“Başkasının üstündeki çamurla, kendi elbiseni temizleyemezsin” diye defalarca nasihat ettik ancak Müslümanlar hâlâ aynı yöntemle elbiselerini temizlemeye çalışıyorlar.
Bir söz var ağzınızda, sakız gibi çiğniyorsunuz: “Batı niye Ortadoğu’daki katliâmlara sessiz, niçin aynı tepkiyi göstermiyor, niye ayağa kalkmıyor? İşte Batı’nın ikiyüzlülüğü!
Söylediklerinize itirazım yok. Batı’nın, Batılı devletlerin ikiyüzlü ve çifte standartlı olduğunu zaten Batılı yazarlar ve aktivistler de kabul ediyor, söylüyorlar. Kızılderililer boşuna Beyaz Adam’a “solukyüzlü” ve “çatal dilli” demediler ya!
Ancak şunu sormak istiyorum size, ey canımın içi Müslüman dîn kardeşlerim, sevgili ama çok nefretli İslam dünyası:
Batı ikiyüzlü de, siz çok mu dürüstsünüz?
Batı’yı, Ortadoğu’daki katliâmlara karşı tepkisiz kalmakla suçluyorsunuz. Sizi duyan da, bu katliâmlar karşısında infiale kapılıp dünyayı ayağa kaldırdığınızı sanır. Örneğin daha geçen yıl, Ortadoğu’nun orta yerinde ve sizin gözlerinizin önünde yaşanan Êzidî Soykırımı karşısında nasıl bir tepki gösterdiniz? IŞİD barbarları Êzidî çocukları dağ başında açlıktan öldürüp Êzidî kadınları köle yaparak onları köle pazarlarında satarken, bu insanlık utancına karşı sizin, İslam dünyasının nasıl bir tepkisi olmuştu?
İsviçre’deki alt tarafı bir cami minaresi için dünyayı ayağa kaldıran, Fas’tan Endonezya’ya meydanlara inip kitlesel protesto gösterileri düzenleyen İslam dünyası, gözünün önünde Êzidî çocukların dağ başında açlıktan öldürülmesi, Êzidî erkeklerin tavuk keser gibi boğazlanıp toplu mezarlara atılması, Êzidî kadınların köle pazarlarında satılması, onlarca yüzlerce değil binlerce Êzidî kızının tecavüze uğraması karşısında kılını kıpırdatmış mıdır? Êzidî soykırımını telin için bir tane bile gösteri oldu mu İslam dünyasında?
Batı ikiyüzlü, çifte standartlı. Elhak, doğrudur. Peki ama, siz çok mu dürüstsünüz?
Tarihin kaydedeceği en korkunç ve en barbar soykırımlardan biri olan ve 200 bin Kürd’ün gözlerinizin önünde katledildiği Enfal Soykırımı karşısında nasıl bir tepki göstermiştiniz meselâ? Batı gibi “ikiyüzlü” olmayan çok dürüst ve pek bir namuslu İslam dünyası, Halepçe Katliâmı karşısında ne yapmıştı?
Bilmiyorsan, ben söyleyeyim: Halepçe Katliâmı’ndan sadece 3 gün sonra Kuveyt’te İslam Konferansı Teşkilâtı toplantısı yapıldı ve orada, Halepçe Katliâmı’nın bahsi bile edilmedi! Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 50 küsûr Müslüman devlet toplantı halindeydi ve Halepçe’den tek kelime dahi bahsetmediler!
Batı ikiyüzlü ise de bunu en son dile getirecek olan sizlersiniz! Sizden âla ikiyüzlü mü var be?..
İslam Peygamberi Hz. Muhammed (saw) şöyle buyuruyor: “Kim ki kendisi için istediği bir şeyi, diğer kardeşi için de istemedikçe, gerçek anlamda imân etmiş sayılmaz.”
Sizin peygamberiniz bile kabul etmiyor sizin imânınızı, Merkez Camiî imamı kabul etse neye yarar? Allah Resulü (saw) sizi Müslüman kabul etmedikten sonra, TC’nin nüfûs cüzdanınıza “Müslüman” yazması sizi kurtarır mı?
Meselâ siz, kendiniz için istediğiniz hakları (devlet, bayrak, bağımsızlık, resmî dil, anadilde eğitim), Kürt kardeşleriniz için de istiyor musunuz?
Filistin, Çeçenistan, Keşmir ve Doğu Türkistan için istediklerinizi Kürdistan için de istiyor musunuz?
Araplar’ın 22 devleti var, yetmiyor 23.’sünü istiyorsunuz. Türkler’in 7 devleti var, Arnavutlar’ın 2 devleti var. Hepsinin bağımsızlığını desteklediniz ve hiçbirine “Ümmet’i bölecek” demediniz. Ama Kürtler’e bir tane devleti, hatta bırakın devleti, federasyon veya özerkliği bile çok görüyor ve “Ümmet’i bölecek” diyorsunuz. Siz misiniz Batı’yı “ikiyüzlü” olmakla itham eden?
Peygamber bile böyle bir “Ümmetçilik”i kabul etmezken ve “imân etmiş sayılmaz” diye buyururken, biz Müslüman Kürtler niye kabul edelim?
Filistin’de İsrail askerleri 2 Arap’ı öldürse meydanlara inip sloganlar atan ve fakat Kürdistan’da TC askerleri şehirleri harabeye çevirip onlarca Kürd’ü katletse gıkını bile çıkarmayan sizler mi Batı’yı ikiyüzlü olmakla suçluyorsunuz?
Uygur topraklarından bahsederken “Sincan” yerine özellikle “Doğu Türkistan” ifadesini kullanan, ama Kürt topraklarından bahsederken “Kuzey Kürdistan” yerine özellikle “Doğu Anadolu”, “Güneydoğu” diyen sizler mi?
Çok dürüstsünüz maşallah, nazar değmesin! Yahu sizin imânınızı Hinduizm bile kabul etmez. İki dîne birden imân etmeyi serbest bırakan bir dîn olan Şintoizm bile kabul etmez sizin imânınızı. İslam nasıl kabul etsin?
Madem ki sizler Batı gibi ikiyüzlü değilsiniz, sizler dürüstsünüz, o halde Türkler, Araplar ve Farslar için hak gördüğünüzü neden Kürtler için de hak görmüyorsunuz?
Yahudî bir kadın gelip Filistin halkı için kendini İsrail tanklarının önüne atsa, onu kahramanlaştırırsınız, destanlar yazarsınız, hakkında şiirler kaleme alırsınız. Ama aynı şeyi Türk bir kadın Kürdistan halkı için yapsa, onu sahiplenmek bir yana, bir de o kadına o iğrenç ağzınızla küfürler, hakaretler savurursunuz.
Yıllardır Rachel Corrie ismini dilinizden düşürmüyorsunuz. Rachel Corrie’yi bu kadar çok seviyorsanız, neden onun yaptığını yapmıyorsunuz? İşte Silvan, Cizre, Lice; gidin siz de Rachel Corrie’nin yaptığını yapın. Rachel Corrie fotoğraflarının altına “Yolunu Sürdüreceğiz” diye yazıyorsunuz. Sürdürün o zaman! Size engel olan mı var? Gidin Yüksekova’ya, Şemdinli’ye, kendinizi TC panzerlerinin önüne atın ve “Durun!!! Benim bedenimi çiğnemeden Kürt halkının kılına dokunamazsınız!” diye haykırın, sevgili İslamcılar! Niye yapmıyorsunuz o zaman, bu kadar seviyorsanız Rachel’i?
Siz aslında Rachel Corrie’nin erdemli duruşunu ve ortaya koyduğu onurlu eylemi değil, siz sadece Rachel’in güzelliğini sevdiniz, sarı saçlarına ve mavi gözlerine âşık oldunuz. Çünkü Rachel’in güzelliğini değil de gerçekten eylemini sevmiş olsaydınız, Kürdistan’a gidip aynısını siz de yapardınız.
Batı ikiyüzlüymüş!.. Siz çok mu dürüstsünüz be, çok mu dürüstsünüz?
Rachel Corrie’yi bu kadar çok seviyorsanız, Hüda Kaya’dan niçin bu kadar nefret ediyorsunuz?
Frantz Fanon’un ismini dilinizden düşürmüyorsunuz da, İsmail Beşikçi’nin ismi niye hiç çıkmıyor ağzınızdan?
Malcolm X’i bayraklaştırıp kendinize öncü yaptığınızı iddiâ ediyorsunuz da, o öncünün öğretilerini Kürt halkına uyarlayıp ışığını kendi halkına tutmaya çalışan İbrahim Sediyani’den niçin rahatsız oluyorsunuz?
Ali Şeriatî’nin kitaplarını bu kadar çok okuduktan sonra, nasıl oldu da devletçi oldunuz?
Bütün bir gençlik ve orta yaş dönemleriniz, hayatınızın en dinç kısmı Seyyîd Qutb, Mewdudî, Beheştî, Mutahharî okuyarak geçtiği halde, nasıl oldu da muhafazakâr oldunuz?
Filistin halkına destek veren Venezuela lideri Hugo Chávez’i 20 sene boyunca alkışladınız da, aynı desteği Kürt halkına veren Güney Afrika lideri Nelson Mandela’dan niye bir alkışı esirgediniz?
Bulgaristan’da Türkçe isimlere yönelik asimilasyon gözünüze bu kadar çirkin göründü de, Türk devletinin Kürtçe isimlere yönelik asimilasyon politikasına, 12 bin 211’i köy ismi olmak üzere 28 bin coğrafî ismin masa başında değiştirilmesine niçin melül melül baktınız?
Neymiş? Müslümanlar öldürülünce Batı tepki göstermiyormuş!..
Bu “Müslümanlar” dedikleriniz, kimleri kapsıyor?
Kürtler öldürülünce siz de tepki göstermiyorsunuz ve Kürtler Müslüman.
sediyani@gmail.com
TARAF GAZETESİ
18 KASIM 2015
Merhaba İbrahim,
Selamlar, sevgiler…
Yazıyı büyük bir dikkat ve heyecanla okudum.
Çok yerinde, ufuk açıcı bir eleştiri
Şöyle söylemek mümkün.
Bugün Suriye’den kaçmaya çalışan yüzbinlerce Arap,, neden, Suudi Arabistan,,Katar, Kuveyt: gibi zengin Arap ülkelerine değil de Batıya doğru gitmeye çalışıyor.
1970’lede, 80’lerde de durum böyleydi
Batı emperyalizminden söz edenler, Sovyetler Birliği’ne, Doğu Almanya’ya, Romanya’ya vs. değil. Batı ülkelerine sığınırlardı.
Türkiye’de başürtüsü sorunlarının yiüseldiği , başörtülü kızların, üniversitelere alınmadığı1990’ları düşünelim.
Zengin Müslümanlar çocuklarını eğitim için neden Suudi Arabistan’a İran’a vs göndermiyorlardı,ille de ABD’ye gönderiyorlardı?.
Sağlık diliyorum, başarılar diliyorum, İbrahim…
İsmail Beşikci
destê we saxbê
İbrahim Sediyani hoca, hepinize sesleniyor. Bu güzel insana kulak verin, dinleyin silkelenin kendinize gelin lütfen.
yazınızı okudum ağzınıza sağlık gerçekleri açık yüreklilikle dile getirmişsiniz
kalemin her daim keskin,yüreğin kin ve nefretten arınmış olsun.Güzel yazı,tebrikler İBRAHİM X.
Kalemine kuvvet.
Mamoste dest xweş.
“Sizin peygamberiniz bile kabul etmiyor imanınızı, merkez camii imamı kabul etse neye yarar?”
İbrahim hocam, çok güzel tespitlerin var, tebrik ederim. İzninle paylaşıyorum.)
destê te sağ bê mamoste.
Malatê ava mamostê.
Evet ikiyüzlülüğün daniskası.
Okudum, acı ama gerçek böyle bi şey galiba.
Diline sağlık.
Kürdlerin müslüman olmadığını sen de biliyorsun, başımızdaki belanın kökü de budur, günü geldiğinde anlayacaksın. (İnanmıyorsan hejare şamil’e sor) Kürtler eğer müslüman olsaydı, (hakikatte) bugün yaptıklarının hiçbirisini yapamazdı. Kürdler yüzyılın ışığıdır.
hocam drahşan bi konunun önemine değinerek insanligi bir kez daha vicdanını sorgulaması yönünde insanlığa bir haykırış olş
kendinizi burada hangi kategoriye koyuyorsunuz yazar bey ?
İbrahim cuma muhteşem bir yazı yazmışsın, seni canı gönülden tebrik ediyorum.
Siten hayırlı olsun.
Selamlar.
Zafer Abdumanişi
Bravo kardeşim, seni kutlarım. ALLAH c. c. senden razı olsun.
Ben Müslüman bir Kürd’üm, bu söylediklerini yıllardır Kürtler’e anlatamadım, Müslüman Türk nasıl anlayacak?
Slav û rêz.
İbrahim bey, sizi Twitter’den de takip ediyorum.. Güzel mesajlar veriyorsunuz.. Takdir ve tebrik ediyorum.. Kaleminize sağlık..
Yalnız bir saptamada bulunmak gerekirse; Müslümanlar kardeştir düsturunca, her Müslüman (Türk, Kürt, vs..) bir başka Müslümanın dertlerini, dert edinmedikçe tam iman etmiş sayılmaz.. Buraya kadar herşey normal..
Kürtler, Kürt meselesinde normal olmayan; Kürtler adına hareket eden, öne çıkan örgüt, maalesef düsturu; İslam değildir.. Gayri İslami anlayışa sahip.. Hatta Ateist bir yapılanmaya sahiptir.. Bundan dolayı; Hem Müslüman kürt, hemde Türk, vs. diğer müslüman milletler tarafından destek görmemesi bundandır.. İnsanoğlu, yaşam hakkını; Allah cc. tarafından almıştır.. Diğer milletlere ne oluyor ki, kendine köle yapacak, yada varlığını yok sayacak.. Müslüman olan yok sayamaz..
Sorun; Kürtlerin geçmişte mevcut bir devleti yoktu.. Var olmayan bir devlete durduk yere destek, hak verilmesi anlamsız. İlla bir devlet sahibi olsunlar diye; diğer milletlerden destek istemek manasız..
Ama, kardeşlik gereği aynı kaderi paylaşmalarından dolayı; Mevcut otoritede herkesle aynı haklara sahip olmayı istemek, en doğal hakkıdır.. Ümmet birliği de, bunu gerektirir.. Hak gasbı varsa diyeceksiniz.. işte o zaman “isyan” kaçınılmaz… Mevcut yapı içinde, Allah’ın müsaade ettiği yoldan hak arayışına girilir.. Buradan sonrası uzun konu.. Onun için; Bitmez… Diyelim..
Allah yardımcınız olsun.. Saygılarımla..
Kürt’lere tercüman olacak niteliğe sahip çok iyi bir yazı.
Sevgili hevaller Taraf’ta yazılan bu yazıyı okumanızda yarar var. Geçekçi bir dille yazılmış. Rojbaş.
mamoste deste sax bi..
“Filistin, Çeçenistan, Keşmir ve Doğu Türkistan için istediklerinizi Kürdistan için de istiyor musunuz?”
İbrahim SEDİYANİ
“Kendiniz için istediğiniz hakları (devlet, bayrak, bağımsızlık, resmî dil, anadilde eğitim), Kürt kardeşleriniz için de istiyor musunuz?”
İbrahim SEDİYANİ
Bu yazıyı okuyunca biraz içim rahatladı.Çünkü müslümanlardan neredeyse umudu kesmek üzereyim…
İbrahim SEDİYANİ DÖKMÜŞ HAKİKATI KALEMİNİN UCUNDAN
Çok güzel bir yazı,kalemine sağlık..takip edeceğim..
Soylediklerinize katılmakla birlikte siz HDP nin LGBT içine aldığında bi yazı yazdinizmi veya lanetledinizmi huda kaya bi musluman şahsiyetiyle orda ayrılma gibi bi düşüncesi oldumu birilerinin yanlışı üzerine yazı yazmaktansa kendinizi ne kadar eleştiriyorsunuz?
Suriyede savaş başladığında siz sadece çiçek böcekten başka bir şey yazmadiniz facede.
CAHİT ÇİLTAŞ’A
Eskiden İslamcılar, “Müslümanlar” derken sadece kendi etraflarındaki birkaç kişiyi kastederlerdi. Türkiye sanki Hristiyan bir ülkeymiş gibi, kendilerini “Türkiyeli Müslümanlar” olarak adlandırırlardı (Türkiye’nin nüfûsu 76 milyon, Türkiyeli Müslümanlar’ın nüfûsu sadece 76). Gerçi hâlâ öyle davrananlar var.
Cahit Bey; sanırım siz de “Kürtler” derken, sadece kendi etrafınızdaki kankalarınızı kastediyorsunuz.
Bahsettiğiniz “Kürtler” kimlerdir bilmiyorum ama nüfûsunun 50 milyon olmadığı kesin. Memlekette iseniz, nüfûsunun 50 olduğunu tahmin ediyorum. Diasporadaysanız (ki orası gurbet olduğu için yalnızlık çekiyorsunuzdur) , 15 – 20 kişilik bir nüfûs olduğunu tahmin ediyorum.
Meselâ ben Kürd’üm ve Müslüman’ın. Ve benim gibi Bakur’da 30 milyon, Azad Kürdistan’da 5 milyon Kürt var. Sizin bahsettiğiniz “Kürtler” kimdir?
* * *
VAHAP YILDIRIM’A
Bahsettiğiniz konuların, bu yazının konusuyla hiçbir ilgisi yok ama, madem içinize dert olmuş, sitede, şu anda girdiğiniz yazıdan hemen bir önceki haber olan röportaja bakarsanız, en sert biçimde eleştirdiğimi göreceksiniz.
Çiçek böcek meselesine gelince… Suriye iç savaşı başladığında benim ne Facebook adresim vardı ne de Twitter.
Çiçek ve böcekten Allah-û Teâlâ kutsal kitaplarda (Tevrat, İncil, Qur’ân) defaatle bahsediyor. Her bahsedişinde de uzun uzun bahsediyor. Anlaşılan İslam’ı Qur’ân’dan değil, ideolojik kitaplardan, siyasal İslamcı örgütlerden öğreniyorsunuz.
Çiçek ve böcek sevmek, kafa kesmekten daha iyidir kardeşim. Selametle.
— İBRAHİM SEDİYANİ —
Gerçekten yürek soğutan bir yazı. “ancak bu kadar yazılır” dedirten bir yazı. sizi tebrik ederim SEDİYANİ.
sehet xweş mamoste destete saxve
Senin gibi aydın kardeşlerimiz oldukça alnımız hep dik olacaktır, iyiki varsın sevgili kardeşim..
Tu her hebi mamoste ye heja
(…)
EDİTÖRÜN NOTU: İrfan bey; yazara yönelik haksız ve ağır eleştiriler içermesine rağmen ilk 2 yorumunuz tarafımızdan onaylandı. Ancak peşpeşe iki sert eleştiri yapmanıza ve bunlar da yayınlanmasına rağmen, yine de hıncınızı alamamış olacaksınız ki bu sefer de hakaret, itham ve iftira içeren peşpeşe 4 yorum daha yazdınız. Bu hakaret ve iftiralarınızı yayınlamayacağımız gibi, sert eleştiriler içeren ve fakat yine de yayınladığımız ilk iki yorumunuzu da – yaptığınız saygısızlıktan ötürü – silmiş bulunuyoruz. Size tavsiyemiz, bir insana buğzetmeden önce kendisini biraz araştırıp tanıyınız. Kendisini tanımak için fazla zahmete de girmenize gerek yok, zaten O’nun sayfasındasınız ve biyografisi, bütün makaleleri, konferansları ve röportajları bu sitede duruyorlar. (Sediyani Haber)