Resmî İdeoloji Sorunu ve Kürtler

Parveke / Paylaş / Share

 

 

 

 

 

     Başlığı “Kürt Sorunu ve Resmî İdeoloji” olarak koyacaktım ama Türkiye’de sorun yaratan resmî ideoloji olduğu için, Kürtler’i sorun olarak görmek vicdansızlık olur diye değiştirdim.

     Hakikat nazarıyla bakılırsa, egemen resmî ideolojinin sadece Kürtler’e (Kurmanc ve Zaza) değil, Araplar’a, Lazlar’a, aynı şekilde Şafiîler’e, Alevîler’e ve toplumun birçok farklı etnik unsuruna ve farklı dînî unsuruna sorun yarattığı, onları asimile etmek için kurnaz ve vahşice davrandığı görülecektir.

     Yani sorun olan farklılık değil, asıl sorun “tek”leştirici olan, “tek” tipçi olandır.

     Sorun “tek dil”, “tek kavim”, “tek mezhep”, “tek adam”, “tek lider”, “tek ırk” ve sonuna kadar “tek” diye tutturan “tek”çi zihniyette.

     İbrahim Sediyani’nin ifadeleriyle; “Kültür, folklor ve medeniyetten, kardeşlik ve birarada yaşama kültüründen, çoğulculuktan, çok kültürlülükten, farklılıktan, çok renklilikten zerre kadar nasibini almamış olan resmî ideoloji tarafından Anadolu topraklarındaki etnik farklılık, mezhebî farklılık ve düşünsel farklılık adına ne varsa, herşey zor ve zorbalık ile ortadan kaldırılmaya ve yok edilmeye çalışılmış. Bütün bu aslî unsurlar ‘Türklük’ potası altında, ‘Türk Milleti’ diye asimile edilmeye çalışılmış, binlerce yıllık köklü bir tarihe sahip olan Mezopotamya ve Anadolu topraklarının kadim insanlarına vicdansızca davranılmıştır, dillerinden tutun da kültürlerine kadar yok sayılmaya çalışılmıştır.”

     Kürt sorununun siyasî veya ideolojik bir tartışma bağlamında harcanmaması için, sadece hak ve özgürlükler kaygısıyla, yalnızca adalet ve eşitlik ekseninde yorumlamak, sorunun çözümü için atılması gereken en büyük adımdır.

     Evet, sorunların çözümünün hak ve özgürlükler dâhilinde yapılması gerektiğini söylesek de Türkiye şartlarında bu biraz zor gözüküyor. Çünkü Türkiye’de sorunların çözümü esnasında taraftar psikolojisi hortluyor. Evet evet, şaşırmayın, tam da böyle. Sorunlar parti tutulur edasıyla ve mantığıyla çözülmeye çalışılınca, uzlaşmacı, çözümcü zihniyetle değil de holiganca davranılıyor.

     İbrahim Sediyani’nin dediği gibi; “Bir tarafa devletin kapris ve dayatmalarını koyun, bir tarafa da Kürt halkının talep ve isteklerini koyun ve bu ikisini alıp İslam Şeriâtı’na götürün, Hristiyan Şeriâtı’na götürün, Yahudî Şeriâtı’na götürün, Budist Şeriâtı’na götürün, Sosyalizm’e götürün, Komünizm’e götürün, Liberalizm’e götürün, Çağdaş Demokrasi’ye götürün, Avrupa Birliği Kriterleri’ne götürün, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ne götürün, Evrensel Hukuk’a götürün, nereye götürürseniz götürün, dünya üzerinde ne kadar dîn, mezhep, tarikat, mefkure, düşünyapı, ideoloji, dünya görüşü, siyaset, felsefe, mantık, hukuk, beyanname, sözleşme varsa, hepsine götürün; Kürtler haklıdırlar.”

     Ama bunun yanında Kürtler’in insanî taleplerinin makul sayılmayacağı ve hak nazarının uzağında değerlendirileceği tek ideoloji, şovenist – Türk ırkçılığı postuna bürünmüş devletin resmî ideolojisidir. İşte bu ideoloji sorun(ları)u çözüm yerine yokuşa sürüyor.

     İbrahim Sediyani diyor ki: “Bu ülkede Kürtler’e ve Lazlar’a yaşatılan utanç, daha önce tarihte, insanlık tarihi boyunca hiçbir millete, hiçbir topluluğa yaşatılmamıştır.”

     Bunun çözüme dair öncelikli adımı; devletin kendi vatandaşlarıyla barışması ve zorla aldığı hakları tekrar iade etmesidir. Özlük haklarına riayet etmeli ve ideolojisini dikte etmekten vazgeçmelidir.

     Resmî ideoloji / rejim, Anadolu coğrafyasında tutunamadığını bilmeli.

     Resmî ideolojinin Kürdistan’a biçtiği kıyafetin olmadığını / olmayacağını da büyük bir mutlulukla belirtmek isterim. 

     Ves- Selam…

     KAHTA BASIN

     26 AĞUSTOS 2015

newruz 2


Parveke / Paylaş / Share

One Reply to “Resmî İdeoloji Sorunu ve Kürtler”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir