Güneş’in Batmadığı İmparatorluğa Mezopotamya Güneşi’ni Taşıyorum Viking Bilgelerin Desteğiyle – 23

Parveke / Paylaş / Share

 

The grass is always greener on the other side.

(Çimler her zaman diğer tarafta daha yeşildir.)

İngiliz atasözü

     Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı’na ait İngiltere ülkesinde, Yorkshire ve Humber (İng. Yorkshire and the Humber) bölgesindeki Kuzey Yorkshire (İng. North Yorkshire) ilinin Scarborough ilçesindeki gezimiz oldukça güzel geçti.

     İngiltere’nin doğusunda, Kuzey Denizi (İng. North Sea; İsk. German Ocean; Nrv. Nordsjøen; İsv. Nordsjön; Dan. Nordsøen; Friz. Noardsee; Alm. Nordsee; Flm. Noordzee; Frsz. Mer du Nord) kıyısında, şirin bir turistik ilçe burası.

     “Rotunda Museum” (Rotunda Müzesi) adlı dinozor müzesi, büyüleyiciydi. Kuzey Denizi sahili, muhteşemdi.

     Scarborough’taki gezimiz bittikten sonra, bu şirin ilçeden ayrılıyoruz. Şimdiki hedefimiz, 30 km kuzeyindeki ve yine Kuzey Denizi kıyısında yer alan şirin bir ilçe olan Whitby.

     Sahile paralel yolculuk ederek gideceğiz…

     Scarborough’tan çıktıktan sonra, sahile paralel uzanan A 171 yoluna giriyoruz. Bu yol boyunca, denizi sağımıza alarak, kuzeye doğru seyahat ediyoruz.

     Sırasıyla Burniston, Cloughton, Crowdon, Fylingdales, High Normanby, High Hawsker, Hawsker ve Stainsacre köylerinden geçerek, nihayet şirin mi şirin, daha görür görmez güzelliğiyle gözlerimizi kamaştıran Whitby şehrine varıyoruz.

     – Vaaay, abican ne güzel bir yer burası ya…

     – Çok hoşmuş gerçekten abi…

     O kadar güzel bir ilçe ki, görür görmez âşık oluyoruz…

     Whitby’de ilk olarak, yüksek bir noktada bulunan ve ilçeye en tepeden bakan, ayrıca şehrin sembolü de olan Whitby Manastırı (İng. Whitby Abbey)’nın yanına gideceğiz, Dolayısıyla şehre girer girmez, en yüksek noktasına doğru yukarıya sürmemiz lazım arabayı.

     Önce ilçe merkezine girip, Whitby’nin ortasından akan ve şehri ikiye bölen Esk Nehri’nin üzerinde karşı tarafa geçiyoruz.

     Esk Nehri, benim Britanya topraklarında gördüğüm 12. nehir.

     Yukarıya doğru arabayı süre süre, nihayet manastırın bulunduğu East Cliff (Doğu Kayalığı) mıntıkasına varıyoruz.

     Arabayı tepede ama geniş arazinin bir köşesinde park edip, büyük bir heyecanla dışarı çıkıyoruz. Birkaç dakika yürüdükten sonra, heybetli görüntüsüyle insanı hem büyüleyen hem de korkutan o meşhur manastırın yanındayız.

     Whitby ise ayaklarımızın altında. Şehre tepeden, kuşbakışı bakabiliyoruz. Ayrıca hem şehrin içinden geçen Esk Nehri’ne, hem de kıyısındaki Kuzey Denizi sularına da.

     Yukarıdan bakınca, ne kadar güzel bir şehre geldiğimizi daha iyi anlayabiliyoruz. İnanın kardeşlerim, o kadar güzel bir şehir ki, yukarıdan bakmaya bile doyamazsınız. Bir ressamın tablosuna bakıyorsunuz gibi…

     Whitby Abbey (Whitby Manastırı)’in fotoğraflarını çekiyoruz ve videoya alıyoruz. Ayrıca önünde hatırâ fotoğrafları çektiriyoruz. Hazırladığımız “Britanya Belgeseli” için çekimler yapıyoruz.

     Whitby Abbey (Whitby Manastırı), İngiltere’nin Yorkshire bölgesinin Kuzey Denizi kıyısındaki tarihî liman kenti Whitby’de bulunan eski bir manastır. Daha sonra Benediktin manastırı haline gelen, 7. yy’dan kalma bir Hristiyan manastırıydı. Ortaçağ’daki Kuzey Umbia Krallığı’nın başkenti olan Whitby’nin üzerindeki East Cliff (Doğu Kayalığı)’te, Kuzey Denizi’ne bakan bir konumdadır.

     Whitby Manastırı, 657 yılında Kuzey Umbria Kralı Ōswīg (612 – 70) tarafından erkekler ve kadınlar için çift manastır olarak kurulmuş ve başlangıçta “Streonæshalch” (Whitby’nin eski adı) adını almıştır. “Streoneshalh” isminin, daha önce sitede var olduğu varsayılan bir Roma yerleşimine âtıfta bulunarak “Fort Bay” veya “Tower Bay”ı ifade ettiği düşünülmektedir. Bu iddiâ hiçbir zaman kanıtlanamamıştır ve “Streona’nın yerleşimi” anlamına gelen isim gibi alternatif teoriler önerilmiştir.

     Kuzey Umbia’nın ilk Hristiyan kralı Ēadwine (586 – 633)’nin büyük yeğeni olup, Hartlepool Manastırı’nın baş rahibesi olan Hilda (614 – 80), yeni kurulan Whitby Manastırı’na kurucu baş rahibe olarak atandı.

     Rahipler ve rahibelerin çift manastırı, Kuzey Umbria’nın büyük şairi Cædmon (657 – 80)’un eviydi. Cædmon, Anglo-Sakson dünyasının ilk tarih yazarı olan tarihçi, kronolog ve teolog Muhterem Bede (672 – 735)’ye göre, Azîze Hilda’nın başrahibeliği sırasında Streonæshalch çifte manastırında hayvanlarla ilgilenen Kuzey Umbrialı bir çobandı. Başlangıçta “şarkı sanatı” konusunda bilgisizdi, ancak bir gece rüyâsında beste yapmayı öğrendi. Daha sonra gayretli bir keşiş ve başarılı, ilham verici bir Hristiyan şair oldu.

     Manastırın ilk rahibesi olan ve daha sonra “azîze” ilan edilen Hilda’nın yönetimi altında Whitby Manastırı, eğitim sistemi ve Kuzey Umbria’daki kraliyet ailesiyle yakın ilişkileriyle ünlendi. “Whitby Sinodu”, 664 yılında burada gerçekleşti. Kral Ōswīg’in desteğiyle alınan karar, güneydeki diğer İngiliz krallıklarında kullanılan daha yeni Roma Paskalya hesaplamasının benimsenmesi yönündeydi. Hilda, Kelt geleneklerinin bir takipçisiydi, ancak sinoddan sonra manastırına Roma âyinini ve Paskalya’nın Roma tarihini de getirdi. Ayrıca dîn adamlarının ve rahiplerin ne tür bir saç kesimi kullanmaları gerektiği konusunda da tartışmalar vardı.

     Baş rahibe Hilda’nın 680 yılında ölümünden sonra, Whitby Manastırı’nın tarihi 200 yıl boyunca gizemini korudu. Bu dönemde neler yaşandığı bilinmiyor.

     Dünya tarihinde “Viking Çağı”, günümüz tarihçilerinin genel kabulüne göre, Vikingler’in 8 Haziran 793 tarihinde Büyük Britanya’nın doğusunda, İngiltere’nin kuzeydoğusunda bulunan Lindisfarne (Holy) Adası’na saldırması ve burada bulunan Lindisfarne Manastırı’nı yağmalaması ile başlar.

     867 yılında Danimarkalı Vikingler (Normanlar) bölgeyi istilâ ettiler. Ívarr hinn Beinlausi (Kemiksiz Ívarr) lakaplı Viking lideri Ívarr Ragnarrsson (800 – 73) ve Viking komutanı Ubba (? – 878) önderliğindeki Vikingler, 867 – 70 yılları arasında ardışık baskınlar gerçekleştirerek bölgeyi kontrolleri altına aldılar.

     Vikingler döneminde Streonæshalch adı ortadan kalkmış ve yerine Whitby ismi kullanılmaya başlanmıştır. Vikingler’in buraya verdiği ve halen geçerli olan “Whitby” adı, Danca bir kelime olup “Beyaz Köy” demek. (whit: beyaz; by: köy)

     1086 tarihli “Domesday Book” (Kıyamet Günü Kitabı)’nda “Prestebi” (Prestaby) adlı bir yerleşim yeri kaydediliyor. “Prestebi” (Prestaby), eski Viking dilinde “Rahipler Köyü” anlamına geliyor (presta: rahipler; by: köy) ve 11. yy’a ait bir kelimedir. Bu, Danimarka Viking akınlarından sonra dînî yaşamın bir şekilde yeniden canlandırıldığına işaret olabilir. Ayrıca “Witebi” (Whitby) adı da belirtiliyor. Adı, 12. yy’da eski Viking dilinde “Beyaz Köy” anlamına gelen “Hwitebi” ve “Witebi”, 13. yy’da “Whitebi” ve 14. yy’da “Qwiteby” olarak kaydedilmiştir.

     Norman kökenli olup “İngiltere’nin ilk Norman kökenli kralı” olan ve “Piç William” olarak da anılan I. Fatih William (1028 – 87)’ın bir askeri olan Reinfrid (? – ?), bir keşiş oldu ve o zamanlar Prestebi veya Hwitebi olarak bilinen Streonæshalch’a geldi. Reinfried, 1077 yılına kadar yeni bir Benediktin manastırı kurmamıştı. Yeni bir manastır kurmak için O’na iki karukatlık araziyle birlikte harabe durumdaki St. Peter Manastırı’nı veren Topcliffe 1. Federal Baronu I. William de Percy (? – 1096)’ye bir arazi hibesi için yaklaştı. Kurucunun kardeşi Serlo de Percy (? – ?), Benediktin kuralını izleyen yeni manastırda Reinfrid’e katıldı. De Percy’nin binasının büyük kısmı yıkıldı ve yeni manastır 1220’lerde, öncekinden biraz daha güneyde ve daha büyük ölçekte yeniden inşâ edildi. Eski manastır, çok sayıda şapel ve hücreye sahip İrlanda manastır kalıntılarına benzeyen yaklaşık 40 harap “monasteria vel oratoria”dan oluşuyordu.

     Bugün görülebilen kalıntıların çoğu 13. – 14. yy’lara aittir. erken Gotik İngiliz tarzı hakimdir. Ancak bazı pencereler yüksek Gotik dekorlu stilde (13. – 14. yy’lar), diğerleri ise geç Gotik dik stilde (14. – 16. yy’lar) yeniden işlenmiştir. Binanın toplam uzunluğu 91 m’dir. Ana aksın nef ile koro arasında bir kıvrımı var.

     Whitby, eski önemine ve mimarî ihtişamına rağmen artık özel bir rol oynamıyordu. Benediktin manastırı yüzyıllar boyunca bir öğrenme merkezi olarak gelişti. Bu ikinci manastır, “İngiliz Reformu” ve bunun bir icraatı olan “Manastırların Feshedilmesi” sırasında 1540 yılında İngiltere Kralı VIII. Henry (1491 – 1547) tarafından yıkıldı. Bina çürümeye terkedildi.

     Manastır ve arazisi, daha sonra İngiliz toprak sahibi ve politikacı Richard Cholmley (1579 – 1631) tarafından satın alındı. 1763 yılında manastırın ana nefi çöktü. Sonraki yüzyıllar içinde bu gayr-i menkul, Cholmley ailesi ve onların torunları olan Strickland ailesine ait kaldı. 1830 yılında ise manastırın geçit kulesi çöktü.

     İrlandalı yazar Abraham (Bram) Stoker (1847 – 1912) tarafından kaleme alınan ve sinema filmi de çekilen dünyaca meşhur “Dracula” (Drakula) adlı korku romanının bir bölümü burada, Whitby Manastırı’nda geçmektedir. Romanda (filmde) Kont Drakula, burunda karaya çıkan ve Whitby Manastırı kalıntılarının gölgesinde Azîze Meryem Kilisesi’nin mezarlığına doğru 199 basamağı koşarak çıkan büyük bir köpeğe benzeyen bir yaratık olarak tasvir edilmiştir. Manastır, romandaki (filmdeki) kadın karakter Wilhelmina (Mina) Harker’in günlüğünde de anlatılmaktadır:

     “Right over the town is the ruin of Whitby Abbey, which was sacked by the Danes, and which is the scene of part of Marmion, where the girl was built up in the wall. It is a most noble ruin, of immense size, and full of beautiful and romantic bits; there is a legend that a white lady is seen in one of the windows.”

     (Şehrin hemen üzerinde, Danimarkalılar tarafından yağmalanan ve kızın duvarın içine inşâ edildiği Marmion’un bir kısmının sahnesi olan Whitby Manastırı’nın kalıntıları bulunmaktadır. Çok asil bir kalıntıdır, muazzam büyüklüktedir ve güzel ve romantik parçalarla doludur; pencerelerden birinde beyaz bir kadının görüldüğüne dair bir efsane vardır.)

     Dünyanın o zamana dek gördüğü en büyük savaş olan I. Dünya Savaşı (1914 – 18)’nın başlamasından sonra, Aralık 1914’te Whitby Manastırı, mürettebatı “burunun ucundaki Sahil Güvenlik İstasyonu’nu hedefleyen” Alman savaş kruvazörleri “Von der Tann” ve “Derfflinger” tarafından bombalandı. Scarborough ve Hartlepool da saldırıya uğradı. Manastır binaları on dakikalık saldırı sırasında önemli hasar gördü. Alman savaş kruvazörlerinin attığı top mermilerinin isabet etmesiyle, manastırın batı cephesi tahrip olmuştur.

     O zamandan beri, manastırın kalıntıları denizciler tarafından burunda bir dönüm noktası olarak kullanılmaya devam etti. Savaştan sonra, Strickland ailesi, 1920 yılında manastır ve arazisini İngiltere hükûmetine devretti. Kalıntılar artık “İngiliz Mirası”na ait ve onun tarafından korunuyor. 1921 yılında cephe aslına uygun olarak yeniden inşâ edildi. 1954 yılında da “I. Derece Listelenmiş Yapı” ilan edildi. Kiliseden günümüze yalnızca koro, transeptler, nefin kuzey nefinin bir kısmı ve daha önce bahsedilen batı cephesi kalmıştır.

     Site müzesi, 2002 yılında tasarım stüdyosu “Stanton Williams” tarafından yeniden oluşturulan, 17. yy’dan kalma bir ziyafet salonu olan Cholmley House’da yer almaktadır.

     Whitby Manastırı’nı 2019 yılında yaklaşık 161.000 kişi ziyaret etmişti. 2023 yılında ise ziyaretçi sayısı 172.002 kişi. ( O +2 kişi benle Nevzat’ız)

     Şu anda gerçekten muhteşem bir yerdeyiz. Bir tepedeyiz ve bakması bile insanı güzelliğiyle büyüleyen şirin bir ilçeye yukarıdan bakıyoruz.

     İlçe, Kuzey Denizi kıyısında. Denizi ve şehri aynı anda temaşa ediyoruz. 45 km uzunluğundaki Esk Nehri’nin denize dökülmesini görebiliyoruz. Ve deniz sularının öte kıyısı Norveç, İskandinavya.

     Şehir de zaten Danimarkalı Vikingler tarafından kurulmuş. İsmi de Danca, Viking dilinde. “Whitby”, “Beyaz Köy” demek. Kürtçe’deki “Gûndê Spi” yani.

     Coğrafya, İngiltere’den ziyade, İskoçya coğrafyası. Zaten şu anda İskoçya sınırına sadece 212 km uzaklıktayız.

     Hani kartpostallarda, gezi fotoğraflarında veya videolarında o harikulade İskoçya coğrafyasını görür ve hayran hayran bakarsınız ya, işte tam olarak böyle burası. Muhtemelen gözümüzü kapatıp bizi buraya helikopterle indirseydiler, İskoçya’ya geldiğimizi düşünürdük. Çünkü dediğim gibi, İngiltere’den ziyade İskoçya’ya benziyor coğrafyası.

     İkimiz de büyülenmiş durumdayız. Nevzat Töre kardeşim, daha önce burayı görmüş olduğu halde, yine de sanki yeni görmüş gibi mutlu:

     – İbrahim abi, buralar çok güzel ya…

     – Abican seyretmeye doyamıyorum resmen…

     – Adamlar dünyada cenneti yaşıyor…

     – Yaw bizim ne günâhımız vardı da, anamız bizi gidip Karakoçan’da, Hani’de doğurdu yaa?…

     – 🙂 🙂 🙂

     – 🙂 🙂 🙂

     – Manastır da acayip bişey, değil mi abi?

     – Evet, büyük ve korkunç.

     – Düşünsene, “Drakula” filmi burda çekilmiş…

     – Drakula bu harabe manastırdan uçup Mina’nın yanına gitmiş, kadıncağız “beni öpecek” sanıp mutlu bir şekilde gözünü kapatırken, Drakula dişlerini açıp kadının boynuna vvveeeeeh…

     – Kadını ısırıp kanını emiyor şerefsiz…

     – Çocukken izlediğimizde ne kadar korkmuştuk… 🙂

     – 🙂

     – 🙂

     – Evet. 🙂

     – Dün York’ta “Harry Potter” filminin çekildiği sokağı gördük, bugün de burada Whitby’de “Drakula” filminin çekildiği manastırı ve tepeyi. Lan bütün bu fantastik korku filmleri sizin buralarda mı çekiliyor?…

     – 🙂 🙂

     – 🙂 🙂

     Manastırın bulunduğu tepedeki gözlemlerimizi ve çekimlerimizi bitirmiştik. Şimdi aşağıya, şehre ineceğiz.

     Whitby şehir merkezini gezeceğiz, akşama kadar…

sediyani@gmail.com

     SEDİYANİ SEYAHATNAMESİ

     CİLT 15

FOTOĞRAFLAR:

Whitby’de ilk olarak, yüksek bir noktada bulunan ve ilçeye en tepeden bakan, ayrıca şehrin sembolü de olan Whitby Manastırı (İng. Whitby Abbey)’nın yanına gideceğiz, Dolayısıyla şehre girer girmez, en yüksek noktasına doğru yukarıya sürmemiz lazım arabayı. (İNGİLTERE)

Whitby Abbey (Whitby Manastırı)’in fotoğraflarını çekiyoruz ve videoya alıyoruz. Ayrıca önünde hatırâ fotoğrafları çektiriyoruz. Hazırladığımız “Britanya Belgeseli” için çekimler yapıyoruz. (İNGİLTERE)

Whitby Abbey (Whitby Manastırı), İngiltere’nin Yorkshire bölgesinin Kuzey Denizi kıyısındaki tarihî liman kenti Whitby’de bulunan eski bir manastır. Daha sonra Benediktin manastırı haline gelen, 7. yy’dan kalma bir Hristiyan manastırıydı. Ortaçağ’daki Kuzey Umbia Krallığı’nın başkenti olan Whitby’nin üzerindeki East Cliff (Doğu Kayalığı)’te, Kuzey Denizi’ne bakan bir konumdadır. (İNGİLTERE)

Whitby Manastırı, 657 yılında Kuzey Umbria Kralı Ōswīg (612 – 70) tarafından erkekler ve kadınlar için çift manastır olarak kurulmuş ve başlangıçta “Streonæshalch” (Whitby’nin eski adı) adını almıştır. “Streoneshalh” isminin, daha önce sitede var olduğu varsayılan bir Roma yerleşimine âtıfta bulunarak “Fort Bay” veya “Tower Bay”ı ifade ettiği düşünülmektedir. Bu iddiâ hiçbir zaman kanıtlanamamıştır ve “Streona’nın yerleşimi” anlamına gelen isim gibi alternatif teoriler önerilmiştir. (İNGİLTERE)

Kuzey Umbia’nın ilk Hristiyan kralı Ēadwine (586 – 633)’nin büyük yeğeni olup, Hartlepool Manastırı’nın baş rahibesi olan Hilda (614 – 80), yeni kurulan Whitby Manastırı’na kurucu baş rahibe olarak atandı. (İNGİLTERE)

Rahipler ve rahibelerin çift manastırı, Kuzey Umbria’nın büyük şairi Cædmon (657 – 80)’un eviydi. Cædmon, Anglo-Sakson dünyasının ilk tarih yazarı olan tarihçi, kronolog ve teolog Muhterem Bede (672 – 735)’ye göre, Azîze Hilda’nın başrahibeliği sırasında Streonæshalch çifte manastırında hayvanlarla ilgilenen Kuzey Umbrialı bir çobandı. Başlangıçta “şarkı sanatı” konusunda bilgisizdi, ancak bir gece rüyâsında beste yapmayı öğrendi. Daha sonra gayretli bir keşiş ve başarılı, ilham verici bir Hristiyan şair oldu. (İNGİLTERE)

Manastırın ilk rahibesi olan ve daha sonra “azîze” ilan edilen Hilda’nın yönetimi altında Whitby Manastırı, eğitim sistemi ve Kuzey Umbria’daki kraliyet ailesiyle yakın ilişkileriyle ünlendi. “Whitby Sinodu”, 664 yılında burada gerçekleşti. Kral Ōswīg’in desteğiyle alınan karar, güneydeki diğer İngiliz krallıklarında kullanılan daha yeni Roma Paskalya hesaplamasının benimsenmesi yönündeydi. Hilda, Kelt geleneklerinin bir takipçisiydi, ancak sinoddan sonra manastırına Roma âyinini ve Paskalya’nın Roma tarihini de getirdi. Ayrıca dîn adamlarının ve rahiplerin ne tür bir saç kesimi kullanmaları gerektiği konusunda da tartışmalar vardı. (İNGİLTERE)

Baş rahibe Hilda’nın 680 yılında ölümünden sonra, Whitby Manastırı’nın tarihi 200 yıl boyunca gizemini korudu. Bu dönemde neler yaşandığı bilinmiyor. (İNGİLTERE)

867 yılında Danimarkalı Vikingler (Normanlar) bölgeyi istilâ ettiler. Ívarr hinn Beinlausi (Kemiksiz Ívarr) lakaplı Viking lideri Ívarr Ragnarrsson (800 – 73) ve Viking komutanı Ubba (? – 878) önderliğindeki Vikingler, 867 – 70 yılları arasında ardışık baskınlar gerçekleştirerek bölgeyi kontrolleri altına aldılar.

Vikingler döneminde Streonæshalch adı ortadan kalkmış ve yerine Whitby ismi kullanılmaya başlanmıştır. Vikingler’in buraya verdiği ve halen geçerli olan “Whitby” adı, Danca bir kelime olup “Beyaz Köy” demek. (whit: beyaz; by: köy) (İNGİLTERE)

Norman kökenli olup “İngiltere’nin ilk Norman kökenli kralı” olan ve “Piç William” olarak da anılan I. Fatih William (1028 – 87)’ın bir askeri olan Reinfrid (? – ?), bir keşiş oldu ve o zamanlar Prestebi veya Hwitebi olarak bilinen Streonæshalch’a geldi. Reinfried, 1077 yılına kadar yeni bir Benediktin manastırı kurmamıştı. Yeni bir manastır kurmak için O’na iki karukatlık araziyle birlikte harabe durumdaki St. Peter Manastırı’nı veren Topcliffe 1. Federal Baronu I. William de Percy (? – 1096)’ye bir arazi hibesi için yaklaştı. Kurucunun kardeşi Serlo de Percy (? – ?), Benediktin kuralını izleyen yeni manastırda Reinfrid’e katıldı. De Percy’nin binasının büyük kısmı yıkıldı ve yeni manastır 1220’lerde, öncekinden biraz daha güneyde ve daha büyük ölçekte yeniden inşâ edildi. Eski manastır, çok sayıda şapel ve hücreye sahip İrlanda manastır kalıntılarına benzeyen yaklaşık 40 harap “monasteria vel oratoria”dan oluşuyordu. (İNGİLTERE)

Coğrafya, İngiltere’den ziyade, İskoçya coğrafyası. Zaten şu anda İskoçya sınırına sadece 212 km uzaklıktayız.

Hani kartpostallarda, gezi fotoğraflarında veya videolarında o harikulade İskoçya coğrafyasını görür ve hayran hayran bakarsınız ya, işte tam olarak böyle burası. Muhtemelen gözümüzü kapatıp bizi buraya helikopterle indirseydiler, İskoçya’ya geldiğimizi düşünürdük. Çünkü dediğim gibi, İngiltere’den ziyade İskoçya’ya benziyor coğrafyası. (İNGİLTERE)

Bugün görülebilen kalıntıların çoğu 13. – 14. yy’lara aittir. erken Gotik İngiliz tarzı hakimdir. Ancak bazı pencereler yüksek Gotik dekorlu stilde (13. – 14. yy’lar), diğerleri ise geç Gotik dik stilde (14. – 16. yy’lar) yeniden işlenmiştir. Binanın toplam uzunluğu 91 m’dir. Ana aksın nef ile koro arasında bir kıvrımı var. (İNGİLTERE)

İrlandalı yazar Abraham (Bram) Stoker (1847 – 1912) tarafından kaleme alınan ve sinema filmi de çekilen dünyaca meşhur “Dracula” (Drakula) adlı korku romanının bir bölümü burada, Whitby Manastırı’nda geçmektedir. (İNGİLTERE)

Romanda (filmde) Kont Drakula, burunda karaya çıkan ve Whitby Manastırı kalıntılarının gölgesinde Azîze Meryem Kilisesi’nin mezarlığına doğru 199 basamağı koşarak çıkan büyük bir köpeğe benzeyen bir yaratık olarak tasvir edilmiştir. Manastır, romandaki (filmdeki) kadın karakter Wilhelmina (Mina) Harker’in günlüğünde de anlatılmaktadır. (İNGİLTERE)

Şu anda gerçekten muhteşem bir yerdeyiz. Bir tepedeyiz ve bakması bile insanı güzelliğiyle büyüleyen şirin bir ilçeye yukarıdan bakıyoruz.

İlçe, Kuzey Denizi kıyısında. Denizi ve şehri aynı anda temaşa ediyoruz. 45 km uzunluğundaki Esk Nehri’nin denize dökülmesini görebiliyoruz. Ve deniz sularının öte kıyısı Norveç, İskandinavya.

Şehir de zaten Danimarkalı Vikingler tarafından kurulmuş. İsmi de Danca, Viking dilinde. “Whitby”, “Beyaz Köy” demek. Kürtçe’deki “Gûndê Spi” yani. (İNGİLTERE)

Whitby, 6 Ağustos 2023


Parveke / Paylaş / Share

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir