Kürtçe’nin Eğitim ve İkinci Resmî Dil Olması İçin İmza Kampanyası Başlatılıyor

Parveke / Paylaş / Share

Kürtçe alanında faaliyet gösteren bazı kurumlar, 21 Şubat Dünya Anadil Günü kapsamında bir imza kampanyası başlatıyor.

 

     Kürtçe alanında faaliyet gösteren bazı kurumlar, 21 Şubat Dünya Anadil Günü kapsamında bir imza kampanyası başlatıyor. Kurumlar, başlatacakları kampanya ile Kürtçe’nin ikinci resmî dil ve eğitim dili olmasını hedefliyor.

     Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), 1999’da 21 Şubat tarihini “Dünya Anadil Günü” olarak ilan etti. “Dünya Anadil Günü”, 22 yıldır anadil ile ilgili farkındalığı arttırmak, çok dilliliği savunmak, dillerin unutulmamasını sağlamak amacıyla kutlanıyor.

     BM’nin paylaştığı verilere göre dünyada 7000’den fazla dil konuşuluyor. Dünyada konuşan dillerin % 40’ı da yok olma tehlikesi altında. Yok olan dil ile beraber dilin ait olduğu kültür ve toplumsal hafızâ da yitip gidiyor.

     “UNESCO Dünya Tehlike Altındaki Diller Atlası”na göre Türkiye’de 18 yok olmuş veya yok olma tehlikesi altında olan dil olduğunu gösteriyor. Bunlardan Ubik, Mlahso ve Kapadokya Yunancası tamamen yok olmuş durumda, Hertevin ise yok olmak üzere.

     Türkiye’de konuşulan dillerden biri de Kürtçe.  Kürtçe, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya değil, ancak kamuoyu araştırmalarına göre dili konuşanların oranı her geçen gün azalıyor.

     Bu kapsamda Kürt dil kurumları son dönemlerde Kürtçe’nin korunması ve geliştirilmesi çağrısının yanında çeşitli kampanyalar da düzenliyor. Bu çalışmalardan biri de 21 Şubat Dünya Anadil Günü münasebetiyle “Kürtçe Resmî ve Eğitim Dili Olsun” imza kampanyası.

     Kampanya Kürt Dil Platformu, Kürt Dili ve Kültür Ağı ile Kürtçe Dil Hareketi (HezKurd) gibi Kürt dil kurumları tarafından başlatılıyor. Düzenlenecek olan imza kampanyasıyla Kürtçe’nin Türkiye’de resmî ve eğitim dili olması hedefleniyor.

     Konuyla ilgili konuşan Kürt Dil Platformu Sözcüsü Şerefhan Ciziri, herkesi kampanyaya destek verme çağrısında bulundu. İmza kampanyasıyla Kürtçe’yi resmî ve eğitim dili olarak bir statüye kavuşturmayı amaçladıklarını belirten Ciziri, birçok siyasî parti, sendika, baro, milletvekili, belediye başkanı, aydın ve sanatçının kampanyaya destek verdiğini söyledi. Kampanyaya katılmak isteyenler için iki farklı seçenek sunduklarını belirten Ciziri, “Birincisi form şeklinde olacak. Bileşenlerimiz olan kurumlar bunu bulundukları köy, ilçe ve kentlerde üyelerine imzalatacaklar. İkincisi de internet üzerinden olacak. Fizikî formlara ulaşamayan dünyanın farklı ülkelerindeki insanlar online olarak imza kampanyasına katılabilecekler” diye konuştu. Topladıkları imzaları Cumhurbaşkanlığı, Meclis Başkanlığı, Millî Eğitim ve Kültür Bakanlığı ve siyasî parti liderleri dahil birçok kuruma teslim edeceklerini kaydeden Ciziri, şunları kaydetti: “Bu kampanya ile Kürtçe’nin bir statüye kavuşturularak kamusal alanda kullanılmasını hedefliyoruz. Tüm Kürtler’in destek vererek imzalamasını istiyoruz. Hatta Kürt dostları dediğimiz demokrat, eşitlik ve insan haklarını savunan Türk kardeşlerimizin de imzalamasını istiyoruz. Çünkü bu kampanya hiçbir siyasî partiye veya kuruma ait değildir. Dolayısıyla tüccarının da aydının da gazetecisinin de politikacısının da tüm Kürtler’in bu kampanyaya destek vermesini arzu ediyoruz.” Kürtçe eğitimi desteklemeleri için daha önce birçok siyasî parti ile görüştüklerini aktaran Ciziri, yeni kurulan partiler de dahil sanatçı, aydın ve entelektüel isimler bir araya geleceklerini belirterek, devamında şu ifadelere yer verdi: “Şarkıcı, türkücü, tiyatrocu olarak tanınan Hakkarili, Erzincanlı, Mardinli veya Diyarbakırlı yüzlerce isim var. Kürt olan herkesin bu kampanyaya destek vermesi boynunun borcudur. AK Parti ve CHP dahil tüm siyasî partilerde Kürtler yer alıyor. Onların da kampanyaya destek vermesi gerekir. Platform olarak Kürtçe’nin resmî ve eğitim dili olması için elimizden geleni yapacağız. Bununla ilgili belirli aralıklarla programlar yapıp daha aktif çalışacağız.”

     Kürtçe Dil Hareketi (HezKurd) genel koordinatörü Fevzi Bulgan da Kürtçe gönüllüleri aracılığıyla dernek, vakıf, cemaat ve sivil toplum kuruluşlarıyla biraraya gelerek ıslak imza almak suretiyle kampanyayı büyütmeyi amaçladıklarını söyledi. Bulgan, sosyal medya kullanıcılarının kampanyadan haberdar olmaları ve elektronik imza vermeleri için çalışmalarının sürdüğünü belirtti. Sanatçısından politikacısına kadar herkesi kampanyaya destek vermeye çağıran Bulgan, “Anadil milletlerin geçmiş ile geleceği arasında bağ kurarak köprü görevi gören unsurudur. Milleti geleceğe taşıyacak yegâne şey dildir. Bu hem ilahî hem insanî hem de hukuka göre meşrû bir haktır” dedi. Kürtler’in uzun yıllardır sistematik bir şekilde asimilasyona maruz kaldığını ifade eden Bulgan, Kürtçe’nin resmî ve eğitim dili olması için Kürtler’in tüm imkânlarını seferber etmesi gerektiğine dikkat çekti: “Millet tanımında dil birinci öznedir. Kürtçe’nin siyasal ve ideolojik çekişmelerin dışında tutulması gerekir. Türkiye’de 30 milyondan fazla Kürt yaşıyor. Kürtler’in millet olmaktan kaynaklanan haklarından biri olan dilin anayasal garanti altına alınması ve Kürtçe’nin eğitim dili olmasını istiyoruz. Bir dilin yok olması demek, tarihi ve kültürüyle bir milletin yok olması demektir. 10 Ekim 2020’de anadilde eğitim için imza kampanyası başlatmıştık. Şimdi 21 Şubat Dünya Anadil Günü’nde dünyaya duyurmak için kampanyamızı sürdüreceğiz.”

     Kampanyaya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Muş Alparslan Üniversitesi İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdullah Kıran, bir dilin yaşayabilmesinin birinci koşulunun eğitim dili olarak bir statüye sahip olmasından geçtiğini söyledi. Dilin canlı kalabilmesinin temel koşulunun eğitim, ticaret, pazar ve alışveriş dahil hayatın her alanında kullanılmasından geçtiğini belirten Kıran, “Maalesef Kürtçe bu şanstan yoksundur” dedi. Düzenlenen imza kampanyasının değerli olduğunu ve Kürtçe için Kürtler’in önce kendilerinden başlamaları gerektiğini aktaran Kıran, sözlerine şöyle devam etti: “Şiddetten uzak durarak öyle yaratıcı uygulamalar bulunmalı ki devletin kendisi adım atmak mecburiyetinde kalsın. Evde, sokakta ve pazarda Kürtçe konuşulmalı ve bunun yanında kurumlar oluşturulmalı. Meselâ dengbêjlik kurumu hem TRT Kurdî’nin sahip çıkması ve hem de Kürtler’in buna eğilmesiyle bir anlamda yok olmaktan kurtuldu. Ama onu besleyen en önemli kurum olan çirokbêj (hikâye anlatıcıları) kurumu ölmüş durumda. Eskiden kışın köylerde günlerce devam eden Homeros destanı gibi hikâyeler anlatılır, bu dilin gelişmesi ve canlı kalmasını sağlardı. Maalesef bu yok oldu.” Kürtçe’yi canlı kılacak ve geliştirecek kurumlar üzerine yoğunlaşması gerektiğini ifade eden Kıran, kimlik bilincinin deşilerek uyandırılmasının önemli olduğuna vurgu yaparak, sözlerini şöyle tamamladı: “Son dönemlerde sosyal medyada böyle bir hassasiyet oluşmuş ancak bunun toplumsal karşılığı olmalı. Kürtler Kürtçe konuşmaktan asla geri durmamalı, çekinmemeli ve korkmamalıdırlar. Bu yazışma ve edebiyat ile desteklenmeli. Her eve Kürtçe kitaplar girmeli. Kürtçe bir günde eğitim dili olamaz ama belli bir bilinç ve kararlılıkla hareket edilirse Türkiye, Kürtler’in dil gerçeğini tanımak durumunda kalır. Çünkü dil hassas bir konudur. Bu işin şakası yok. Bir insanın veya ulusun dili yasaklanamaz, engellenemez. Kürtçe’nin geliştirilmesi için yeni yeni şeyler keşfedip bu konuda olabildiğince ısrarcı olmak gerekir.”

     INDEPENDENT

     20 ŞUBAT 2021

 


Parveke / Paylaş / Share

One Reply to “Kürtçe’nin Eğitim ve İkinci Resmî Dil Olması İçin İmza Kampanyası Başlatılıyor”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir