Bir Kuş Olsaydım

Parveke / Paylaş / Share

 

 

 

 

 

     Bir kuş olsaydım.

     Uçup gitseydim göklere doğru. Mavi denizler üzerinde çırpsaydım sarı sarı kanatlarımı. Özgürlüğe doğru uçsaydım.

     Altımda masmavi bir deniz, üstümde masmavi bir gök olsaydı. İki mavinin arasında çırpsaydım sarı kanatlarımı. Rüzgârlar eşlik etseydi bana, yunuslar eşlik etseydi. Gemiler eşlik etseydi.

    Her kanat çırpmamda bir mısrâ düşseydi denizin dalgalarına. Her kanat çırpmamda bir şiir yükselseydi göğe doğru. Ve bir ezan sesi yankılansaydı gemilerin güvertesinden.

     Uçup gitseydim gönlümce. Kanat çırpsaydım doyasıya.

     Pır pır pır pııııır, pır pır pıııııır.

     Ah keşke ben bir kuş olsaydım.

     * * *

     Bir kuş olsaydım.

     Sarı kanatlarımla kat etseydim bir baştan bir başa tüm Akdeniz’i. Göklerde süzüle süzüle varsaydım Gazze topraklarına.

     Kanat çırpsaydım Gazze’nin üzerinde. Sokaklarının, tarlalarının, çocuklarının üzerinde uçsaydım.

     Pır pır pır pııııır, pır pır pıııııır.

     Minicik gölgem düşseydi Gazze toprağına.

     Sonra ağaçlarının dallarına konsaydım Gazze’nin. Elma ağaçlarının, hurma ağaçlarının, kiraz ağaçlarının. Dalda durup ötseydim güzel sesimle. Gazze’ye sevgimi haykırmak, onlar için geldiğimi, onlara geldiğimi söylemek için ötseydim.

     Cik cik cik ciiiiik, cik cik ciiiiik.

     “Gazze ben sana geldim, sana kavuşmak için geldim. Gazze ben senin için geldim.”

     Her ötüşümde bir tohum bitseydi toprağın altından. Her ötüşümde bir cemre düşseydi saçlarına çocukların. Ve bir ebru doğsaydı örtüsünde annelerin.

     Cik cik cik ciiiiik, cik cik ciiiiik.

     Ah keşke ben bir kuş olsaydım.

     * * *

     Bir kuş olsaydım.

     Uçsaydım Gazze üzerinde. Kanat çırpsaydım her karış toprağında.

     Ağaçlarının dallarına konsaydım, okullarının çatısına konsaydım, camilerinin avlusuna konsaydım.

     Evlerinin penceresine konsaydım.

     Sevinçle pencereye koşsaydı evdekiler beni görünce; anne, baba, çocuklar. Oturup beni seyretselerdi aramızda sadece bir pencere camı olduğu halde.

     Çocuklar sevinçten hop kalkıp otursaydı. Anne babalarına beni işaret etselerdi.

     “Anne bak, kuş, kuş, kuş gelmiş! Baba bak, penceremize kuş konmuş.”

     Çocukların bu ilgisi karşısında şımarsaydım da şımarsaydım. Ne yapacağımı bilmeseydim bu şımarıklıktan.

     Pencerede garip garip hareketler yapsaydım, kendi kendime takla atsaydım. Camın önünde dans etseydim.

     Ah keşke ben bir kuş olsaydım.

     * * *

     Bir kuş olsaydım.

     Uçsaydım Gazze’nin üzerinde. Sokaklarında, tarlalarında, bahçelerinde uçsaydım. Oyun oynayan çocukların üzerinde.

     Beni görünce başını kaldırıp havaya baksalardı. Hepsi de el sallasaydı bana. Beni çağırsalardı.

     “Kuuuş, kuuuş, kuuuş.”

     Ben de aynı şekilde karşılık verseydim onlara.

     Cik cik cik ciiiiik, cik cik ciiiiik.

     Bana her seslendiklerinde melekler tutup kaldırsaydı kollarından. Her seslendiklerinde dağlar yükselseydi, berfinler açsaydı, ırmaklar aksaydı iki memelerinin arasından. Ve yitik ülkelerin haritası düşseydi minik avuçlarına.

     Yeryüzünün tüm yitik ülkelerine, kayıp coğrafyaların tüm çocuklarına ulaşsaydı sesleri Gazzeli çocukların.

     Bu sesler Kürtçe ulaşsaydı Diyarbakırlı çocuklara, Boşnakça ulaşsaydı Srebrenitzalı çocuklara, Çerkezce ulaşsaydı Groznili çocuklara, Uygurca ulaşsaydı Urumçili çocuklara, Katalonca ulaşsaydı Barcelonalı çocuklara, Fulanice ulaşsaydı Sokotolu çocuklara.

     Tüm çocuklar baksaydı sarı sarı kanatlarıma. Bakıp bakıp el sallasalardı.

     Dağların, ırmakların, buğday tarlalarının, ayçiçeklerinin çocukları. Kayıp coğrafyaların, kimliğini arayan kentlerin çocukları.

     Bakıp bakıp el sallasalardı bana. Ben de şımardıkça şımarsaydım. Havada takla atsaydım, gökyüzünde dans etseydim.

     Sevinçle çırpsaydım sarı kanatlarımı.

     Ah keşke ben bir kuş olsaydım.

sediyani@gmail.com

     SEDİYANİ SEYAHATNAMESİ

     CİLT 4

bir kuş olsaydım


Parveke / Paylaş / Share

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir