Amazon’daki 12.500 yıllık kaya sanatı, Güney Kızılderili Kıtası’ndaki ilk insanların Yeni Dünya hayvanlarıyla temasını gösteriyor.
Amazon’daki 12.500 yıllık kaya sanatı, Güney Kızılderili Kıtası’ndaki ilk insanların Yeni Dünya hayvanlarıyla temasını gösteriyor.
İnsanlar binlerce yıl önce ilk kez Amazon Havzası’na ayak bastığında, sayısız yeni hayvan türüyle karşılaştılar. İlginç bir şekilde bu erken insan-hayvan karşılaşmalarının bazıları, Kolombiya’daki antik kaya sanatıyla belgelendi.
Yeni bir çalışmada araştırmacılar, Kolombiya Amazonları’ndaki Serrania de la Lindosa’daki 12.500 yıllık kaya sanatında tasvir edilen zengin hayvan koleksiyonunu rapor ediyorlar. Bu tasvirler arasında çeşitli maymunlar, balıklar, kuşlar ve geyikler bulunuyor. Araştırmacılar, bunun bölgedeki ilk insanların çevrelerindeki yaban hayatını ve karmaşık ekosistemleri derinlemesine tanıdıklarını gösterdiğini belirtiyorlar. Kolombiya Antioquia Üniversitesi’nden Dr. Javier Aceituno, “Cerro Azul ve çevresindeki toprakların yerli halkları, farklı ekolojilerden gelen çeşitli hayvanları avlamış ve tasvir etmişler; sucul balıklardan ağaçta yaşayan maymunlara, karasal geyiklerden gündüz ve gece uçan kuşlara kadar” diyor ve ekliyor: “Bölgedeki çeşitli habitatlar hakkında derin bir bilgiye sahiptiler ve hayvanları izlemek ve avlamak, bitkileri toplamak için gerekli becerilere sahiptiler, bu da geniş bir geçim stratejisinin parçasıydı.”
Bölgedeki kaya sanatı bir süredir biliniyor, fakat arkeologlar tehlikeli arazî ve siyasî huzursuzluk nedeniyle incelemekte zorlanıyordu. Ancak, Kolombiya hükûmeti ile gerilla grubu Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri (FARC) arasındaki 2016 barış anlaşmasının ardından, bölge araştırmacılar için daha erişilebilir hale geldi.
Serrania de la Lindosa’da toplam 3223 resim kataloglandı ve bunların yaklaşık % 58’i geometrik şekiller veya soyut desenler yerine görünür dünyadaki formları tasvir eden figüratif resimlerdi. Figüratif görüntüler arasında insanlar ve bitkiler bulunuyordu, ancak çoğunluk hayvanlardı. Araştırmacılar toplamda en az 22 farklı hayvan türünü tanımladılar, bunlar arasında geyikler, kuşlar, pekariler, kertenkeleler, kaplumbağalar, tapirler, yılanlar ve caimanlar (Güney Kızılderili Kıtası timsahı) bulunuyordu. Ayrıca birkaç balıkçılık sahnesi de mevcuttu, ama açıkça balık tasvir edilmemişti.
Garip bir şekilde, Amazon’un sonraki uygarlıklarında önemli bir rol oynayan ikonik büyük kediler olan jaguarların tasvirleri yoktu. Bu karizmatik yaratığın neden eksik olduğu belirsiz, ancak bu durum jaguarların rûhsal önemine işaret edebilir. İnsan dünyası, hayvan dünyası ve doğaüstü arasında keskin sınırların olmadığı bir çağda, belki de güçlü bir yırtıcıyı tasvir etmek aptalca veya saygısızlık olarak kabul ediliyordu. Exeter Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Mark Robinson, “Bu kaya sanat alanları, Batı Amazon’daki en erken insan kanıtlarını içeriyor ve 12.500 yıl öncesine dayanıyor. Bu nedenle, sanat, bu ilk yerleşimcilerin dünyadaki yerlerini nasıl anladıklarına ve hayvanlarla nasıl ilişkiler kurduklarına dair inanılmaz bir içgörü sunuyor” diyor. Dr. Robinson, “Bağlam, Amazon halklarının hayvanlarla olan ilişkilerinin karmaşıklığını gösteriyor; hem bir besin kaynağı olarak hem de doğaüstü bağlantılara sahip olarak saygı duyulan varlıklar olarak, bu da ritüel uzmanlarından karmaşık görüşmeler gerektiriyordu” diye ekliyor.
IFL SCIENCE
29 TEMMUZ 2024