Baltık Kıyılarında Her Gün Bir Ülke – 5

Parveke / Paylaş / Share

 

 

 

 

 

23 EKİM

LETONYA 

     Dünden kalan tüm yorgunluğumuza rağmen, sabah erkenden ve dinç bir halde uyandık. Gezilerde tembellik ve uyuşukluk olmaz, ne kadar koşturursan koştur yine de enerjik olman lazım.

     Letonya’nın başkenti Riga (Let. Rīga)’daki bu ilk sabahımızda güne kahvaltıyla başlayacağız. Bunun için, elimizi yüzümüzü yıkadıktan sonra aşağıya iniyoruz.

     Şehri henüz tanımadığımız için, nerede güzel pastaneler var, kahvaltı yapmak için nereye gitmemiz lazım, bunları bilmediğimiz için, Letonya’daki ilk kahvaltımızı kaldığımız Viktorija Hotel’de yapacağız. Gerçi, “Letonya’daki ilk kahvaltımızı” dedim ama, zaten bu ülkede sadece iki kez kahvaltı yapacağız; ilk gün ve son gün. Zirâ diğer iki günü, başka ülkelerde, Estonya ve Litvanya’da geçireceğiz.

     En alt kattaki resepsiyona inip, otelin restoranının nerede olduğunu soruyoruz. Hemen bir üst kattaymış. Çıkıyoruz oraya.

     Otel için kişi başına günlük ödediğimiz 12 Euro (€), sadece “yatıp kalkmak” için. Bu fiyatın içinde kahvaltı, yemek, hiçbir şey yok! Bu da normal tabiî; zirâ nerdeyse “bedava” denecek fiyata kalıyoruz burda.

     Otelde kahvaltının bedeli, kişi başı 5 € imiş. Üç kişiyiz ve 15 € ödüyoruz.

     Fazla birşey yok, kahvaltıda. Birkaç dilim peynir koymuşlar, biraz reçel, yağ, bir de üç – dört çeşit ekmek. Hepsi bu.

     Fakat katlanacağız artık. Mecbur. “Misafir umduğunu değil, bulduğunu yer.”

     Zaten fazla da birşey yemedim. Nedim Yeşilfiliz ağabey ve Ali Sayan yine de güzel kahvaltı yaptılar ancak ben birkaç atıştırma yaptıktan sonra bıraktım. Ne ortamın ambiyansı hoşuma gitmişti, ne peynir peynirdi, ne de ekmekler ekmek.

     Almanya gibi gelişmiş bir ülkede dahi 1 € vermeyeceğimiz bu sözümona “kahvaltıya”, Letonya gibi geri kalmış bir ülkede 5 € ödedik ya, daha ne diyeyim?..

     Aklıma, bundan sadece altı ay önce, sevgili Yaşar Gülen ile birlikte Arjantin’in başkenti Buenos Aires’te, o güzelim Amérian Buenos Aires Park Hotel’de yaptığımız nefis kahvaltılar gelmişti. Üstelik “beleş”ti de, zirâ kahvaltı otel fiyatlarının içindeydi.

     Aaah ah, Buenos Aires’teki kahvaltılarda yediğimiz “medialuna” adlı o ballı krozonlar şimdi burda, sofrada olacaktı ki…

     Kahvaltı bittikten sonra tekrar aşağıya iniyoruz…

     Riga şehir merkezinde, şehri ortadan ikiye bölen ve bu toprakların can damarı olan Daugava Nehri’nin doğu tarafındaki Eski Riga (Let. Vecrīga) kesiminde, “Aleksandra Čaka Iela – 55” (Aleksandra Čaka Caddesi – 55) adresinde bulunan “Viktorija Hotel” (Zafer Oteli) adlı otelimiz, 3 yıldızlı (***) bir otel.

     Bu binanın inşaatı her ne kadar 1910 yılında gerçekleştirilmişse de, binanın otel olarak hizmet vermesi, 1933 yılından itibarendir.

     Bina, 1910 yılında Letonyalı mimar Jānis Asaris (? – ?) tarafından “Art Nouveau” (Yeni Sanat) tarzında inşâ edilmiştir ve kısa adı UNESCO olan Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (İng. United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization) tarafından “Tarihî Anıtlar ve Mimarî Eserler” listesine alınmıştır. Otelin odaları, Avrupa’nın geleneksel klasik – romantik stilinin en iyi örneklerinden biri olarak kabul edilir.

     1933 yılında “Viktorija Hotel” adıyla otele dönüştürülen bina, “Letonya’nın ilk özel oteli” olarak o tarihten bu yana, tam 84 yıldır bu amaçla hizmet vermektedir.

     2009 yılında sıkı bir restorasyon çalışmasından geçirilmiş, daha modernize bir yapıya kavuşturulmuştur. 2010 yılında da otelde, binanın inşaatının 100. yılı, düzenlenen bir kokteylle kutlanmıştır.

     5 katlı olan otelin toplam 67 odası bulunuyor. Odalar, çeşitlerine göre 1, 2, 3 veya 4 yataklı olabiliyor. Odalarda mini buzdolabı, televizyon ve WIFI bağlantısı var.

     Otelde restoran, bar ve masaj salonu bulunuyor. Ayrıca otelin kendi otoparkı da var.

     Şehrin merkezindeki Viktorija Hotel’den şehrin en önemli tarihî ve turistik mekân ve anıtlarına yürüyerek gidebilirsiniz.

     Biz de böyle gezeceğiz şehri bugün, yürüyerek…

     Otelden dışarı çıkıp yürüyerek şehri gezmeye başlıyoruz. İkamet adresimiz olan Aleksandra Čaka Caddesi – 55’in önünden “tabana kuvvet” deyip aşağıya doğru birkaç adım arşınlar arşınlamaz, yolumuzu sağdan kesen ilk cadde olan Stabu Iela (Direkler Caddesi)’ya giriyoruz. Yürürken, bir yandan sohbet ediyor, bir yandan da “neler var neler yok” diye etrafı gözlemliyoruz. Yolun sağına soluna bakıyoruz.

     Bu cadde üzerinde uzunca bir süre yürüdükten sonra, şehirde meşhur olan Brīvības Iela (Özgürlük Caddesi) adlı caddeye varıyoruz ve oldukça işlek olan bu caddeye varınca yönümüzü sola çevirip aşağıya doğru yürümeye devam ediyoruz.

     Özgürlük Caddesi (Let. Brīvības Iela), Riga’nın merkezî caddelerinden biri. Şehrin eteklerinden tarihî merkezlerine kadar neredeyse tüm Riga’dan geçen ünlü bir cadde ve toplam 12 km uzunluğunda.

     Riga’nın Merkez (Let. Centra) bölgesi ile Vidzemes banliyölerinden geçen cadde, şehrin şu semtlerinden dolaşmaktadır: Brasa, Grīziņkalns, Teika, Jugla, Berģi ve Bukulti.

     Günümüzde bu cadde üç bölümden oluşur:

     – Şehrin kalbi olan Eski Riga (Let. Vecrīga)’ya en yakın olan ilk aşamaya Özgürlük Bulvarı (Let. Brīvības Bulvāra) denir ve Özgürlük Anıtı (Let. Brīvības Piemineklis)’nın eteklerindeki Raina Bulvarı (Let. Raiņa Bulvāra)’nın Özgürlük Meydanı’yla kesiştiği noktadan Elizabet Caddesi’ne kadar uzanır. Uzunluğu 572 m’dir. (GÖNÜLDAŞLARIMIZ İÇİN NOT: Yürüyerek birazdan şehrin kalbinin attığı Özgürlük Anıtı’nın yanına gideceğiz ve onu sizlere bir sonraki bölümlerde tanıtıp anlatacağız.)

     – Caddenin ikinci bölümü Elizabet Caddesi’nden başlayıp Hava Köprüsü (Let. Gaisa Tiltam)’ne kadar devam eder. Uzunluğu 3 km 49 m’dir.

     – Hava Köprüsü’nden Riga il sınırına kadar olan kısım da caddenin üçüncü bölümüdür. Uzunluğu 8 km 450 m’dir.

     Cadde, önemli bir ticaret yolunun başlangıcıydı ve kökenleri Eski Riga’nın kuruluşuna kadar dayanır. Şehir büyüdükçe, şehir kapıları daha doğuya doğru ilerledi ve cadde daha da uzatıldı. Cadde olarak 15. yy’da ortaya çıkarken, 17. yy’da şehir kanalına kadar genişletildi. Kanalın (akarsuyun) öte kıyısında bir kireç fırını vardı.

     Dünya haritasında “acıların çocuğu” olan Letonya’nın iş bu “gelen vurdu giden vurdu” tarihi boyunca, caddenin ismi de bu topraklarda hangi güç hükümranlık sürmüşse onun “ulu önderinin” adını alarak sürekli değişti. Örneğin bu caddenin ismi, Rus Çarlığı’nın egemenliğindeyken 1818 – 1923 yılları arasında Aleksander Caddesi, Nazi Almanyası’nın egemenliğindeyken 1942 – 44 yılları arasında Adolf Hitler Caddesi, SSCB’nin egemenliğindeyken de 1950 – 91 yılları arasında Lenin Caddesi adını taşıyordu. 1991 yılındaki bağımsızlıktan sonra Özgürlük Caddesi (Brīvības Iela) adını aldı.

     Cadde oldukça işlek. Yürüyoruz, aşağıya doğru…

     Yolumuzun sol tarafında, “Mēness Aptieka” adlı bir eczane var. İsminin anlamı, “Ay Eczanesi”. Biraz daha ötede, yolun sağ tarafında Letonya Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı (Let. Latvijas Republikas Veselības Ministrija) binası bulunuyor.

     Gelmişken gidip tedavi olsaydım iyi olurdu ama, yanımda benden daha hasta iki insan olduğu için, devam ediyoruz yürümeye.

     Tam da “zaten tedavi için gerekli param da yok” diye düşünürken, yolun biraz daha ötesinde aynı tarafta bu kez de Letonya Cumhuriyeti Ekonomi Bakanlığı binası çıkıyor karşımıza. İçimi mi okuyorlar bunlar ne…

      Bir süre daha yürüdükten sonra, nihayet Esplanāde (Meydan) adlı parka varıyoruz.

     Şehrin en güzel yerlerinden biri olan Esplanāde’deyiz şimdi.

sediyani@gmail.com

     SEDİYANİ SEYAHATNAMESİ

     CİLT 12

FOTOĞRAFLAR:

Riga şehir merkezinde, şehri ortadan ikiye bölen ve bu toprakların can damarı olan Daugava Nehri’nin doğu tarafındaki Eski Riga (Let. Vecrīga) kesiminde, “Aleksandra Čaka Iela – 55” (Aleksandra Čaka Caddesi – 55) adresinde bulunan “Viktorija Hotel” (Zafer Oteli) adlı otelimiz, 3 yıldızlı (***) bir otel.

Bu binanın inşaatı her ne kadar 1910 yılında gerçekleştirilmişse de, binanın otel olarak hizmet vermesi, 1933 yılından itibarendir. (LETONYA)

Bina, 1910 yılında Letonyalı mimar Jānis Asaris (? – ?) tarafından “Art Nouveau” (Yeni Sanat) tarzında inşâ edilmiştir ve kısa adı UNESCO olan Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (İng. United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization) tarafından “Tarihî Anıtlar ve Mimarî Eserler” listesine alınmıştır. Otelin odaları, Avrupa’nın geleneksel klasik – romantik stilinin en iyi örneklerinden biri olarak kabul edilir.

1933 yılında “Viktorija Hotel” adıyla otele dönüştürülen bina, “Letonya’nın ilk özel oteli” olarak o tarihten bu yana, tam 84 yıldır bu amaçla hizmet vermektedir. (LETONYA)

2009 yılında sıkı bir restorasyon çalışmasından geçirilmiş, daha modernize bir yapıya kavuşturulmuştur. 2010 yılında da otelde, binanın inşaatının 100. yılı, düzenlenen bir kokteylle kutlanmıştır.

5 katlı olan otelin toplam 67 odası bulunuyor. Odalar, çeşitlerine göre 1, 2, 3 veya 4 yataklı olabiliyor. Odalarda mini buzdolabı, televizyon ve WIFI bağlantısı var. (LETONYA)

Otelde restoran, bar ve masaj salonu bulunuyor. Ayrıca otelin kendi otoparkı da var.

Şehrin merkezindeki Viktorija Hotel’den şehrin en önemli tarihî ve turistik mekân ve anıtlarına yürüyerek gidebilirsiniz. (LETONYA)

Letonya’nın başkenti Riga (Let. Rīga)’daki bu ilk sabahımıza güne kahvaltıyla başlayacağız. Bunun için, elimizi yüzümüzü yıkadıktan sonra aşağıya iniyoruz. (LETONYA)

Fazla birşey yok, kahvaltıda. Birkaç dilim peynir koymuşlar, biraz reçel, yağ, bir de üç – dört çeşit ekmek. Hepsi bu. (LETONYA)


Parveke / Paylaş / Share

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir