(Azad Kürdistan’ın başkenti Hewlêr (Erbil)’den yayın yapan Rûdaw Gazetesi’nin son günlerde KDP – İ ve PKK arasında yaşanan çatışmalar ile ilgili görüşlerini almak için kendisine yönelttikleri sorulara İbrahim Sediyani‘nin verdiği cevaplar…)
* * *
RÛDAW – Son günlerde PDK ve PKK arasında İran’da yaşanan vahim durum sonucunda maalesef 2 peşmerge hayatını kaybetmiştir. Bu bir “brakujî” midir? Neden bu kavga, çatışma ve öldürmeler? Kürt hareketlerinin bölge devletleriyle olan tarihsel ve günümüz ilişkileri, başkaları adına mı savaştırıyor Kürtler’i? Neden kollektif bilinçten yoksunuz? Sonuçları ne olur bu yaşananların?
İBRAHİM SEDİYANİ – Öncelikle sorduğunuz sorudaki bir yanlışı düzelteyim: Bahsettiğiniz hadise İran’da yaşanmamıştır, Kürdistan’da yaşanmıştır. Doğu Kürdistan’da. Kürdistan bizim vatanımızdır ve orası da vatanımızın doğu topraklarıdır.
Malcolm X derdi ki: “Sorunlarınızı konuşurken yanlış kavramlarla konuşursanız, bulacağınız çözüm de yanlış olacaktır. Doğru çözüm bulmak istiyorsanız, doğru kavramlarla sorunlarınızı tartışmalısınız.”
Hususen Kürdistan millî meseleleriyle ilgili onyıllardır yapılan yüzlerce tartışmaya ve konuşmaya rağmen doğru çözüm bulunamayışın sebebi de burda saklı. Millî sorunlarımızı ya egemenlerin diliyle veyahut da ideolojik bir dille konuştuğumuz için, doğru çözümler üretemiyoruz. Oysa millî meseleler millî kavramlarla ve millî bir şuur ile konuşulmalıdır.
Son yaşanan tatsız hadiseyle ilgili olarak Azad Kürdistan’ın başkenti Hewlêr’de bulunan Kürdistan Parlamentosu tarafından yapılan açıklamadaki her bir cümlenin altını çizmek gerekiyor. Ancak o açıklamada özellikle bir cümle var ki, onun altını iki defa çizmek gerekiyor: “Aynı milletin evlatlarının biribirine silâh doğrultması, millî suç sayılmaktadır.”
Bu tam da Malcolm X’in işaret ettiği “zinde ve uyanık bir millî bilinç” ürünü olan açıklama. Sorunu doğru kavramlarla konuşmak.
Kürt tarihinin karanlık sayfalarında kalması gereken “brakujî” denemelerini Türk devleti son 30 yıl boyunca pekçok kereler sahneye koydu. Aziz Kürt milleti ve Kürdistan vatanı büyük acılar yaşadı. Son bir yıl içinde bile birkaç defa sahneye konulmaya çalışıldı. Şimdi aynı şeyi İran devletinin de sahneye koymasına fırsat verilmemeli.
Kürtler’in bir kısmının muhafazakâr, bir kısmının sosyalist, bir kısmının liberal, bir kısmının İslamcı olduğunu elbette ben de biliyorum. Ancak millî meselelerde tüm bu ihtilaflar bir tarafa bırakılmalı, Allâh ve Resûlü’nün rızasına uygun bir biçimde vatanın ve milletin faydasına olacak şekilde Kürt ve Kürdistan’a hizmette ittifak edilmelidir. İster sosyalist – liberal – İslamcı olsun ister sağcı – solcu – dinci, ister Sünnî – Alevî – Şiî olsun ister Kurmanc – Soran – Zaza, tüm Kürtler şunu çok iyi idrak etmelidir ki, konu Kürtler ve Kürdistan olduğunda İran, Türkiye, Suriye, Irak, hepsi birdir ve kardeştir! Yani Suriye devleti Arap ulusalcısıymış, Türk devleti Kemalist’miş, İran devleti Şeriat’mış, bu onların kendi aralarındaki ihtilaflarıdır ve fakat konu Kürtler ve Kürdistan oldu mu bir bakarsınız ki hepsi bize karşı birleşmiştir! Bunu artık görmemek için kör olmak lazım. Sözkonusu olan Kürtler ve Kürdistan oldu mu Kemalist Türkiye, İslam Cumhuriyeti İran, Baas Cumhuriyeti Suriye, bunların hepsi birdir ve kardeştir!
Peki buna karşı biz ne yapmalıyız? Madem ki onlar aralarındaki bunca fikrî, mezhebî ve ideolojik farklılıklara rağmen konu Kürtler oldu mu hemen tüm ihtilaflarını bir kenara bırakıp bize karşı birleşiyorlar, bu durumda biz Kürtler nasıl davranmalıyız?
Bunun cevabını Malcolm X vermiştir: “Öyleyse biz de aynı şeyi yapmalıyız.”
RUDAW
25 MAYIS 2015