) bağımsızlığını ilk tanıyan devlet, ne garip bir tezattır ki, tarih boyunca o topraklara saldıran ve işgal eden, halkının da kendisine karşı savaştığı Büyük Britanya Birleşik Krallığı yani İngiltere olmuştur. Büyük Britanya (İngiltere), Şubat 1825’te Arjantin’in bağımsızlığını tanımıştır.
1826 yılında ülkenin “Gümüş Nehir Birleşik Eyaletleri” (İsp. Provincias Unidas del Río de la Plata) olan ismi, “Arjantin” (Lat. Argentina) olarak değiştirilmiştir. Devletin resmî ismi böylece “Arjantin Cumhuriyeti” (İsp. República Argentina) olmuştur.
Arjantin’in özgün adı olan “Argentina”, Latince bir ifade olup “Gümüş Ülke” demektir.
Eski sömürgesi olan Arjantin topraklarının bağımsızlığını ilan etmesi, kurtuluş savaşının kendilerine karşı verildiği işgalci ve sömürgeci İspanya Krallığı’nın çok zoruna gitmiştir. Bunun içindir ki, İspanya, 1816 yılında istiklalini ilan eden Arjantin’in bağımsızlığını ancak ve ancak taaa 21 Eylül 1863’te kabul etmiştir.
Bağımsızlık ilan edildiğinde, Buenos Aires’in nüfûsu 40 bin idi, fakat başkent değildi. Şehrin başkent oluşu 1880 yılındadır. İlk başlarda ülkenin başkenti, Rosario idi.
Buenos Aires eyaleti 1853 yılında Eyaletler Kongresi’ne katılmayı reddetmiş ve Arjantin’den ayrılmıştı. 1859 yılında ise 1853’te kurulmuş olan Arjantin Birliği (İsp. Federación Argentina)’ne katılmıştır. 1880 yılında ise “Arjantin’in başkenti” seçilmiştir.
9 Temmuz 1816 tarihinde ilan edilen bağımsızlıktan sonra, 13 Eylül 1916 günü Buenos Aires halkı vatanın bağımsızlığı üzerine yemin etmiştir.
Bağımsız Arjantin’in ilk devlet başkanı olan Bernardino de la Trinidad González Rivadavia y Rodríguez de Rivadavia (1780 – 1845), bağımsızlığın sembolü olan Mayıs Meydanı (İsp. Plaza de Mayo)’na 1826 yılında muhteşem bir bronz çeşmeden oluşacak bir anıt dikmeyi planladığını açıkladı. Buenos Aires’i sevindirmesi beklenen bu açıklama, bilakis şehir halkını endişeye sevketti. Zirâ planlanan anıtın, meydanın sembolü olan ve halkın da çok sevdiği Mayıs Piramidi (İsp. Pirámide de Mayo)’nin yıkılıp onun yerine dikileceği fısıltıları yayıldı ve bu günlerce tartışıldı. Fakat Devlet Başkanı Rivadavia’nın ertesi yıl istifası nedeniyle, proje yasama organı tarafından onaylanmış olmasına rağmen asla gerçekleştirilmedi.
1834 yılında Mayıs Meydanı bir dizi tamirattan geçti. Hükûmet, restorasyon işini inşaatçı Juan Sidders (? – ?) ve demirci Robert M. Gaw (? – ?)’a vermişti. Ancak iki ay sonra Juan Manuel José Domingo Ortiz de Rosas y López de Osornio (1793 – 1877)’nun Buenos Aires Valiliği’ne getirilmesiyle bu bakım ve onarım çalışmaları yarıda kalmıştır.
Juan Manuel de Rosas zamanında ülke ciddi ekonomik zorluklardan geçiyordu, bu yüzden Recova Vieja da dahil olmak üzere çeşitli devlet mülkleri satışa sunuldu. 27 Ekim 1835’e bir açık artırma yapıldı ve en iyi teklifi işadamı Manuel Murrieta (? – ?) yaptı, ancak kabul edilmedi. Sonra muhakkak satılmasına karar verildi ve 29 Eylül 1836’da hukukçu ve siyaset adamı Tomás Manuel de Anchorena (1783 – 1847) satın aldı. Tâ 1883 yılına kadar da bu ailenin elinde kaldı.
1852 yılında soyadları Jaunet olan iki kardeş, küçük bir gazometre kullanarak Mayıs Piramidi (Pirámide de Mayo)’ni gazla aydınlattılar. Sadece küçük mazot yağı fenerlerine alışkın olan halk, bu etki karşısında şaşkına döndü.
23 Mayıs 1854 tarihinde Buenos Aires halkı Buenos Aires Eyaleti Anayasası üzerine yemin etmiştir. Bu günlerde şehrin çeşitli noktalarına yazılı ve süslü piramitler yerleştirilmiştir.
1856 yılına gelindiğinde, Mayıs Meydanı (Plaza de Mayo) ve Mayıs Piramidi (Pirámide de Mayo), terkedilmeye bırakılmış gibiydi. Bu tarihte, 3 Nisan 1856’da kurulan Buenos Aires Belediyesi’nin talimatıyla, resim sanatçısı, mimar ve mühendis Prilidiano Pueyrredón (1823 – 70)’un yönetimi altında, bir önceki temelleri üzerine yeni bir piramit inşâ edildi ve meydan tekrardan canlandırıldı. Şimdiki piramit, işte bu piramittir.
Resim sanatçısı, mimar ve mühendis Prilidiano Pueyrredón’a bu görevi, daha sonra Arjantin’in 7. devlet başkanı olacak olan yazar ve aktivist Domingo Faustino Sarmiento (1811 – 88) ile birlikte Felipe Botet (? – ?) ve Isaac Fernándo Blanco (? – ?)’dan oluşan üç kişilik belediye meclis üyeleri tarafından atanan bir komisyon vermişti.
Yeni yapılan Mayıs Piramidi (İsp. Pirámide de Mayo), tuğladan ve harç kullanılarak yapıldı ve Zafer Meydanı (İsp. Plaza de Victoria)’nın ortasına dikildi. 18 m 76 cm yüksekliğindedir. Piramidin zirvesine bir Özgürlük Heykeli (İsp. Estatua de la Libertad) yerleştirildi. 3 m 60 cm yüksekliğindeki bu heykel, Fransız heykeltraş Joseph Dubourdieo (? – ?) tarafından yapıldı. Anıtın inşâsı 27 Nisan 1856’da bitirildi. Ayrıca meydana insanların oturup dinlenebileceği banklar yerleştirildi, etrafına bahçe düzenlendi ve buraya 300 adet fidan dikildi.
Sonraki iki yıl boyunca yolun tamamı katedralin önüne kadar Brezilya’dan ithal edilen taşlarla döşendi. Yakınında ise şehir halkının talebi üzerine beyaz mermerden başkaları eklendi.
1862 yılında meydana, şu anda Buenos Aires’teki Katolik Hristiyanlar’ın ana kilisesi olan Catedral Metropolitana Santisima Trinidad de Buenos Aires adlı katedral inşâ edildi. Burada, Arjantin Kurtuluş ve Bağımsızlık Savaşı’nın önderlerinden olan millî lider José de San Martin’in mezarı da bulunuyor.
1868 yılına kadar Arjantin devlet başkanlığı yapan Bartolomé Mitre Martínez (1821 – 1906) tarafından 1870 yılında oluşturulan ve Enrique Martínez (? – ?) ile Manuel José Guerrico (? – ?)’dan oluşan bir komisyon, meydana, tarihte ilk kez bugünkü mavi – beyaz Arjantin bayrağını dalgalandıran kişi olan Arjantin Kurtuluş ve Bağımsızlık Savaşı’nın önderlerinden millî lider Manuel José Joachuín del Corazón de Jesús Belgrano y Gonzáles (1770 – 1820)’in anıtını dikmeyi tasarlar. Bu komisyon, General Manuel Belgrano’nun heykelini yapma görevini Fransız heykeltraş Albert-Ernest Carrier-Belleuse (1824 – 87)’ye verir. O da anıtın gerçekleştirilmesi için Arjantinli heykeltraş Manuel de Santa Coloma (? – ?)’yı görevlendirir.
Anıtı yapan heykeltraş Maneul de Santa Coloma, yurtdışında özel eğitim alıp sanatsal diploması olan ilk Arjantinli idi ve Mayıs Meydanı’na yaptığı at üzerindeki Gn. Manuel Belgrano heykeli de, Arjantin’de Arjantinli bir heykeltraş tarafından yapılmış ilk heykeldir. Anıt, 24 Eylül 1873 günü o zamanki Arjantin Devlet Başkanı Domingo Faustino Sarmiento Albarracín (1811 – 88) tarafından açılmıştır.
Anıtın tek özelliği, Arjantinli bir heykeltraş tarafından Arjantin’de yapılan ilk heykel olması değil. Bir de ironik ve “tarihin veya kaderin cilvesi” denecek bir özelliği vardı: Anıt, heykeltraş Maneul de Santa Coloma tarafından yapılmış, açılışı da devlet başkanı Domingo Faustino Sarmiento tarafından gerçekleştirilmiştir. İşte bu devlet başkanı Sarmiento, bu heykeltraş Manuel de Santa Coloma’nın amcası Martín Isidoro de Santa Coloma y Lezica (1800 – 52)’nın katilidir. Evet, yanlış okumadınız. Bundan 21 yıl önce, bu heykeltraşın amcası Martín de Santa Coloma, bir süvari birliğinin başındaki komutandı. 3 Şubat 1852 tarihinde Caseros Savaşı’nda yenilince, Santa Domingo Kilisesi’ne sığınmıştı. Fakat Martín de Santa Coloma’nın kendisinden sevgilisini elinden aldığını iddiâ eden şimdiki Arjantin Devlet Başkanı Domingo Faustino Sarmiento, bunun intikamını almak için Martín de Santa Coloma’yı kiliseden zorla çıkartmış ve hiçbir yargılamaya tabi tutmadan kendi elleriyle katletmiştir.
Ve kaderin cilvesine bakın ki, bu trajik olaydan sadece 21 yıl sonra, katledilen bu adamın yeğeni tarafından yapılan bir heykelin açılışını da şimdi devlet başkanı olan katili yapacaktır.
Heykelde, millî kahraman General Belgrano’nun bindiği at, Arjantin’e özgü “creole” türü at değil de, Kuzey Afrika’ya özgü “mağribî” atıdır. Çünkü – yukarıda da değindiğimiz üzere – Arjantinli olduğu halde Arjantin’de yaşamamış ve hayatının büyük kısmını yurtdışında geçirmiş heykeltraş Maneul de Santa Coloma, Arjantin’e özgü atları bilmiyordu, görmemişti.
Ayrıca 1870 yılında Piramid’in doğu ve batı yakasında iki ayrı çeşme yapıldı. Her çeşmenin heykel kompleksinin tabanı, geleneksel olarak “Neptunes” tarzında ve serpiştirilmiş, “Naiad” adı verilen iki kadın figüründen (biri genç biri yaşlı) oluşuyordu. Tabandan, kuru toprak dolgularla ayrılmış, yunuslarla süslü bir tabak tutan sanatsal bir sütûnu vardı. Sütûnun uzantısında, başka bir plakayı (bir öncekinden daha küçük) destekleyen bir çocuk vardı. Üstte balık kafaları ile süslenmiş bir depolama alanı bulunuyordu.
Stil, sanatsal olarak İtalyan Rönesansı’na karşılık geliyordu. Çeşmelerden biri Recova’nın, diğeri Cabildo’nun yanındaydı. Sekizgen bir tasarıma oturan ızgaralar ile korunmuşlardı ve her bir açıda bir fener yerleştirdiler. Bunlar çeşitli eleştirilere maruz kaldı, çünkü akan sudan yoksun olduklarında kuru kaldılar ve sadece bir süs görevi gördüler.
Daha sonra, önce Cabildo’ya yakın olan ve yıllar sonra da Recova’nın yanındaki, yerlerinden taşındıktan sonra kaldırıldılar. Şehrin farklı bölgelerine ayrı ayrı yerleştirildiler.
Piramid’in batı tarafında, 85 cm genişliğinde ve 57 cm yüksekliğinde, üzerinde iki ismin yazılı olduğu bronz bir plak vardır: Felipe Pereyra de Lucena (1789 – 1911) ve Manuel Antonio Artigas (1774 – 1811). Piramid’i ziyaret edenlerin çoğu tarafından bilinmeyen bu isimler, 1891 yılında Carlos Enrique José Pellegrini Bevans (1846 – 1906)’ın devlet başkanlığı sırasında, Arjantin bağımsızlığı nedeniyle hayatlarını kaybeden ilk iki subayın tanınması için anıta eklenmiştir:
Montevideo doğumlu olan Manuel Artigas, bağımsızlık mücadelesi içinde yer alan devrimci bir grubun üyesiydi. 1811 yılındaki Paraguay Kampanyası sırasında kendini belli ettirmişti ve Campichuelo Savaşı’ndaki kahramanlığıyla dikkat çekti. 25 Nisan 1811’de yaralandı ve bir ay sonra, 24 Mayıs’ta 33 yaşında öldü. Felipe Pereyra de Lucena ise, İngiliz işgaline karşı verilen mücadelede bir öğrenci olarak hizmet vermiştir. Mayıs Devrimi’nde, Yukarı Peru Kampanyası sırasında bu rütbeye ulaşmış bir teğmendi. 1811’de kaptanlığa terfi etti. Bugünkü Bolivya’da yaralandı ve 20 Haziran’da 22 yaşında öldüğü Jesús Machaca’ya yerleşti.
1883 yılı, Mayıs Meydanı (İsp. Plaza de Mayo) için bir miladdır. Bu tarihte, Buenos Aires Belediye Başkanı Torcuato Antonio de Alvear y Sáenz de la Quintanilla (1822 – 90), hem nüfûsun hızla artan ve çoğalan ihtiyaçlarını karşılamak, hem de millî ve siyasî öneminden dolayı meydanı yıkıp daha genişçe bir şekilde yeniden inşâ etmek için, Mayıs Meydanı’nın yıkılmasını kararlaştırdı. Meydanın yıkılıp yeniden yapılması işi için de, Buenos Airesli mimar Juan Antonio Buschiazzo (1845 – 1917)’yu görevlendirdi.
Böylece meydan belediye tarafından kamulaştırıldı ve 1884’te Belediye Başkanı Torcuato de Alvear’ın emriyle yıkıldı. Dokuz günde tamamlanan yıkım çalışmalarında 700 işçi çalıştırılmıştı.
Meydanın yeniden kurulması ve açılışının gerçekleştirilmesi, 17 Mayıs 1884 tarihindedir. Yeni meydan, Recova Vieja adlı bir binanın yıkılması ve Victoria Meydanı ile Fort Meydanı adlı iki meydanın birleştirilmesinden doğmuştur. Meydanın yeniden inşâsı için yıkılan sözkonusu Recova Vieja binası, bağımsızlık ve ulusal örgütlenme günlerinde karakteristik bir konuma sahipti.
Aynı yıl, 1884, sömürge döneminden kalma belediye binasının karşısında, başkanlık sarayı olan Pembe Ev (İsp. Casa Rosada) inşâ edildi. Adını pembe renkteki cephesine borçludur ve yıllar boyunca birkaç kez daha yeniden inşâ edilmiştir.
Buenos Aires Belediye Başkanı Torcuato de Alvear, yalnızca Mayıs Meydanı (İsp. Plaza de Mayo)’nı yeniden inşâ etmekle kalmamış, Buenos Aires’in urbanist görüntüsü için bir “devrim” sayılabilecek Mayıs Caddesi (İsp. Avenida de Mayo)’ni açma projesini de gerçekleştirmiştir. Cadde, 9 Temmuz 1884 tarihinde açılmıştır. Caddenin mimarı, Fransız mühendis Jules Charles Thays (1849 – 1934)’tır.
1899 yılında Buenos Aires Belediye Başkanı Adolfo Jorge Bullrich (1833 – 1904), yine hâlâ Zafer Meydanı’nın ortasında olan Mayıs Piramidi’nin boş alanın bulunduğu karenin merkezine taşınmasında ısrar etti. Ancak Mayıs Devrimi’nin 100. yıldönümü olan 1906’da Ulusal Centennial Komisyonu anıtın idamesi için bir yarışma açmaya karar verene kadar herşey sadece fikirde kaldı. Yıllarca süren yönetimin ardından fikir ve proje bekletildi ancak sadece Piramid’in taşınması gerçekleştirildi. 1912 yılında Mayıs Piramidi, 63 m daha doğuya kaydırılararak, Mayıs Meydanı’nın merkezine taşındı.
1929 yılında meydanı çevreleyen yollar uzatıldı ve 5 m genişliğindeki yolların inşâsı yeniden düzenlendi. Yayaların yürüyüşünü kolaylaştırmak ve estetik bir unsur olarak, makine tuğlası ile kaplı beyaz kalkerli mozaik yollar (20 x 20 cm) yapıldı. Çiçek tarhları ve kordonlar arasındaki boşluk kırmızı balastla doldurulmuş ve köşelerde bir tarafa beş lamba bir tarafa iki lamba olmak üzere sokak lambaları yerleştirilmiştir. Bu çalışmalar, 25 Mayıs 1929’da tamamlandı.
25 Mayıs 1945’te, Müzeler ve Tarihî Anıtlar Millî Komisyonu (İsp. Comisión Nacional de Museos y Monumentos Históricos), Piramid’in tabanının yakınında, batı tarafında, Piramid’in tarihî önemini anlatan bir plaket yapılmasını kararlaştırdı. 120412 sayılı “Ulusal Yürütme Kurulu Kararnamesi” ile kararlaştırılan bu iş için görev, Arjantinli heykeltraş Manuel Félix Vilaboa (? – ?)’ya verildi. Plaket, 1942 yılında yapılıp tasarlanan yere kondu.
Mayıs Meydanı, 9 Haziran 1942 tarihli 122096 sayılı kararnameyle “tarihî bir sit alanı” ilan edildi.
Kısa adı CGT olan Arjantin Cumhuriyeti General İşçi Konfederasyunu (İsp. Confederación General del Trabajo de la República Argentina) tarafından 17 Ekim 1945 tarihinde Mayıs Meydanı (Plaza de Mayo)’nda düzenlenen kitlesel gösteriler, mevcut askerî rejimi, darbeyle yerinden edilip hapiste bulunan Arjantin Devlet Başkanı Juan Domingo Perón Sosa (1895 – 1974)’yı hapishaneden serbest bırakmaya zorladı. Peronist hareket, 17 Ekim’de Plaza de Mayo’da liderlerine desteklerini göstermek için toplandılar ve büyük bir eylem düzenlediler. Demokratik ve askerî birçok devlet erkanı da Mayıs Meydanı’nda gösteri düzenleyen insanları Pembe Ev (Casa Rosada)’in balkonundan selamladılar. (NOT: Arjantin’de Peronistler tarafından 17 Ekim hâlâ “Sadakat Günü” olarak çeşitli etkinliklerle yâdedilmektedir)
Mayıs Meydanı’nın kuzeydoğu köşesinde, 1952 yılında kısa adı BNA olan Arjantin Millet Bankası (İsp. Banco de la Nación de Argentina) binası yapıldı. (Arjantin Millet Bankası hakkında geniş bilgi için bkz. Gümüş Nehir’in Kıyısındaki Başkentlerin Meydanlarında Haykırdım Sana Olan Sevgimi – 10)
Devlet Başkanı Perón’u devirme planında bulunan cuntacılara ve darbecilere karşı Mayıs Meydanı, Peronist hareketin kalbinin attığı yer olmuştu. Perón’un Arjantin’i terkedip sürgüne kaçmasından sonra, 16 Haziran 1955’te Perón yanlılarının meydanda düzenlendiği bir gösteri bizzat Arjantin Hava Kuvvetleri ve Donanması’nın savaş jetleri tarafından bombalanmış, bu devlet terörü saldırısında 364 kişi hayatını kaybetmiş, 700’den fazla kişi de yaralanmıştır. Bundan sonra şehirde kiliselerin yanması daha doğrusu yakılması var. “Kurtuluş Devrimi” (İsp. Revolución Libertadora) olarak adlandırılan bu halk hareketi, aynı yılın Eylül ayında başarıya ulaşmıştır.
Mayıs Devrimi (İsp. Revolución de Mayo)’nin 150. yıldönümü olan 25 Mayıs 1960 tarihinde, komşu Uruguay Doğu Cumhuriyeti devleti yetkilileri, Mayıs Meydanı’nın doğu tarafına konmak üzere Arjantin Cumhuriyeti devletine bir levha sundu. Levha, aynen istenen yere kondu. Uruguay devletinin hazırladığı levhada şunlar yazılıydı:
“Homenaje del Gobierno y Pueblo Oriental a la gran Nación Argentina en el sesquicentenario de la Revolución de Mayo, fecha gloriosa con la cual se inició el proceso de emancipación de los pueblos libres del Plata.” (Hükûmet’in ve Doğu Halkı’nın Mayıs Devrimi’nin başkentinde, büyük Arjantin Milleti’ne övgüler olsun. Gümüşün özgür halklarının kurtuluş sürecinin başladığı muhteşem tarih.)
Yıllar sonra, 1974’te Juan Domingo Perón üçüncü kez cumhurbaşkanı oldu. Ancak Mart 1976’da General Jorge Rafael Videla (1925 – 2013) tarafından gerçekleştirilen askerî darbeyle yeniden devrildi.
Arjantin’de 1976 yılında gerçekleşen askerî darbe sonucunda kurulan askerî rejim, başta Sol düşünceli insanlar olmak üzere muhaliflere karşı “Millî Yeniden Örgütlenme Dönemi” (İsp. Proceso de Reorganización Nacional) adını verdiği, muhaliflerin ve tarafsız çevrelerin “Kirli Savaş” (İsp. Guerra Sucia) olarak adlandırdığı bir devlet terörü uygulamaya başladı. ABD destekli bu kirli savaş, 1976 – 83 arası 7 yıl kadar sürdü.
Bu dönemde devlete bağlı askerler, polisler, birtakım sağcı gruplar ve Arjantin Antikomünist İttifakı, Sol düşünceyle ilişkili olduğunu düşündükleri kişileri kaçırıp öldürmekteydi. Bu kanlı dönemdeki ölü sayısının 7.000 ilâ 30.000 kişi arasında olduğu tahmin edilmektedir. Bununla birlikte baskı altına alınan veya işkence gören sendikacılar, öğrenciler, gazeteciler, Marksistler ve Peronistler’le birlikte bu sayının 150.000 – 250.000 arasında olduğu belirtilmektedir.
Öldürülen ya da kaçırılan kişilerin aileleri çocuklarını bulmak için onyıllarca süren mücadeleler vermişlerdir.
30 Nisan 1977 tarihinde başkent Buenos Aires’teki Plaza de Mayo (Mayıs Meydanı)’da toplanan kayıp anneleri, başlarına beyaz başörtüler bağlayarak büyük bir gösteri düzenlediler ve kayıp olan yakınlarının bulunmasını istediler. Bunlara “Madres con Pañuelo Blanca” (Beyaz Başörtülü Anneler) ya da “Madres de Plaza de Mayo” (Mayıs Meydanı Anneleri) dendi.
Bu gösteriyle birlikte “Madres de Plaza de Mayo” hareketi doğdu. O günden sonra her hafta bu eylemi gerçekleştiren anneler, her Perşembe günü Arjantin yerel saatiyle 15:00 – 16:30 arasında Plaza de Mayo isimli meydanda toplanıp gösteri yapıyorlar. (ÖNEMLİ NOT: 4 gün sonra, Mayıs Meydanı’nda bu annelerin düzenlediği gösteriye biz de katılacak, onlara destek vereceğiz. Arjantin’de 1976 yılında gerçekleşen askerî darbeyi, 1976 – 83 arasındaki korkunç devlet terörünü ve buradan doğan Beyaz Başörtülü Anneler’in mücadelesini, “Seyahatname”nin o bölümlerinde geniş ve ayrıntılı bir biçimde anlatacağız.)
10 Mart 2005 tarihinde Buenos Aires Eyaleti Yasama Organı tarafından kabul edilen 1653 sayılı kararla, Mayıs Meydanı’nın etrafına ve çeşitli yerlerine “Madres de Plaza de Mayo” (Mayıs Meydanı Anneleri) olarak adlandırılan beyaz başörtülü anneleri sembolize eden ve onların onurlu mücadelesinin aziz hatırâsını canlı tutacak levhalar, fayanslar ve kaldırım taşları yapılması kararlaştırıldı. O başörtüler, şu anda meydanın her tarafında levhalar ve kaldırım taşları üzerine işlenmiş durumdadır.
Aynı yıl, 8 Aralık 2005 tarihinde, “Madres de Plaza de Mayo” (Mayıs Meydanı Anneleri) hareketinin kurucularından olan ve askerî diktatörlük döneminde 10 Aralık 1997 günü katledilmiş kadın aktivist Azucena Villaflor de De Vincenti (1924 – 77)’nin külleri Mayıs Piramidi’nn yanına bırakılmıştır.
18 Eylül 2007 tarihinde, askerî rejim dönemindeki Buenos Aires Polis Şefi Miguel Osvaldo Etchecolatz (1929 – halen hayatta) aleyhine 2006 yılında yaptığı açıklamalardan sonra “gizemli bir şekilde” ortadan kaybolan Jorge Julio López (1929 – 2006’dan beri kayıp)’in anısına Piramid’in yanına işçiler tarafından dört adet seramik yerleştirildi.
Mayıs Devrimi (İsp. Revolución de Mayo)’nin 200. yıldönümü olan Mayıs 2010 tarihinde meydan yeniden restore edildi. Çeşitli yeni düzenlemeler eklendi. José Mastrángelo (? – halen hayatta) liderliğindeki 8 kişilik bir ekip tarafından gerçekleştirilen bu restorasyonla birlikte, devrimin 200. yıldönümünü anmak amaçlı “Bicentenario Argentino” adlı bir festival düzenlendi.
Aralık 2012’de Buenos Aires Üniversitesi (İsp. Universidad de Buenos Aires)’nde, Mayıs Meydanı ile ilgili bir film gösterildi. Buenos Aires Görsel Hafızâ Projesi (İsp. Proyecto Memoria Visual de Buenos Aires) üyeleri tarafından hazırlanan ve yönetmenler Graciela Raponi (? – halen hayatta) ile Alberto Boselli (? – halen hayatta)’nin yönettiği film, Mayıs Meydanı’nın 200 yıllık ibretlerle dolu tarihini anlatıyordu.
29 Mayıs 2018’de, altı aylık bir çalışma ve 44 milyon Dolar’lık bir yatırımdan sonra, 19. yy’ın sonlarındaki orijinal izin bir bölümünün kurtarılması ve her iki tarafta iki araç şeridi kazanarak genişletilmesinden oluşan bir yenileme gerçekleştirildi. Dört çeşme de restore edildi. Plaza de Mayo Anneleri’nin sembolü olan beyaz mendiller yeniden boyandı, LED aydınlatma yenilendi ve Cabildo ile Mayıs Piramidi’ne beyaz reflektörler kuruldu. Pembe fayanslar yeni beyaz olanlarla değiştirildi.
25 Nisan 2019 tarihinde “Madres de Plaza de Mayo” (Mayıs Meydanı Anneleri) olarak anılan beyaz başörtülü annelerin Mayıs Meydanı’nda düzenlediği 2141. eylemine Sediyani Haber (www.sediyani.com) de katıldı. Arjantin’de 42 yıl önce gerçekleşen askerî darbede izlerini kaybettikleri yakınlarının bulunması için 41 senedir her hafta eylem yapan Arjantinli annelerin başkent Buenos Aires’teki eylemine katılan Sediyani Haber, Arjantin’deki kayıp anneleri ile Türkiye’deki kayıp anneleri arasında “gönül köprüsü” kurdu.
Buenos Aires’teki Plaza de Mayo (Mayıs Meydanı)’da 25 Nisan 2019 Perşembe günü gerçekleştirilen 2141. eyleme katılan Sediyani Haber muhabirleri İbrahim Sediyani ve Yaşar Gülen, hem eylemin organizatörleri ve anneler ile söyleşiler yaptılar, hem de büyük bir duyarlılık örneği sergileyip bizzat gösterici olarak eyleme katılarak Arjantinli anneler ile birlikte yürüyüp slogan attılar. Sediyani Haber Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Sediyani’ye açıklamalarda bulunan Arjantinli kayıp anneleri, “Türkiye’deki Cumartesi Anneleri’ni en kalbî ve sıcak duygularımızla selamlıyoruz. Biz Arjantin’de mücadeleyi bırakmadık, bırakmayacağız. Türkiye’dekiler de mücadeleyi bırakmasınlar. Faşizm yenilecek, anneler kazanacak” dediler. Türkiye’den gazetecileri Buenos Aires’teki eylemde görmekten mutluluk duyduğunu belirten Madres de Plaza de Mayo (Mayıs Meydanı Anneleri) Hareketi Başkanı, 90 yaşındaki anne Hebe de Bonafini, bir “anne sıcaklığıyla” sarılıp kucaklayarak Sediyani Haber’e yaptığı açıklamada, “Acılar ortak olunca, annelerin de dili birdir. Türkiye’deki anneler ile acımız ortak, farklı dilleri konuşsak da dilimiz birdir. Onları bütün kalbimle selamlıyorum. Hepsine en içten duygularımla sarılıyor, selamlıyorum” dedi.
Buenos Aires’teki Mayıs Meydanı, şehrin sembolüdür ve halen şehrin hatta ülkenin kalbi burada atmaktadır. Buenos Aires’i ziyaret eden turistler için de vazgeçilmez bir mekân olmayı sürdürmektedir.
sediyani@gmail.com
SEDİYANİ SEYAHATNAMESİ
CİLT 11
FOTOĞRAFLAR:
1883 yılı, Mayıs Meydanı (İsp. Plaza de Mayo) için bir miladdır. Bu tarihte, Buenos Aires Belediye Başkanı Torcuato Antonio de Alvear y Sáenz de la Quintanilla (1822 – 90), hem nüfûsun hızla artan ve çoğalan ihtiyaçlarını karşılamak, hem de millî ve siyasî öneminden dolayı meydanı yıkıp daha genişçe bir şekilde yeniden inşâ etmek için, Mayıs Meydanı’nın yıkılmasını kararlaştırdı. Meydanın yıkılıp yeniden yapılması işi için de, Buenos Airesli mimar Juan Antonio Buschiazzo (1845 – 1917)’yu görevlendirdi.
Böylece meydan belediye tarafından kamulaştırıldı ve 1884’te Belediye Başkanı Torcuato de Alvear’ın emriyle yıkıldı. Dokuz günde tamamlanan yıkım çalışmalarında 700 işçi çalıştırılmıştı. (ARJANTİN)
1856 yılına gelindiğinde, Mayıs Meydanı (Plaza de Mayo) ve Mayıs Piramidi (Pirámide de Mayo), terkedilmeye bırakılmış gibiydi. Bu tarihte, 3 Nisan 1856’da kurulan Buenos Aires Belediyesi’nin talimatıyla, resim sanatçısı, mimar ve mühendis Prilidiano Pueyrredón (1823 – 70)’un yönetimi altında, bir önceki temelleri üzerine yeni bir piramit inşâ edildi ve meydan tekrardan canlandırıldı. Şimdiki piramit, işte bu piramittir. (ARJANTİN)
Meydanın yeniden kurulması ve açılışının gerçekleştirilmesi, 17 Mayıs 1884 tarihindedir. Yeni meydan, Recova Vieja adlı bir binanın yıkılması ve Victoria Meydanı ile Fort Meydanı adlı iki meydanın birleştirilmesinden doğmuştur. Meydanın yeniden inşâsı için yıkılan sözkonusu Recova Vieja binası, bağımsızlık ve ulusal örgütlenme günlerinde karakteristik bir konuma sahipti.
Aynı yıl, 1884, sömürge döneminden kalma belediye binasının karşısında, başkanlık sarayı olan Pembe Ev (İsp. Casa Rosada) inşâ edildi. Adını pembe renkteki cephesine borçludur ve yıllar boyunca birkaç kez daha yeniden inşâ edilmiştir. (ARJANTİN)
Yeni yapılan Mayıs Piramidi (İsp. Pirámide de Mayo), tuğladan ve harç kullanılarak yapıldı ve Zafer Meydanı (İsp. Plaza de Victoria)’nın ortasına dikildi. 18 m 76 cm yüksekliğindedir. Piramidin zirvesine bir Özgürlük Heykeli (İsp. Estatua de la Libertad) yerleştirildi. 3 m 60 cm yüksekliğindeki bu heykel, Fransız heykeltraş Joseph Dubourdieo (? – ?) tarafından yapıldı. Anıtın inşâsı 27 Nisan 1856’da bitirildi. Ayrıca meydana insanların oturup dinlenebileceği banklar yerleştirildi, etrafına bahçe düzenlendi ve buraya 300 adet fidan dikildi.
Sonraki iki yıl boyunca yolun tamamı katedralin önüne kadar Brezilya’dan ithal edilen taşlarla döşendi. Yakınında ise şehir halkının talebi üzerine beyaz mermerden başkaları eklendi. (ARJANTİN)
Piramid’in batı tarafında, 85 cm genişliğinde ve 57 cm yüksekliğinde, üzerinde iki ismin yazılı olduğu bronz bir plak vardır: Felipe Pereyra de Lucena (1789 – 1911) ve Manuel Antonio Artigas (1774 – 1811). Piramid’i ziyaret edenlerin çoğu tarafından bilinmeyen bu isimler, 1891 yılında Carlos Enrique José Pellegrini Bevans (1846 – 1906)’ın devlet başkanlığı sırasında, Arjantin bağımsızlığı nedeniyle hayatlarını kaybeden ilk iki subayın tanınması için anıta eklenmiştir:
Montevideo doğumlu olan Manuel Artigas, bağımsızlık mücadelesi içinde yer alan devrimci bir grubun üyesiydi. 1811 yılındaki Paraguay Kampanyası sırasında kendini belli ettirmişti ve Campichuelo Savaşı’ndaki kahramanlığıyla dikkat çekti. 25 Nisan 1811’de yaralandı ve bir ay sonra, 24 Mayıs’ta 33 yaşında öldü. Felipe Pereyra de Lucena ise, İngiliz işgaline karşı verilen mücadelede bir öğrenci olarak hizmet vermiştir. Mayıs Devrimi’nde, Yukarı Peru Kampanyası sırasında bu rütbeye ulaşmış bir teğmendi. 1811’de kaptanlığa terfi etti. Bugünkü Bolivya’da yaralandı ve 20 Haziran’da 22 yaşında öldüğü Jesús Machaca’ya yerleşti. (ARJANTİN)
Arjantin’de 1976 yılında gerçekleşen askerî darbe sonucunda kurulan askerî rejim, başta Sol düşünceli insanlar olmak üzere muhaliflere karşı “Millî Yeniden Örgütlenme Dönemi” (İsp. Proceso de Reorganización Nacional) adını verdiği, muhaliflerin ve tarafsız çevrelerin “Kirli Savaş” (İsp. Guerra Sucia) olarak adlandırdığı bir devlet terörü uygulamaya başladı. ABD destekli bu kirli savaş, 1976 – 83 arası 7 yıl kadar sürdü.
Bu dönemde devlete bağlı askerler, polisler, birtakım sağcı gruplar ve Arjantin Antikomünist İttifakı, Sol düşünceyle ilişkili olduğunu düşündükleri kişileri kaçırıp öldürmekteydi. Bu kanlı dönemdeki ölü sayısının 7.000 ilâ 30.000 kişi arasında olduğu tahmin edilmektedir. Bununla birlikte baskı altına alınan veya işkence gören sendikacılar, öğrenciler, gazeteciler, Marksistler ve Peronistler’le birlikte bu sayının 150.000 – 250.000 arasında olduğu belirtilmektedir.
Öldürülen ya da kaçırılan kişilerin aileleri çocuklarını bulmak için onyıllarca süren mücadeleler vermişlerdir.
30 Nisan 1977 tarihinde başkent Buenos Aires’teki Plaza de Mayo (Mayıs Meydanı)’da toplanan kayıp anneleri, başlarına beyaz başörtüler bağlayarak büyük bir gösteri düzenlediler ve kayıp olan yakınlarının bulunmasını istediler. Bunlara “Madres con Pañuelo Blanca” (Beyaz Başörtülü Anneler) ya da “Madres de Plaza de Mayo” (Mayıs Meydanı Anneleri) dendi.
Bu gösteriyle birlikte “Madres de Plaza de Mayo” hareketi doğdu. O günden sonra her hafta bu eylemi gerçekleştiren anneler, her Perşembe günü Arjantin yerel saatiyle 15:00 – 16:30 arasında Plaza de Mayo isimli meydanda toplanıp gösteri yapıyorlar. (ARJANTİN)
10 Mart 2005 tarihinde Buenos Aires Eyaleti Yasama Organı tarafından kabul edilen 1653 sayılı kararla, Mayıs Meydanı’nın etrafına ve çeşitli yerlerine “Madres de Plaza de Mayo” (Mayıs Meydanı Anneleri) olarak adlandırılan beyaz başörtülü anneleri sembolize eden ve onların onurlu mücadelesinin aziz hatırâsını canlı tutacak levhalar, fayanslar ve kaldırım taşları yapılması kararlaştırıldı. O başörtüler, şu anda meydanın her tarafında levhalar ve kaldırım taşları üzerine işlenmiş durumdadır. (ARJANTİN)
Plaza de Mayo, 21 Nisan 2019