Dünya Artık Bu Zûlmü Görmeli

Parveke / Paylaş / Share

 

 

 

 

 

     ABD’de sürgün hayatı yaşayan Dünya Uygur Kurultayı Başkanı, Uygurlar’ın manevî annesi, Doğu Türkistan millî hareketinin lideri, uluslararası insan hakları savunucusu ve 2008 Nobel Barış Ödülü adayı Rabia Kader, Doğu Türkistan topraklarında her tür zûlüm ve baskıların yaşandığını bildirdi.

     Kader, Alman ve dünya kamuoyunu Çin Halk Cumhuriyeti’nin bu kabul edilemez uygulamalarına ve zûlmüne karşı duyarlı olmaya çağırdı. Frankfurt yakınlarındaki Mörfelden – Walldorf kasabasında düzenlenen basın toplantısında konuşan Kader, Uygurlar üzerindeki bu baskılar yok oluncaya ve en temel insanî haklarına kavuşuncaya kadar mücadelelerine devam edeceklerini dile getirdi.

     1949’DAN BU YANA

     Mörfelden – Walldorf Şehir Salonu’nda gerçekleştirilen etkinlikte Rabia Kader’in yanısıra Dünya Uygur Kurultayı Almanya Başkanı Asqar Can ve Doğu Türkistan Birliği Frankfurt Teşkilât Başkanı Kureyş Atahan birer konuşma yaptılar.

     200 kişilik dinleyici topluluğu önünde konuşan 61 yaşındaki Rabia Kader, “Şarqî Türkistan” (Doğu Türkistan) olarak adlandırdıkları öz vatanlarının bugün Çin egemenliği altında “Sincan” adı altında bir eyalet olduğunu belirterek başladığı konufşmasında, “Sincan” kelimesinin Çince’de “yeni kazanılmış topraklar” anlamına geldiğini vurgulayarak, “Çin’in egemenlik kurduğu topraklarımıza verdikleri isim bile, onların hangi amaçla Doğu Türkistan’da bulunduklarını net bir şekilde açıklıyor” dedi.

     Doğu Türkistan’ın 1949 tarihinde Sovyet destekli Çin devleti tarafından işgal edildiğine işaret eden Altay doğumlu Kader, o günden bu yana zûlüm, baskı, işkence ve asimilasyonun hiç eksik olmadığını ifade ederek 1992 tarihinde Doğu Türkistan Kurultayı’nın kurulduğunu belirtti.

     DESTEK VERİLMELİ

     Çin devletinin yaptıklarına karşı dünya kamuoyunun sessiz kalmaması gerektiğinin altını çizen 11 çocuk annesi Kader, “Çin devleti 15 – 21 yaş arası gençlerimizi ‘daha iyi eğitim’ kandırmacasıyla elimizden alıp başka yerlere götürüyor. Onların beyinlerini yıkıyor. Yine 18 – 24 yaş arası ve evlenmemiş Uygur kızları ailelerinden ve topraklarından zorla kopartılıp Çin’in iç bölgelerine götürülüyor. Bunların birçoğunun akıbeti belirsiz. Bizim ne namus, ne can ne de inanç emniyetimiz var” dedi. Çin’de “Türkistan” demenin bile yasak olduğunu söyleyen Kader, “Bugün binlerce Uygur genci Çin hapishanelerinde çürümektedir. Birçoğu sebepsiz yere gözaltına alınıyor ve bir daha kendilerinden haber alınamıyor” şeklinde konuştu.

     BATI DESTEKLİYOR – ÜMMET KÖSTEK OLUYOR

     Geçtiğimiz günlerde Olimpiyat meşâlesinin Doğu Türkistan’a getirilmesi sırasında yine onlarca Uygur’un sebepsiz yere ve provokasyon sonucu gözaltına alındığını, işkencelerden geçirildiğini sözlerine ekleyen Kader, ABD ve Avrupa devletlerinden çok destek aldıklarını söyledi fakat aynı desteği Müslüman ülkelerden alamadıklarından yakındı. Kader, “ABD, Çin zûlmünden kaçan Uygurlar’ın iltica başvurularını kabul ediyor. Onlara kucak açıyor. Fakat Kazakistan, Özbekistan, Pakistan gibi Müslüman ülkeler, bizimle aynı dîne mensup, hatta bazıları aynı kanı taşıyan devletler bunları reddediyor. Bununla kalmıyor, o kişileri Çin devletine teslim ediyor” dedi. Bundan büyük üzüntü duyduklarını ifade eden Kader, “Bu insanları Çin’e teslim etmek, onları ölüme göndermek değil midir?” diye sordu.

sediyani@gmail.com

     TÜRKİYE GAZETESİ

     24 HAZİRAN 2008

rabia kader 1

Rabia Kader ve İbrahim Sediyani


Parveke / Paylaş / Share

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir