Ar vakardienas sauli neizkaltēsi šodien pļauto sienu.
(Dünün güneşi ile bugün kesilen samanı kurutmayacaksın.)
Leton atasözü
Letonya’nın başkenti Riga (Let. Rīga)’da, şehrin en güzel yerlerinden biri olan Esplanāde (Meydan)’deyiz şimdi.
Riga’nın merkezinde, Elizabetes, Kalpaka, Krišjāņa Valdemāra ve Brīvības caddeleriyle çevrili 8, 75 hektarlık bir park burası.
Parka biz, Riga’nın merkezî caddelerinden biri olup şehrin eteklerinden tarihî merkezlerine kadar neredeyse tüm Riga’dan geçen ünlü bir cadde olan 12 km uzunluğundaki Özgürlük Caddesi (Let. Brīvības Iela)’nden giriyoruz.
Parka buradan girince, parkın girişine diktikleri, boyanmış ve ışıklandırılmış sanatsal bir kapıyla karşılaşıyorsunuz. “Modern sanat” denilen türe ait bu tür eserleri, Riga’nın her sokağında, meydanında görmek mümkün. Caddeye, meydana görsel bir güzellik katmak amacıyla yapılıyor bunlar.
Özellikle geceleri ışıklandırıldığında, caddeye ayrı bir güzellik katıyor.
Işıklı kapıya karşıdan bakınca, hemen arkasında duran o devâsâ gövdeli Doğum Katedrali veya tam adıyla Riga İsa’nın Doğumu Ortodoks Katedrali (Let. Rīgas Kristus Piedzimšanas Pareizticīgo Katedrāle), tüm heybetiyle kendini gösteriyor.
Gezi arkadaşlarım sevgili Nedim Yeşilyurt ağabey ve sevgili Ali Sayan ile birlikte, önce o ışıklı kapının önünde birkaç hatırâ fotoğrafı çektiriyoruz. Sonra Esplanāde Parkı’na adımlarımızı atıyoruz.
Güzel bir park. Sakin, dinlendirici, stres atmak ve huzur bulmak için uygun bir mekân.
Sonbahar mevsimi olduğu için yerler tamamıyla sarı yapraklarla dolmuş. Ağaçlardan düşen yapraklar parkın zeminini nerdeyse tümüyle kaplamış.
Parkın ismi olan “Esplanāde”, Letonca’ya Fransızca’dan giren bir kelime ve “Meydan” demek.
Toplam 8, 75 hektarlık dümdüz bir alanı kaplayan parkın olduğu bu yerde, Ortaçağ’da bir dağ vardı. Bu dağın ismi Küp Dağı (Let. Kubes Kalns) idi. Bu bölge şehir surlarının dışındaydı ve kum tepeleri olan bir çorak araziydi.
Bu dağ 1783 – 84 yılları arasında yıkıldı, bölge dümdüz bir meydan haline getirildi ve meydan 1812 yılına kadar Çarlık Rusyası birlikleri için bir eğitim alanı olarak kullanıldı. Sonra, 1843 yılında Riga’nın garnizon birliklerinin eğitimi ve geçit törenleri için burası kumlu bir alan haline getirildi ve adına da “Marsfeld” dendi.
1857 yılında Riga şehir surları ve burçları yıkılmaya başlandı, bu da meydanın kara şeridinin inşaat için şehre ulaşmasını sağladı, ancak askerî eğitim ve kapsamlı kamu etkinlikleri için küçük bir kısmı eskisi gibi bırakıldı. Buraya bir yıl sonra, 1858, “Geçit Meydanı” (Let. Parādes Laukumu) adı verildi.
1876 – 84 yılları arasında Doğum Katedrali (Riga İsa’nın Doğumu Ortodoks Katedrali) inşâ edildi. (Katedralin hikâyesini, biraz sonra yanına gidip içini gezdiğimizde anlatacağız.)
1888 yılında bu meydanda “Genel Letonya Şarkı ve Dans Kutlaması” (Let. Vispārējie Latviešu Dziesmu un Deju Svētk) yapıldı. O tarihten sonra da periyodik olarak bu meydandan düzenlenmektedir. (1888, 1923, 1926, 1931, 1933, 1948, 1950)
Kış aylarında ise meydanda her zaman halka açık bir buz pateni pisti vardı.
1201 tarihinde kurulmuş olan Riga şehrinin kuruluşunun 700. yılı olan 1901 tarihinde, şehrin tarihini ve kültürünü yansıtan uygun bir sergi alanı oluşturmak için bu meydan şehir yönetimi tarafından satın alınmıştır. Meydan, o kutlamaların yapıldığı 1901 yılı boyunca “Riga 700. Yıl Sanayi, Sanat, El Sanatları ve Şehir Geliştirme Sergisi” (Let. Rīgas 700 gadu Jubilejas Rūpniecības, Mākslas Amatniecības un Pilsētas Attīstības Sasniegumu Izstāde)’ne evsahipliği yaptı.
1903 yılında meydanda Riga Menkul Kıymetler Borsası Ticaret Okulu (Let. Rīgas Biržas Komercskolu) inşâ edildi. (Şimdi o bina, Devlet Sanat Akademisi’ne evsahipliği yapıyor)
1905’te ise Sanat Müzesi (Let. Mākslas Muzeja) açıldı.
Şehir merkezine yakın olan doğu banliyölerinin I. Dünya Savaşı (1914 – 18)’na kadar genişlemesi en çok da bu mıntıkanın gelişmesine pozitif katkıda bulundu ve kısmen kamu binaları için kullanıldı.
1913 yılında, 1812 Savaşı’ndaki zaferin 100. yıldönümü anısına, meydanda Rusya İmparatorluğu’nun başkomutanı General Mixaíl Bogdánoviç Barkláj-de-Tolli (1761 – 1818)’nin bir anıtı dikildi. Anıt, 2002 yılında restore edilmiştir. “Napolyon’un Rusya Seferi” olarak da bilinen 1812 Vatanseverlik Savaşı (Rus. Отечественная Война 1812 Года [Oteçestvennaya Vojna 1812 Goda]), Fransa İmparatoru Napolyon ya da tam ismiyle Louis Napoléon Bonaparte (1769 – 1821)’ın Rusya’yı işgal harekâtı ile başlayan ama Rusya’nın büyük bir zafer kazandığı, Napolyon’un ise ağır bir yenilgiye uğradığı savaştır. Bu savaşta Rusya ordusuna General Barkláj-de-Tolli komutanlık ediyordu.
Gel zaman git zaman, kardaş halim çok yaman, yüz yıl önce Ruslar’ın verdiği “vatanseverlik savaşı”, yüz yıl sonra Ruslar’a karşı veriliyordu. 1917’de Bolşevik Devrimi yapmış ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) adlı devleti kurmuş olan Ruslar, Letonya’yı da işgal etmiş ve burada 17 Aralık 1918 tarihinde SSCB’ye bağlı Letonya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti (LSSC) federal devletini kurmuşlardı. Letonlar, 1919 yılında Sovyet egemenliğine karşı özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi verirler. İşte bu mücadele ve savaş esnasında Riga’da Leton direnişçiler tarafından 27 Sovyet generali öldürülüp bu meydandaki Doğum Katedrali’nin bahçesine gömülmüştür. Ancak Kasım 1920’de LSSC hükûmeti bu cesetleri orada bulup çıkartarak, bu Sovyet komünist generallerin cesetlerini götürüp şehirdeki Kardeşler Mezarlığı (Let. Brāļu Kapo)’na defnetmiştir. (NOT: SSCB dönemini ve Letonya’nın bağımsızlık mücadelesini “Seyahatname”nin ilerleyen bölümlerinde geniş bir biçimde anlatacağız.)
LSSC Başbakanı Pēteris İvánoviç Stučka (1865 – 1932), meydana 1920 yılında “Komünar Meydan” (Let. Komunāru Laukumu) adını verdi, ancak halk meydanı “Esplanāde” adıyla anmaya devam etmiştir.
15 Mayıs 1934 tarihinde yeni LSSC Başbakanı Kārlis Augusts Vilhelms Ulmanis (1877 – 1942) tarafından yürürlüğe konan ve “Ulmanis Devrimi” olarak anılan baskıcı rejim oluşturma kararnameleri esnasında, meydanın ismi “Birlik Meydanı” (Let. Vienības Laukumu) olarak değiştirildi. Aynı yıl, meydanda Leton tiyatro eleştirmeni ve çevirmen Roberts Kroders (1892 – 1956) yönetiminde “Atdzimšanas Dziesma” (Yeniden Doğuş Şarkısı) adlı açıkhava oyunu sahnelendi.
1936 yılında parktaki Sanat Müzesi’nde Leton ressam Janis Rozentāls (1866 – 1917)’ın bir anıtı dikildi. Leton heykeltraş Burkards Dzenis (1879 – 1966) tarafından yapılan anıtın etrafında yeşillik oluşturuldu.
Esplanāde (Meydan)’nın bugünkü görüntüsü, Alman bahçe ve peyzaj mimarı Georg Friedrich Ferdinand Kuphaldt (1853 – 1938)’ın 1930’lu yıllarda başlattığı çalışmalara dayanıyor. Bu çalışmalar O’nun ölümünden sonra da devam ettirildi ve 1950’ye kadar sürdürüldü. Kuphaldt’ın bu çalışmaları esnasında parka 10 yerli ve 82 yabancı ağaç ve çalı türü dikildi. Ginkgo biloba, Amerikan sarıağaç (cladrastis kentukea), ortak gürgen (carpinus betulus), kayın (fagus sylvatica), kırmızı yapraklı kayın (fagus sylvatica purpurea latifolia), sarı huş ağacı (betula alleghaniensis), yumuşak huş ağacı (betula lenta), ovat (catalpa ovata), Mançurya cevizi ağacı (juglas Mandshurica), amur mantarı (phellodendron amurense), dağ akçaağacı (acer pseudoplatanus), tek renkli karaçam (abies concolor), bu ağaçlardan yalnızca birkaçı.
1953 yılında, parka SSCB’nin ikinci lideri Yósif Vissariónoviç dze Cuğaçvili Stálin (1878 – 1953)’in bir heykeli dikildi. 7 m boyundaki bu heykel, Leton karı – koca heykeltraşlar Aleksandra Yanovna Kalniņa Briedis (1901 – 92) ve Jānis Briedis (1902 – 53) tarafından Esplanāde Çeşmesi üzerine yapılmıştı.
1960 yılında, eski binicilik yolunun kenarında, bronz büst galerisi olarak donatılan yeni bir sokak oluşturuldu. 1969’da o sokağa bir granit anıt plağı dikildi.
1 Eylül 1965 tarihinde parka Leton şair, yazar, çevirmen ve siyasetçi Jānis Krišjānis Pliekšāns Rainis (1865 – 1929)’in bir anıtı dikildi. Anıt, eserin tamamlanışını görmeden ölen Leton heykeltraş Kārlis Baumanis Zemdega (1894 – 1963) tarafından yapılmaya başlandı, Leton mimar Driba Dzintars (1928 – 93) tarafından bitirildi.
Sovyetler Birliği’nde 1985 yılında iktidara gelen Mihail Sergeeviç Gorbaçëv (1931 – halen hayatta)’in başlattığı, “Glasnostı” (Açıklık) ve “Perestroyka” (Yeniden Yapılanma) denilen ve 6 yıl süren reformların ardından 1991 yılının sonunda Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) resmen dağılır. 8 Aralık 1991’de SSCB bünyesindeki Rusya’nın başkanı Borís Nikoláeviç Élitsin (1931 – 2007), Ukrayna’nın başkanı Leoníd Makároviç Kravçúk (1934 – halen hayatta) ve Beyaz Rusya’nın başkanı Stanisláv Stanislávoviç Şuşkéviç (1934 – halen hayatta), Beyaz Rusya’nın başkenti Minsk’te biraraya gelerek Sovyetler Birliği”ni dağıtan anlaşmayı imzaladılar. Ancak 12 Aralık 1991’de Yüksek Sovyet Meclisi’nde yapılan oylamada anlaşmanın onaylanması reddedildi. Sovyet Anayasası’na göre birliğin dağıtılması ancak Yüksek Sovyet Meclisi’nin yetkisindeydi. Buna rağmen Élitsin (Yeltsin)’in baskısı üzerine SSCB Devlet Başkanı Gorbaçëv, 25 Aralık 1991’de görevinden istifa ettiğini açıkladı. Aynı gün geceyarısı Moskova’daki devlet başkanlığı özel kompleksi Kremlin’de dalgalanan kızıl ve orak – çekiçli SSCB bayrağı indirilerek yerine tarihî ve millî Rusya bayrağı çekildi. Böylece 20. yy’ın büyük bölümüne damgasını vuran, dünyanın en güçlü iki devletinden biri olan SSCB, 25 Aralık 1991’de resmen tarihe karıştı
SSCB’nin dağılmasıyla beraber, birliğin içindeki bağımsız olan 15 cumhuriyetten 12’si biraraya gelerek Bağımsız Devletler Topluluğu (Rus. Содружество Независимых Государств [Sodrujestvo Nezavisimıh Gosudarstv])’nu oluşturdu. Ancak bu birliğe katılmaya yanaşmayıp tam bağımsızlığını ilan etme yoluna giden ülkeler de oldu. Buna ilk cesaret eden ülkeler, Avrupa’nın kuzeydoğusundaki, SSCB’nin kuzeybatısındaki üç küçük ülke, Baltık Denizi kıyısında olmalarından ötürü “Baltık Ülkeleri” olarak anılan Estonya, Letonya ve Litvanya oldular.
1 Mart 1991’de bağımsızlığını ilan eden Litvanya, SSCB’den ayrılan ilk ülke olmuştur. 20 Ağustos 1991’de bağımsızlığını ilan eden Estonya, SSCB’den ayrılan ikinci ülke olmuştur. Bir gün sonra, 21 Ağustos 1991’de bağımsızlığını ilan eden Letonya da SSCB’den ayrılan üçüncü ülke olmuştur. SSCB bünyesindeki diğer cumhuriyetler de takip eden süreçte bu üç küçük ama cesur cumhuriyetin yolunu takip ederek bağımsızlıklarını ilan etmiş ve tarihe karışan SSCB’den ayrılmışlardır.
21 Ağustos 1991 itibariyle dünya haritasında yeni bir ülke vardır artık: Letonya Cumhuriyeti (Let. Latvijas Republika)…
Sovyetler’in bu topraklardan sıttır olup gitmesinden sonra, parka bugüne dek yapılmış ve çoğu “komünist ideolojiyi ve öncülerini yaşatmak amaçlı” dikilmiş bütün bu büstler yıkıldı ve ayrıca park eski gerçek ismine tekrardan kavuşarak “Esplanāde” adını aldı.
Japonya’nın Kobe (Jap. 神戸市 [Kōbe-şi]) şehrinden 1993 yılında hediye olarak getirilen ve her iki şehrin (Kobe ve Riga) saatini gösteren büyükçe bir metal saat, belediye tarafından bu parka dikildi. Bu saat, 1993’ten beri Kalpaka Bulvarı ile Valdemara Caddesi’nin kesişim noktasında yer almaktadır.
Esplanāde Parkı, 29 Ekim 1998 tarihinde 7863 sicil numarasıyla “Letonya Anıtlar Listesi”ne girdi.
22 Haziran 2006 tarihinde parka Leton askerî komutanı Albay Oskars Kalpaks (1882 – 1919)’ın bir anıtı dikildi. Kalpaks, 1919’daki Letonya bağımsızlık mücadelesinin kahramanlarındandı. Anıt, Leton heykaltraş Gļebs Panteļejevs (1965 – 2015) ve Leton mimar Andris Veidemanis (? – halen hayatta) tarafından yapıldı.
2010 yılında park alanındaki Letonya Sanat Akademisi’nin girişine Leton heykeltraş Brigitas Zelčas – Aispures (? – halen hayatta) tarafından “21. Yüzyılda Willendorf Venüsü” (Let. Villendorfas Venēra 21. gs.) anıtı dikildi.
Esplanāde Parkı, her yıl Eylül ayında Esplanāde Şiir Günleri (Let. Esplanāde Dzejas Dienas) etkinliklerine evsahipliği yapıyor. 1965 yılından beri Letonya genelinde her yıl Eylül ayında düzenlenen ve 21 gün süren “Şiir Günleri” (Let. Dzejas Dienas) etkinliklerinde, 1996’dan bu yana en iyi şiir kitabına ödül verilmektedir.
Parkın içinde bulunan Doğum Katedrali veya tam adıyla Riga İsa’nın Doğumu Ortodoks Katedrali (Let. Rīgas Kristus Piedzimšanas Pareizticīgo Katedrāle), devâsâ büyüklükteki heybetiyle alana hakim durumda. Bir Rus Ortodoks katedralidir.
Katedral, tüm Baltık ülkelerindeki en büyük Ortodoks katedralidir ve Letonya’daki dört büyük Ortodoks katedralinden biridir. (Diğer üçü Daugavpils, Jelgavā ve Liepājā şehirlerinde)
Katedralin yanına gidiyoruz. Önce dışarıdan birkaç fotoğrafını çekiyoruz ve sonra içeri giriyoruz.
İçeride biraz dolaştıktan ve etrafı gözlemledikten sonra, tekrar dışarı çıkıyoruz.
Halk arasında kısaca Doğum Katedrali olarak anılan Riga İsa’nın Doğumu Ortodoks Katedrali (Let. Rīgas Kristus Piedzimšanas Pareizticīgo Katedrāle), Rus Ortodoks katedrallerinden biri olup, eklektik dönemin Neo – Bizans tarzında inşâ edilen sakral bir binadır.
Letonya’nın Rusya İmparatorluğu’nun bir parçası olduğu zaman diliminde, 1876 – 84 yılları arasında inşâ edilen katedralin tasarımını Rus mimar Nikolay Mihayloviç Çagin (1823 – 1909) yaptı, inşaatı ise August Volz mimarlık şirketi tarafından ve Alman kökenli Letonyalı mimar Roberts Augusts Pflūgs (1832 – 85) yönetiminde gerçekleştirildi. Riga’daki Esplanāde Parkı arsası üzerine inşâ edilmiş ilk yapıdır.
O zamanlar Letonya toprakları, Rusya İmparatorluğu’nun bir parçasıydı ve Riga da imparatorluğun bir nevi vilayeti durumundaki Livonya Guberniyası’nın başkentiydi.
Katedralin yapımı, bizzat Rus Çarı II. Aleksándr Nikoléeviç (1818 – 81)’in emriyle gerçekleştirildi. Fakat Riga’ya bir Rus Ordodoks katedralinin yapılması fikri, o zamanlar Rus ordusunda teğmen olan Gürcü kökenli asker Pêtr Romanoviç Bagration (1818 – 76) ile papaz olup o dönemde Riga şehrinin başrahipliğini yapan Vasili Veniamin Karelin (1822 – 74)’e ait. Ancak Riga Başrahibi Karelin, kendi fikri olan bu muhteşem katedrali görememiştir. Katedralin inşaatının başlamasından iki sene önce nalları dikip Hakk’ın râhmetine kavuşmuştur.
Katedralin inşaatı sırasında (1876 – 84), orijinal tasarım değiştirildi. Rus Çarı II. Aleksándr’ın hediyesi olan çan kulesi, katedrale monte edildi (böylece Moskova’daki ana katedralde asılı çan sayısı 12’ye çıkartıldı ve bu 12 çandan biri Riga’yı temsil ediyordu). Katedral binası, orijinal olarak altın kaburgalar ve haçlar ile 5 kubbe şeklinde taclandırıldı. Sarı tuğla duvarlar, kırmızı – kahverengi beton plakaların yatay şeritleri ile kaplandı. Katedral, Rusya’nın Sankt-Petersburg şehrinde bulunan İmparatorluk Sanat Akademisi (Rus. Императорская Aкадемия Xудожеств [İmperatorskaya Akademiya Hudojestv]) profesörleri tarafından çeşitli ikonlarla boyandı.
Özellikle ikonlarıyla ünlü olan katedralin bu boyalı ikonları, Rus grafik sanatçısı Vasíliy Vasílyeviç Vereşágin (1842 – 1904)’in eseridir. Cephenin dekoratif plastik dekorasyonu ise Alman ressam August Franz Leberecht Volz (1851 – 1926) tarafından yapılmıştır.
Alman birliklerinin Letonya’yı işgal ettiği I. Dünya Savaşı yıllarında, katedral bir Protestan katedraline dönüştürüldü, ancak Letonya’nın 1921 yılındaki bağımsızlığından sonra yeniden Ortodoks katedrali yapıldı.
Zavallı İsa… Eğer gerçekten göğe yükseldiyse ve Müslümanlar’ın inandığı gibi hâlâ yaşıyorsa, kendi adına bütün bu yapılanlara bakıp acı acı gülüyordur. (Ne cümleydi ama!.. Ali Şeriatî misin mübarek?)
O yıllarda katedralin başpiskoposu ve Leton olan Jānis İvan Andreyeviç Pommers (1876 – 1934)’in, Letonya’nın 1921’deki bağımsızlık mücadelesinde aktif ve önemli bir rol oynadığını da – ek bilgi olarak – belirtelim.
Ateist düşünceyi benimseyip dînlere ve ibadethanelere savaş açan SSCB döneminde, 1963 yılında katedral Sovyet yönetimi tarafından kilise olarak kapatıldı ve bir planetaryuma dönüştürüldü. İsmi de “Bilgi Evi” (Let. Zinību Namu) yapıldı.
Komünist rejim, katedralin haçlarını kesti ve çanlarını da çıkardı. Tabandan zemine tavanlar oluşturuldu ve kubbeye bir planetaryum yerleştirildi. Yan tarafında garip bir biçimde “Tanrı’nın Kulağı” (Let. Dieva Ausi) adıyla bir café açıldı.
Letonya’nın 1991 yılında SSCB’den bağımsızlığını elde etmesinden sonra, katedral yeniden restore edildi ve 1992’de yeniden katedral kimliğine kavuştu.
7 Ocak 1992 tarihinde bütün Letonya halkı, Riga Başpiskoposu Aleksandrs İvánoviç Kudrjašovs (1939 – halen hayatta) rehberliğinde katedralde büyük bir âyin düzenledi. Bu âyin, binanın yeniden katedrale dönüştürülmesi âyiniydi. Âyinde dîn adamları, yeni kurulan devletleri (Letonya Cumhuriyeti) ve vatandaşları için dûâ ettiler.
Komünizm döneminin yol açtığı tahribatı gidermek için başlatılan büyük çaptaki restorasyon çalışmaları, 2006 yılına kadar aralıksız sürdü.
Katedral, kısmen yaldızlı 5 kubbeli merkezî bir yapıdır. Katedralin 43 m yüksekliğinde bir çan kulesi vardır ve 12 çanı bulunmaktadır. Çan kulesi, sarı çinilerle kaplıdır.
Katedralden çıktıktan sonra park alanında yürümeye devam ediyoruz. Bu güzel mekânın tadını çıkarmaya çalışıyoruz.
Ağaçların, yaprakların arasında.
sediyani@gmail.com
SEDİYANİ SEYAHATNAMESİ
CİLT 12
FOTOĞRAFLAR:
Işıklı kapıya karşıdan bakınca, hemen arkasında duran o devâsâ gövdeli Doğum Katedrali veya tam adıyla Riga İsa’nın Doğumu Ortodoks Katedrali (Let. Rīgas Kristus Piedzimšanas Pareizticīgo Katedrāle), tüm heybetiyle kendini gösteriyor. (LETONYA)
Parka biz, Riga’nın merkezî caddelerinden biri olup şehrin eteklerinden tarihî merkezlerine kadar neredeyse tüm Riga’dan geçen ünlü bir cadde olan 12 km uzunluğundaki Özgürlük Caddesi (Let. Brīvības Iela)’nden giriyoruz. (LETONYA)
Gezi arkadaşlarım sevgili Nedim Yeşilyurt ağabey ve sevgili Ali Sayan ile birlikte, önce o ışıklı kapının önünde birkaç hatırâ fotoğrafı çektiriyoruz. Sonra Esplanāde Parkı’na adımlarımızı atıyoruz. (LETONYA)
Parka buradan girince, parkın girişine diktikleri, boyanmış ve ışıklandırılmış sanatsal bir kapıyla karşılaşıyorsunuz. (LETONYA)
“Modern sanat” denilen türe ait bu tür eserleri, Riga’nın her sokağında, meydanında görmek mümkün. (LETONYA)
Caddeye, meydana görsel bir güzellik katmak amacıyla yapılıyor bunlar. (LETONYA)
Özellikle geceleri ışıklandırıldığında, caddeye ayrı bir güzellik katıyor. (LETONYA)
Parkın içinde bulunan Doğum Katedrali veya tam adıyla Riga İsa’nın Doğumu Ortodoks Katedrali (Let. Rīgas Kristus Piedzimšanas Pareizticīgo Katedrāle), devâsâ büyüklükteki heybetiyle alana hakim durumda. Bir Rus Ortodoks katedralidir.
Katedral, tüm Baltık ülkelerindeki en büyük Ortodoks katedralidir ve Letonya’daki dört büyük Ortodoks katedralinden biridir. (Diğer üçü Daugavpils, Jelgavā ve Liepājā şehirlerinde) (LETONYA)
Letonya’nın Rusya İmparatorluğu’nun bir parçası olduğu zaman diliminde, 1876 – 84 yılları arasında inşâ edilen katedralin tasarımını Rus mimar Nikolay Mihayloviç Çagin (1823 – 1909) yaptı, inşaatı ise August Volz mimarlık şirketi tarafından ve Alman kökenli Letonyalı mimar Roberts Augusts Pflūgs (1832 – 85) yönetiminde gerçekleştirildi. Riga’daki Esplanāde Parkı arsası üzerine inşâ edilmiş ilk yapıdır.
O zamanlar Letonya toprakları, Rusya İmparatorluğu’nun bir parçasıydı ve Riga da imparatorluğun bir nevi vilayeti durumundaki Livonya Guberniyası’nın başkentiydi. (LETONYA)
Alman birliklerinin Letonya’yı işgal ettiği I. Dünya Savaşı yıllarında, katedral bir Protestan katedraline dönüştürüldü, ancak Letonya’nın 1921 yılındaki bağımsızlığından sonra yeniden Ortodoks katedrali yapıldı.
Zavallı İsa… Eğer gerçekten göğe yükseldiyse ve Müslümanlar’ın inandığı gibi hâlâ yaşıyorsa, kendi adına bütün bu yapılanlara bakıp acı acı gülüyordur. (Ne cümleydi ama!.. Ali Şeriatî misin mübarek?) (LETONYA)
Ateist düşünceyi benimseyip dînlere ve ibadethanelere savaş açan SSCB döneminde, 1963 yılında katedral Sovyet yönetimi tarafından kilise olarak kapatıldı ve bir planetaryuma dönüştürüldü. İsmi de “Bilgi Evi” (Let. Zinību Namu) yapıldı.
Komünist rejim, katedralin haçlarını kesti ve çanlarını da çıkardı. Tabandan zemine tavanlar oluşturuldu ve kubbeye bir planetaryum yerleştirildi. Yan tarafında garip bir biçimde “Tanrı’nın Kulağı” (Let. Dieva Ausi) adıyla bir café açıldı. (LETONYA)
Letonya’nın 1991 yılında SSCB’den bağımsızlığını elde etmesinden sonra, katedral yeniden restore edildi ve 1992’de yeniden katedral kimliğine kavuştu.
7 Ocak 1992 tarihinde bütün Letonya halkı, Riga Başpiskoposu Aleksandrs İvánoviç Kudrjašovs (1939 – halen hayatta) rehberliğinde katedralde büyük bir âyin düzenledi. Bu âyin, binanın yeniden katedrale dönüştürülmesi âyiniydi. Âyinde dîn adamları, yeni kurulan devletleri (Letonya Cumhuriyeti) ve vatandaşları için dûâ ettiler. (LETONYA)
Güzel bir park. Sakin, dinlendirici, stres atmak ve huzur bulmak için uygun bir mekân.
Sonbahar mevsimi olduğu için yerler tamamıyla sarı yapraklarla dolmuş. Ağaçlardan düşen yapraklar parkın zeminini nerdeyse tümüyle kaplamış. (LETONYA)
Parkın ismi olan “Esplanāde”, Letonca’ya Fransızca’dan giren bir kelime ve “Meydan” demek.
Toplam 8, 75 hektarlık dümdüz bir alanı kaplayan parkın olduğu bu yerde, Ortaçağ’da bir dağ vardı. Bu dağın ismi Küp Dağı (Let. Kubes Kalns) idi. Bu bölge şehir surlarının dışındaydı ve kum tepeleri olan bir çorak araziydi.
Bu dağ 1783 – 84 yılları arasında yıkıldı, bölge dümdüz bir meydan haline getirildi ve meydan 1812 yılına kadar Çarlık Rusyası birlikleri için bir eğitim alanı olarak kullanıldı. Sonra, 1843 yılında Riga’nın garnizon birliklerinin eğitimi ve geçit törenleri için burası kumlu bir alan haline getirildi ve adına da “Marsfeld” dendi. (LETONYA)
Esplanāde Parkı, her yıl Eylül ayında Esplanāde Şiir Günleri (Let. Esplanāde Dzejas Dienas) etkinliklerine evsahipliği yapıyor. 1965 yılından beri Letonya genelinde her yıl Eylül ayında düzenlenen ve 21 gün süren “Şiir Günleri” (Let. Dzejas Dienas) etkinliklerinde, 1996’dan bu yana en iyi şiir kitabına ödül verilmektedir. (LETONYA)