Yeni Okunan 1600 Yıllık Papirüs, Hz. İsa (as)’nın Çocukluğunu Anlatıyor

Parveke / Paylaş / Share

Uzun zamandır Almanya’daki bir üniversitede duran 1600 yıllık el yazmasının, Hz. İsa (as)’nın çocukluğunu anlatan en eski yazılı belge olduğu anlaşıldı.

 

     Uzun zamandır Almanya’daki bir üniversitede duran 1600 yıllık el yazmasının, Hz. İsa (as)’nın çocukluğunu anlatan en eski yazılı belge olduğu anlaşıldı.

     Almanya’nın Hansestadt Hamburg şehrindeki Hamburg Carl von Ossietzky Eyalet ve Üniversite Kütüphanesi’nde, onlarca yıldır farkedilmeden özensizce yazılmış bir belge duruyordu. Bu papirüsün, özel bir mektup veya alışveriş listesi gibi çok eski, günlük bir nottan başka birşey olmadığına inanılıyordu. Şimdi ise, papirüsün yazılmasının üzerinden 1500 yıldan fazla süre geçtikten sonra, araştırmacılar papirüs parçasının sıradan bir not olmadığını, Hz. İsa’nın çocukluğunu ayrıntılarıyla anlatan bir hikâyenin hayatta kalan en eski yazılı kopyası olduğuna inanıyorlar.

     Tarihçiler ve ilahiyatçılar İsa hakkında, özellikle de çocukluk dönemleri hakkında çok az şey biliyorlar. Her ne kadar Thomas’ın “Bebeklik İncili” gibi genç İsa’nın mucizevî çocukluk faaliyetlerini anlatan doğruluğu kesin olmayan anlatılar olsa da, bu tür hikâyeler kesin olarak kabul edilmiyor. Ancak şimdi yeni keşfedilen bir papirüs parçası bu metnin daha da eski bir versiyonunu sunuyor.

     Başkent Berlin’deki Berlin Humboldt Üniversitesi Hristiyanlık ve Antik Çağ Enstitüsü’nden papirologlar Dr. Lajos Berkes ve Belçika’daki Liège Üniversitesi’nden Prof. Gabriel Nocchi Macedo’ya göre parça, Thomas’ın “Bebeklik İncili”nin bilinen en eski örneğine ait. Şimdiye kadar bu metnin bilinen en eski örneği 11. yy’dan kalma bir kodekse aitti, ancak bu yeni parça muhtemelen 4. – 5. yy’lar arasında yazılmıştı. Yani bu, “Bebeklik İncili”nin ilk yazıldığı muhtemelen 2. yy’a çok daha yakın. Bu nedenle papirüs, İsa’nın erken yaşamını mucizevî bir figür olarak tasvir etmeye çalışan apokrif hikâyelere yeni bakış açıları sağlıyor. Ayrıca bu hikâyelerin yüzyıllar boyunca nasıl aktarıldığını anlamamıza da yardımcı oluyor. Dr. Berkes, “Bu papirüs parçası, araştırma açısından olağanüstü ilgi çekici. Bir yandan, onu 4. ilâ 5. yüzyıla tarihleyebildiğimiz için, bu onu bilinen en eski kopya yapıyor. Öte yandan metnin aktarımına dair yeni anlayışlar elde edebildiğimiz için” diyor. Prof. Nocchi Macedo ise, “Eserin bu Geç Antik Yunanca nüshasındaki bulgularımız, Thomas’a göre ‘Bebeklik İncili’nin orijinalinin Yunanca yazıldığı yönündeki mevcut değerlendirmeyi doğruluyor” açıklamasında bulunuyor

     Parça yaklaşık 11 cm’ye 5 cm boyutlarında ve satır başına yaklaşık 10 harf olmak üzere 13 Yunanca satır içeriyor. Papirüsün bu kadar uzun süre farkedilmemesinin nedeni, bilim insanlarının bunun konuyla alakalı olmadığını düşünmeleriydi. Berkes, “El yazısı çok özensiz göründüğü için bunun özel bir mektup veya alışveriş listesi gibi günlük bir belgenin parçası olduğu düşünülüyordu. İlk olarak metinde İsa kelimesini farkettik. Daha sonra onu diğer birçok dijitalleştirilmiş papirüsle karşılaştırarak, harfi harfine çözdük ve bunun günlük bir belge olamayacağını hemen anladık” diyor.

     Araştırmacılar, metinde geçen bazı kelimelerin kullanımını analiz edip karşılaştırarak, bunu Thomas’ın “Bebeklik İncili” ile eşleştirmeyi başardılar. Araştırmacılar, “Bu İncil’in bilinen elyazmalarıyla yapılan karşılaştırmalardan bizim metnimizin en eski metin olduğunu biliyoruz. Mevcut araştırma durumuna göre, 2. yüzyılda yazılan orijinal metni takip ediyor” diyorlar.

     Araştırmacılar özellikle bunu “Serçelerin Canlanması” olarak bilinen ve muhtemelen bir manastırda yapılan bir yazma alıştırması olarak yaratılmış olan bir hikâyeye bağladılar. Bu da kötü el yazısını açıklıyor. Hikâye, çocuk İsa’nın nehir kalesinde oynadığı ve çamurdan serçeler yaptığı “ikinci mucizesini” açıklıyor.

     ARKEOFİLİ

     13 HAZİRAN 2024

 


Parveke / Paylaş / Share

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir